Eski bir kitap kurdu olarak bilimde veya edebiyatta göz kamaştırıcı
ödüller kazanmış, çekirdekten yetişme yazarlarca yazılmış çok sayıda
yazı türünü keşfetmeyi severim. Bu kitapların hepsi çok enteresandır ve
benim için çok değerlidir. Bazıları edebiyat şaheserleridir, bazıları
eğlenceli bilim kurgulardır, bazıları da öğrenilmiş antlaşmalar
üzerinedir.
Geçenlerde bir arkadaşım bana, William J. Bernstein’ın “Bereketin
Doğuşu: Modern Dünyadaki Refah Nasıl Yaratıldı” (*) adlı kitabını
okumamı tavsiye etti. Bana bu kitabın başlangıçta sanki bir ders kitabı
gibi olduğunu, ancak yazar asıl derdini anlattıkça giderek
enteresanlaştığını söyledi.
Bu kitabın ana teması, bir toplumun aşağıdaki dört can alıcı faktöre sahip olduğu takdirde refahının artacağı üzerine kuruluydu:
1. Mülkiyet hakları,
2. Bilimsel akılcılık.
3. Sermaye piyasaları,
4. Modern ulaşım ve iletişim altyapıları.
Yazar eserine tarih öncesi çağlardan başlıyor ve ardından en eski ve en
ilkel aile birimlerinden, kabilelere ve nihayet uluslara doğru giderek
kurgusunu zenginleştiriyor. Avcı-toplayıcı topluluklardan giriş yapıyor,
tarım toplumlarına geçiyor, ardından feodalizmi inceliyor ve
reformasyon ile endüstrileşmenin diğer aşamalarıyla sona erdiriyor. Her
bir aşamada aile biriminin oynadığı rolün izini sürüyor.
Bernstein, Amerikalı bir finansal teorisyendir. Bu kitap aslında
dünyadaki yaşam standardının evriminin bir tarihidir ve yaşam
standardının yükselmesi için tarihsel olarak gerekli olan yukarıda
sıralanmış dört koşulu öngörmektedir. Hikaye üstüne hikaye anlatarak
kendi tezini güçlendirdiği kitabın yaklaşık üçte ikisinden sonra, yazar
aşağıdaki genellemeyi yapıyor:
“Aile birimi, büyük şirketlerin uzun vadeli gelişimine uygun değildir.
Ticarette başarılı olmak için zeka, liderlik ve vizyon gerekir. Genel
nüfus içinde bu üç özelliğe de birden sahip üst düzey yöneticiler bulmak
yeterince zordur.
Bir aile içinde nesiller boyunca bu gibi yetenekli
insanların sürekli var olmasını sağlamak ise neredeyse imkansızdır.”Bu mesaj sanki kitaptan çıkıp yüzüme tokat gibi çarptı! Onu okuduğumda
resmen şok geçirdim, çünkü hiç de beklediğim türden bir öngörü değildi.
Gerçi bu eser, benim son 45 yıl boyunca aile kurumlarıyla yaptığım
çalışmaların büyük bir kısmını teyit ediyordu. Şirket kurucuları daima
yetenekli olanların arasından çıkar. Çünkü girişimciler, kendi fikirlerine büyük bir tutkuyla bağlıdır
ve kendilerini girişimlerini bir gerçekliğe dönüştürmeye adarlar.
Onlar
hayallerinin gerçekleşmesi için her şeyi ama kelimenin tam anlamıyla
her şeyi yapar. Bernstein, çiftlikle ve imalatla ilgili becerilerin
kullanıldığı aile çiftliğinden zanaatkarlığa doğru evrimleşmenin izini
sürdü.
Burada daima girişimcinin “bizzat kendisinin çalışması” söz
konusuydu ve diğer insanlarla birlikte çalışarak netice alınmasını
gerektiren bir imalata veya işe dönüşmeden önce aradan çok uzun zaman
geçmesi gerekirdi.
Araştırmalarla da desteklendiği üzere bir aile şirketinin rotasının
genellikle üç kuşak içinde “Sıfırdan zenginliğe ve sıfıra” doğru bir
döngüde ilerlediği herkesçe bilinen bir gerçek. Biz kurucularımızdan ne
kadar uzaklaşırsak, bir sonraki nesiller de şirketi başarılı kılmak için
yeterli ateş ve tutkunun olma ihtimali de o kadar az olacaktır.
Ve
Bernstein’ın da ileri sürdüğü gibi bir şirketi başarılı kılmak için
gerekli türden istikrarlı bir yetenek arzını aile içinden sağlamak
mümkün değildir. Daha önceki köşe yazılarımda sağlıklı bir aile şirketi kurmanın pek çok
boyutu üzerinde tartışmıştık.
En sonuncusunda da tek bir sayfada bütün
boyutlarını birden ele almıştık. Elbette kâr eden bir şirkete sahip
olmak bir zorunluluktur ve gerekli yeteneğe, hırsa ve adanmışlığa
sahiplerse aile üyelerini gelecekte şirketi yönetmeye hazırlamakla
ilgili yığınla bilgi vardır.
Orada ayrıca “Masada Yer” hakkında da
konuşmuştuk. Bununla nasıl sorumlu bir şirket sahibi yani patron olunur
konusunu kastetmiştik.
Bernstein’ın önermesinin özünde ise uzun vadede çok büyük bir şirket
sahibi olmak için aile dışından yeteneklerin işe alınması ve onlara
güvenilmesinin yattığı çok nettir. Bu artık bir zorunluluk haline gelmiş
durumda.
Bunun anlamı ise aile üyelerinin artık profesyoneller
tarafından hayata geçirilecek uygun mali ve uzun vadeli kararların
alındığı üst düzey seviyelerde işlevsellik gösterebilen iyi birer şirket
ortağı ve kurul üyesi olmayı öğrenmek zorunda olmalarıdır.
Bunun için ailenizin içinden çıkan yeteneklerin son derece tarafsız bir
gözle değerlendirilmesi şart. Eğer başlangıçta herhangi bir yetenek
görülmüyorsa o zaman aile üyelerini sorumlu birer patron olarak
yetiştirmeye başlamak muhtemelen iyi bir fikir olacaktır.
(*) Bereketin Doğuşu: Modern Dünyadaki Refah Nasıl Yaratıldı” William Bernstein / ISBN 0071421920
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?