Geçtiğimiz ay içinde hükümet kurulamayınca Cumhurbaşkanı tekrar seçim yapılmasına karar verdi. Elbette “tekrar seçim” yapmak Türkiye’ye yüklü bir fatura ödetecek. Zaten 4 yıldır sürmekte olan yavaş büyüme temposu, belki de 2016’ya sarkacak. Kurlardaki yükseliş, enflasyonu artıracak. İşsizlik ve yoksulluk sarmalı da gündemimizde olacak. Hepsi bir yana doğan belirsizlik ortamı ve tekrar hortlayan terör olaylarıyla birlikte ardı arkası kesilmeyen ölüm haberleri hepimizin içimizi sızlatıyor. Bu tablo, bir an evvel çözüm bekliyor. “Tekrar seçim” yapılması elbette arzulanan bir şey değildi ve bu karar çeşitli eleştiriler aldı. Ancak 1 Kasım’da tekrarlanacak olan genel seçimlere biraz olumlu bakmak ve “Bu işte de bir hayır vardır” diye yaklaşmak da lazım. Çünkü bu seçimin sonuçları ne olursa olsun artık kimsenin itirazı olamayacak. 1 Kasım seçimleri doğrultusunda bir hükümet kurulması olasılığı çok yüksek. Asıl olan tıpkı 7 Haziran’da olduğu gibi geniş katılımlı, üzerinde şaibe olmayan, sağlıklı bir seçim gerçekleştirmek. Büyük olasılıkla 2016 yılına yeni bir hükümetle gireceğiz. 1 Kasım seçimlerinin ardından kurulacak hükümetin sağlayacağı güven ve uyum düzeyi 2016 yılının nasıl geçeceğini belirleyecek. Birey olarak bize düşen tekrar sandığa gitmek, oyumuzu kullanmak ve ona sahip çıkmak. Kurumların risklerini iyi yönetmesi, temkinli ilerlemesi gerekiyor. Siyasilerin ise sandıktan çıkan halk iradesine uygun davranmayı, uzlaşmayı, işbirliği ve koalisyon yapmayı öğrenmesi şart. Çünkü 7 Haziran’daki genel seçimin sonuçları Türkiye’nin sorunlarını uzlaşma olmadan çözmenin mümkün olmadığını açıkça ortaya koydu. Eylül ayında uzun bir Kurban Bayramı tatili olacak. O haftanın birlik ve beraberlik duygularının geliştiği, huzur arayışının arttığı güzel günler olmasını diliyorum. İyi okumalar,
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?