Ekonomik açıdan çalkantılı bir yılı geride bıraktık. Tüm ekonomi ve iş dünyası yeni yılın büyüme, enflasyon, işsizlik ve global ekonomik gelişmeler açısından neler getireceğini merak ediyor. Capital’in yayın yönetmeni olarak son dönemde bana sık yöneltilen sorular arasında başta gelen ilk 3’ü şöyle: “Ekonomik büyüme ve enflasyon sizce 2019’da ne kadar olacak, hangi tahmin daha olası”, “Resesyona mı girdik ve eğer öyleyse ne kadar sürer” ve “Konkordatolar artacak mı”. Sizde bu sorulara yanıt arıyorsanız Konjonktür köşesinde Dr. Orhan Karaca’nın hazırladığı “Ekonomide 2019’un Görünümü” yazı okumanızı öneriririm. OECD ve Avrupa Komisyonu’nun Türkiye ekonomisinin küçüleceğine ilişkin tahminlerine katılmıyorum. Hükümet dış ilişkilerde bazı akıllı manevralar yaparak küçülme ihtimalini minimuma çekmeye çalışacağa benziyor. Ancak 2019 için hükümetin beklentisinin dahi yüzde 2,3 gibi düşük bir düzeyde olduğunu da göz önünde tutmak gerek. Türkiye’de her yıl iş gücüne katılan 900 bin gence iş olanağı yaratabilmek için en az yüzde 6 düzeyinde büyümemiz gerektiği düşünülürse, yüzde 2,3’lük büyümeyle yeterli istihdam olanağı yaratılamayacağı ve işsizliğin tırmanışa geçeceği aşikar. Bu tabloda işsizlik yüzde 12-13 arasına çıkacak gibi görünüyor. İkinci yani “Resesyona mı girdik ve ne kadar sürecek” sorusunun yanıtına gelince…Geçmişteki deneyimler Türkiye’deki resesyonların genelde 4 çeyrek sürdüğünü ortaya koyuyor. Birçok ekonomiste göre 2018’in son çeyreğinde başladığı düşünülen resesyonun 2019’a yayılması da olası. Öte yandan bu yazıyı yazmadan önce yeni havalimanını ve ona havalimanı ekipmanları üreten bir makine şirketini ziyarete gelen Alman bir iş insanıyla sohbet ediyorduk. Türkiye’nin dinamizmine, Türk mühendislerinin becerilerine ne kadar imrendiğini anlattı. Gelişmiş ekonomilerdeki sıkıntılar, bürokrasi ve fırsat eksikliği nedeniyle Çinli ve Türk şirketlerle birlikte Afrika’da projeler yapmak istediğinden bahsetti. Bu da gerçek hayattan bir kesit. Türkiye ekonomisi bu dönemi de atlatacaktır, ancak bu çalkantılar eğitime, hukuka, yeni teknolojilere yapmamız gereken yatırımların ertelenmesine yol açarak vakit kaybına yol açıyor. Kaybedilen zaman ise gelişmiş ekonomilerle aramızdaki uçurumun açılmasına.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?