Finans Hattı

30 Yıllık İş Arkadaşlığı Bitti Mi?    Çukurova Holding’in patronu Mehmet Emin Karamehmet’i yakından tanıyanlar, onun Osman Berkmen’le uzun birlikteliğini de bilirler. Karamehmet ve Berkme...

1.09.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
30 Yıllık İş Arkadaşlığı Bitti Mi?  
 
Çukurova Holding’in patronu Mehmet Emin Karamehmet’i yakından tanıyanlar, onun Osman Berkmen’le uzun birlikteliğini de bilirler. Karamehmet ve Berkmen ikilisi, neredeyse 30 yıldır birlikteler. Üstelik bu birliktelik, işin dışına taşmış, özel yaşama da geçmiş durumda. Bize gelen haberler, bu ikilinin ayrıldığı yönünde. Aldığımız bilgileri doğrulatmak için Osman Berkmen’i aradık, ancak yızını Yale Üniversitesi’ne kaydettirmek için ABD’ye gittiğini öğrendik.  
 
Mehmet Emin Karamehmet ile Robert Kolej’de sınıf arkadaşı olan Berkmen, Çukurova Holding’te 1974’ten beri görev yapıyordu. Mehmet Emin Karamehmet’in sağ kolu konumunda olan Berkmen’in kısa bir süre önce ayrıldığı ve ayrı bir ofis kiralamak için yer aradığını söyleniyor.  
 
Osman Berkmen’in 30 yıldan sonra Çukurova Holding’ten ayrılmasına neden olarak, Ersin Pamuksüzer’in Çukurova Holding, Turkcell yönetim kurullarına atanması ve Karamehmet’e daha yakın olması gösteriliyor.  
 
PAMUKBANK’I KİM ALDI?  
 
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından ikinci kez satışa sunulan Pamukbank için son teklifler, temmuz ayı sonunda alınmıştı. Bankanın kime satılacağı, 25 Ağustos tarihi itibariyle belli değildi. Fakat, edindiğimiz bilgilere göre, Pamukbank’a teklif veren Finansbank ve Hussein Nuaman Soufraki, “Biz aldık” diyor.  
 
Libya asıllı Kanadalı işadamı Soufraki’nin finans yatırımlarını temsil edenler, yakın çevrelerine “Pamukbank’ı biz aldık. İş planlarımızı hazırlamaya başladık” derken, Finansbank yönetiminin de benzer bir tutum içerisinde olduğu öğrenildi. Finansbank’ın patronu Hüsnü Özyeğin’in banka yöneticilerine “Biz aldık” dediği ve birbirlerine yakın Finansbank ile Pamukbank şubelerinin hangilerinin kapatılacağına dair çalışma istediği söyleniyor.  
 
Siz bu yazıyı okuduğunuzda, TMSF’nin satışla ilgili açıklaması gelmiş olabilir. Ancak, açıklamayla birlikte satış süreci de bitmeyecek. Çünkü, bankayı satın alacak grup, almak istemediği aktiflerin bankadan ayrıştırılmasını bekleyecek.  
 
İkinci bir nokta da Pamukbank’ın, İmar Bankası’yla ilgili süreçte aktif rol oynaması. İmar Bankası’nda hesabı olanların kayıtları Pamukbank şubelerince yapıldı ve ödemeler de yine bu şubeler aracılığıyla gerçekleştirilecek. Bir bankacı, “Bu da Pamukbank şubeleri yıl sonuna kadar İmar Bankası mudileri için çalışacak anlamına gelir” diyor.  
 
Bu arada, İmar Bankası’nın mudileriyle ilgili olarak kısa sürede organize olunması, Pamukbank’ın altyapısının çok iyi olmasına bağlanıyor. Pamukbank’ı yakından tanıyan bir bankacı, “İmar Bankası’nın mudileri için bir gün önce Pamukbank’a bildirim yapıldı. Şubeler de bir günde hazır oldu, çünkü altyapı bu kadar iyi ve elastik” diyor.  
 
Hatta, bir söylentiye göre, BDDK yönetimi, hükümete “Pamukbank’ın altyapısı ve eleman kalitesi çok iyi. Eğer talip kuruluşlar iyi tekliflerle gelmezse, bankayı bir kamu bankalarından biriyle birleştirelim” önerisini götürdü.  
 
TÜKETİCİ KREDİLERİ NASIL BÜYÜYOR?  
 
Son günlerde bireysel kredi faizlerinde sürekli yeni indirim haberleri alıyoruz. En düşük kredi, şu anda Akbank tarafından kullandırılıyor. Banka, otomobil kredilerine aylık yüzde 2.95 uyguluyor. Bu oranın da bankaya yıllık net getirisi yüzde 41.5 düzeyinde.  
 
Amacımız getiri oranı kıyaslaması değil. Merkez Bankası’nın 8 Ağustos tarihli verilerine göre, tüketici kredileri ve kredi kartlarından kaynaklanan kredilerin toplamı 10 katrilyon lirayı aştı. Toplam tüketici kredilerinde 2002 yıl sonuna göre yüzde 43’lık artış var.  
 
Rakamların ayrıntılarına girdiğimiz zaman da, artışın tüketici kredilerinden kaynaklandığı ortaya çıkıyor. Şöyle ki, 8 Ağustos tarihli verilere göre, tüketici kredilerin toplam hacmi 4.5 katrilyon lira. Bu rakam, 2002 sonunda 2.9 katrilyon lira düzeyindeydi. Böylece 7 aylık bir süreçte yüzde 56’lık bir büyüme gözleniyor.  
 
Bu rakamlar bankacıları memnun ediyor ve 2001’den bu yana reel büyüme gözleniyor. Fakat, aynı kıyaslamayı, ekonominin altın yılı olan 2000 için yaptığımızda, farklı bir sonuç çıkıyor. Reel büyümeyi bir tarafa bırakalım, nominal olarak da 2000 yıl sonu rakamlarına bile ulaşılabilmiş değil. Tabloda görüldüğü gibi, 2000 yıl sonunda 4.6 katrilyon liralık tüketici kredisi hacmi vardı.  
 
Rakam olarak 2000 yılı sonuçlarından gerisindeyiz ama otomobil ağırlıklı olarak bireysel kredi kullanımı artıyor. Bankacılar, bireysel kredi başvurularında istikrarlı bir artış olduğunu söylüyor. Belki de 15 Ağustos 2003 tarihli veriler açıklandığında, nominal olarak 2000 yılı rakamının üzerine çıkılmış olacak.  
 
Bir kıyaslama da kredi kartlarıyla yapılan harcamalarının kredilendirilmesiyle ilgili. Tüketici kredilerinde olduğu kadar, kredi kartları kaynaklı kredilerde reel büyüme var. Üstelik, 2000 yılı rakamlarının bir hayli üzerinde bir rakama ulaşılmış durumda.  
 
GARANTİ YÖNETİMİNE 2 ATAMA  
 
Geçen aylardaki istifalardan sonra Garanti Bankası’nın yönetim kuruluna 2 yeni atama yapıldı. Yönetim kurulunun doğal üyesi olan genel müdür Ergun Özen, bu göreve asaleten getirildi ve murahhas üye oldu. Atanan ikinci bir isim de, bankanın hukuk işlerinden sorumlu genel müdür yardımcısı Can Verdi oldu… Verdi, yönetim kurulu üyeliğinin yanı sıra, genel müdür yardımcılığı görevini de yürütecek.  
 
Bu atamalarla birlikte, Garanti Bankası’nın yönetim kurulu üye sayısı 8’e yükseldi. Daha önce yine bu köşede yer verdiğimiz gibi, yönetim kurulunda sırasıyla Akın Öngör, Aclan Acar ve Hüsnü Akhan ayrılmıştı. Öngör, grupla ilişkisini tamamen bitirken, Acar’ın sigorta şirketleri ve Tansaş’ın yönetimindeki görevleri devam ediyor. Hüsnü Akhan ise Doğuş Holding’in finansman grup başkanı (CFO) olarak görev yapıyor.  
 
Bu arada Doğuş Holding bünyesinde bulunan ve grubun insan kaynakları hizmetleri sunan Humanitas kapatıldı. Şirketin genel müdürlüğünü yürüten Saide Kuzeyli de, 1 Eylül tarihinden itibaren emekliye ayrılıyor. Şirketin 40 çalışanın 30’u Garanti Bankası bünyesine alındı. Diğer personel ise otomotiv ve perakende grubunda görev yapacak.  
 
HAZİNE’DEN GENEL MÜDÜR İTİRAZI  
 
Bireysel emeklilik sisteminde son resmi işlemler yapılıyor. Hazine’den ruhsat izni alan şirketler, anlaştıkları aracı kurumlar vasıtasıyla SPK’ya fon kuruluş başvurularını yapıyorlar. Şu anda da SPK onayı bekleniyor. Eylül ayından itibaren de ilk emeklilik planları pazarlanmaya başlanacak.  
 
Biz emeklilik planlarından ziyade, yöneticilerin durumuyla ilgili bir bilgiye yer vermek istedik. O da, Hazine’nin şirketlerin yönetimlerine yaptıkları bir uyarıyla ilgili. Uyarı da, hem emeklilik hem de elementer şirketlerinin genel müdürlüğünü üstlenen sigortacılar için yapıldı. Hazine bürokratlarının, şirket yönetimlerine, “Emeklilik şirketinin genel müdürü, yönetim kadrosu ve çalışanları, diğer şirketlerden ayrı olacak” isteğini ilettiğini öğrendik. Nitekim bu istek de yerine getirildi. Garanti ve Koç Grubu’nun sigorta şirketlerinde buna uyuldu ve 2 şirkete yeni atamalar yapıldı.  
 
İlk adım Garanti grubundan geldi. Garanti Sigorta ve Garanti Emeklilik şirketlerini yöneten Erhan Tunçay, Garanti Emeklilik Genel Müdürü oldu. Garanti Sigorta’nın genel müdürlüğüne ise Hasan Güller atandı.  
 
Benzer operasyon temmuz ayı içerisinde Koç Allianz Sigorta grubunda da gerçekleşti. Her 2 şirketin genel müdürlüğünü üstlenen Kemal Olgaç da aynı eğilime uydu. Emeklilik şirketinin genel müdürlüğünü yüreten Olgaç’ın istifasıyla boşalan Koç Allianz Sigorta’nın genel müdürlüğüne Dr. Thomas Baron atandı.  
 
BİREYSEL EMEKLİLİKTE EGM RAHATSIZLIĞI  
 
Bireysel emeklilik şirketlerini denetlemek için kurulan Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM), ağustos ayından itibaren faaliyete geçti. EGM’nin genel müdürlüğüne de Ali Can Yürek getirildi. Atama gerçekleşti ama sistem devreye girmeden, EGM’nin genel müdürüyle ilgili sektörde rahatsızlıklar başladı.  
 
Şirket yöneticileri rahatsızlıklarını isim vererek dile getirme isteğinde değil. Çünkü, Ali Can Yürek, Hazine Müsteşarlığı Emeklilik Daire Başkanı Ali Haydar Elveren’in kesin desteğine sahip. Hiçbir yönetici de Elveren’i karşısına almak istemiyor.  
 
Birinci rahatsızlık konusu, Ali Can Yürek’in aldığı maaş. Şirketin ödediği 9 bin dolarlık maaş, bazı şirket yöneticilerinin tepkisini çekti. Fakat, bu eleştirilere karşılık, Ali Haydar Elveren’in, “Böyle bir şirketin genel müdürü tabii ki bu parayı alacak” dediği aktarılıyor.  
 
İkinci eleştiri konusu da, Ali Can Yürek’in eski şirketine kolaylık sağladığı yönünde. Yürek, sigorta sektörüne yönelik yazılım programları üreten ve pazarlayan Akademi Yazılım’ın eski yöneticisi. EGM için yapılan bir ihalede de eski şirketinin yararlanabileceği şekilde şartname hazırladığı iddia ediliyor. Bu da sektör yöneticilerinin tepkisini çekiyor.  
 
KOÇ FİNANSAL HİZMETLER’DE SARACOĞLU DÖNEMİ  
 
Koç Finansal Hizmetler (KFS) bünyesindeki 7 finans şirketinin yönetiminde bazı değişiklikler olabileceğine dair bilgiyi, ağustos sayısında sizlerle paylaşmıştık. Kaynaklar bizi yanıltmadı ve beklenen ilk değişiklik gerçekleşti.  
 
Buna göre, KFS’nin CEO’su Kemal Kaya, bu görevine ek olarak Koçbank’ın genel müdürlüğünü de üstlendi. Bankanın eski genel müdürü Halil Ergür yönetim kurulu üyeliğine, yönetim kurulu başkanlığına da Rüşdü Saracoğlu getirildi.  
 
Koç Holding’te finansman grup başkanı olan Saracoğlu’nun, Koçbank’ın yönetim kurulu başkanlığını üstlenmesi, farklı yorumlara neden oldu. Kimilerine göre, bu atamayla KFS’nin CEO’luğuna Saracoğlu atandı. Basın bültenindeki ifadelerden de bu anlam çıkıyordu. Ancak, böyle bir durum olmadığı anlaşıldı ve Kemal Kaya’nın KFS’nin CEO’su olarak görevine devam ettiği öğrenildi. Fakat, Koçbank Genel Müdürlüğü’nü üstlenmesiyle birlikte Kemal Kaya’nın iş yükü bir hayli artmış durumda. Diğer şirketlerde yönetim kurulu başkanlığı görevini de üstlenen Kemal Kaya’nın, artan iş yükü karşısında bazı görevlerini bırakabileceği söyleniyor.  
 
ÇUKUROVA DİGİTÜRK VE SÜPERONLİNE SATIN ALIYOR  
 
Çukurova Grubu, BDDK ile yaptığı 31 Ocak 2003 tarihli protokolün ilk yükümlülüğünü yerine getirdi ve 13.2 milyon dolarlık faiz ödemesini yaptı. Yıl sonuna kadar ikinci bir adım bekleniyor. Bu adım borçlarla ilgili değil, banka bünyesindeki 2 şirketin holdinge satışıyla ilgili.  
 
Grup, BDDK ile yaptığı protokole göre, Digitürk ve Superonline’ı, 31 Ocak 2004’e kadar, satış tarihindeki defter değeri üzerinden satın alabilecek. Yine protokole göre, bu satış karşılığında Çukurova Grubu, nakit ödeme yapabileceği gibi Genel Sigorta veya İsviçre’de kurulu Banque de Commerce’in hisseleri yine defter değeri üzerinden takas edebilecek.  
 
Edindiğimiz bilgilere göre, Çukurova Holding yönetimi, bu 2 kuruluşu, satın almaya istekli ve yakında bu yönde haberlerin alınması sürpriz olmamalı. Hatta kimi bilgilere göre, satış işlemi yapıldı bile.  

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz