Bankacılık Çalık’ın Bankası Bölgede Büyüyor Aktif Bank ilk olarak 1999 yılında, Çalık Bank olarak kuruldu. 2007 yılına kadar çalışmalarını kapalı devre sürdürdü. 2007 yılında Çalık Grubu, finans ...
Bankacılık
Çalık’ın Bankası Bölgede Büyüyor
Aktif Bank ilk olarak 1999 yılında, Çalık Bank olarak kuruldu. 2007 yılına kadar çalışmalarını kapalı devre sürdürdü. 2007 yılında Çalık Grubu, finans sektörünü stratejik sektörlerinden biri olarak tanımlayınca yeniden yapılandı. Bu yapılanmanın lideri olarak da göreve, Akbank’da genel müdür yardımcısı olan Önder Halisdemir getirildi.
Geçtiğimiz ay Aktif Bank Genel Müdürü Önder Halidemir’i, bankanın Zincirlikuyu’daki merkezinde ziyaret ettim. Hem Aktif Bank’ın bankacılığı, günümüz trendlerinin bir adım ötesine taşıyan yeni yapılanmasına hem gelecek planlarına ilişkin bilgiler aldım.
Önder Halisdemir’in değerlendirmelerinden bazı notlar şöyle:
3 Ayaklı Model
Önce bankaya Türkiye’nin ihtiyaçlarına ve içinde bulunduğu trendlere göre bir senaryo yazdık. Bu senaryoyu oluştururken dikkate aldığımız gelişmelerden biri, ülke nüfusunun önemli bir bölümünün artık teknolojik araçlarla daha çok haşır neşir olmasıydı. İkincisi, 90’ların sonundan itibaren kentleşmedeki artışla beraber tüketim alışkanlıklarındaki değişimi dikkate aldık. Sınırların şeffaflaştığını, mal ve hizmet hareketlerinin serbestleştiğini, sınır komşularımızla olan ticaretin geliştiğini gördük. Ayrıca şehirlerin metropollere dönüşmeye başladığı gerçeği de dikkate aldığımız bir diğer unsur oldu. Sonuçta bütün bunların finansal ihtiyaçlar açısından yeni bir modeli gerektirdiğini saptadık.
Bu doğrultuda bankamız için 3 temel hareket alanı belirledik. Bunlardan birincisi bölgesel bankacılık yapmak oldu. Türkiye’yi yakın coğrafyası ile bir bütün olarak gören bir bankacılık modeli geliştirdik. İkincisi doğrudan bankacılığa odaklandık. Müşterilere şubeler aracılığıyla değil başkalarının fiziki kanallarını kullanarak bayiler, cep telefonu, internet ile ulaşan bir yapı tasarladık. Alternatif dağıtım kanallarını ana dağıtım kanalı olarak belirledik. Üçüncüsü de şehir bankacılığı yapalım dedik.
Yaratıcı Kanallar
Mevcut pazardan en çok bu özelliğimiz ile ayrışıyoruz. Bugün diğer bankalar da şubesiz bankacılık yapıyorlar ama tamamlayıcı nitelikte. Bizse bunu ana kanalımız olarak görüyoruz. Örneğin yalnızca internette yaşayan ürünler geliştiriyoruz. İnternetin dışında farklı kanallar da kullanıyoruz. PTT’lerle 1 yıldır süren online bir entegrasyon çalışmamız var. Burada ocak sonunda ucuz para transferini konu alan bir ürünümüzün lansmanını yaptık. PTT’lerde sunduğumuz bu üründe önemli bir fiyat avantajı var. Bankaların 4’te biri fiyatına işlem yapıyoruz. Bu sayede de hızla kullanımı artıyor. Kısa süre sonra bu ürünün döviz versiyonu da devreye girecek. PTT’lerin dışında başka fiziki kanalları da değerlendiriyoruz. Türkiye’de herkes ‘dükkanımda başka ne satsam’ diye düşünüyor. Örneğin suyu artık sadece sucudan almıyoruz. Bankacılık ürün ve hizmetleri de teknolojinin gelişmesi, süreçlerin iyileştirilmesi ile bu hale geldi. Bu doğrultuda yeni ürünler geliştirmeye devam edeceğiz.
Krizde Fırsatlar Arttı
Bölgede büyümeye devam ediyoruz. Arnavutluk’ta bir banka satın aldık. Bugün burada 55 şubemiz var. Kosova’ya girdik. 12 şube açtık. Kısa süre sonra Balkanlar’da yeni bir ülkeye daha gireceğiz. Bölgesel bankacılık vizyonumuzda Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Kafkaslar da var. Yatırım yapacağımız pazarları seçerken önce ilgilendiğimiz finansal kurumun yapısına bakıyoruz. Genellikle daha küçük ölçekli, ele aldığınızda rekabetçi olacak finansal kurumları tercih ediyoruz. Burada düşük fiyat avantajı oluyor ama aynı zamanda zor da oluyor. Uzun vadede bölgedeki ticaretin üzerinden aktığı banka olmak hedefindeyiz. Şimdi krizden sonra fırsatlar arttı. Bu fırsatları da değerlendiriyoruz. Son 2,5 yılda 9,5 kat büyüdük. Varlıklarımızı 60 milyon TL’den 580 milyon TL’ye çıkardık. 80 ülkede 230 muhabirimiz var. Sektörün büyük değil ama hızlı balığıyız. Bir kategorinin yaratıcılı��ı ve liderliğini yapmak istiyoruz. Yeni jenerasyon bankacılık adı altında paketlediğimiz ürün ve hizmetlerimizin performansı, 2010 yılında daha çok anlaşılacak diye düşünüyorum.
Konut Kredileri
2010 Hedefi 50 Milyar TL
Geçtiğimiz yıl sınırlı da olsa kredi pazarının büyümesinde, belli başlı birkaç alan öne çıktı. Bunlardan biri de konut kredileriydi. Faizlerdeki düşüşün de etkisiyle konut kredileri yaklaşık 45 milyar TL bakiyeye ulaşarak 2009’da, tüketici kredileri içinde en çok büyüyen alan oldu.
Akbank Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, konut kredilerindeki büyüme trendinin 2010’un ilk çeyreğinde de devam ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Düşük seyreden faiz oranları ve henüz kriz öncesi seviyesine dönmeyen konut fiyatları, konutta alım fırsatı yaratıyor. Tüketiciler de bu fırsattan yararlanmaya devam ediyor.”
İş Bankası Bireysel Krediler Bölüm Müdürü Recep Oram da konut kredisi taleplerinde geçtiğimiz yılın özellikle son çeyreğinden yakalanan yukarı yönlü hareketin devam ettiğini söylüyor. Konut kredisi hacminin 2009 yılının son çeyreğinde yüzde 7,8 oranında artış gösterdiğine dikkat çeken Oram, yıl sonundan 5 Mart 2010’a kadar geçen sürede de yüzde 4,3’lük bir artış olduğunu söylüyor.
Rekabet İkinci Elde
Galip Tözge, kriz döneminde yavaşlayan inşaat sektörünün, firmaların yeni proje yatırımları ile yeniden hareketlendiğine dikkat çekiyor. Önümüzdeki dönemde bu yeni konut projelerinin de, kredi pazarına hareket getireceğini söylüyor. Son dönemde konut kredisi alım gücünde de gözle görülür bir artış var. Tözge, burada dikkat çeken şu rakamlara işaret ediyor:
“2009 Ağustos ayı faiz indirimi öncesi, gelir durumuna göre 1,8 milyon kişi konut kredisi kullanabilecek potansiyele sahipken ekonomideki yeniden canlanma ve faiz indirimleriyle birlikte bu sayı 4,5 milyon kişiye ulaştı. Yani 2,7 milyon kişi daha konut kredisi kullanabilir duruma geldi.”
Konut kredilerinde bankalar daha çok ikinci el konutta rekabet ediyor. Ancak son dönemde, proje sayılarının çok artması ve maketten satışa ilginin fazlalaşmasıyla yeni konut projeleri de bankaların gündeminde önemli yer teşkil ediyor.
Finansbank Atak Yaptı
2008 yılında sektörde en çok konut kredisi veren 3 banka Garanti, Ziraat ve Akbank olarak sıralanıyordu. 2009’da ise Finansbank atak yaptı. Banka 2008’de 3 milyar 829 milyon TL düzeyinde olan konut kredisi hacmini 2009’da yüzde 20’nin üzerinde artırarak 4 milyar 913 milyon TL’ye taşıdı ve üçüncü sıralaya yerleşti. 2008’de 3’üncü sırada yer alan Akbank ise 4’üncü sıralaya geriledi. Akbank Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, son dönemde yeni konut projeleri kredili satışlarında önemli bir performans yakaladıklarını söylüyor ve ekliyor:
“Yeni dönemde rekabet hız kesmeden devam edecek. Akbank olarak pazar payımızı artırmak ve liderlik hedefliyoruz.”
Yeni Dönem Ne Getirecek?
2010 yılının ilk 2 ayında konut kredisi pazarı yüzde 3,2 oranında büyüdü. Yıl sonunda ise toplam büyümenin yüzde 15’e ulaşması ve pazarın yaklaşık 50 milyar TL’yi bulması öngörülüyor.
İş Bankası, geçtiğimiz yıl 24 bin 514 adet konut kredisi kullandırdı. Konut kredisi hacminde yüzde 25’e yakın büyüme ile 2009’da en iyi performansı gösteren bankalardan biri oldu.
İş Bankası Bireysel Krediler Bölüm Müdürü Recep Oram, konut kredilerinin, piyasa koşullarıyla paralel 2010 yılı boyunca artan bir seyir izleyeceğini söylüyor ve ekliyor:
“Konut kredileri alanında her bankanın kendine özgü bir rekabet ve kredilendirme stratejisi var. Belirlediği hedeflere ulaşmak adına doğru adımlar atan bankalar önümüzdeki dönemde öne çıkacak. Biz İş Bankası olarak bu süreçte müşteri ihtiyaçlarını gözeterek geliştirdiğimiz ev kredisi ürünlerimiz ve yaygın şube ağımızla müşteri özelinde çözüm üretme politikası ile farklılaşacağız.”
Sigorta
Sigortada Zarar Büyük
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği geçtiğimiz ay sigorta şirketlerinin 2009 yılı performansını ortaya koyan verileri açıkladı. Buna göre 2009 yılında, sektörün prim üretiminin yaklaşık 12 milyar TL düzeyinde gerçekleştiği görülüyor. Bu bir önceki yıla göre yüzde 4,23 oranında büyüme anlamına geliyor. Ancak reel anlamda yüzde 2,2’lik bir küçülmeye işaret ediyor. TSRŞB Başkanı Hulusi Taşkıran, bu tablonun aslında çok da kötü olmadığı, sektörün krize rağmen iyi bir performans gösterdiği görüşünde.
Ancak ne yazık ki rakamlar, Taşkıran’ın görüşünü desteklemiyor. Özellikle kârlılık tarafındaki oldukça vahim bir tablo var. 2009 yılında, sektörün teknik kârı yüzde 65, 98, mali kârı yüzde 27,73, vergi sonrası bilanço kârı ise bir önceki yıla kıyasla yüzde 45,98 oranında düşmüş. Sektör şirketlerinin hemen hemen yarısının da zarar açıkladığı görülüyor.
2009 sonu itibarıyla acente, broker ve eksperler de dahil 50 binden fazla kişiye istihdam sağlayan sigorta sektörü için yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Yoksa bu tabloyu düzeltmek, epey vakit alacak gibi görünüyor.
Sosyal Sorumluluk
Garanti Emeklilik’ten Çocuklara 1 Milyon TL
Bireysel Emeklilik Sistemi’nin önde gelen oyuncularından Garanti Emeklilik, Milli Eğitim Bakanlığı ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliği ile çok özel bir sosyal sorumluluk projesine start verdi. “Kalem tutan eller” adıyla hayata geçirilen proje, sokakta çalışan ilköğretim öğrencilerini sokaktan koparıp okula bağlamayı hedefliyor. İstanbul’un pilot bölge olarak seçildiği ve şu anda 5 ilçede 15 okulda devam eden projede, ilk etapta 1.000 çocuğa ulaşıldı. 14 rehber öğretmen ve 41 kurs öğretmeni ile oluşturulan kadro, çocuklara okul başarılarını artırmaları ve okulu daha çok sevmeleri için yardımcı olacak. Ayrıca çocukların ailelerinin de proje kapsamında bilinçlendirilmesi hedefleniyor. Garanti Emeklilik Genel Müdürü Erhan Adalı, bu projeye 1 milyon TL gibi bir fon ayırdıklarını söylüyor. Projenin kapsamını gelecek dönemde genişletmek ve daha çok çocuğa ulaşmak hedefinde olduklarını söyleyen Adalı, “Bu projenin bir diğer önemli özelliği, Garanti Emeklilik çalışanlarının da katkı sağlaması. Hepimiz çocukların kişisel gelişimlerine yönelik etkinlere katılıyor olacağız” diyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?