CANER DİKİCİ: “ÇALIŞANIMIZI MUTLU ETTİK CİROMUZU ARTIRDIK” Geçtiğimiz günlerde Burger King Genel Müdürü Caner Dikici ile sohbet etme fırsatı buldum. Dikici’yi Koç-Ata Çiftliği’nden hat...
CANER DİKİCİ: “ÇALIŞANIMIZI MUTLU ETTİK CİROMUZU ARTIRDIK”
Geçtiğimiz günlerde Burger King Genel Müdürü Caner Dikici ile sohbet etme fırsatı buldum. Dikici’yi Koç-Ata Çiftliği’nden hatırlayanlar vardır. Tüm bu yatırımın koordinatörlüğünü o yapıyordu. Önce biraz hayvancılıkla ilgili potansiyeli sordum. “Türkiye’de bu konuda büyük açık var” diyor. Dolayısıyla, potansiyele işaret ediyor. Yeni yatırımcılara da tavsiyeleri var: “Yatırımcılara tavsiyem, büyük çiftlikler düşünmeleridir. Bunun sebebi, yemin üretiminin ucuzlaması. Ancak. büyük arazilerde modern usullerle tarım yapılırsa olabilir. Çünkü, yem en önemli girdi. Bir de şu an Türkiye’de bulunan hayvan ırkları göz önüne alınırsa, sütçülüğün daha ileri noktada olduğu gözükecektir. Dolayısıyla Avrupa ile rekabet veya uyum göz önüne alınırsa sütçülüğün etçiliğe nazaran bir adım önde olduğumuzu söyleyebiliriz” diyor.
Caner Dikici’nin Burger King’e geçmesinin ardından da önemli bir performans artışı sağlanmış. Restoran artışının çok üzerinde, 2003’e göre yüzde 63, 2004’e göre yüzde 36 ciro artışı gerçekleşmiş. Başarı getiren üç faktör sıraladı: “Birincisi, doğru ve samimi fiyat politikası. Hemen hemen 2 yıldır bir fiyat artırımına gitmedik. Maliyete odaklandık ve düşük enflasyonlu ekonomide gerçek performansımızı yakaladık.
İkinci etken, personel maaşlarımızı düzelterek çalışanlarımızın memnuniyetini artırdık. Bu da direkt olarak müşteri memnuniyetine yansıdı.Üçüncü olarak restoranlarımızın yüzlerini yeniledik, daha aydınlık pırıl pırıl ışıldayan temizlik saçan, sosyal alanlar haline getirdik.” İkinci maddedeki “çalışana yatırım” unsuru bence en önemlisi. Bu yatırımın karşılığını her şirket mutlaka, performans artışı olarak alıyor.
SERDAR İNAN: “LAZ MÜTEAHHİT DÖNEMİ KAPANIYOR!”
İnşaat sektörünün yıldızı giderek daha fazla parlıyor. Bir dönemin bu lokomotif sektörü, tekrar eski günlerine dönmenin sinyallerini veriyor. Fakat sektörde de büyük bir dönüşümün sinyalleri alınıyor. Sektördeki bu değişim konusunda sohbet ettiğim İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan’ın tespitleri çok doğru. Onları sizlerle de paylaşmak istedim. Serdar İnan, Robert Kolej ve İTÜ Mimarlık mezunu. Aile ise 1965 yılından bu yana, sektörde. Ağırlıkla, çarşı-iş merkezi yapmışlar. Son yıllarda konuta da ağırlık veriyorlar. İstanbul ağırlıklı yaptıkları projelerde oldukça başarılı işler yapmışlar.
Serdar İnan, “Sektörün yapısı değişiyor” diyor. İnan, “Bakkallardan süpermarketlere geçiş gibi bir dönüşüm yaşanıyor. Büyük firmalar, kurumsallaşmış şirketler giderek ön plana çıkıyor. Mimari ve teknik kapasiteleri yüksek şirketler daha çok tercih ediliyor. Yani ‘Karadenizli Müteahhitler’ devri kapanıyor” diyor. Toplumdaki genel deyişle, “Laz Müteahhit” dönemi geçiyor anlayacağınız!!!
Değişimin nedenlerini sorduğumda, Serdar İnan, farklı faktörlerden bahsetti. Birinci neden olarak depremi gösteriyor. Serdar İnan, “Deprem tüketiciyi çok bilinçlendirdi. Hiç tahmin etmediğiniz teknik sorular soruyorlar. Adeta mühendis gibi sorguluyorlar. İkincisi, inşaat malzemeleri, bunların kullanım şekilleri, teknolojileri inanılmaz şekilde çeşitlendi. Bu özellikle konutlarda daha kompleks, uzmanlık isteyen yapıları ortaya çıkardı. Eskiden bir Vitra vardı, yapar geçerdiniz” diyor.
Serdar İnan, bu gelişmelerin, belli bir kurumsal yapıdaki şirketleri ön plana çıkardığına dikkat çekiyor. İnan, “Bir 5 yıl sonra, 10-20 arasında müteahhit firma toplam pazarın yüzde 80 işini yapar hale gelecek” diyerek önemli bir tahmin yapıyor. Gerçekten sektörün bu gelişimi ilginç bir noktaya gidiyor.
BARBAROS KARAKIŞLA TURKUAZ GENEL MÜDÜRÜ
Barbaros Karakışla’yı bankacılık sektöründekiler mutlaka hatırlayacaklar. Neredeyse 20 yıllık bankacılık geçmişi var. Citibank, Interbank, TEB ve son olarak Akbank’da bireysel bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcılığı görevi yaptı. 2004 yılı sonlarına doğru bu görevinden ayrılmıştı. Bir süredir dinleniyordu. Turkuaz Petrol’ün genel müdürlüğünü üstlendiğini duydum ve aradım. “Nasıl oldu bu iş?” dedim. “Bir süre dinlendim. Sonra, head hunter’lara önerilere açık olduğumu bildirdim. Bu alternatif ilginç geldi. Kabul ettim” karşılığını verdi.
Peki, bu işte onu neyin çektiğini sordum ve o da şu yanıtı verdi:
“Genel müdür yardımcılıklarından sonra, sektörün bugününde bunun üstünde bir pozisyon bulmak pek mümkün görünmüyordu. Akaryakıt dağıtım sektörünü de dinamik, rekabetçi ve önü açık görüyorum. Makroekonomik dengeler kalıcı istikrara kavuştuğunda, sektörde birleşme ve satın almaların, hatta yabancı sermaye girişlerinin artacağına kesin olarak inanıyorum. Turkuaz Petrol’ün Genel Müdürlük pozisyonu bu nedenle bana çekici geldi.”
Ardından, Turkuaz Petrol hakkında biraz bilgi verdi. 1942 yılından beri kimya sektöründe olan Zülfikarlar Grubu’na ait bir şirket. Grup, Turkuaz Petrol’ü 1994 yılında kurmuş. Karakışla, alt yapının çok güçlü olduğunu söylüyor. İzmit Yarımca’da ve Kırıkkale’de dolum tesisleri var. Karakışla, “İzmir Aliağa’da ise dolum tesisi inşaatı devam ediyor, muhtemelen 2006 yılında devreye alınacak. Bu 3 bölgeye bağlı olarak toplam 245 adet bayi ile çalışıyoruz. Bugüne kadar ağırlıklı olarak kırsal kesimde, il ve ilçe merkezlerinde bayilikler verilmiş. Tonaj olarak bakıldığında pazar payında 9’uncu sıradayız” diyor. Evet, ilginç bir transfer.
GALVANİZDE KADIN GÜCÜ!
Aslında Tezcan Galvaniz ile ilgileniyordum. Ne kadar hızlı büyüdüklerine bakıyordum. Gerçekten Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Sönmez Tezcan’ın yaptığı grup, son yıllarda çok istikrarlı gidiyor. Son olarak, Ereğli Demir Çelik’e talip olan grubun içinde gördüm. Bu konu hakkında bilgi almak için, ararken karşıma Tezcan Galvaniz Koordinasyon Müdürü Asuman Görsoy çıktı. Gürsoy, 30 yıl bankacılık yapmış bir isim. Son olarak Yapı Kredi Bankası’nda özel projelerin sorumluluğunu üstlenmiş. Ayrıldıktan sonra, bir gazete ilanıyla Tezcan Galvaniz’e başvurmuş. Önce oğul Saadettin Tezcan, sonra da Sönmez Tezcan ile görüşmüş. Sonuç: Birkaç yıl içinde, yönetim kurulundan sonra, bu aile şirketinde en üst profesyonel sorumluluğu üstlenmiş.
Kendisi “53 yaşındayım” diyor ama inanılmaz bir heyecanla sektörü ve neler yaptıklarını anlatıyor. “Bugün Tezcan Galvaniz, sektöründe dünyada sayılı şirketlerden biridir. Bugün Türkiye’de Borçelik düzeyinde bir şirket. Galvaniz Saç satışında Türkiye’de Tezcan Galvaniz belirler” diyor.
Asuman Gürsoy’un bu hızlı büyümede katkısı büyük. Özellikle yabancı kaynaklı kredilerin organize edilmesi, yurt içinde şirketin bölgelere yayılması için büyük çabalar sarf etmiş. Şimdi de şirketi Ereğli Demirçelik’e talip olan konsorsiyumda o temsil ediyor. Bizzat bu hazırlığı o yapıyor. Asuman Gürsoy, “Demir-çelik sektöründe önümüzdeki yıllarda birleşmeler devam edecek, modernize olmayan veya entegrasyona gitmeyen tesisler pazar paylarını kaybedecekler” diyor.
Bankacılar, diğer sektörlerde kendilerini göstermeye başladı. Bu tür geçişleri önümüzdeki dönemde daha da fazla göreceğiz sanıyorum.
SİNAN ŞAHİNBAŞ NASIL BANKACI OLDU?
Finansbank’ı, son birkaç yılın yıldız bankalarından biri olarak görüyorum. Gerçekten, son birkaç yılda izlediği stratejiler, bugün bankayı Türk bankacılık sektöründe yabancılar içinde en cazip bankalardan biri yaptı. Finansbank Genel Müdürlüğü’nü 2003 yılından beri Sinan Şahinbaş yürütüyor. Tüm bu operasyonlarda onun ciddi emeği var. Ayrıca, bankanın dışa dönük, iletişimi kuvvetli yapısı sanki Şahinbaş’ın kişiliğiyle de örtüşüyor. Çok sempatik, kompleksiz bir yapısı var. Şahinbaş, Capital’in Johnnie Walker ile birlikte düzenlediği, “Genç Başarılı Genel Müdürler” organizasyonunda da üçüncülüğü elde etti. Sinan Şahinbaş’ı daha yakından tanıdıktan sonra, bu ödülün diğerleri gibi yerli yerine gittiğine emin oldum.
Sohbetimiz sırasında Sinan Şahinbaş’ın ilginç bankacılık öyküsünü de dinlemiş oldum. Dedesi, Yapı Kredi Bankası’nın eski yönetim kurulu başkanlarından, Kemal Satır. Şahinbaş ise İTÜ İnşaat Mühendisliği’nden mezun. O dönemde, ailedeki bankacılık geleneğiyle, sektöre girmek istiyor. Tabii ilk gittiği yer Yapı Kredi Bankası oluyor. Orada, çok fazla görüşmeden, hemen işe başla demeleri Şahinbaş’a dokunuyor. “Kendimi torpilli gibi hissettim” diyor. Bunun üzerine kabul edilmesine rağmen bu işe başlamıyor.
Ardından 1990 yılında Finansbank’a başvuruyor ve aynı yıl işe başlıyor. İlk işi hazine oluyor. Ardından yurtdışı görevler geliyor. Genel müdürlük öncesi, 1999 yılında Finansbank Holland’ın genel müdürlüğünü yapıyor. 2003 yılında Finansbank genel müdürlüğüne atandığında ise inşaat mezunu olduğu için, yine bir sorunla karşılaşıyor.
İÜ’deki uluslararası işletmecilik yüksek lisansı, bazı eksik dersler nedeniyle kabul görmüyor. Apar topar Yedi Tepe Üniversitesi finans dalında yüksek lisans alarak, eksik dersleri tamamlıyor. Ve genel müdürlük koltuğuna oturuyor. Genç yaşta hızlı bir yükseliş ve maceralı, başarılı bir bankacılık serüveni.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?