Media Pulse

Reklam Yayın İçeriğine Karışabilir Mi? Geçtiğimiz ay Vatan Gazetesi şiddet içeren televizyon dizilerine reklam verilmemesi için bir kampanya başlattı. Türkiye’nin önde gelen reklamverenlerin...

1.07.2006 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Reklam Yayın İçeriğine Karışabilir Mi?

Geçtiğimiz ay Vatan Gazetesi şiddet içeren televizyon dizilerine reklam verilmemesi için bir kampanya başlattı. Türkiye’nin önde gelen reklamverenlerinden bazıları da bu öneriye destek olacaklarını açıkladılar. Bunun üzerine köşe yazarları arasında tartışmalar da alevlendi. Tartışmalarda hassasiyetle üzerinde durulan noktalardan başlıcası ise şuydu: Reklamverenlerin yayınların içeriğine reklam gücünü kullanarak müdahale etmesi etik miydi? Bu konuyu, 92 şirketin üye olduğu Reklamverenler Derneği Başkanı Hakan Uyanık ile konuştum.

“Yayınlara Karışmak Doğru Değil” Hakan Uyanık şiddet içeren dizilere reklam verilmemesi konusundaki görüşlere, “Tabii ki katılıyorum” diyor. Ardından da sözlerine şöyle devam ediyor: “Ancak, detayların iyi analiz edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bununla birlikte RVD’nin televizyon programlarının içeriğine karışmasını veya müdahale etmesini doğru bulmuyorum. Kaldı ki, RVD’nin yayın ve dizilere reklam verilmemesi konusunda yönlendirmede bulunması hukuken de sakıncalı.”

“Elimizi Taşın Altına Koymalıyız” Şiddetin tarifinin kişiden kişiye farklı olduğuna da değinen Uyanık şöyle devam ediyor: “Hangi programın şiddet hangisinin şiddet içermediğinin tespiti RVD’ye ait olamaz. Fakat RVD, yaptığı çalışmalarla şirketlerin kendi iç denetim mekanizmalarının harekete geçmesinde, ortak bir bilinç oluşturmada yol gösterici bir rol üstlenmeli ve de üstlenmekte. Derneğimiz, sorumlu yayıncılık ve şiddet konusunda herkesin elini taşın altına sokması inancı ile bu sorunun tartışılacağı bir platformun hazırlığı içinde. Çıkan bilimsel sonuçları da tüm ilgililere ve kamuoyuna sunmak istiyoruz.”

“Herkesin Rolü Ve Amacı Belli” Hakan Uyanık’ın, “Reklam gücünün medyayı ödüllendirmek ve cezalandırmak için kullanılıyor olması sizce etik mi?”şeklindeki soruma verdiği yanıt ise şöyle:

“Şirketler medya planlarını yaparken reklamlarını hedef kitlelerinin takip ettikleri programların arasında yayınlatarak, mesajlarının doğru kişilere ulaşmasını hedeflerler. Bunun ödüllendirmek veya cezalandırmakla bir ilişkisinin olması doğru değil. Ne reklamverenin reklamla cezalandırması ne de medyanın beğenmediği reklamı yayınlamaması veya kesmesi doğru değil. Herkesin rolü ve amacı belli. Bu rolün dışına çıkmak sektöre zarardan başka bir şey getirmez diye düşünüyorum.”

Jeffi Medina Eleştirilere Yanıt Verdi

hedYarışmanın Nabzını Tutan Alkışlar Bu yıl Kristal Elma ödül töreni geçtiğimiz yıllara göre daha coşkuluydu. Katılım yüksek, yarışan işler ise heyecan vericiydi. Büyük Ödül Televizyon kategorisinde Markom Leo Burnett’in Mc Donalds Tavuk Kanatları’na, Basın kategorisinde ise DDB&Co’nun Cafe Del Mando için hazırladığı ilana gitti.

Ancak, yarışmanın nabzını en iyi tutan alkışlar oldu. Ödül dağıtımında salonda en coşkulu alkışı, televizyon kategorisinde Kristal Elma Ödül’lü çalışmalar, TBWA-İstanbul imzalı Beko LCD, Rafineri imzalı Axess Card, Concept imzalı Cumhuriyet Gazetesi ve Markom Leo Burnett imzalı Mc Donalds Tavuk Kanatları Promosyonu aldı.

 “Seçim Yaparken Zorlandık” Ben de yarışma sonrası Jüri Başkanı Jeffi Medina ile görüştüm. Kendisine yarışmanın nasıl geçtiğini ve eleştiriler hakkındaki düşüncelerini sordum. Jeffi Medina 18’inci Kristal Elma Ödül töreni için, “Bence bugüne kadarki en başarılı Kristal Elma’lardan” diyor. Yarışmayı en iyi kılan özellikleri de şöyle açıklıyor: “77 ajans işleriyle katıldı. Katılan işlerin kalitesi çok iyiydi. Hemen bütün kategorilerde Kristal Elma verdik. Seçim yaparken de çok zorlandık.”

“Çarpışan Kişisel Egolar” Medina, Kristal Elma’nın neden çok eleştiri aldığını da şöyle açıklıyor: “Bu hep olmuştur, hep olacaktır. Bütün mesele bunu asgariye indirmek. Söz konusu bir yaratıcılık rekabeti olunca, çarpışan da kişisel egolar oluyor. Oysa bu seçimler demokratik bir şekilde yapılıyor. Bir jüri üyesi kendi işine oylayamıyor. Dolayısıyla, bir kayırma olamaz. İnsanların kendi egolarını bu kadar ön plana almamaları ve daha insaflı eleştirmeleri gerekir.”

“Davet Ettim, Gelmediler” Bir de Ali Taran, Hulusi Derici ve Serdar Erener’in yarışmaya katılmama nedenlerine ilişkin mesele var. Jeffi Medina bu konuyla ilgili olarak da, “Bu yarışmalar tamamen ajansların ve ajans başkanlarının kendi istekleriyle katıldıkları bir yarışma. Buna rağmen ben bu daveti bazı arkadaşlara yaptım. Ama katılmadılar. Bu da kendi kararlarıdır. Gönül ister ki herkes katılsın, ama katılmazlarsa da katılmazlar” şeklinde konuşuyor.

Barış Akbaş Kendi Ajansını Kurdu

hedKadro Artacak 3’üncü Kuşak Reklamcılık’ın yaratıcı direktörü Barış Akbaş, geçtiğimiz ay ajans başkanı Necmiye İşgören ile birlikte ajanstan ayrılmıştı. Akbaş ve İşgören, bu ayrılığın hemen ardından kendi ajanslarını kurdular. Hep adını taşıyan ajans, şimdilik 5 kişilik bir ekipten oluşuyor. Ancak, önümüzdeki günlerde kadroyu oluşturanların sayısı artacak. Barış Akbaş ile 3’üncü Kuşak Reklamcılık’tan ayrılma nedeni ve yeni ajansını konuştuk.

“Kararı Acele Aldık” Ayrılığın acele alınmış bir karar olduğunu belirten Akbaş, ayrılık nedenlerini de şöyle açıklıyor: “Reklamevi’nden ayrılarak 3’üncü Kuşak’a geçme nedenim zihniyet farklılığıydı. 3’üncü Kuşak’taki durum da bir anlayış uyuşmazlığına gidince ayrılık kararı aldım. Reklamevi’nde 10 yıl çalışmıştım. 3’üncü Kuşak’ta ise sadece 6 ay.”

“Ajans Açmak Önemli Değil” Barış Akbaş, 3’üncü Kuşak’tan birlikte ayrıldığı Necmiye İşgören ile ayrılık öncesi değil hemen sonrasında ajans kurma kararı aldıklarını da belirtiyor. Kısa sürede hayata geçen ajanslarıyla ilgili olarak, “Bir hafta içinde yapalım mı diye karar verdik. İsim ve logo bulduk. Ama önemli olan ajans açmak değil. Önemli olan ne yapacağımız” diyor.

“Amaç Aklı Başında İş Yapmak” Akbaş’ın yeni ajansla neler hedeflediğine gelince: “Müşteri bulalım para kazanalım gibi bir düşüncemiz yok. Bu işi de ciddi anlamda dert edinmiş reklamverenlerle çalışmayı düşünüyoruz. Çalışan sayısımız hiçbir zaman 30’u geçmeyecek. Çok fazla müşteriye aynı anda hizmet verilmeyecek. 7 ay önce ben Reklamevi’nin kreatif direktörüydüm. Orada 40’a yakın markayla ilgileniyordum. O kadar çok sayıdaki markanın ihtiyaçlarıyla bire bir ilgileniyor olmam söz konusu değildi. Bunu iddia eden herhangi bir ajans olduğunu da sanmıyorum. Bence işinde yetkin 12 kişinin 5 markayla ilgilendiği bir ajansla çalışmak reklamveren açısından da memnun edici sonuçlar doğurur.”
New York’da Türkiye’yi Karpat Polat Temsil Ediyor

Marketing Türkiye’nin temsilcisi olduğu, dünyanın en prestijli reklam yarışmalarından New York Festivali’nin 45 yıllık tarihinde ilk kez, televizyon reklamları jürisinde Türkiye temsil edilecek. New York Festivalleri TV reklamları jürisinde görevlendirilen isim DDB&Co’nun yaratıcı direktörü Karpat Polat... Polat reklam sektörünün en yetenekli isimlerinden. Henüz 29 yaşında olmasına karşın 20’den fazla Kristal Elma’nın yanı sıra, DM9DDB’de çalıştığı dönemde 9 adet ödül kazandı. Cannes Uluslararası Reklamcılık Festivali’nde 6 kez finalist oldu. 3 kez de Cannes Aslan’ına layık görüldü. Bu ay içinde gerçekleşecek New York Festivali’ndeki jüri üyeliği için Polat’la görüştük. Ancak, sadece festivali değil, reklam sektörünü, yurtdışı deneyimlerini de konuştuk. İşte sohbetten satır başlıkları:

Türkiye’nin Şansı Çok “Benim jüri üyesi olarak davet edilmem daha önce DM9DDB’deki kreatif direktörüm Miguel Benfica’nın önerisiyle oldu. Türkiye’den hangi işlerin yarışmaya katıldığını bilmiyorum. Ama Kristal Elma’da ödül alan pek çok reklam filminin festivalde şanslı olduğunu düşünüyorum.

Sonuçlar Adildi Kristal Elma’da jüri olarak zorlandık. Bine yakın iş değerlendirdik. Bayağı emek harcandı. Sonuçların adil olduğunu düşünüyorum. Ama yine de Kristal Elma lokal bir yarışma çok yorum yapmak doğru değil. Kristal Elma’yla ilgili tartışmalar hep olur. Yarışmaya getirilen eleştiriler New York’da da yapılıyordur. Ben yarışmanın sektörün röntgeni olduğunu düşünüyorum.

Brezilya Ve Türkiye Farkı DM9DDB’nin yer aldığı Brezilya’da reklam büyük bir sektör var. Dünyanın en iyi 20 reklam ajansından 3’ü orada. Benim çalıştığım 300 kişilik bir ajanstı. Geçen yıl orada, Cannes’da yılın ajansı olduk. Başarı tablosunda benim bir aslanım ve bir finalistim vardı. Dünyanın her tarafında olduğu gibi orada da herkes çok çalışıyor, büyük emek harcıyor. Reklamcılık açısından Türkiye ve Brezilya’nın en büyük farkının ise ölçek farkı olduğunu düşünüyorum.

İşmen Reklamcıların Nabzını Yokluyor
Kristal Elma bitti, yarışmaya yönelik eleştiriler ise sürüyor. Ancak, bu yıl yapılan eleştiriler sonrasında neredeyse bir ilk gerçekleşiyor. Memnuniyetsizliklerin nedeni sorgulanarak, giderilmeye çalışılıyor. Bunun ilk adımını Reklamcılar Derneği önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği bir toplantıyla atıyor. Toplantıda saptamalarda bulunup çözümler masaya yatırılacak.

Toplantı öncesi Farkyeri Ajans Başkanı ve Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Kağan İşmen de sektörel bir anket düzenledi. Ankette jürinin kararlarından, ödül töreninin yapıldığı mekan seçimi ve yapılan ikramın niteliğine kadar her konuda toplam 14 soru yer alıyor. İşmen, neden böyle bir girişimde bulunduğunu da şöyle açıklıyor:

“Her Kristal Elma sonrasında fevri tartışmalar yapılıyor. Bu fevri tartışmalar yapılacak çalışmalarla ortadan kaldırılabilir. Eksiklikler sıcağı sıcağına konuşulabilir. Bu anketi de Kristal Elma Organizasyonu’nu daha ileriye taşıma ve RD Yönetim Kuru’na rapor edilme amacıyla hazırlıyorum.”

Mediacat Felis’le Medya Fikirleri De Yarışacak

Türkiye’de son derece sınırlı olan reklam yarışmaları sadece reklam fikirlerini ödüllendiriyor. Ama reklam fikrinin doğru biçimde, doğru yerde, doğru hedef kitlelere iletilmesi de en az fikrin kendisi kadar önemli. Hatta bazen burada daha büyük yaratıcılığa ihtiyaç duyuluyor. Çünkü tüm süreçler içerisinde en büyük parayı reklamveren burada ödüyor.

İşte bu düşünceden yola çıkan Mediacat Genel Yayın Yönetmeni Pelin Özkan da ilk defa medya fikirlerinin ödüllendirileceği bir yarışma organize etti. MediaCat Felis Ödülleri adını taşıyan bu yarışmada ilgili kategorilerde katılan işlerin medya fikirleri yarışacak.

MediaCat Felis Ödülleri’nin bir yaratıcılık yarışması olarak tasarlandığını söyleyen Pelin Özkan, “Bu yarışmayla reklam sektöründe bile yaratıcı ajanslara göre daha teknik bir iş olarak algılanan medya planlama ve satınalma hizmetlerinde yaratıcılığın ne denli önemli olduğuna tanık olacağız” diyor.

Jüri Başkanlığını Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Karaca’nın yapacağı yarışmada, medya ajansı, reklamveren ve mecra temsilcilerinden oluşan bir jüri değerlendirmeyi yapacak.Yarışmaya son başvuru tarihi 31 Temmuz 2006.


Kısa Kısa

* Danone Konkuru Sonuçlandı Danone’nin Kasım 2005’ten bu yana sürdürdüğü medya ajansı konkuru sonuçlandı. OMD, Carat ve Mediamaks’ın da katıldığı konkuru Danone’ye 1998 yılından bu yana hizmet vermekte olan Mediaedge:cia kazandı.
 
* Harvey Nichols Tequila/İstanbul’da İngiliz markası Harvey Nichols, Tequila\İstanbul ile çalışmaya başladı. Unitim tarafından Türkiye’ye getirilen Harvey Nichols’ın tüm lansman ve reklam tanıtım çalışmalarını Tequila\İstanbul yürütecek.

* Farkyeri’ne Yeni Müşteri Farkyeri, yine konkursuz olarak yeni bir reklamverenle daha anlaştı. Ajans, Pınar Su A.Ş.’nin, Yaşam Pınarım, Madran ve Denge markalarına tam hizmet ajansı olarak iletişim çözümleri üretmeye başladı.

* Ekol Reklam’dan Şaşırtan Ayrılık Cihangir Altan kurucusu ve 22 yıldır ortağı olduğu Ekol Reklam Ajansından ayrıldı.
Altan reklamcılık yaşamını yeni kurduğu Telemedya İletişim Grubu’nda sürdürecek.

* Cannes Jürileri Belli Oldu Türkiye bu yıl Cannes’da Basın jürisinde Rafineri Ajans Başkan Yardımcısı ve Yaratıcı Yönetmeni Ayşe Bali Sarç, Medya Planlama ve Satınalma jürisinde MediaCom Genel Müdürü Banun Erkıran, Satış Promosyonu jürisinde TBWA\İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Cem Topçuoğlu tarafından temsil ediliyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz