Latin Amerika Türkiye’ye ne kadar uzak?Trendgroup, Idefil isimli bülteninin Nisan sayısında, son dönemde Latin Amerika’da yaşanan değişimi vurgulayarak, bu dalgadan tüm dünyayla birlikte, Türkiye’n...
Latin Amerika Türkiye’ye ne kadar uzak?
Trendgroup, Idefil isimli bülteninin Nisan sayısında, son dönemde Latin Amerika’da yaşanan değişimi vurgulayarak, bu dalgadan tüm dünyayla birlikte, Türkiye’nin de etkileneceğine dikkat çekiyor. Metin Yeğin’in Latin Amerika konusundaki birikiminden yararlanılarak hazırlanan bültende yeni dünya düzenini anlamak isteyenler için değerli ip uçları yer alıyor:
• Latin Amerika’daki toplumsal muhalefet gelir dağılımındaki adaletsizlikten en çok pay alanlar tarafından yürütülürken, kullanılan yeni yöntemler dünyada artan eşitsizliklerin yaşandığı diğer bölgelere ilham verebilir. Katılımcı, çoğulcu ve doğrudan demokrasinin pratik uygulamasına örnek olan Latin Amerika usulü yöntemler sadece oy vererek “sorumlu vatandaş” olmanın yerini alıyor. Seçmenler artık aracı istemiyor, sadece temsil edilmek değil doğrudan politika içinde olmak ve kararlara katılmak istiyorlar.
• Korku güvenli küçük dünyalara yapılan vurguyu artırıyor. Ancak politize olma talebiyle başlayan yolculuk güven aranan aile, küçük cemiyet ya da ruhani yeni akımlarda (new age) sonlanabiliyor. Artık reklamlarda bilim adamları yerine sıradan insanın diliyle konuşan, bilgilendiren karakterlere daha çok rastlıyoruz.
• İzlenme oranları yüksek olan dizilerde, “akıllı” olduğunu zanneden zenginlerin kendilerinden “daha insan” fakirlerin kendi ortamlarına girmesiyle mecbur kaldıkları mücadelede tüm izleyenler, zengine haddini bildiren, paranın değiştiremediği, adaletli başrol oyuncusunun tarafındadır (Bir İstanbul Masalı, Aşk Oyunu vs). Bu sefer izleyicinin tarafını tuttuğu “iyi” geçmiştekilerden başka tür bir “iyi”dir. Eskinin dürüst, ilkeli, hep doğru, bu dünyanın adaletsizliğini Tanrı’ya havale eden, kalender karakterleri gerçekçiliğini yitirmiş ve yerini oyunu kurallarıyla oynayan, nihai amacı adalet iken yolda başka duraklara uğrayan savaşçı karakterlere bırakmıştır.
• Kimi zaman yerelliğe yapılan vurgu milliyetçi gurura dönüşüyor. Bu bakımdan Lays’ın teyzesi ile Akbank cep kredi reklamında akıllı Türk seyircisine farklı yerlerden seslenmekte. Şimdiye kadar karakterler şehirliyken bundan sonra politikanın gündemini de daha fazla işgal etmesi dolayısıyla yerli kahramanlarla daha fazla karşılaşmamız kuvvetle muhtemeldir.
Müslüm Baba Dijital Alemin de Kralı
Dünyanın en büyük alkollü içki üreticilerinden biri olan Mey İçki, pazarlama araçlarını başarıyla kullanarak, markalarını cesaretle yenilemeyi başarıyor. Nisan’da önce Tekirdağ Rakısı’nın görünümünü değiştirdi. Sait Halim Paşa Yalısı’nda relansman için bir gece düzenleyen Mey İçki, Burhan Öçal, Trakya All Stars ve Asena üçgeninden oluşan çok özel bir gösteri gerçekleştirdi. Müzik ve göbek havasıyla birlikte yılların Tekirdağ markası yeniden doğuşunu başarıyla kutladı. Mey İçki’nin amiral gemilerinden Yeni Rakı’ysa, Müslüm Gürses’in son albümünün sponsorluğunu üstlenerek bir başka başarılı projeye imza attı.
Müslüm Baba’nın, gençler arasındaki popülerliğinden yararlanmak isteyen bir diğer marka da Türkiye’nin dijital eğlence platformu olma hedefindeki Muzi’ydi. Müslüm Gürses fanatikleri albüm piyasaya çıkmadan önce, internet’ten çıkış şarkısını indirme fırsatı buldular. Müslüm Baba, Gülhane Park’ının da, sanal alemin de kralı olduğunu kanıtlamış oldu.
Olivier Martinez Vakko’ya Pek Yakıştı
Moda ve kozmetik endüstrisindeki markalar ayrışmak için ünlülerle aynı resmin içinde olmayı pek seviyorlar. Ancak, ünlülerin özel yaşamlarındaki olayların, marka kimliğine zarar vereceği kaygısıyla, dönem dönem bazı anlaşmalar iptal edilebiliyor. Geçtiğimiz yıl Kate Moss’un kokain kullanırken çekilen görüntüleri sonrasında, pek çok müşterisi kendisiyle yollarını ayırmıştı.
Vakko’da Martinez’i görünce, “şahane bir ünlü kullanımı” diye düşündüm. Yakışıklılığı, karizması ayrı konu. Ortalık sevgilisine,eşine şiddet uygulayan, ihaneti normal sayan acayip adamlarla dolmuşken, kız arkadaşı Kylie Minogue’a kanserle mücadele ederken verdiği destekle, Martinez zaten kadın aleminin gönlünü feth etmişti.
Sevdiği kadın uğruna sinema kariyerine ara vermesi unutulmadı.“Aman canım, Kylie’ye biz de destek verirdik,” diyecekler çıkabilir, onu bilemem. Bildiğim şu ki, Martinez sayesinde Vakko bu sene kadınların kalbini çalmayı başardı.
İçten, Sıcak, Saygılı ve Sevgili Bir Kurumsal İletişim Projesi
OPET, 2000 yılından beri başarılı sosyal sorumluluk projelerine imza atıyor. “Temiz Tuvalet Kampanyası”, “Yeşil Yol” ve “Örnek Köy” projelerinden sonra, Gelibolu Yarımadası’nda yürütülen “Tarihe Saygı Projesi” de örnek vaka olabilecek bir çalışma niteliğinde.
Çanakkale’nin Türkiye Cumhuriyeti için çok önemli bir sembolik değeri var. Zengin tarihi mirası nedeniyle, bölgede yoğun bir ziyaretçi trafiği yaşanıyor. Ancak, bu yoğunluğu karşılayacak alt yapının eksikliği nedeniyle, yıllık 2.5 milyonu bulan ziyaretçiler çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalıyor.
OPET, bölgede yaşayanların huzurlu, ziyaretçilerin ise sorunsuz olarak bölgeyi gezmelerini sağlamayı hedeflemiş. Bölgenin doğal yapısını koruyan proje ile Şubat ayı başında Alçıtepe mercek altına alınmış. Çalışmalar, bir köy komitesinin kurulmasıyla başlamış. Ardından, OPET yetkilileri, komite ve köy muhtarlığı ile köydeki ana sorunlar, verilecek eğitimler, zor durumda olan ailelere yapılacak yardımları tesbit etmiş. Yoğun bir çalışmanın ardından, 18 Mart’da Alçıtepe Projesi tamamlanmış. Köyün girişindeki bina duvarları, Atatürk portreleriyle kapatılmış. Yollar ağaçlandırılmış, meydanın ışıklandırması yapılmış, evlere boya dağıtılarak, köy halkının evlerini boyamaları sağlanmış. Köylülere ev pansiyonculuğu ve İngilizce, el sanatları, hijyen ve hizmet eğitimleri verilmiş. Ayrıca, restoranlara porselen takımları, bardaklar, çatal-bıçak-kaşık ve amerikan servisler, köy kahvesine masa, sandalye, çay ve su bardakları verilmiş.
Daha sonra, Seddülbahir, Kilitbahir, Behramlı ve Eceabat’ta da aynı şekilde yerel dokuyu bozmadan, modernleştirme projesi başlatılmış. Sonuçta, ortaya ayrıntılarla titizlikle ve sevgiyle yaklaşılarak, gerçek anlamda gönülden yaratılan bir çalışma çıkmış.
Visa Fifa’yla anlaştı, futbolun Hakimi oldu.
Ödeme hizmetlerinde dünya lideri olan ve 24 milyon noktada kabul edilen Visa, dünyadaki en popüler spor olan futbolu sahiplenebilmek için Fifa’yla çok iddialı bir anlaşmaya imza attı. 2007 Ocak ayında başlayıp, 2014 sonuna kadar sürecek olan anlaşmaya göre, FIFA etkinliklerinde, sadece Visa’ya özel pazarlama araçları, etkinlikler ve geliştirme programları bulunacak. Visa ve FIFA ayrıca Visa’ya özel ödeme programları yaratmak üzere birlikte çalışacak.
Visa, anlaşma çerçevesinde 8 yıl boyunca, FIFA Konfederasyon Kupası, FIFA Club Dünya Kupası, FIFA U-20 Dünya Kupası, FIFA Interactive World Cup, FIFA Plaj Futbolu Dünya Kupası, FIFA U-20 Kadınlar Dünya Kupası ve FIFA Futsal Dünya Kupası da dahil bir dizi FIFA etkinliği ve yarışmasını destekleyecek. Visa ayrıca, paralimpik sporla uzun süreli ilişkisi çerçevesinde, görme engelliler için futbol organizasyonlarının geliştirilmesi ve desteklenmesi çalışmalarına katılacak.
FIFA’nın ticari ortaklık stratejisi, tüm dünyada ve hayatın her alanında futbolun gelişimine katkı sağlamayı hedefliyor. FIFA Ortakları, FIFA’yla etkinlik sponsorluğunun çok ötesinde bir ilişki içine giriyor ve tüm FIFA etkinlikleri, özel pazarlama araçları ve özel etkinliklerle ilişkili haklara sahip oluyorlar.
Otuz bin marka ölçüldü, en güçlüler Microsoft, GE, Coca-Cola
Pazarlama Araştırma Şirketi Millward Brown’un 30 bin marka üzerinde yaptığı BrandZ araştırmasının sonuçlarına göre dünyadaki “süper varlılklı” kitlenin büyümesine bağlı olarak lüks tüketim yükseliyor. Dünyanın en değerli ilk beş markasıysa; Microsoft, GE, Coca-Cola, China Mobile ve Marlboro.
BrandZ araştırması Çin markalarının küresel gücünün arttığının altını çiziyor. Dünyanın en değerli dördüncü markasının, China Mobile olması ve Lenovo’nun hızla büyümesi , gelecekte Çin markalarının öne çıkacağına işaret ediyor. Sonuçlara bakıldığında, perakende markalarının önemi artıyor. Wal-mart, Tesco, Amazon gibi kuruluşların, sundukları deneyim sayesinde marka güçleri büyüyor. Çoğu kez, perakendecilerin ünü, sattıkları ürünlerin önüne geçmeyi başarıyor.Ayrıca, yeni ekonomi, yeni iş modelleri ve yeni bir sermaye söz konusu. Starbucks, Zara gibi yeni iş modelleri “eski “ markalar karşısında tüketicilerin kafasında güçlü bir yer ediniyorlar.
Türkiyede’ki Sosyo Ekonomik Statü Grupları Arasındaki Uçurum
Araştırmacılar Derneği koordinasyonunda yapılan “Yeni Tanımları ile Türkiye’de SES Grupları” araştırması ülkemizdeki sosyo-ekonomik statü uçurumunu net olarak ortaya koyuyor. Değerlendirmelerin ağırlıklı olarak eğitim ve meslek sahipliğine göre yapıldığı araştırmanın sonuçları, pazarlamacıların en büyük hedefi olan AB SES grubunun ne kadar küçük olduğunu, ülkemizin aslında bir C’ler ülkesi olduğunu da gözler önüne seriyor.
SES Grupları Dağılımı
Merkez (%) Kır (%) Toplam (%)
A 1.5 0.0 1.1
B 12.2 2.2 9.1
C1 23.3 8.9 18.9
C2 31.8 31.2 31.6
D 23.3 40.3 28.5
E 7.9 17.4 10.8
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?