Yenilik Savaşçıları

Ar-Ge yöneticileri bir anlamda, şirketlerin gizli kahramanları. Yenilikçilik rüzgarı her tarafı kasıp kavururken, onlar şirketlerin Ar-Ge departmanlarında yeniliklere yön veriyorlar. Trendleri beli...

1.08.2007 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Ar-Ge yöneticileri bir anlamda, şirketlerin gizli kahramanları. Yenilikçilik rüzgarı her tarafı kasıp kavururken, onlar şirketlerin Ar-Ge departmanlarında yeniliklere yön veriyorlar. Trendleri belirliyor, geleceğin ürün fikirlerini hayata geçirmeye çalışıyorlar. Capital, Türkiye’nin en yenilikçi şirketlerinin Ar-Ge yöneticileriyle konuştu. Yeniliklere yön verenlerin kimler olduklarını araştırdı, stratejilerini, yeni dönem ajandalarını ve rekabet yaklaşımlarını sorguladı.

Arçelik’in Çevreci Müdürü
Arçelik, 300’ü aşkın ürünüyle Türkiye icat şampiyonu. Dünyanın en hızlı çamaşır makinesinden, en az su tüketen bulaşık makinesine kadar pek çok ilk Arçelik Ar-Ge departmanında gerçekleştirildi. Dolayısıyla sadece Arçelik için değil, tüm sektör için Arçelik Ar-Ge departmanı en önemli birimlerden. Bu birimde işleri yöneten kişi ise Dr. Cemil İnan.

Arçelik Ar-ge Direktörü Dr. Cemil İnan, Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü mezunu. Yüksek lisans yapan İnan, işe aynı üniversitede araştırma görevlisi olarak atıldı. 5 yıllık akademik çalışma hayatının ardından 1992 yılında Arçelik’te Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Merkezi’nde araştırma mühendisi olarak çalışmaya başladı. 1998 yılında araştırma uzmanı, 2001-2002 yılları arasında mekanik teknolojiler aile lideri olarak görev yaptı. Aralık 2002 tarihinde Arçelik AŞ Buzdolabı Ürün Geliştirme Yöneticiliği görevine getirilen Cemil İnan, Kasım 2006 tarihi itibariyle Ar-Ge direktörlüğü görevini yürütüyor. İnan, Türkiye’nin Ar-Ge’de kat ettiği yoldan memnun. Özellikle son 15 yılda bu konunun önem kazandığını söyleyen Cemil İnan şöyle konuşuyor:

“Artık Ar-Ge mühendisi arayan firmaların ilan sayısı hiç de az değil. Bu konuda son 15 yıldır ilgili tüm tarafların da katkıları ile ülkemizde gerekli düzenlemeler yapıldı. Yapılanlar sonucunda ülkemizde şirket ve üniversitelerin Ar-Ge projelerine ilgisi daha da arttı, ilginin karşılığı olarak kaynaklar da harekete geçti. Artık genç ve iyi yetişmiş işgücü bu konuya yönlendiriliyor. Sanayici rekabette ancak kendi özgün ürün ve teknolojisi ile ayakta kalabileceğini fark etti. Bundan sonraki ivmenin çok daha hızlı olacağını söyleyebiliriz.”

Cemil İnan, şirketlerin Ar-Ge gündemlerinde çevreye yönelik artan duyarlılığa da dikkat çekiyor. Ardından da sözlerine şöyle devam ediyor: “Çevre dünyada bütün sektörlerde en güçlü ve belirleyici trend haline geldi. Çevreye duyarlı ürünler ve çevre dostu üretim süreçleri geliştirmenin önemi de hızla artacak. Biz Arçelik olarak bu konuya eğiliyoruz. Su ve enerji sarfiyatını minimuma indiren projeler üzerinde çalışıyoruz.”

Vestel’de Ar-Ge’ye Yüzde 2 Pay
“Katma değer yaratamayan bir şirketin yaşama şansı yok” yaklaşımını benimseyen. Vestel Şirketler Grubu’nda, Ar-Ge’nin çok özel bir yeri var. Bin 100 kişinin çalıştığı Vestel Ar-Ge bölümünde her yıl 500’ü aşkın proje üretiliyor.

Vestel’de bu bölümü Murat Sarpel yönetiyor. Sarpel, Vestel Şirketler Grubu Ar-Ge Genel Müdürü. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği mezunu olan Murat Sarpel, uzun yıllardır Vestel’de önemli sorumluluklar üstleniyor. 1990 yılında gruba girdi, ilk 7 yıl Vestel Elektronik’te TV dizayn mühendisi ve TV proje müdürü, 1997-1998 yılları arasında da tasarım grup müdürü olarak çalıştı.

Vestel üst yönetiminin dikkatini çekince, aynı yıl Silikon Vadisi’nde Vestel USA’yı kurmak üzere görevlendirildi. 2001 yılında yeniden Türkiye’ye dönen Sarpel, Vestel Komünikasyon’da Türkiye’nin ilk dijital medya projeleri üzerine çalışan Ar-Ge’sini kurdu ve buradan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak çalıştı. 2005 yılında Vestel Komünikasyon Genel Müdürü olarak atanan Murat Sarpel, 1,5 yıl bu görevi yürüttükten sonra, son olarak Vestel Şirketler Grubu Elektronik Ar-Ge’lerden sorumlu genel müdür olarak atandı.

Bu kadar yıl Ar-Ge dünyasında faaliyet gösteren Sarpel, “Devamlılığını sürdürebilmek için sürekli katma değeri olan projeler üretebilen, inovasyon yapan şirketler ayakta kalabiliyor. Bunu gören tüm şirketler artık kendi Ar-Ge’lerini kurmaya çalışıyor. Fakat henüz Türkiye’de Ar-Ge istenen yere gelebilmiş değil. Bunun için devlet desteği de son derece önemli” diyor. Rakiplerden farklılaştıracak özel uygulamalar için devamlı yeni algoritmalar geliştirilmesi gerektiğini belirten Murat Sarpel, Vestel Şirketler Grubu olarak bu hedefle çalıştıklarını ifade ediyor. Her yıl Ar-Ge çalışmalarına cironun yüzde 2’sini harcadıklarını söylüyor.

Netaş’ın Ar-Ge Yaklaşımı
Ar-Ge departmanı yöneticilerinin ortak özelliklerinden biri, genelde üniversitelerin elektronik bölümlerinden olmaları. Nortel Netaş’ın Ar-Ge direktörü Ömer Aydın da elektronik mezunu yöneticilerden. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve İletişim Bölümü’nden mezun olan Aydın, aynı üniversitede yüksek lisans yaptı. Üniversite sonrasında da ilk iş olarak Meteksan’da sistem destek mühendisi olarak çalışmaya başladı.

Ardından Nortel Netaş’a girdi. Burada sırasıyla tasarım müdürlüğü, yazılım geliştirme müdürlüğü, ATM tasarım müdürlüğü ve multimedya ağ geliştirme direktörlüğü görevlerinde bulundu. Ömer Aydın’ın bugünkü pozisyonuna geldiği yıl ise 2003. 4 yıldır Nortel Netaş’ta Ar-Ge çalışmalarına liderlik yapıyor.

Nortel Netaş’ın Ar-Ge’ye çok daha geniş bir açıdan baktığını belirten Aydın, “Araştırma geliştirmenin ülkemizin geleceği açısından hayati bir öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Ancak, ülkemizde telekomünikasyon alanında Ar-Ge yapan şirket sayısının artması gerekiyor. Ar-Ge, uzun dönemli bir kararlılık ve yüksek maliyet gerektirmekle birlikte, geri dönüşü yüksek olan bir yatırım. Bu yatırım, 3-5 yıl içinde ülkeye ihracat geliri, sosyal refah, istihdam ve siyasi güç olarak geri dönüyor” diyor. Ar-Ge harcamalarının düşüklüğüne de değinen Aydın, bu konuda da şöyle konuşuyor:

“Harcamalar çok düşük. 2002 yılında Amerika, Ar-Ge için 276, Almanya 50, Fransa 32, İngiltere 29 milyar dolar harcarken Türkiye’nin Ar-Ge harcamaları 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Ar-Ge teşvikleri ve Ar-Ge projelerinin yoğun şekilde desteklenmesiyle Türkiye bu alanda emekleme aşamasından yürüme, hatta koşma aşamasına erişecektir. En büyük arzumuz, teknoloji geliştirme yarışında aramıza yeni şirketlerin katılması ve Türkiye’nin dünyanın en cazip Ar-Ge merkezlerinden biri olması.”

Unılever’deki Yenilikçi
Ayşegül Yanık, Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Ürünleri Grubu Ürün Geliştirme Müdürü. Unilever’de yeni ürün çıkarmanın en hareketli olduğu bölümlerin başında ev ve kişisel bakım ürünleri geliyor. Bu nedenle Yanık’ın da işi oldukça büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Yaklaşık 6 yıldır bugünkü görevinde bulunan Ayşegül Yanık, öncesinde de pek çok yerde çalıştı. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü’nden mezun olduktan sonra, önce master yaptı, ardından da Roche’ta kalite kontrolde görev aldı. Ardından Marshall Grup ve Hunca Kozmetik’te çalıştı.

1996 yılında araştırma mühendisi olarak Unilever’e girdikten sonra şirkette, temizlik ürünleri uzmanlığı, temizlik üretimleri geliştirme müdürlüğü ve kişisel ev ürünleri geliştirme müdürlüğü görevlerini üstlendi. Son olarak geçtiğimiz yıl mart ayında bugünkü görevine gelen Ayşegül Yanık, Ar-Ge gibi bir birimde uzun yıllar çalışmış olmaktan keyif duyduğunu belirtiyor. Türkiye’de Ar-Ge’ye verilen önem konusunda gidilecek daha çok yol olduğunu düşünüyor. Son yıllarda bu konuda bilincin ve yapılan yatırımların arttığını belirtiyor. Yanık, “Unilever gibi bir şirkette bu işi yaptığım için kendimi şanslı buluyorum. Çok tecrübeli, güçlü bilgi birikimine sahip, yetkin bir Ar-Ge ekibimiz var. Bu, Türkiye’deki tüketici ihtiyaçlarını çok iyi anlayarak, onlara uygun ürünler geliştirilmesini mümkün kılıyor” diyor.

Ayşegül Yanık, Ar-Ge planlarını da şöyle açıklıyor: “Sürekli yeni ürün fikirleri üretilmesi, bu fikirlerin ürüne dönüştürülmesine odaklanmış durumdayız. Bunları yaparken de üniversite endüstri işbirliğinin de çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden birçok üniversitemizin farklı bölümleriyle de ortak projeler yapıyoruz.”

Kendini Ar-Ge’ye Adamış Ar-Ge’ci
Karel Ar-Ge Başkanı Yaman Tunaoğlu, tam bir araştırma geliştirme uzmanı. Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümü mezunu. Yüksek lisans çalışmasını Amerika’da Michigan Technological University’de burslu olarak yaptı. IBM’in ‘1’ hızındaki PC’si ile master programı sırasında tanışan Tunaoğlu, bir dersin projesi olarak bu PC’ye takılan bir kart tasarladı.

Ardından da Amerika’da iş olanaklarını araştırmaya başladı. Bu sırada Ankara ve İstanbul’da Karel’in kuruluşu ile ilgili ilk adımları atan ağabeyleri Sinan ve Serdar Tunaoğlu’nun isteği ile Türkiye’ye döndü. Dönüşüyle 18 yıldır devam eden Karel yolculuğuna başladı.

1987 yılında Sinan Tunaoğlu ile birlikte Türkiye’nin ilk dijital santralını yaptı. Şirketin daha sonraki yıllarında Sinan Tunaoğlu daha çok mali ve idari konularla ilgilenirken, Yaman Tunaoğlu ise Ar-Ge ağırlıklı konulara yoğunlaştı. Bugün Türkiye pazarında en büyük paya sahip MS serisi küçük ve orta büyüklükteki santrallerin yazılımlarının tamamı Yaman Tunaoğlu tarafından yapıldı.

Ar-Ge konusunda yılların deneyimine sahip olan Tunaoğlu, Türkiye’nin Ar-Ge’de kat ettiği yolu olumlu olarak nitelendiriyor. Ancak yurtdışında yaşananları örnek alarak Ar-Ge’de yapılması gerekenleri de şöyle anlatıyor: “ABD’de ve Avrupa’daki örneklere baktığımızda teknoloji bölgelerinde yer alan firmalar arasında büyük bir sinerjinin sağlanmış olduğunu görüyoruz. Her firmanın bir uzmanlık alanı var, o alanda araştırma-geliştirme yapıyor. Bu oluşumlar teknoloji üretiminin artmasına önemli katkılarda bulunuyorlar. Bizde de teknoparklar ile bu yönde ilk adım atıldı. Ancak bu uygulamanın daha da yaygınlaştırılması gerekiyor.”

“Üniversite-Sanayi İşbirliği Şart”

Semih İncedayı / Turkcell Ar-Ge Bölüm Yöneticisi

Bir Yıldır Görevde
Türkiye’nin ilk GSM operatörü olan Turkcell, yıllardır sektördeki liderliği elinde tutuyor. Abone sayısının yanında, sunduğu yeniliklerle pazardaki gücünü pekiştiren şirketin, bu noktada en büyük gücü Ar-Ge departmanı. Her yıl ürün geliştirmeye yönelik yüzlerce proje yürüten Turkcell, bu projeleri Semih İncedayı’nın önderliğinde oluşturuyor.

E-İmza Ve Turkcell’im’de İmzası Var
Turkcell’in Ar-Ge Bölüm Yöneticisi olan İncedayı, henüz geçtiğimiz yıl Turkcell ailesine katıldı. Onun gelişiyle birlikte de Turkcell, e-İmza ve Turkcell-im gibi uygulamaları hayata geçirerek teknik atılım gerçekleştirdi. Semih İncedayı, Turkcell’de yeni olmasına karşın sektörün en deneyimli yöneticilerinden. ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği’nden mezun olan İncedayı, 10 yıl Koç Grubu’nda çalıştı. Yazılım destek mühendisi olarak işe başladığı grupta, son olarak Koçbank’ta sistem destek grup yöneticiliği görevini yürüttü.

Turkcell’in Ar-Ge Yaklaşımı
Semih İncedayı’ya göre Ar-Ge’de başarılı olmak için üniversiteler ve araştırma kurumları ile işbirlikleri yapmak gerekiyor. İncedayı, “Turkcell her zaman iş ve çözüm ortakları ve müşterileri ile birlikte büyüdü. Ar-Ge alanında da eko-sistem yaklaşımını geliştirerek sürdürecek. Ülkemizde Ar-Ge’nin yol alabilmesi için özgün ürün geliştirmenin desteklenmesi, üniversitelerin ve akademisyenlerin sanayi ile çalışma yöntemlerinin serbestleştirilmesi gerekiyor” diyor.

Türkiye’nin İlk Ar-Ge Departmanını Kurdu

Tanju Argun / Goldart Holding Ürün Geliştirmeden Sorumlu Genel Koordinatörü

Yılda 5 Bin Ürün Hedefiyle Çalışıyor
Dünya markası olmak için ciddi adımlar atan Goldaş için Ar-Ge her şeyin başlangıcı. Çünkü Goldaş tasarımla varolan bir marka. Tasarımın ve yeni fikirlerin Goldaş’taki mutfağı da Goldaş’ın iştiraki Goldart Holding’in ürün geliştirme bölümü. Bu bölüm yılda 5 bin yeni ürün hedefiyle çalışıyor. Yenilikteki hızıyla şirketi rekabette öne geçirmeyi amaçlıyor.

Yeniliklerin Altında İmzası Var
Böylesine kritik öneme sahip olan bölümün yöneticisi ise Tanju Argun. Goldart’da yapılan pek çok yeniliğin altında Goldart Ürün Geliştirmeden Sorumlu Genel Koordinatörü olan Argun’un imzası var. Bugün yaptığı işin yanında geçmişte de başarılı işlerin öncülüğünü yapan Argun, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunu.

“Teknoloji Transferi İle Olmaz”
İşe ilk başladığı gün ile bugünü kıyasladığında ise, “34 yıl önce Türkiye’nin özel sektördeki ilk Ar-Ge departmanını kurmuş bir kişi olarak, çeşitli sektörlerden birçok şirketimizin Ar-Ge konusunda koşmaya başladığını söyleyebilirim. Emekleyenler varsa da onlar da bir gün ayağa kalkıp koşacaklardır” diyor.

Argun, edindiği deneyimlere dayanarak salt teknoloji transferi yaparak bir yere varılamayacağını söylüyor. Teknoloji transferi ile başlasalar bile şirketlerin mutlaka kendi ürünlerini geliştirmek zorunda olduklarını belirtiyor.

“Ar-Ge Departmanları Bağımsız Değil”

Bil Ergin / Algida Ar-Ge Başkanı

Kalite Kontrol Yöneticiliğiyle Başladı
Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü mezunu olan Bil Ergin, iş hayatına ilk olarak Dosan Konserve’de kalite kontrol yöneticisi olarak başladı. 6 yıl burada çalıştıktan sonra 1990 yılında Algida’ya girdi. İlk görevi, geliştirme ve kalite kontrol yöneticiliğiydi. Ardından Algida Costa Rica’da bölgesel gelişim ve kalite kontrol yöneticiliği yaptı. 1999 yılında bugün bulunduğu göreve getirilen Bil Ergin, Algida’da pek çok yeniliğe imza attı.

Yerel Tatların Oluşmasında Rol Aldı
Markanın Türkiye piyasasına özgü yerel tatları oluşturmasında aktif görev aldı. Ergin, son olarak Unilever’in hayata canlılık katma misyonuna paralel yeni ürün platformları hazırlıyor. “Vitality programına uygun teknolojiler ve hammadeler üzerinde çalışıyoruz. Örneğin daha az yağlı ve daha az şekerli reçeteler geliştiriyoruz” diyor. Algida cephesinde çalışmalarına son hızla devam eden Bil Ergin, Türkiye’de Ar-Ge’nin gelişimini olumlu olarak nitelendiriyor. Ancak sorunlar olduğunu da belirtiyor.

“Ar-Ge Patron Ne Derse Onu Yapıyor”
Türkiye’de kurumsallaşmış şirketlerde ve öncü markalarda Ar-Ge departmanlarının yapılandırılmasını yeterli bulduğunu ifade eden Ergin, bunların sayısın çok fazla olmadığını da sözlerine ekliyor. Bil Ergin, Ar-Ge’de yaşanan bir soruna da şöyle dikkat çekiyor: “Çoğu şirkette Ar-Ge departmanı var, ancak bağımsız değil. İş planları pazarlama departmanları tarafından belirleniyor. Pazarlama departmanı ya da patron ne derse onu yapıyor. Ar-Ge departmanlarının sorumluluğu artmalı. Şirketler orta ve uzun vade büyüme planlarında yeni ürün stratejisini belirlemeliler. Ar-Ge departmanlarını güçlendirmeyen ve yapılandırmayan, farklılık ve yenilik yaratamayan şirketler kaybetmeye mahkumdur.”

“Ar-Ge Lokomotif Rolü Üstleniyor”

“Ar-Ge, Sütaş’ın Yaşam Şekli”
1999 yılından bu yana Sütaş’ta kalite sağlama, Ar-Ge ve teknoloji alanlarında grup başkanı olarak görev yapan Gülay Özcan, daha önce Pınar Süt’te Ar-Ge ve satın almadan sorumlu genel müdür yardımcısıydı. Özcan, Sütaş’ta gerçekleştirilen Ar-Ge faaliyetlerini şu şekilde yorumluyor: “Sürekli iyileştirme olgusu, aslında tek başına Ar-Ge’nin üstleneceği bir sorumluluk değil. Ar-Ge burada lokomotif rolü üstleniyor. İşçisinden en üst yöneticisine kadar benimsenmiş bir yaşam şekli haline dönüştü.”

Unmaş Unlu Mamüller Ar-Ge Müdürü Tülay Kahraman

“Ar-Ge Kaçınılmaz Olacak”
Unmaş Ar-Ge Müdürü Tülay Kahraman, Çukurova Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra Almanya, Ukrayna, Hollanda, Barselona ve Amerika’da ekmekle ilgili birçok Ar-Ge faaliyetinde yer aldı. 2003 yılından itibaren Uno bünyesinde çalışıyor. Daha önce Marmara Un Sanayi, Doruk Una’da çalışan Kahraman, Ar-Ge’nin geleceği hakkında şunları söylüyor: “Bilgiye dayalı ekonomi giderek önem kazanıyor. Bilginin istenen zamanda ve kalitede üretilmesi ise araştırıcı, yaratıcı ve sorgulayıcı Ar-Ge sistemlerinin kurgulanmasını kaçınılmaz kılacak.”

Hande Yavuz
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz