Antalya’da
1984 yılında
kurulan
AGT firması,
dünya mobilya sektörünün
ihtiyacı olan ahşap
malzemeleri üretiyor.
AGT Yönetim Kurulu
Üyesi Mustafa Hulusi
Söylemez, şirketin ilk kurulduğu
yıllarda adının
Ağırsanayi Gelişmiş Teknoloji
olduğunu, sonradan
Ahşabı Geliştiren Teknoloji
olarak modernize edildiğini
söylüyor.
İsmin içindeki “T”nin
başından beri teknolojinin
t’si olduğunu belirten
Mustafa Hulusi Söylemez,
o yıllarda Türkiye’de ahşap
sektöründeki teknoloji
uygulamasının dünyada
bile yeni yeni görülmeye
başladığını, ahşabın kendi
özelliklerinden dolayı yıllarca
teknolojiye ihtiyaç
duymayan bir malzeme
olduğunu ifade ediyor.
Ahşap teknolojisindeki
uygulamaların ahşabı
korumak için ortaya çıktığını
anlatan Mustafa Hulusi
Söylemez; “Ağaç yerine doğal ağaç liflerinden elde edilmiş birtakım
kaplamalar, plakalar, yüzey kaplama malzemeleri üretilmeye başlandı.
Bunun nedeni doğayı korumak. Ağaç dokularına sahip, olabildiğince
ağaç efekti veren, içinde ağaçtan parçalar taşıyan ama çevreci
malzemeler bizim sektördeki teknolojinin çıkış noktaları oldu” diyor.
Sanayici kimliğiyle olduğu kadar ralli şampiyonu olarak da tanınan
Mustafa Hulusi Söylemez, sorularımıza şu yanıtları veriyor.
CAPITAL: Ahşabın içine teknoloji nasıl girdi?
- Önce hammaddede başladı. MDF’nin, suntanın, yonga levhanın,
kontrplağın icat edilmesiyle ahşapta teknoloji başlamış oldu. İkinci
hamle ahşap görünümlü ve ekonomik yüzey kaplamanın yani laminasyon
teknolojisinin gelişmesi oldu. Biz de o zamanki şartlarda doğal
kaplama
ile başladık. Sonra PVC teknolojisi çok gelişti. Ahşap dokulu
yüzeylerin
PVC ile lamine edilmesi bizim ana teknolojimizdir. Onunla beraber
geldiğimiz nokta bugün ahşap malzemeden çok parlak dediğimiz
yüzeyler. Ahşap görünen ama aslında çok ince PVC kaplanmış, çizilmeye
dayanıklı yüzeyler üretiyoruz. Bunları şekillendirip mobilya sektörünün
hizmetine sunuyoruz.
Dünya çapında 52 ülkede, yaklaşık bin tane mobilya fabrikasının ve
500 tane bayi teşkilatının yarı mamul ihtiyacını karşılıyoruz. Bunlar
mobilya
üretmeye yarayan tüm konstrüksiyon, gövde ve kapak malzemeleridir.
Binlerce mobilya üretecek malzeme üretmemize rağmen, mobilyanın
kendisini üretmiyoruz.
Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?
İhracat yaptığımız ülkeler arasında tüm komşularımız var. Ayrıca
uzak pazarlarda Kuzey Afrika ülkeleri, Güney Afrika, Arap ülkeleri,
ABD ve Hindistan bulunuyor. Antalya’nın liman şehri olmasının avantajıyla
kolayca sevk edebiliyoruz. İstanbul’da da birkaç depo ve lojistik
merkezimiz var.
Bizim avantajımız Avrupa’ya ihracatımızın çok az olması. Ortadoğu,
Dubai, Afrika ve Hindistan bizim yeni pazarlarımız. Bu ülkeler bizi
toparladı. Avrupa ve Rusya krizden çok daha fazla etkilendi. Ama biz
52 ülkeye bölünmenin avantajını yaşadık. Bazı ülkelerde satışımız yarı
yarıya azaldı, bazı ülkelerde arttı.
PVC üretiminiz var mı?
Bizim plastik kompozit dediğimiz, ahşap talaşıyla plastiğin karıştığı
bir imalatımız var ama bu daha çok ahşaba yakın, PVC’ye değil.
Birçok mobilya markasıyla ilişkimiz var. Bunlarla ilişkimiz daha
ürün geliştirme bazında başlıyor. Burada 2 bin metrekarelik bir
showroom’a
sahibiz. Tasarımcılar, mobilya firmaları gelip buradan fikir alıyor.
Büyük mobilya firmaları ile çözüm ortağı olarak çalışıyoruz. Onların
ihtiyaçlarına göre ürün tasarlıyoruz.
Ar-Ge ekibiniz kaç kişi?
Bizde Ar-Ge’de 25, toplamda ise 500 kişi çalışıyor. Son derece
teknolojik
üretim yaptığımız için böyle. Eski teknolojiyle üretim yapmış
olsaydık 1000’in üzerinde işçi çalıştırmamız gerekecekti.
~ CAPITAL: 2009’da ne kadar ciro yaptınız?
- 2008 ciromuz 130 milyon TL idi. 2009’da yüzde 5 arttı. 2008’de ciromuzun
yüzde 46’sı ihracattan geliyordu. 2009’da bu rakam yüzde 52
oldu. İç pazardaki kaybı ihracatla kapattık. İç pazarda bizim sahamızda
üretim yapan 20’den fazla rakip var. Biz pazarın yarısına hâkimiz.
Son kullanıcıya yönelik ürünleriniz var mı?
Yeni bir ürünümüz var şimdi, iç mekan, ev, otel ve ofis kapısı. Bugüne
kadar ürettiğimiz ve nihai üreticiye giden ilk bitmiş ürünümüz.
Çok yeni bir teknoloji ile üretiyoruz. Türkiye’de örneği yok. İlk defa biz
geliştirdik. Hem modern hem ekonomik bir ürün. Rakiplerimizden ucuza
mal etmeyi başardık. 2009’da yaklaşık 20 bin tane kapı sattık.
2010’da inşaat sektörünün hızlanmasıyla birlikte satışların yaklaşık
beş
katına çıkacağını düşünüyoruz. Bizim hedef kitlemiz müteahhitler, büyük
konut projeleri. Örneğin Hindistan’ın en büyük projesinden kapı siparişi
aldık. Dubai’de yine büyük bir projede varız.
CAPITAL: Antalya ekonomisi hakkında görüşleriniz neler?
- Antalya bırakın sanayiyi, daha düne kadar bir ticaret şehri bile değildi.
Ekonomisi çok kısa sürede belli bir noktaya geldi. Biz Antalya’daki
birkaç öncü kuruluştan biriyiz. Bu öncü kuruluşlar sayesinde Antalya’da
sanayi gündeme gelmeye başladı. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde
kurulan üçüncü fabrikayız. Şu anda Antalya’da 125-130 tane
ciddi sanayi kuruluşu var, durum kötü değil yani. Bunların beş-altı
tanesi
de dünyada tanınan, marka olmayı başarmış şirketler. Bunların arasında
Adopen, Anteks, AGT, Levent Kimya gibi büyük firmalar var.
Hobi olarak ralli yarışlarına katılıyorsunuz. Yöneticilikle
benzeyen yanları var mı?
2009’da Türkiye Ralli Şampiyonası’nda sezonun ortasına kadar genel
klasman ikincisiydik. Dördüncü ve beşinci yarışlarda mekanik sebeplerden
dolayı geride kaldık ve beşinci olduk. Otokros şampiyonu
olarak kapattık sezonu. Kopilotum Cem Bakançocukları. Yarış onun
ana işi bense iş adamıyım, bu benim hobim. Yine de oldukça başarılı
olduğumu düşünüyorum. Çünkü beş yıl önce, geç bir yaşta, 33
yaşında
başladım. İnşallah seneye daha iyi olacağız.
Türkiye’de sanayicilerin sivri insanlar olduğunu düşünüyorum çünkü
çılgınlık bu işleri yapmak Türkiye’de. Ralli stres atmanın bir yolu.
Aynı zamanda çok öğretici bir spor dalı. Bir yarışta minimum 300 kişi
görev yapar. Uluslararası bir yarışsa 600 kişi çalışır. Saatleri
senkronize
olarak kalkıp akşama kadar aynı tempoda çalışırlar. Ekibinizle
bütünleşmek
zorundasınız. Süre az, kopilota güvenmek zorundasınız bir anlamda
hayatınız onun elinde. Hızlı karar verme, ekip çalışması gibi
özellikleriyle
aslında iş hayatına çok benziyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?