Bazı iktisatçılar IMF'nin arkasından teneke çalarken bazıları da ucuz kaynağın elde kaçırılmasına hayıflanıyor.
Türkiye’nin IMF (International Monetary Fund; Uluslararası Para Fonu) ile yürüttüğü son stand by anlaşması Mayıs 2008’de sona ermişti. Zaman zaman epey zayıflamış olsa da, o zamandan beri de bu anlaşmanın yenilenebileceği beklentisi kamuoyunda eksik olmamıştı. Fakat geçen ay hem IMF’den hem de hükümetten gelen açıklamalarla bu beklenti sona erdi. IMF ile yeni bir anlaşma yapmaya yönelik görüşmelerin en azından mayıs ayına kadar sona erdiği kesinleşti. Mayıs ayında IMF uzmanları her üye ülkede yapılan rutin incelemeler için ülkemize gelecek. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan mayıs sonrasında görüşmelerin yeniden başlayabileceğine ilişkin olarak bir açık kapı bıraktı ama anladığımız kadarıyla bu görüşmelerin yeniden başlaması ihtimali pek de yüksek değil.
IMF ile anlaşmanın neden suya düştüğü konusunda rivayet muhtelif. Ancak bu çok da önemli değil. Önemli olan bu anlaşmanın gerçekleşmemesinin ekonomiyi nasıl etkileyeceği. Görüşmelerin sona erdiğinin açıklanması kısa vadede mali piyasalar üzerinde etki yapmadı. Fakat iktisatçılar zaten daha çok reel ekonomi üzerindeki orta ve uzun dönemli etkileri merak ediyor. Her kötülüğün başı olarak IMF’yi gören ve her daim karşı çıkan bir kısım iktisatçı arkasından teneke çalarken, bir kısım iktisatçı ise ekonominin daha hızlı büyümesini sağlayabilecek ucuz bir finansman kaynağı elden kaçırıldı diye hayıflanıyor. Ayrıca IMF denetimi olmadan bir seçime doğru yol alan hükümetin bu süreçte seçim ekonomisi uygulamasına giderek mali dengeleri berbat edebileceğinden de ciddi ciddi korkuluyor.
63 YILIN YARISINI IMF DENETİMİNDE GEÇİRDİK
ENFLASYON MERKEZ’İ DE ENDİŞELENDİRMEYE BAŞLADI
İHRACATA ALTIN FRENİ
SANAYİDE TOPARLANMA ÇOK YAVAŞ
İŞSİZLİK ORANI 2009’DA 3 PUAN SIÇRADI
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?