Kararsızlık var beklemedeyiz

Türkiye Katılım Bankaları Birliği Başkanı ve Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir, hem uzun vadeli sektör planlarını hem bu yıl için genel tabloyu şöyle çiziyor...

1.09.2020 01:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Kararsızlık var beklemedeyiz

Elçin Cirik

[email protected]

Katılım bankacılığı, konvansiyonel bankacılık sektörünün üzerinde büyümeyi yılın ilk yarısında da sürdürerek aktif büyüklükte payını yüzde 7’ye çıkardı. Türkiye Katılım Bankaları Birliği Başkanı ve Ziraat Katılım Genel Müdürü METİN  ÖZDEMIR, faizlerdeki artış nedeniyle “Bireysel bankacılıkta ciddi yavaşlama, fren var” diyor. Her şeyin, salgının seyrine bağlı olduğuna dikkat çeken yönetici, hem finansal sektörün hem reel sektörün temkinli hareket ettiğini anlatıyor ve “Yatırımcı bir yandan krizin getirdiği fırsatlardan yararlanmak istiyor, diğer yandan işlerin devamı önceliğiyle likiditeye ağırlık veriyor. Kararsızlık var. Bekleme dönemindeyiz” diye konuşuyor.

Katılım bankacılığı, konvansiyonel bankacılığın üzerinde büyüyerek sektördeki payını artırıyor. Haziran sonu performansıyla katılım bankacılığının sektördeki payı yıl sonundaki yüzde 6,3’ten yüzde 7’ye çıktı. İlk yarıda katılım bankalarının toplam aktifleri 2019 sonuna göre yüzde 28,2 arttı; bankacılık sektöründeyse büyüme yüzde 19,2 oldu. Kredilerde 2019 sonuna göre yüzde 27,6 artış yazıldı; bankacılıkta bu oran yüzde 21,7 olarak gerçekleşti. Mevduatta da yüzde 24,9 artış yakalandı. Türkiye Katılım Bankaları Birliği Başkanı ve Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir, “Aslında özellikle mart ayı öncesi ciddi bir performans yakalamıştık. Tabii bu salgın işin içine girince ekonominin yavaşlamasıyla biz de yavaşladık” diyor. Haziranla birlikte piyasada ciddi toparlanma gözlemlediğini belirten Özdemir, şimdilerdeyse faiz ve döviz piyasalarında yaşanan son hareketlenmeyle hem bireysel hem tüzel tarafta yavaşlama olduğunun altını çiziyor. “Bireysel kredi  faizlerinde de artış oldu; artık avantajlı oranlarla kredi kullandıramıyoruz. Bireysel bankacılıkta ciddi yavaşlama, fren var. Tabii her şey, salgının seyrine bağlı… Doğrusu hem finansal sektör hem reel sektör olarak temkinli hareket etmeye, başımıza gelecek her türlü krize hazırlıklı olmaya gayret ediyoruz. Herkes temkinli gitmek istiyor” yorumunu yapıyor. Türkiye Katılım Bankaları Birliği Başkanı ve Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir, hem uzun vadeli sektör planlarını hem bu yıl için genel tabloyu şöyle çiziyor: 

Katılım bankaları olarak yılın ilk yarısını nasıl geçirdiniz?

 Haziran sonunda temel finansal göstergelere baktığımızda katılım bankacılığında başarılı bir dönem geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Katılım bankalarının toplam aktif büyüklüğü 2019 sonuna göre yüzde 28,2 oranında arttı; bankacılık sektöründeki yüzde 19,2’nin üzerinde büyüdük. Kullandırılan fonlarda, yani kredilerde 2019 sonuna göre yüzde 27,6 artışımız mevcut; bankacılıkta bu oran yüzde 21,7 oldu. Toplanan fonlar, yani mevduatta da yüzde 24,9 artış yaşadık; burada da bankacılık sektörü yüzde 18,5 artı yazdı. Yılın ilk 6 ayında katılım bankaları toplamda 1,7 milyar TL kâr elde etti. Aslında özellikle mart ayı öncesi ciddi bir performans yakalamıştık. Tabii bu salgın işin içine girince ekonominin yavaşlamasıyla biz de yavaşladık. Sektöre kamu katılım bankalarının da oyuncu olarak katılmasından sonra tatlı bir rekabet anlayışı getirdik. Kullandırdığımız fonların yüzde 34,4’ü KOBİ’lere sağlandı. Bu da katılım bankalarının reel sektörle olan sıkı ilişkisini ortaya koyuyor. 

 Katılım bankacılığı pandemi sürecini nasıl geçirdi? Bu dönemde ertelemeler ne kadar oldu? 

 Özellikle ekonomi yönetiminin gayretleri ve hedefleri doğrultusunda üç kamu katılım bankası olarak desteklere, Ekonomik İstikrar Kalkınma Paketi’ndeki hemen hemen tüm kalemleri vatandaşlara sunduk. Mart 2020’den itibaren bankacılık sektörü toplam 116 milyarlık erteleme yaparken Ziraat Katılım olarak biz de 1,7 milyar TL’lik öteleme gerçekleştirdik. Şirketlerin öteleme, çek ödeme ve işe devam noktasında ihtiyaçlarını gidermede KGF desteğiyle tanınan 5 milyar TL limitin hepsini kullandık. Yeni normalde ekonominin toparlanmasıyla desteklerimizin geri dönüşünün olumlu olmasını bekliyoruz. Yıl sonuna kadar bu süreci takip edeceğiz. 

 Katılım bankacılığının hızlı büyümesinde kamu desteklerinin önemli rolü oldu mu? 

 Pandemi süreci olmasa da katılım bankacılığı bu kredi büyümesini gerçekleştirebilirdi. Kamu bankaları olarak ağırlıklı elimizi taşın altına koyduk. Gerekli oranları yakalamada özel bankalarımız biraz zorlandı. Kamu katılım bankaları olarak kredi büyümesini biz temin ettik. Ama salgın olmasa daha yüksek kredi büyümesi yakalardık. İlk üç ay kredi büyümeleri, piyasanın yatırım iştahı bunu gösteriyordu. Martla birden kesildi. 

Peki haziranda normalleşmeyle yeniden ekonomide, talepte bir açılma görüyor musunuz?

 Haziranla birlikte piyasada ciddi toparlanma olduğu, ticaretin kaldığı yerden devam etmeye çalıştığını gözlemliyoruz. Nihayetinde pandemi etkileri bir anda ortadan kalkmıyor, zamanla çözümlenecek birtakım yükleri de beraberinde getirdi. Ancak bu yükler altından kalkılamayacak sorunlar değil. Ayrıca katılım tarafı da dahil kamu bankalarında haziranla birlikte ekonomi yönetimimizin teşvikiyle özellikle bireysele dönük olarak konut ve taşıt kredilerinde teşviklerle ciddi kampanyalarımız oldu. Bu da piyasaya hareketlilik getirdi, gayrimenkul sektöründe ciddi ivme yaşandı. Burada sağlanan fonlarla inşaat şirketleri, bir kısım borçlarını kapatma imkanına kavuştu. Piyasa bir nefes aldı. Diğer sektörlerde de özellikle ihracata yönelik imalat yapan şirketlerde canlanmayı görüyoruz. 

 Kredi ertelemelerinde ödeme dönemi geldi mi? Sorun oluyor mu? 

 Henüz ödeme dönemi gelmedi, ekim- kasım aylarında gelecek. O zaman tekrar erteleme ya da yapılandırma talebi olur mu göreceğiz. Şu an için müşterilerimizden bize gelen bir sıkıntı yok. Ama tabii yılın 6 aylık dönemini hiç satış yapamadan, iş yerini açamadan kapatan şirketlerimiz mevcut. Bu nedenle de şirketlerimizin uzun vadeli borç yükünün artması doğal. Katılım bankalarında sorunlu alacak oranı 2019 sonunda yüzde 2,8’di; bu yılın ilk yarısında oran yüzde 4’ü geçiyor. Bir puanı aşan bir artış var. Yılın ikinci yarısında bu oran, salgının seyrine bağlı değişecek. Tahminde bulunmakta zorlanıyoruz. Kısa sürede bir tedavi, aşı bulunursa normale dönüş hızlanır. Bu noktada bir yükle karşılaşmayız diye ümit ediyoruz. Bu süreçte en fazla etkilenen hizmet alanları ve turizm sektörü oldu. Katılım bankalarının turizm tarafında çok fazla kredileri yok, burada sıkıntı yaşamayız diye düşünüyorum.

Yılın kalanında nasıl bir tablo bekliyorsunuz? 

 Bayram sonrası faiz ve döviz piyasalarında bir hareketlenme oldu. Bireysel kredi faizlerinde de artış oldu; artık avantajlı oranlarla kredi kullandıramıyoruz. Bireysel bankacılıkta ciddi yavaşlama, fren var. Tabii her şey, salgının seyrine bağlı… Doğrusu hem finansal sektör hem reel sektör olarak temkinli hareket etmeye, başımıza gelecek her türlü krize hazırlıklı olmaya gayret ediyoruz; dengelerimizi ona göre kurmaya çalışıyoruz. Herkes temkinli gitmek istiyor. Yatırımcı bir yandan kriz ortamının getirdiği fırsatlardan yararlanmak istiyor, diğer yandan işlerin devamı önceliğiyle likiditeye ağırlık veriyor. Şirketlerin faiz oranları düştüğünde hemen yatırıma dönük arayışlar içine girdiğini görüyorduk. Ama oranlarda aynı avantaj yok, bir bekleme sürecine girdik. Oranlar makul seviyelere çekilirse yatırıma dönüleceğine dair beklentim var, şirketlerimizde yatırım yapma iştahı oluşuyor. Ama tabii iş, maliyet analizine dayanıyor. Kararsızlık var. Bekleme dönemindeyiz. Katılım bankaları olarak leasing de yapabiliyoruz. Faizlerin düşük gittiği dönemde makine alım talepleri artıyordu. Tabii faiz oranları yükseldikten sonra burada da yatırımcılar “durup bakma” pozisyonuna geçti. Finansal piyasalar yeniden istikrara kavuşursa yatırım iştahının olduğunu gözlemliyorum; 2021’e kalmadan leasingde makine yatırımlarını, talepleri görürüz. 

 Bu yılı katılım bankacılığı nasıl büyümelerle kapatır? 

 İlk yarıda yakaladığımız rakamların altına düşeceğimizi tahmin etmiyorum. Özellikle aktif rasyosu ortaya çıktıktan sonra özel katılım bankalarımız da kredide aktif olmaya başladı. Katılım bankaları özellikle toplanan fonları, leasing alanında değerlendirmeye gayret ediyor. Özel katılım bankalarının büyümeye katkıyı bu şekilde yaptığını görüyoruz. 2020 sonunda aktif büyüklükte yüzde 35- 40, toplanan fonlarda yüzde 35 ve kullandırılan fonlarda yüzde 40 büyüme olacağını öngörüyoruz. Sektörde net kârın ise 3 milyar TL’ye gelmesini bekliyoruz. 

 Aktif rasyosunda yeni getirilen düzenlemeyi nasıl buluyorsunuz? 

 Katılım bankaları tarafında özellikle fon toplama daha ağırlık kazanıyor, yani pasifimiz daha güçlü. Toplanan fonlar-kullandırılan fonlar dengesi toplanan fonlar lehine oluyor. Ekonomi yönetimi de toplanan bu fonların ekonomiye daha hızlı dönmesi adına böyle bir formül geliştirdi. Olumlu katkısı da oldu. Özel katılım bankaları da bu rasyoyu tutturmak için daha iştahlı davrandı, kredi kullandırdılar. Zaten kamu katılım bankaları olarak biz ayağımızı gazdan çekmiyoruz. Dolayısıyla aktif rasyosu, piyasada paranın dönmesi, nakit akışı için iyi bir formül, bir avantaj oldu. Yeni düzenleme de olumlu. Hepten kaldırıp tamamen gevşemeye de fırsat verilmedi. Ama oransal olarak rasyo düşünce, hedefi yakalamak noktasında rahatlamış olundu. 

 Son sorum… Katılım bankacılığının bankacılıktan aldığın pay uzun vadede nasıl olacak? 

 2019 sonu itibarıyla katılım bankacılığı, bankacılık içinde aktif büyüklük açısından yüzde 6,3 pay alıyordu. Bu 6 ayın sonunda payımız, yüzde 7’e çıktı. Toplanan fonlar yani mevduatta payımız yüzde 9 ile daha da yüksek. Hedeflerimiz büyük, bu tempoyu düşürmezsek 2021’de aktif büyüklükte aldığımız payda yüzde 8’i geçeriz. Emlak Katılım da sektöre katılalı bir yıl oldu, yeni oyuncularla büyüme hızlanacak. Ana hedefimiz, 2025’te yüzde 15 payı yakalayabilmek, bu tempoyla başarırız diye tahmin ediyoruz.


“2023’TE İLK 2’DE OLACAĞIZ”

LİDERLİK HEDEFİ
Bankamızın toplam aktifleri, 2019 sonuna göre 2020’nin ikinci çeyreğinde yüzde 27 artışla 46,1 milyar TL’ye ulaştı. Toplanan fonlar yine aynı döneme göre yüzde 30 artışla 33 milyar TL ve kullandırılan nakdi fonlar da yüzde 40 artışla 33,1 milyar TL’ye çıktı. 2020 ikinci çeyreğini 138,3 milyon TL kârla tamamladık. Aslında haziran sonunda 2020 yıl sonu büyüme hedeflerine şimdiden ulaştık. Yıl sonu için aktif büyüklükte yüzde 40-45, kullandırılan fonlarda yüzde 35-40 ve toplanan fonlarda, yani mevduatta yüzde 45-50 arası büyüme bekliyoruz. Tüm bankacılık sektöründe ilk yarıda 17. sıradayız. 2023’te ilk 10’da olmak istiyoruz. Katılım tarafındaysa ilk 2’de ve lider kamu oyuncusu olmayı hedefliyoruz. “ÖRNEKLERİ ÇOĞALTACAĞIZ” Ziraat Katılım olarak önümüzdeki dönemde kâr-zarar ortaklılıkları örneklerimizi çoğaltmak istiyoruz. Kullandırdığımız fonlarda ağırlıkla kullandığımız murabaha yönetiminin yanında kâr-zarar ortaklıkları da yapıyoruz. Savunma sanayinde FZK şirketi, Türkiye’nin ilk enzim üretim tesisi Livzym ve Manisa Entegre Sağlık Tesisi’nde bu tip ortaklıklarımız var. Burada büyüme isteğimiz var, elimizi taşın altına koyuyoruz. Katılım bankacılığında kâr-zarar ortaklığı örnekleriyle önderlik yapma isteğindeyiz.



“KOBİ VE BİREYSELDE BÜYÜMEK İSTİYORUZ”

“ARTIŞ YAKALADIK”
Her yıl 5 yıllık strateji planı hazırlıyoruz; dünya ve ülke ekonomisini takip ederek revize ediyoruz. Bugün kullandırılan fonlarımız, yani kredilerimizin yüzde 52’si kurumsal, yüzde 35’i KOBİ ve yüzde 13’ü bireysel bankacılıktan oluşuyor. Son dönemde gerçekleşen kredi kampanyalarıyla bireysel ve perakendede ciddi artış yakaladık. Bireysel, küçük esnaf ve KOBİ bankacılığında büyümeyi hedefliyoruz. Kurumsal payını rakamsal olarak değil ama oransal olarak düşürmek istiyoruz. Ayrıca aktif müşteri sayımızı artırmak ve müşteri ürün aktifliğini ön plana çıkarmayı da amaçlıyoruz.
YENİ KREDİ KARTI Bu amaçla da daha yaygın olma isteğimiz var. Bugün 44 ilde 101 şubemiz bulunuyor. Yıl sonunda bu sayıyı 108’e çıkaracağız. Bu arada ilk yurt dışı şubemizi ağustos sonunda Sudan’da açacağız. Önemli bir adım olarak Ziraat Bankası’nın Bankkart markası altında katılım ilkeleri çerçevesinde kredi kartımızı geliştirdik. Kredi kartımız hazır. Banka personeli olarak biz kullanıyoruz, test aşamasındayız. Eylülle birlikte lansmanını yapacağız. 250 bin bireysel müşterimiz var ve zaman içinde tümüne kartımızı ulaştırmayı hedefliyoruz. İlk aşamada maaş müşterilerimize kredi kartımızı sunacağız.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz