Giyimcilerin moda sırları

Trendleri belirliyorlar, hayallerdeki şıklığı gerçeğe dönüştürüyorlar. Sıra kendi giyimlerine gelince her birinin farklı bir formülü var.

1.09.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Giyimcilerin moda sırları
3,4 milyar Euro’luk Alman ayakkabı devi Deichmann’ın sahibi Heinrich Deichmann, “Dev bir ayakkabı şirketine sahibim, ama sadece 25 çift ayakkabım var” diyor. Alışveriş yapmak konusunda çok da istekli olmayan Deichmann, bu konuda yalnız değil. Zara ve Massimo Dutti gibi son yılların en başarılı markalarını yaratan Amancio Ortega da sıra kendi giyimine gelince o kadar da başarılı değil. Zorunlu olmadıkça kravat takmayan Ortega, daha çok kot pantolonla dolaşmayı seviyor. Tercihlerini de rahatlıktan yana kullanıyor.
Türkiye’de ise durum farklı. Türkiye’de hazır giyim ve modanın kalbinde yer alıp şıklık satanlar, alışveriş konusunda da iddialı. Marka seçimlerine önem veriyor, her zaman şık olmak için ciddi bir efor harcıyorlar. Genel olarak Türk iş insanları için alışveriş konusunda yurtdışındaki meslektaşlarına göre daha iştahlı demek de pek yanlış bir saptama olmaz. Ziylan Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ziylan’ın 600 çift ayakkabısı olduğunu söylemesi, bu durumun en güzel kanıtı. Tam bir ayakkabı tutkunu olan Ziylan, “Eski arabalarımı rahat rahat elden çıkarıyorum. Ancak iş ayakkabılarıma gelince kimsenin dokunmasına bile izin vermiyorum” diyor.
Peki Türkiye’de modaya yön verenler, alışverişte nasıl bir tutum izliyor? Şıklığı nasıl yakalıyorlar? İşte bu soruların yanıtları:
AYAYDIN’IN TERCİHİ
Hazır giyim sektörünün en başarılı markalarından İpekyol’un yönetim kurulu başkanı Yalçın Ayaydın, her ortamda şık olmaya özen gösteren bir isim. Modanın içinde olmanın avantajını kullanarak nasıl alışveriş yapılması gerektiğini de gayet iyi biliyor.
Alışverişe çıkmadan alınacaklar listesi yaptığını belirten Ayaydın, “Mağazadaki satıcıya kendimi teslim etmem. Bana neyin yakıştığını, neye ihtiyacım olduğunu bildiğim için yakışanı alırım” diyor.
Ayaydın, trendleri yakından takip ediyor. Her zaman modaya uygun giyinmeye çalışıyor. Alışveriş yaparken mutlaka ihtiyaca göre hareket ediyor. “Klasik bir takım, hiç modası geçmez diye düşünmem, moda o sezon nasılsa ona göre giyinirim” diye konuşuyor. Marka tercihi de Türklerden yana. Ramsey ve Damat favorisi.
Peki Ayaydın’ın dolabında olmazsa olmazları neler? Bu soruya şöyle yanıt veriyor: “Dolapta bulunması gereken siyah bir takım, beyaz ve mavi gömlektir. Bunlar olmazsa olmaz.” Toplam 5 takım elbisesi bulunduğunu ifade eden Ayaydın, stil ve renk tercihlerini de şöyle anlatıyor: “Genelde gri, siyah ve lacivert renkleri tercih ederim. Gömlekte beyaz ve mavi vazgeçilmezim. İşte de akşam da tek tip giyinmeyi tercih ederim. İşe giydiğim bir kıyafetle akşam yemeğe de katılabilirim.”
ÇELET’İN ŞIKLIK FORMÜLÜ
Deri sektörünün lider markalarından Desa’nın patronu Melih Çelet, hem özel hem iş hayatında şıklığı ilk sıraya koyanlardan. Şıklığın giyilen giysilerden çok onu taşımakla ilgili olduğunu düşünen Çelet, kıyafet seçimlerinde de özellikle buna dikkat ediyor. “Giydiklerimin marka olmasından çok kaliteli olmasına özen gösteriyorum. Seçilen kıyafetin içinde rahat etmek de şık görünmenin en önemli ipuçlarından” diyor.
Çelet, uyum konusuna da hassas yaklaşıyor. Ayakkabı ve diğer tüm aksesuarların kıyafeti tamamlamada çok önemli olduğunu düşünüyor.  “Örneğin bir davete giderken daha klasik bir siyah model giyerken tatilde daha spor modelleri tercih ediyorum. Renk konusunda ise klasik renkler favorim. En çok siyah ve kahverengiyi kullanmakla birlikte zaman zaman taba, konyak gibi farklı tonlar da tercihlerim arasına giriyor” diye anlatıyor.
Desa dışında bir marka tercih etmediğini belirten Çelet, “Desa’nın erkek koleksiyonunda deri ceket, çanta, ayakkabı ve deri aksesuarlar var. Ancak bunların dışında kalan ürünleri farklı markalardan temin ediyorum. İşim gereği AVM’leri sıkça ziyaret ediyor ve alışverişlerimi de bu sırada yapabiliyorum. Ayrıca eşim de önemli bir yardımcım” diyor. ~
SARAR RAKİPLERİ İZLİYOR
Sarar’ın CEO’su Emre Sarar, modanın merkezinde yer alan bir isim olarak hem şık giyinmek hem rakiplerin nabzını tutmak için alışveriş yapmaya özel önem veriyor.
Sadece kendi markalarını giymek gibi bir tutumu olmadığını belirten Sarar, “Bütün markalardan ürün almaya dikkat ederim. Genelde yurtdışından alışveriş yaparım. Hugo Boss, Ermenegildo Zegna ve Canali tercih ettiğim markaların başında geliyor” diyor.
33 yaşındaki Sarar, kendi tarzına sahip olduğunu düşünüyor. Şıklığının sırrını da yakışanı giymek olarak açıklıyor. Kıyafet tercihlerinde marka, kalite ve kalıp en çok üzerinde durduğu noktalar. Kıyafetlerin kumaşlarına da önem veriyor. Özellikle yün ve kaşmir kumaşlarla kendini daha rahat hissettiğini ifade eden Sarar, “Yaz için ağırlıklı olarak yüzde 100 pamuk ve pamuk keten karışımı kumaşları tercih ediyorum” diyor.
Her zaman yerine göre giyinmek taraftarı olan Sarar, bu konudaki tutumunu da şu sözlerle anlatıyor: “İş görüşmelerinde daha çok koyu renkleri tercih ediyorum. Finans toplantılarında koyu ve çizgili kumaşlar giyilmesi taraftarıyım. Şirket toplantılarında genelde kruvaze koyu el dikimi takımlar giyiyorum. Akşam yemeklerinde ise daha rahat kıyafetlerle olmaya özen gösteriyorum. Ayrıca akşamları renklerde değişiklik yapmayı da seviyorum.”
EL YAPIMI SAATLERİN YERİ BAŞKA
Saat&Saat’in patronu Ramazan Kaya, işi gereği çok fazla seyahat ediyor. Dünyanın birçok noktasında pek çok markanın mağazalarını ziyaret etme şansı buluyor. Saatlerin dünyasını en iyi bilen isimlerden biri olarak onun saatteki tercihi, daha çok el yapımı ürünler. Saat alırken kaliteyi, sağlamlığı ve güvenilirliği ön planda tuttuyor. “Saat artık kıyafetleri de tamamlayan aksesuar niteliği taşıyor. Ayrıca statü göstergesinde önemli bir role sahip olan saati tercih ederken günlük ve iş yaşamıma uymasına dikkat ediyorum” diyor.
Kaya, günlük yaşamında genellikle spor ve tasarım bakımından özel saatleri tercih ediyor. Bu konuda Diesel ve Adidas, onun için ayrıcalıklı bir yere sahip. Özel gün ve davetlerde ise Hamilton, GC, Cerruti 1881, Citizen ve Emporio Armani saatlerini takıyor. Seçimlerinde modanın da önemli bir etken olduğunu ifade eden Kaya, “Örneğin bu yıl renkli saatler, çok ilgi görüyor. Kasa tasarımlarında ise rose gold’lar yine en fazla ilgi gören modeller arasında” diye konuşuyor.
Peki dünyaca ünlü markanın Türkiye getiren Kaya’nın toplam kaç saati var? Bu konuda bir rakam vermeyen Kaya, “Bana ait çok sayıda saat olduğunu söyleyemem” demekle yetiniyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz