Bilançoları ihtiyatlı yönetmeliyiz

Burgan Bank Genel Müdürü Murat Dinç’e bankacılıkta yılın ilk çeyreğinde gidişatı, devamına dair öngörülerini ve sektörde ana gündem maddelerini sorduk. İşte yanıtları...

19.05.2022 12:14:000
Paylaş Tweet Paylaş
Bilançoları ihtiyatlı yönetmeliyiz

Elçin Cirik

[email protected]

Bankacılıkta, ilk iki ayda ufak da olsa bir hareket var. “2022, dengeli başladı” diyen Burgan Bank Genel Müdürü MURAT DINÇ’e göre bankalar için ihtiyatlı yönetilecek bir yıl olacak. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle makro dengelerde değişikliklerin muhtemel olduğuna dikkat çeken Dinç, “Bu süreçte bilançoları da ihtiyatlı yönetmemiz gerekiyor” diyor. Savaşın getirdiği hammadde fiyatlarındaki artışların, tedarik zincirlerinde oluşacak problemlerin Türk şirketleri için önemli olduğunu anlatan yönetici, bu gelişmeleri, bankacılık sektörü olarak çok yakından takip edeceklerini söylüyor.

Bankacılık sektörü, bu yılın ilk iki ayında sakin bir seyir izliyor. BDDK’nın 25 Şubat verilerine göre toplam kredi hacmi, TL krediler ağırlıklı olarak 2021 yıl sonuna göre yüzde 6 büyüdü ve mevduat kalemindeyse artış yüzde 7 oldu. “2020, kredi faizlerinin çok ucuz olduğu ve çok fazla kredi satılan bir yıldı. 2021 yılında bu durum, biraz dengelendi” diyen Burgan Bank Genel Müdürü Murat Dinç, 2022’nin de sektör için dengeli başladığına vurgu yapıyor. Kredilerde talep, tüzel taraftan geliyor. Dinç, bu gelişimi hem pandemi nedeniyle artan global emtia ve navlun fiyatlarına hem enflasyon ve kurdaki yükselişe bağlıyor. Yılın devamında bu trendin süreceğini öngören yönetici, “Büyüme yapısının ilk iki ayki tempoda gideceğini düşünüyorum. Kurumsal tarafta işletme sermaye ihtiyacının artmasıyla daha iyi büyüme olacak. TL kredilerde artış olacak” diye konuşuyor. “2022, bankalar için ihtiyatlı yönetilecek bir yıl olacak” yorumunu yapan Dinç, bu yıl sonunda sektörde kredi ve mevduatta paralel şekilde yüzde 35 büyüme öngörüyor. 2021 sonunda yüzde 15 olan sektör özkaynak kârlılığının da yılı yüzde 20’nin üzerinde bitirmesini bekliyor. Burgan Bank Genel Müdürü Murat Dinç’e bankacılıkta yılın ilk çeyreğinde gidişatı, devamına dair öngörülerini ve sektörde ana gündem maddelerini sorduk. İşte yanıtları: 

Bankacılık sektörü için 2022 nasıl başladı? İlk aylar nasıl geçti?

 Artık pandeminin sonuna geldik gibi görüyoruz. 25 Şubat 2022 tarihli BDDK sektör verilerine göre toplam kredi hacmi 2021 sonuna göre yüzde 6 büyüdü ve 5,2 trilyon TL’ye geldi. Toplam mevduat hacmindeyse yüzde 7 büyümeyle 5,6 trilyon TL’ye ulaştık. Özellikle TL kredilerde büyüme var; yüzde 6 büyümeyle 3 trilyona çıktı. Yabancı para krediler, 157 milyar dolarla sabit kalmış görünüyor. Geçen yıl da trend böyleydi; krediler daha fazla TL lehine büyüdü. Burada regülasyon değişikliğinin, kur volatilitesinin de etkisi oldu. Bankalar daha çok TL’ye yüklendi. 2020, kredi faizlerinin çok ucuz olduğu ve çok fazla kredi satılan bir yıldı. 2021 yılında bu durum, biraz daha dengelendi. 2020’de aktif rasyosunun da etkisiyle çok makul fiyatlarla krediler verildi, büyük kredi büyümesi yaşadık. 2021’de bunun dengelendiğini gördük. 2022 yılı da böyle dengeli başladı. Ancak 2021 yılında bireysel kredilerde güzel bir büyüme yaşamıştık. 

Bu yılın ilk aylarında tüzel krediler daha iyi mi gidiyor yani?

 2022’nin ilk iki ayına baktığımızda bireysel kredilerde yavaşlama var. Ticaride talep daha yüksek duruyor. Enflasyona karşı talebi kontrol etmek açısından mevcut ortamda bireysel kredilerin daha yavaş artması, tabii ki daha normal. Son dönemde hem pandemi nedeniyle global olarak emtia ve navlun fiyatlarının artması hem kur ve enflasyonun etkisiyle şirketlerin işletme sermayesi ihtiyacı artıyor. Şirketler, geçen yıl yaptıkları aynı iş için bile daha büyük hacimli kredi istiyor ki Türkiye’de ihracat ve sanayi çok iyi gittiği için işler de artıyor. Dolayısıyla hem artan üretim hem global maliyetlerin artışıyla kredi talebi daha çok ticari taraftan geliyor. 

Yatırım kredileri, proje finansmanı kredilerinde tablo nasıl?

 Yatırım tarafında hareket var. Proje finansmanı kredileri, uzun vadelere gittiği için bu noktada yabancı paranın sabit kaldığında, yeniden yabancı para tarafında kredi talebi olduğunu görüyoruz. Bu krediler, daha çok döviz geliri olan, ihracatçı şirketlerin yaptığı yatırımlarla ilgili. Burgan Leasing ile makine-ekipman yatırımlarının yabancı para tarafında devam ettiğini görüyoruz, ciddi makine ve ekipman yatırımı var. Bugün bankacılık sektörünün kaynak yapısı uzun vadeli olmadığı için uzun vadeli TL kredilerde çok makul fiyatlar çıkmıyor. Bir de bu yatırımlarda KGF gibi devlet destekli programlar kullanılabiliyor. Ancak ihracatçı şirketlerin yabancı para kredilerle makine-ekipman yatırımlarını devam ettirdiğini görüyoruz; kapasite artırımları gördük. Turizm ve gayrimenkul sektörlerinde büyük yatırımları daha pek görmüyoruz. Ancak gayrimenkulde hem fiyat artışları var hem piyasada arz-talep dengesine baktığımızda talep artıyor; burada da yatırımların gelmesi beklenebilir. 

Mevduattaki büyümede de belirgin bir değişim var mı? 

 25 Şubat tarihli BDDK sektör verilerine göre bireysel mevduatlar, toplam hacim olarak yüzde 6 büyüyerek 3,4 trilyon TL’ye ulaşırken, kurumsal mevduatlar yüzde 8 büyümeyle 2,2 trilyon TL oldu. Mevduat tarafında kur korumalı mevduata geçişlerin de etkisiyle yabancı para mevduatlar dolar bazında yüzde 8 azalarak 238 milyar dolara geriledi. TL mevduatlarda yüzde 25 artış var; 2,3 trilyon TL’ye ulaştı. Kredide olduğu gibi mevduatlarda da TL tercihinin ön plana çıktığını görüyoruz. 2021’in Aralık ayından itibaren mevduatta TL’ye dönüş gördük. Yeni mevduat ürünü, ilk etapta iç piyasada döviz talebini neredeyse durdurdu. Bireysel müşteriler ciddi ilgi gösterdi. Ardından gelen vergi avantajlarıyla kurumlar da özellikle dövizini bozdurup bu ürüne geçti. Kur korumalı mevduat ürünü etkisiyle yabancı para kurumsal mevduatlar, yüzde 17 azalışla 78 milyar dolara geriledi. TL kurumsal mevduatlar da yüzde 40 artışla 1,1 trilyon TL ve TL bireysel mevduatlarda yüzde 14 artışla 1,2 trilyon TL seviyesine erişildi. Bankalara bu üründe hedefler verildi, biz de hedefimize çok yaklaştık. Hem özel bankacılık hem kurumsal-ticari müşterilerden iyi ilgi aldık. Şimdi vadenin 3 ay kadar inmesine izin verilmesi, bu mevduat ürününü daha cazip hale getirdi. 

 Bu yılın bankacılık sektörü için nasıl devam edeceğini öngörüyorsunuz? 

 2022, bankalar için ihtiyatlı yönetilecek bir yıl olacak. Özellikle şubat sonu başlayan Rusya- Ukrayna savaşı nedeniyle makro dengelerde değişiklikler olması muhtemel. O nedenle global olarak tekrar istikrara kavuşmayı beklememiz lazım. Bu süreçte bilançoları ihtiyatlı yönetmemiz gerekiyor. Türkiye, durumdan etkilenecek, çünkü Rusya ve Ukrayna hem iş yapılan piyasalarda tedarik ve ihracat olarak hem turizm açısından çok önemli. En önemli ihracat pazarımız Avrupa Birliği de mevcut tablodan etkilenecek. Savaşın getirdiği hammadde fiyatlarındaki artışlar, tedarik zincirlerinde oluşacak problemler Türk şirketleri için önem taşıyor. Tüm bu gelişmeleri, bankacılık sektörü olarak çok yakından takip edeceğiz. Ama ümit ediyoruz ki savaş uzun sürmez. Bu süreçte Türkiye’nin önemi arttı ve daha da artacak. Bu da Türk şirketlerine farklı imkanlar getirebilir, bunları da izliyoruz. 

İhtiyatlı bilanço yönetimini biraz daha açar mısınız? 2020 gibi aktif kalitesine odaklanmak mı gerekecek?

 Banka bilançosunu yönetirken piyasa, kredi ve operasyonel riskleri göz önüne alırız. Yatırım yaptığımız varlıklardan verdiğimiz kredilere kadar yakın takip gerekiyor. 2020 ve 2021, pandemi yılları olduğu için özellikle turizm ve perakende gibi pek çok sektörde şirketler zarar gördü. Bu nedenle sorunlu alacak oranlarında sıçrama gördük ama sektör müthiş bir iş yaptı ve şirketlerin yanında durdu. Bu süreci geride bıraktık. Bu yıl da ocak-şubat aylarında sorunlu alacak oranında artış görmüyoruz. Savaş olmasaydı artık sorunlu alacak sorunumuz kalmadı derdim. Bugün savaş hangi sektörü nasıl etkileyecek, ona bakmamız lazım. İhtiyatlı yönetimden kastettiğim bu… Diğer taraftan piyasa riski olarak faiz uyumsuzluğu önemli. Likiditeye dikkat etmek gerekiyor. Faiz tarafında terste kalmamak adına vade uyumsuzluğunu iyi takip etmek gerekiyor. Savaş döneminde değişiklik olabilir ama savaş öncesi dünyada artan enflasyon nedeniyle büyük merkez bankalarının faiz artırımına gideceği beklentisi vardı. Bu da likiditeyi özenli yönetmek anlamına geliyor. Ayrıca şubat sonunda yüzde 50’nin üzerine gelen enflasyon, bankacılık maliyetlerine çok hızlı girdi. Bankacılık, bilgi işlem ve personel ağırlıklı giderleri olan bir sektör. Bu nedenle TL bazında giderlerimiz çok ciddi arttı, gerekli zamlar yapıldı, bilişim giderleri yabancı para üzerinden olduğu için artan kurla operasyonel yükler getirdi. Bu, çok önemli bir zorluk. Gelir/gider rasyolarına dikkat etmeye çalışıyoruz. 

 2021’de mevduat tarafı, kredilerden daha fazla büyüdü. Bu yıl da aynı trend sürer mi? 

 2022 sonunda, bu yılın ilk iki ayındaki büyümeyi yıllıklandırırsak kredilerde yüzde 35 büyüme bekliyoruz. Yabancı para krediler, tutar olarak 2021 sonuyla sabit kalır. Yıl sonunda sektörde kredi büyüklüğünün 6,5-7 trilyon TL’ye geleceğini düşünüyorum. Mevduatta büyümenin kredilere paralel gideceğini öngörüyorum. 2021 yılı gibi mevduat büyümesi daha yüksek olmaz. 

 Peki tüzel kredilerde mi büyüme sürer? 

 Büyüme yapısının ilk iki ayki tempoda gideceğini düşünüyorum. Bireysel bankacılık tarafında geçen yılki ertelenmiş tüketim, yavaş yavaş dengelenmeye başladı. Kurumsal taraftaysa işletme sermaye ihtiyacının artmasıyla daha iyi büyüme olacak. TL kredilerde artış olacak. 

 Bankacılığın kârı ocak ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 370 arttı. Yılın devamında nasıl olur? 

 Ocak sonuçlarıyla yıla güçlü bir başlangıç yapıldığı görülüyor. Bunun devamı için piyasa koşulları belirleyici faktör olacak. Bankalar, enflasyon endeksli tahvillerden yüksek getiri sağlıyor. Enflasyon endeksli tahviller, banka bilançoları içinde güzel bir pay aldı. 2021 sonunda bankacılık sektörünün kârlılığı, önceki yıla kıyasla yüzde 57 artmış olsa da aslında bu yüzde 15 özkaynak kârlılığına tekabül ediyor. Enflasyonun 2021 yılında yüzde 36’ya ulaştığını düşündüğümüzde özkaynak kârlılıkları sermayedarlar açısından cazip bir getiri değil. Bu yıl genel beklenti, yüzde 20’nin üzerinde özkaynak kârlılığına ulaşmak. Bu yıl kâr oranının daha iyi olacağını düşünüyorum. Tabii bugünkü piyasa koşullarında bunu söylüyorum; eğer Türkiye’de aktif kalitesinde bozulmalar, fonlama maliyetlerinde beklenmeyen artışlar olursa farklı bir sonuç çıkabilir. 


BANKACILIKTA YIL NASIL KAPANIR?
 

1 Kredi hacmi, 2021 yıl sonuna göre yüzde 6 büyüdü ve 5,2 trilyon TL’ye ulaştı.
2 Mevduat hacmi, yüzde 7 büyümeyle 5,6 trilyon TL’ye çıktı.
3 TL krediler, yüzde 6 büyümeyle 3 trilyona çıktı. Yabancı para krediler, 157 milyar dolarla sabit kaldı.
4 Bireysel kredilerde yavaşlama var. Bu trend sürecek. Geçen yılki ertelenmiş tüketim yavaş yavaş dengelenmeye başladı. 5 Global emtia ve navlun fiyatlarının artması, kur ve enflasyonun etkisiyle şirketlerin işletme sermayesi ihtiyacı ve dolayısıyla tüzel kredilerde talep artıyor.
6 Kurumsal tarafta işletme sermaye ihtiyacının artmasıyla daha iyi büyüme olacak. TL kredilerde artış olacak.
7 2022, bankalar için ihtiyatlı yönetilecek bir yıl olacak.
8 2022 sonunda kredi ve mevduatta yüzde 35 büyüme bekliyoruz.
9 Özkaynak kârlılığı yüzde 15. Yıl sonu için genel beklenti yüzde 20’nin üzerinde.



“YÜZDE 400 ARTIŞ YAKALADIK”

YENİ MARKA
Pandemiyle başlayan daha az temas etme alışkanlığının süreceği görüşüyle dijital alana yatırım yapmaya devam ettik. Ekim 2021’de uçtan uca şubesiz bir bankacılık deneyimi olarak kurguladığımız ON markamızı lanse ettik. Bu markayla özellikle bireysel bankacılıkta ciddi beklentimiz var. ON’un en önemli ürünü, hoş geldin süresi olmadan avantajlı faiz oranı sunan ON Hesap. ON Hesap’ın etkisiyle 2021’de dijital mevduat bazımızı yüzde 69 artırdık. Çengel ürünümüz mevduat, ardından mevduat dışı ürünleri sunuyoruz. Bu ürünleri bu yıl içinde geliştireceğiz.

1 MİLYON MÜŞTERİ ON markasını hem müşteri adedi hem hacim olarak büyütmeyi istiyoruz. 1 yılda 1 milyon müşteriye ulaşma hedefimiz var. ON ile kredi de veriyoruz. Migros ile kasada kredi ve farklı iş birlikleriyle beyaz eşya, elektronik ürünlerde anında kredi sağlıyoruz. Kredi satış hacmimizde lansman sonrası yüzde 400 artış yakaladık. Önümüzdeki dönemde e-ticaret konsantrasyonunu ve iş birlikteliklerini artırmayı hedefliyoruz.



BÜYÜME ALANLARI HANGİLERİ?

ANA İŞİMİZ 
Aktif büyüklüğümüz, 2021 sonunda konsolide bazda 42 milyar TL’ye yükseldi. Kurumsal bankacılık, ana işimiz. Türkiye’nin önde gelen tüm kurumlarıyla her üründe çalışıyoruz. Bu yıl TL kredilerde büyümeyi sürdüreceğiz. Ağırlıklı sanayiye TL kredi sunmayı hedefliyoruz. Dış ticarete önem veriyoruz. 2021’de kurumsal tarafta aracılık ettiğimiz dış ticaret işlemlerinin hacmi önceki yıla göre dolar bazında yüzde 30 arttı. Yatırımda daha çok Burgan Leasing ile makine-ekipman yatırımlarında ilerleyeceğiz. İki yıl önce kurduğumuz filo kiralama işimiz çok kârlı, 3 bin aracı geçtik. Diğer taraftan global volatilite nedeniyle müşterilerimizin sıkıntısı olursa destek vermeye devam edeceğiz.

“ÇOK REKABETÇİYİZ” Özel bankacılıkta Burgan Yatırım’ın da desteğiyle yeni ürünlerle ilerleyeceğiz. Hazine ürünleri, türevlerde çok rekabetçiyiz. Bu yıl mevduat dışı yatırım araçlarını artırmak istiyoruz. 32 şubemizle ekonominin ciddi kısmını kapsıyoruz. ON markamızla da ortaklıklarla dijitalden büyüyeceğiz. İkinci el araç kredisinde ortaklıklar yapmayı düşünüyoruz. Bu alanda hem sorunlu kredi oranı çok düşük hem filo yönetimi işiyle burayı öğrendik, yeni bir iş planı üzerinde çalışıyoruz. 2022 sonunda kredi ve mevduatta yüzde 40 büyümek istiyoruz. Kârlılıkta geçen yıl tutarının çok üstünde bir hedefimiz var. TL ağırlıklı büyümeyi tercih ediyoruz.



“1-2 ŞİRKET HAZIRLANIYOR”

FIRSATLAR 
Dijital bankaların kurulmasıyla rekabetin artacağı çok net. Ama Türkiye’de bankacılık sektörünün dinamizmi ve teknoloji seviyesi bu gelişmeyle rahat rekabet edebilir. Bizim gibi küçük bankalar için çok büyük fırsatlar olacağını düşünüyorum. Bugün Türkiye’de bir fintek şirketinin sunup da bankanın sunamadığı ürün bilmiyorum. Rekabet getirecek ama büyük fırsatları da var. Bu lisansla çalışacak bir şirketin ya da bir fintekin en büyük özelliği, sisteme girişin kolay olması, rahat kullanımı, ücretsiz işlem yapma imkanı sunması olacak. Zaten bunu sektör şimdi de sunuyor.

“PAY ALACAKLAR” Diğer taraftan bu yeni oyuncuların hangilerinin kredi verebileceğini göreceğiz. Bir de mevduat toplamayanlar olacak. Bu durumda kredi fonlaması ne kadar sınırsız yapılabilecek bunun da düşünülmesi gerekecek. Tabii ki yeni oyuncular da sistemden pay alacak. Bankacılık regülasyonu ağır, belki yeni oyuncuların daha kolay işleme imkanı olabilir, müşterilere bu tip avantajlar sunabilirler. Daha küçük yapılar daha yaratıcı, çevik olabilirler. Bankalar sosyal medyada reklam yapamıyor, onlar yapabilir. Bu yıl yeni dijital bankalar kurulacak, şu anda 1-2 hazırlanan şirket var.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz