"İyi ekip başarı getirdi"

BBVA Compass CEO’su Onur Genç ile başarılı kariyer yolunu ve gelecek hedeflerini konuştuk...

28.03.2018 12:09:000
Paylaş Tweet Paylaş
"İyi ekip başarı getirdi"

Dünyada özellikle teknolojisi ve krizlerle başa çıkma yeteneğiyle örnek gösterilen Türk bankaları, artık global liderler de çıkarıyor. Global arenada başarılı olan isimlerden biri de Garanti Bankası genel müdür yardımcılığından BBVA Compass’ın başına geçen Onur Genç. 2017 yılı ocak ayında yeni görevine başlayan Genç, bu başarısını iyi ekipler kurabilmesine ve çok çalışmasına bağlıyor. “İş başarısı için iyi kurgulanmış bir strateji ve eksiksiz icraata ihtiyaç var. Stratejiyi kurgulamak, göreceli olarak daha kolay... Önemli olan icraat” diye konuşuyor. Amerika’da 90 milyar dolarlık aktif büyüklüğü ve 11 bin kişilik büyük bir organizasyonu yöneten Genç, kendisine global CEO’luğu getiren yolu ise şöyle özetliyor: “Boğaziçi Üniversitesi’ni birincilikle bitirmem bana üniversite sonrasında Türk Eğitim Vakfı bursuyla Amerika’nın iyi okullarından birinde eğitimin kapısını araladı. Bu sayede McKinsey gibi dünyanın en iyi yetenek geliştiren şirketlerinden birine girdim. Ardından Garanti Bankası’nda önemli bir görev aldım. BBVA gibi dünyanın en büyük bankalarından birinin Amerika operasyonlarının başına getirildim.” BBVA Compass CEO’su Onur Genç ile başarılı kariyer yolunu ve gelecek hedeflerini konuştuk: 

  • Global arenada finans sektöründe adından başarıyla söz ettiren Türk yöneticilerden birisiniz. Başarınızda neler etkili oldu size göre?

 İyi ekipler kurmamın önemli olduğunu düşünüyorum. İşte başarı için iyi kurgulanmış bir strateji ve eksiksiz icraata ihtiyaç var. Stratejiyi kurgulamak göreceli olarak daha kolay… Önemli olan icraat… Onun için de aynı dilde konuşan, aynı tutkuyu paylaşan ekip arkadaşları olmazsa olmaz. Şu anda Amerika’da 11 bin kişilik büyük bir organizasyonun başındayım. Eğer ekip arkadaşlarım iyi olmazsa kurduğum stratejiyi icraata dökmem mümkün değil. Ben iş hayatım boyunca hep çok iyi ekiplerle çalıştım. Bu nedenle başarımdaki krediyi iş arkadaşlarıma vermem gerekiyor. Kendi açımdan da iyi ekip arkadaşları seçmem, onlara güvenmem, öncelikler konusunda onlara yön verebilmem ve gerektiğinde zorlamam yani o dengeyi doğru tutturabilmem fark yarattı diye düşünüyorum. 

  • Peki size göre global kariyerde ilerlemek için şanslı olmak da gerekli mi?

 Liyakat üzerine kurulu sistemlerde, sadece şansla kariyer başarısı olmaz. Olsa da uzun soluklu değildir. Ama her nitelikli insan da istediği yere gelemiyor. Şans gerekli ama yeterli değil. Şans, benim için de eminim etkili olmuştur. Ancak iyi ekip kurmam ve çok çalışmam bence daha önemliydi. Hayatımdaki değişik fazlar birbirine bu iki faktör sayesinde bağlandı. Boğaziçi Üniversitesi’ni birincilikle bitirmem bana üniversite sonrasında Türk Eğitim Vakfı Bursu ile Amerika’nın iyi okullarından birinde eğitimin kapısını araladı. O sayede McKinsey gibi dünyanın en iyi yetenek geliştiren şirketlerinden birine girdim. Ardından Garanti Bankası’nda önemli bir görev aldım. Oradan da BBVA gibi dünyanın en büyük bankalarından birinin Amerika operasyonlarının başına getirildim. Bu fırsatların oluşmasında şans etkili olmuştur ama çok çalışma ve ekip arkadaşlarım daha önemliydi. Bu zincirin en başında ve devamında ailemin müthiş desteği, yardımı olmasa hiçbir şey olmazdı. Evinde mutlu olmayan, işinde de başarılı olamaz.

  •  Size göre çevrenin başarıya bir katkısı oluyor mu? 

 Network ve değerli insanları tanımak, her zaman fırsat yaratıyor. Ama bu konuya olması gerekenden daha fazla önem verildiğini düşünüyorum. Etrafta “network oluşturayım” diye dolaşan çok fazla profesyonel var. İşimizde başarmak yerine, “Kimi tanıyayım, kiminle ahbap olayım” derdinde olan profesyoneller var. Herkes işine ve işindeki başarıya odaklansa ne güzel olur... Doğru organizasyondaysanız zaten bu, sizi istediğiniz yere götürür. Sadece network’le iş yapanların olduğu bir organizasyondaysanız kariyer yapsanız ne yazar. Bir sonraki yönetici değişiminde siz de gidersiniz… 

~

  • İş hayatında elde en önemli başarılar neler oldu peki?

 Öncelikle 34 yaşında McKinsey gibi dünyanın en çok çalışılmak istenen global şirketlerinden birinin kıdemli ortağı ve Türkiye genel müdürü pozisyonuna gelebilmek çok önemliydi. O dönem McKinsey’nin dünyanın 55 ülkesinde yaklaşık 250 kıdemli ortağı vardı. Kıdemli ortak olduğumda, tüm dünyadaki en genç ve ilk Türk kıdemli ortak olmuştum. İlk defa McKinsey, Türkiye ofisini bir yabancıya değil, Türk bir yöneticiye emanet etmişti. Benzer şekilde şu anda bulunduğum görevde de Amerika’nın en büyük 30 bankasının genel müdürü içinde en genci benim. Bir Türk olarak böylesine geniş bir organizasyonu yönetmek, benim için çok gurur verici. 

  •  Kariyerinizde farklı alanlarda ilerleyerek zirveye çıktınız. Bu süreçte hiç zorlanmadınız mı? 

 Hayatta bana güvenen ve değer verdiğim insanların güvenini boşa çıkarmamak benim için çok önemli. McKinsey’den ayrılıp Garanti Bankası’na geçiş yaptığım dönem benim için çok zordu. Artık danışmanlıktan icraata kaymam ve aileme daha fazla zaman ayırmam gerektiğini düşünüyordum. Ama McKinsey’de oluşturduğum ekipten ayrılmak da çok zor geliyordu. O ekibi nasıl geride bırakırım diye düşünüyordum. Aynı zorluğu ikisi de BBVA Grubu’nun parçası olsa da, Garanti Bankası’ndan ayrılıp BBVA Amerika’ya geçerken yaşadım. Ekip ve güven, benim için iki sihirli kelime. Ama hayat devam ediyor, ekipler değişiyor. Önemli olan geride çok başarılı, kendine yetecek ekipler bırakmak ki onu da başardığımı düşünüyorum. 

  •  Sizce dijitalleşme liderlik özelliklerini etkiliyor mu? Siz bu etkiyi yaşadınız mı? 

 Tabii ki… Biz Amerika’da sattığımız ürünlerin neredeyse 3’te birini, insan eli değmeden dijital kanallardan satıyoruz. Müşteriler artık kredisini, kredi kartını cep telefonundan alıyor. Türkiye’den farklı olarak insanlar ilk hesaplarını da cep telefonu üzerinden açıyor. Bu müşteri kitlesini kendisi de dijital olan yöneticiler ancak anlayabilir. Benim Amerika’daki bankamızın başına gelmemin bir nedeni de Türkiye’de bankacılık sektörünün ve özellikle Garanti Bankası’nın dijitalleşme konusundaki açık ara başarısıdır. 

  • Önümüzdeki döneme ilişkin planlarınız neler?

 İki işte büyüme gerçekleştirmeyi planlıyorum. Birincisi ticari bankacılık. Burada hedefim özellikle perakende tarafında büyüyerek ticari bankacılığı iki katına çıkarmak. Bunun dışında müşteri memnuniyetini artırmak için çalışacağım.

~


GENÇ’TEN BAŞARI 


1 İşte başarı için iyi kurgulanmış bir strateji ve eksiksiz icraata ihtiyaç var.
2 Ekip ve güven, benim için iki sihirli kelime.
3 Önemli olan geride çok başarılı, kendine yetecek ekipler bırakmak.
4 İcraat için de aynı dilde konuşan, aynı tutkuyu paylaşan ekip arkadaşları olmazsa olmaz.
5 Network oluşturmaya çalışmak yerine herkes işindeki başarıya odaklanmalı.
6 Değişik kültürlere, ortamlara ve kişilere adapte olabilme yeteneği şart.
7 Kendi açımdan da iyi ekip arkadaşları seçmem, öncelikler konusunda onlara yön verebilmem ve gerektiğinde zorlamam büyük fark yarattı diye düşünüyorum.
8 Liyakat üzerine kurulu sistemlerde, sadece şansla kariyer başarısı olmaz. Olsa da uzun soluklu değildir.



“FARKLI KÜLTÜRLERE ADAPTASYON ÖNEMLİ”

İLETİŞİM TARZI ÇOK FARKLI
Yurt dışında global kariyer yapmak isteyenlere, değişik kültürlere, ortamlara ve kişilere adapte olabilme yeteneğini geliştirmelerini tavsiye ediyorum. Bu yetenek de ancak farklı profillere, ülkelere dahil olarak elde edilebiliyor. Ben Amerika’da okumamış olsaydım, okulum ve ardından McKinsey gibi global bir şirket sayesinde 5 farklı ülkede yaşamamış olsaydım şu anda yaptığım işi yapamazdım. 2016 yılının aralık ayında Konya’da Garanti Bankası şube müdürleriyle toplantı yaparken Ocak 2017’de Amerika’nın çok geleneksel yerlerinden Birmingham, Alabama, Houston ve Teksas’ta aynı toplantıyı yapıyordum. İçerikler çok benzer ama o içeriği ekip arkadaşlarıma iletme tarzım ve yaklaşımım çok farklı. Bu da ancak o adaptasyon kabiliyetiyle olabiliyor.
TÜRKİYE YETENEK MERKEZİ Türkiye bence bir yetenek merkezi… Özellikle üniversite sınav sistemi stres yaratıyor ama aynı zamanda yetenekli Türk gençlerine eşit eğitim fırsatı tanıyor. Ben o sistem sayesinde Trabzon Anadolu Lisesi’nden Boğaziçi Üniversitesi’ne girebilmiştim. Sistem, yeteneğin önünü açıyor. Türkiye’de iyi eğitim almış, kendini iyi geliştirmiş o kadar yetenekli insan var ki… O yetenekler, adaptasyon kabiliyetlerini de geliştirirse nereye isterse gider, ne isterlerse başarıyla yaparlar. Yetenekli gençler ne yapıyorlarsa tutkuyla, severek yapsın ve çok çalışsın. Başarının tek bir tanımı da yok. Mutlu olduğu sürece herkes başarılı… Yaptıklarından mutlu olmayacaklarsa da o ekstra eforu koymasınlar.



“90 MİLYAR DOLARLIK AKTİFE SAHİBİZ”

11 BİN PERSONEL 650 ŞUBE 
Amerika’daki bankamız yaklaşık 90 milyar dolarlık bir aktife sahip. Benim ilk yılım olan 2017’de finansal birçok ölçekte bankamız en iyi yılını yaşadı. Amerika’da faizlerin artması dışsal bir etki olarak işimize yaradı ama onun ötesinde çok başarılı işler yaptık. Amerika’nın en büyük 3 bankası haricindeki diğer tüm oyuncular, bölgesel bankalar oluyor. Biz de Kaliforniya, Arizona, Kolorado, New Mexico, Teksas, Alabama ve Florida eyaletlerinde 650 şube ve 11 bin personelle hizmet veriyoruz. Özellikle Teksas gibi 1,6 trilyon dolarlık bir ekonomide 4’üncü büyük bankayız. New York’ta da global müşterilere hizmet veren büyük bir kurumsal ve yatırım bankacılığı şubemiz var.
EN YÜKSEK KÂRLILIK Henüz 4’üncü çeyrek sonuçlarımızı kamuya açıklamadık ama şunu söyleyebilirim ki 50’ye yakın büyük ölçekli tüm bölgesel bankalar arasında kârını en çok artıranlardan biriyiz. 2017 yılı ilk 3’üncü çeyrek sonuçlarına göre gelirlerimiz yüzde 45 arttı. Bundan sonrası için de hep sektör üstü aktif büyüme ve kâr büyümesi peşinde koşacağız. Özellikle dijital bankacılık alanında yaptığımız atılımlarla ve çalışma arkadaşlarımıza vereceğimiz değerle de rekabet avantajı yaratacağız.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz