Borusan Holding CEO’su Erkan Kafadar ile grubun yeni büyüme yolculuğunu konuştuk...
Nilüfer Gözütok Ünal
Yıl başında dolar bazında yüzde 10 büyüme hedefleyen Borusan Holding, pandemi nedeniyle yılı mevcudu koruyarak kapatacağını tahmin ediyor. Ancak Borusan Holding CEO’su , önümüzdeki dönemde büyüme konusunda kararlı. Bütün işlerinde nasıl büyüyeceklerine dair çalışmalara başladıklarını belirtiyor. “Kendi işlerimiz ve onun çevresindeki işlerin hepsiyle ilgili bir tarama yapacağız. Bu dönemin grubumuza bazı fırsatlar getireceğine inanıyorum” diye konuşuyor.
Borusan Holding Türkiye’nin en büyük gruplarından biri. 4 milyar dolarlık ciroya sahip olan grup, gelirlerinin yaklaşık yüzde 45’ini çelikten, yüzde 40’ını distribütörlüklerden, yüzde 15’ini de enerji ve lojistik işlerinden elde ediyor. Türkiye ekonomisi için zor geçen 2019’un ardından Borusan Holding, 2020’yi toparlanma yılı olarak görüyor, kârlılık bazında yüzde 10 büyümeyi planlıyordu. Ancak pandemiyle birlikte hedeflerini revize etti. Borusan Holding CEO’su Erkan Kafadar, “Bugün bu yılı geçen yılın çok yakınında bir yerde bitirebileceğimizi öngörüyoruz. Bu yıl maalesef hiçbir endüstri ve hiçbir ülkenin bir büyüme hedefi yok” diyor. Borusan Holding her ne kadar bu yıl mevcudu koruyacak olsa da önümüzdeki dönemde büyüme konusunda kararlı. “Bütün işlerimizde nasıl büyürüz çalışmasına tekrardan başladık” diyen Kafadar, “Öncelikle kendi işlerimiz ve onun çevresindeki işlerin hepsiyle ilgili bir tarama yapacağız. Ben bu dönemin grubumuza bazı fırsatlar getireceğine inanıyorum” diye konuşuyor. Borusan Holding CEO’su Erkan Kafadar ile grubun yeni büyüme yolculuğunu konuştuk:
Holding olarak 2020 yılına hangi hedeflerle girmiş, nasıl bir yol haritası belirlemiştiniz?
2020 ve 2022 yıllarını kapsayan 3 yıllık bir planla 2020’ye başladık. Daha önce 5 yıllık planlarla çalışıyorduk, fakat dünyada ve Türkiye’de içinde olduğumuz iş kollarında 5 yıllık planların hayata geçirilmesinin kolay olmadığını keşfettik. 2020’yi bir toparlanma yılı olarak gördük. Yılın başında ana yetkinliklerimize odaklanarak her işimiz için nerelerde büyüyeceğimizi tarif ettik. Özellikle finansal sürdürülebilirliği ön plana aldık. Ancak salgın nedeniyle Türkiye’nin en büyük pazarları olan Almanya, İtalya, Fransa, İspanya ve İngiltere’de ciddi problemler yaşanınca bu durumun Türkiye’ye ve bizim işlerimize etkisinin sert olacağını düşündük. Ancak beklediğimizden daha iyi bir nisan ve mayıs ayı yaşadık.
Yıl başında yaptığınız planlar kapsamında hangi sektörlere odaklanacak, ne kadar büyüyecektiniz?
Bu yıla has iki önemli adımımız vardı: Biri enerji diğeri de boru işimizle ilgiliydi. Borusan EnBW Enerji, Türkiye’nin en büyük rüzgar santralinden enerji üreten şirketlerinden biri. 500 megavatın üzerinde bir kapasitemiz var. Burada iki yeni projemizde toplam 220 megavatlık bir yatırımın içindeyiz. Bu yatırımları yıl sonuna kadar devreye almak istiyoruz.
Bunlar daha önceden başlayan yatırımlar değil mi?
Evet, 2019’da başlayıp 2020 sonuna kadar devreye alacağımız yatırımlar. Yaklaşık 200 milyon dolarlık bir yatırım. Bir diğeri de Borusan Mannesmann boru şirketimizde yaptığımız yatırım. Halkalı ve Gemlik tesisimizde toplam 75 milyon dolarlık yatırım yapıyoruz. Onlar 2019’da başladı ve 2020’nin üçüncü çeyreğinde tam kapasite devreye girecek.
Bu yıla ilişkin büyüme hedefiniz kaçtı?
Bütün işlerimizde EBIDTA’mızı yüzde 10 artırmayı hedeflemiştik.
Bugün bu büyüme hedefinizi koruyor musunuz?
Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda, bu yılı geçen yılın çok yakınında bir yerde bitirebileceğimizi öngörüyoruz. Bu yıl maalesef hiçbir endüstri ve hiçbir ülkenin bir büyüme hedefi yok. Büyüme yaşadığımız işlerimizden biri iş makineleri. Caterpillar’ın Türkiye ile birlikte 6 ülkede distribütörüyüz. Kazakistan ve Kırgızistan’da yoğun çalışıyoruz. Oradaki müşterilerimiz maden sektöründen ve işleri büyüyerek devam ediyor. Bu işimizde Türkiye’deki küçülmeyi yurt dışında yaşadığımız büyümeyle telafi edebiliyoruz. Türkiye’de iş makineleri pazarı bundan birkaç yıl öncesinde 10-12 bin adetken bu yıl 3 binin altında bir pazar öngörülüyor.
İş makinelerinde birden fazla sektöre hitap ediyorsunuz.
Ana işlerimizden biri inşaat. İnşaat, Türkiye’de çok ciddi oranda küçüldü ve şu anda bir büyüme öngörmüyoruz. İş yaptığımız bir diğer sektör maden. Türkiye’de madende bir büyüme görmesek de küçülme de görmüyoruz. Yurt dışında ise büyümeyi yakalayabildik. İş makinelerinde üçüncü iş kolumuz dizel motorlu jeneratörler ve onunla beraber ele aldığımız tekne, yat motorları. Orada ciddi bir pazar payımız var. Bu alanda da küçülme görmüyoruz.
Otomotivde işleriniz nasıl gidiyor?
Türkiye’de hep 1 milyon adetlik bir otomobil pazarından bahsedilir. Fakat 2019’da pazar, yılı 385 binler mertebesinde kapattı. Biz bu yılı yüzde 25’lik büyümeyle 480-500 bin adet olarak tahmin ediyorduk. Çok iyi başlayan bir yıl oldu. Şubat ve mart ayları otomobil piyasasını canlandırdı. Fakat bu krizle beraber pazar çok ciddi yavaşladı. Kayıp ayları telafi etmek çok zordur, biz pandemiye rağmen bu yıl binek otomobil pazarının 415-420 binlere ulaşabileceğini tahmin ediyoruz. Buradaki tedarik zinciri bölündü. Türkiye’deki otomobil fabrikaları 1,5 aylık, Avrupa’daki otomobil fabrikaları neredeyse 2 aylık duruşlar yaptı. Bizim ana tedarikçimiz BMW, 18 Mart tarihinde tesislerini durdurdu, 18 Mayıs’ta devreye aldı. Ertelenen üretim ve talep var. Pandemiyle birlikte kişiler şartlar uygun olduğunda geçmişe göre daha fazla kendi aracına sahip olmak isteyecek. Önümüzdeki dönemde bireysel anlamda otomobil sahibi olmanın daha fazla olacağını ve bunun Türkiye’deki otomobil piyasasını hareketlendireceğini düşünüyorum.
Pandemi sonrasında Türkiye’nin çelik ihracatında avantajlı olacağı söyleniyor. Şu an çelik sektörü açısından son durum nedir? Pandemi sonrasında görünüm ne olur?
Maalesef demir çelik sektörümüz 2018 yılından itibaren ihracat pazarlarında sıkıntı yaşıyor. Türkiye’nin en büyük iki ihracat pazarı Amerika ve Avrupa ithalatı oldukça kısıtladı. Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda pandemi sonrasında tüm pazarlarda çok ciddi talep düşüşü var. Avrupa’daki kapasite kullanım oranı demir çelik sektöründe yüzde 50’lerde. Düşen taleple birlikte ihracat işlerinin daha zorlaşacağını düşünüyorum. Burada Türkiye’deki üreticilerin ve bizim avantajımız esnek yapılarımız. Yarını doğru tahmin edebilen yarının kazananı oluyor. Bu kadar zorluğa rağmen bugün hem Borusan Grubu’nun hem Türkiye’nin üretici şirketleri ihracata devam edebiliyor, dünya pazarlarında yer bulabiliyorlar.
Pandemiyle birlikte siz grup olarak nasıl bir aksiyon aldınız?
Ocak ayı itibarıyla dünyanın gündemine gelen pandemiyi takip etmeye başladık. Ocak ayında hem holding koordinasyonunda hem her şirket içinde kriz yönetim grubu kurduk. Türkiye’de 11 Mart’ta ilk vakanın ortaya çıkmasıyla birlikte çalışanlarımızı evden çalışır duruma getirdik. Teknik altyapımız buna hazır olduğu için hiç aksaklık yaşamadan işimizi aynı verimlilikte evden yapmaya devam ettik. Bu arada operasyonlarımızın devam ettiği tesislerimizde önlemleri çok üst seviyede aldık. “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” kampanyasına ciddi bir katkımız oldu. Tesislerimizin bulunduğu bölgelerdeki hastanelere lojistik ve malzeme desteği sağladık. Üniversite öğrencilerine uzaktan eğitimlerine destek olacak yardımlar yapmaya başladık. Online eğitimler gerçekleştirdik, bire bir koçluk yaptık. Üretim ve hizmet noktalarımızın hiçbirini tamamen kapatmadık. Ciddi talep düşüşü olduğunda birer haftalık on günlük duruşlarımız oldu ama bunun haricinde bütün tesislerimiz üretimlerine devam etti.
Çalışanların yüzde kaçı evden çalışmaya geçti?
11 Mart’ta çalışanlarımızın yüzde 90’ı evden çalışmaya geçti. Şunu gördük, zor oyunu bozuyor. Bugünün doğrusu, yarının trendleri ve teknolojileriyle değişebiliyor. Önümüzdeki dönemde bence insan kaynakları yönetimi olarak en büyük konsantrasyonumuz bu olacak. Her sürecimizi, her işi değerlendirmemiz lazım. Müşterilerimiz, saha çalışanlarımıza, “Artık bana gelme” diyor. Biz de aynısını tedarikçilerimize söylüyoruz. Dolayısıyla saha satış görevlisinin görevi ve iş yapma şekli değişecek. Belki bu arkadaşımız haftanın 2 günü ofise gelecek, 2 günü evinde duracak, 1 günü müşterisine gidecek. Önümüzdeki dönem çok önemli. Süreçlerin dijitale taşınması gerekiyor ama burada ben altını çiziyorum, var olan süreçlerinizi dijitale taşımaktan ziyade bizim yeni dijital süreçlerimizi de tarif etmemiz gerekiyor.
Dijital yatırımlarınız arttı mı?
2017 yılından itibaren bütün işlerimizde dijitale çok ciddi yatırım yapıyoruz. 2022 yılını kapsayan stratejik planın içinde teknolojiye yapılan yatırım hepsinden neredeyse daha büyük bir yatırım olarak devam edecek. Müşterilerin beklentisi değişirken kimse telefon açıp servis randevusu almak istemiyor. Bu tür işlemler artık uygulamalar üzerinden hızlı bir şekilde yapılıyor. Üretim tesislerinde de verimlilik ve maliyet odaklı teknolojileri daha fazla kullanıyoruz. Endüstri 4.0 ile birlikte oradaki sensör teknolojisi, büyük verinin hızlı bir şekilde incelenmesi ve elleçlenmesi üretim tesislerine çok büyük fayda sağlıyor.
Bu süreçte ertelenen yatırımlar oldu mu?
Hayır, olmadı. Ertelenen çok küçük planlamalarımız var. Örneğin Gemlik’te bir idari binaya ilave yapmayı planlıyorduk ama durdurduk. Aslında bu da içinde bulunduğumuz ekonomik koşullardan değil tamamen gelecekteki çalışma şeklimizden kaynaklandı. Bizim gerçekten bir binaya ihtiyacımız olmalı mı, niye böyle bir bina yapalım düşüncesiyle bu planı askıya almış durumdayız.
Peki yeni fırsatlar açısından bu dönemi nasıl görüyorsunuz?
Enerjide yeni yatırımların peşinden koşacağız. Biz bugün bütün işlerimizde nasıl büyürüz çalışmasına tekrar başladık. Burada çok büyük kapasite yatırımlarından bahsetmiyorum. Bizi sinerji olarak tamamlayacak, var olan yetkinliklerimizdeki eksikliklerimizi çok hızlı şekilde giderebileceğimiz organik ya da inorganik büyümeleri nasıl yapacağımızın planlarını yapmaya başladık.
Var mı ilginizi çeken sektörler?
Öncelikle kendi işlerimiz ve onun çevresindeki işlerin hepsiyle ilgili bir tarama yapacağız. Önümüzdeki eylül-ekim ayına kadar bu taramayı tamamlayacağız. Ben bu dönemin grubumuza bazı fırsatlar getireceğine inanıyorum. Fırsatın üzerinde fırsat yazmıyor. Çevredekileri iyi irdeleyip, onların içinden kendisine en uygununu bulanlar için o bir fırsat. Bizim de yapacağımız şeyler bunlar. Çok büyük satın almalardan bahsetmiyorum, var olan işlerimizi en iyi tamamlayacak işlerden bahsediyorum.
Enerjide planınız nedir? Orada nasıl bir büyüme yaşayacaksınız?
Bizim bundan 10 yıl önce 1.000 megavata ulaşma hayalimiz vardı. Şu an yürüttüğümüz yatırımlar tamamlandığında 720 megavata ulaşmış olacağız. Elimizde yaklaşık 400 megavatlık lisansımız var. O projeleri çalışacağız. Enerjinin yenilenebilir enerji kısmındayız, bunun yüzde 95’i de rüzgar enerjisi. Enerji uzun dönemde de büyümeye devam etmek istediğimiz sektörlerimizden bir tanesi. Var olan hiçbir işimiz için zaten durmak gibi bir düşüncemiz yok.
Yürüttüğünüz ve önümüzdeki dönemde hayata geçirmek istediğiniz yatırımlarla birlikte gelirlerinizin sektörel dağılımında bir değişim olur mu?
Borusan Grubu son 10 yıl içinde en çok enerjide büyüdü. İkinci sırada boru yatırımlarımız gelir. Otomobil sektöründe, Borusan Cat’te yatırımlarımıza devam ettik. Borusan Lojistik’te büyük hayallerimiz var. Geliştirdiğimiz teknolojik aplikasyonla Türkiye’deki on binlerce araç sahibiyle özellikle KOBİ’leri buluşturarak, yükü olanın yükünü oraya koymasını, o yükü taşımak isteyen taşıyıcıların teklif vererek bu işi almasını sağladık. Bu iş için yıllardır uğraşırken 2 aylık sürede buradaki iş hacmi 7 kat arttı. Kötü bir dönem yaşıyoruz ama bizim işlerimize pozitif etkisi de var. Biz bu inisiyatifimize yatırım yapmayı, Türkiye’de işi büyüttükten sonra Avrupa’da da büyütmeyi istiyoruz. Borusan Grubu’nda gelirlerin yüzde 45’i çelik, yüzde 40’ı distribütörlüklerden, yüzde 15’i enerji ve lojistik işlerinden geliyor. Zaman içinde bu yatırımlar bu yüzdelerin dengesini birkaç puan değiştirebilir ama her yerde büyümeyi sağlarsak bu noktada da tutabiliriz. l 5 yılda grubu taşımak istediğiniz yer neresi? n Sağlam adımlarla gidiyor olacağız. Gelecek 3 yıl için yüzde 50’ye yakın bir büyüme planlamıştık. Büyük ihtimalle 2022 yılını 1 yıl esneteceğiz.
“V İLE U ARASI BİR TOPARLANMA OLACAK” “V’Yİ YAKALAMAMIZ ZOR” Bu kriz de geçecek. Türkiye’de bugüne kadarki krizler hep V tipi krizlerdi. Bugün bu kriz L tipi mi olacak U tipi mi olacak diye birçok konuşma yapılıyor. Bence son iki üç krizde yaşadığımız V’yi yakalamamız çok zor. Çünkü diğer pazarların o kadar hızlı toparlanamayacağını görüyoruz. İHRACAT VE TURİZM ETKİSİ Türkiye ekonomisi ihracata ve turizme dayalı bir ekonomi olduğu için dış dünyadaki iyileşme hızı da bizim toparlanmamızı etkileyecek. Dışarıdaki toparlanma çok hızlı olmayacağından Türkiye’de toparlanmayı V ile U arasında bir yerlerde yaşarız diye düşünüyorum, bu da kötünün iyisi. |
BÜYÜK PROJELERİ TAKİP EDİYORUZ İSTİHDAMIN KORUNMASI Bizim inşaattan kastımız havaalanı, köprü gibi büyük projeler. Büyük projeleri de inşaat şirketlerinden takip ediyoruz. Çünkü müşterilerimiz onlar. Kanal İstanbul projesini de yine inşaat şirketlerinden takip ediyoruz. Projenin ne zaman başlayacağıyla ilgili net bir bilgi yok. Türkiye’nin önceliklerine baktığımızda, ekonominin tekrar kendine gelmesi, istihdamın korunması için ciddi kaynak ayrılması gerekeceğini düşünüyorum. UYGUN FİNANSAL ORTAM Amerika, Avrupa Birliği çok ciddi fonları pandemi mücadelesinde devreye sokuyor ama herkes kendi yangınını söndürmek derdinde. Dolayısıyla 40-50 milyar dolar değerinde bir proje için bir finansman bulmak çok kolay gelmiyor bana. Bugün ona başlamak için uygun bir finansal ortamın olduğunu düşünmüyorum. |
TALEP VE ARZIN DENGELENMESİ GEREKİYOR AMERİKA’DAKİ YATIRIM 2017-2018 ve 2019 yıllarında Amerika’daki yatırımımız grup içindeki en iyi işlerimizden biriydi. Finansal açıdan bu yıla da iyi başlamıştık. Ocak-şubat ayları çok iyi geçti. Pandemi öncesinde petrol fiyatı sıfıra hatta eksiye düştü. Bizim hizmet verdiğimiz sektörün talebinin devamlılığı açısından petrol fiyatının 50 doların üzerinde kalması lazım. “TALEP YÜZDE 65 DÜŞTÜ” Amerika’da yeni kuyu açılımı ve kuyuların yenilenmesiyle ilgili yatırım yapan şirketler bizim ürünlerimizi alıyor. Fiyat sıfıra inince talep bıçak gibi kesildi. Bize olan talep de yüzde 60-65 oranında düştü. Şu anda 55 doların üzerinde bir fiyatı görmüyoruz. Önce sağlığın geri gelmesi lazım, ondan sonra talep ve arzın dengelenmesi gerekiyor. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?