Şirket Doktoru

26.08.2015 12:05:270
Paylaş Tweet Paylaş
Şirket Doktoru
Özyeğin'den genç Ceo'lara öneriler
Fiba Holding’in kurucusu ve başkanı Hüsnü Özyeğin, Türkiye’nin bence en önemli girişimcilerinden biri… Her konuşmasında yeni bakış açıları, özellikle de kariyerinin başındaki iş insanları için ders niteliğinde önerilerde bulunur. Haziran ayında, Avea’nın sponsorluğunda gerçekleşen Genç CEO Zirvesi’nde kendisini dinlerken yine çok önemli öneriler yaptığını gördüm. Genç kuşak için anlamlı bulduğum önerilerden bazılarını bir araya getirdim: 
İNSAN KAYNAĞI VE İŞLETME 29 yaşındaydım ve daha bankacılığın B’sini bilmiyordum. Bankada hesabım bile yoktu. Mehmet Emin Karamehmet beni Pamukbank’a genel müdür yardımcısı yaptı. Ben bankaya “işletmeyi” ve “insana yatırımı” getirdim. Benden önce banka işletme gibi yönetilmiyordu. 
GENÇ CEO’NUN ÖNEMİ Bütün iş hayatım boyunca da insana yatırıma önem verdim. Finansbank’ı kurduktan bu yana geçen sürede belki 50 bin kişiyi işe aldım. Özyeğin Üniversitesi’nden önce Finansbank Üniversitesi’ni kurdum, Rusya’daki bankamız ve diğer işler için orada eğitimler verdim. 32 yaşında genel müdür olduğum için bu işi herkesin 32 yaşında yapabileceğini düşündüm, genç genel müdürler seçtim. Finansbank’ı kurduğumda genel müdür dahil üst yönetimi 28-34 yaş arasından seçtim. 
TİYATRONUN KATKISI Robert Koleji’nde okurken yaptığım en iyi şey, tiyatroda oynamaktı. Julius Caesar ve birkaç oyunda daha oynadım. Tiyatroda oynamanın yararını iş hayatında hep gördüm. 
RİSK ALMA VE ALT KADEME KATKISI İş dünyasında “İş yapmayan hata yapmaz” derler… Şirketlerin sahipleriyle CEO’larının “risk almayı” özendirmesi gerekiyor. Ancak risklerin de mümkün olduğunca alt kademede alınmasına özen gösterilmeli… Riski şahıslar değil, şirketler almalı. Riskler de doğru zamanda alınmalı… Bazen doğru zamanda risk alırsınız, ancak konjonktür değişince risk düzeyi de değişebilir. Örneğin biz Rusya’ya girdikten 1 yıl sonra ülke moratoryum ilan etti. Ama buna rağmen biz riskimizi koruduk ve orada kaldık. 
KENDİ ŞANSINI YARAT İnsanlar biraz da kendi şansını yaratmalı. Ben 18 yaşında, babamdan aldığım 1.000 dolarla 8 kişilik gemi kamarasında, önce ABD’ye, oradan da Kanada’ya gittim. Orada kendi şansımı yarattım.
RAKİBİ VE MÜŞTERİYİ TAKİP Her işte olduğu gibi rekabeti iyi takip edin, rakiplerinizin yaptıklarını anlayın. Suyu alırken bile rakibin kaça aldığına kafa yorun. Müşteriyle çok yakın temasta olun, onlara dokunmaya çalışın. Piyasaya çıkıp dolaşmayan geride kalır. Rekabeti en iyi müşteriden izleyebilirsiniz. 
İNSAN DAVRANIŞI VE PSİKOLOJİ İnsanlarla ilişki ve onlara davranma biçimi çok önemlidir. Harvard’da okuduğumda gerekli olmadığı halde “human organization and behaviour” adlı dersi aldım. O dersin ne kadar önemli olduğunu sonradan gördüm. Zaman zaman “Şimdiki aklım olsa psikoloji okurdum” diyorum. İş hayatında temel bilginin rolü bir yere kadardır. 
GÖRÜNMEYEN CEO OLUN Alt kademedeki çalışanlar, liderin çok farkında olmamalı. Lider mütevazı olmalı, çok fazla konuşmamalı, işlere müdahale etmemeli. Kararların mümkün olduğunca aşağıda alınmasını teşvik etmeli. CEO, fonksiyonunu paylaşmayı bilmeli. En iyi yönetici, herhangi bir şirkette başarılı olandır. Sadece bir sektör ya da şirkete bağlı başarı olmaz. 

6 genç aile bireyi yarına nasıl hazırlanıyor?
Türkiye'nin önde gelen gruplarındaki genç kuşak bireyler, artık eskisinden daha geniş bakış açısıyla geleceğe hazırlanıyor. Üstelik bu hazırlığa sadece baba ve anneler liderlik etmiyor, gençler de kendi geleceklerini, kendi tercihleriyle belirliyor. 5 Haziran’da gerçekleşen Genç CEO Zirvesi’nde yönettiğim panelde, 6 gençten dinlediklerim de bunu doğruladı. İşte gençlerin özetle paylaştıkları: 
MEHMET KALYONCU (Kalyon Grup): Ümraniye Anadolu Lisesi’ni bitirdim, orada okumanın çok yararını gördüm, değişik arkadaşlar tanıdım. Robert gibi önemli bir lisede okumadım ama onun eksiğini kapatmak için her fırsatta yurtdışında eğitim programlarına katılıp kendimi geliştirdim. Kariyerimi daha çocukluk döneminden belirlemiştim, o yönde ilerledim. Üniversitede mimarlık okudum, kendimi geliştirmek için her fırsatta yurtdışında eğitimlere, üniversitelerin programlarına katıldım. Yeni havaalanı inşaatı bizim konsorsiyumda kalınca babam bu projede görevlendirdi. Şimdi odağımda yeni havaalanı var. 
SENA SUERDEM (Kiğılı): Dedem Abdullah Kiğılı’nın kurduğu şirket, 2000’lerde hızlı büyümeye başladı. Çocukken çok fazla ilgimi çekmezdi. Ancak ne zamanki büyüme hızlandı, benim de bu işe ilgim arttı. Babamın önerisi üzerine Sabancı Üniversitesi’nde yönetim okudum. Şirketin lojistik merkezi bir süre sonra üniversiteye yakın bir yere taşınınca yaz aylarından itibaren işin içine girdim. Seçmeli dersleri, şirketin ihtiyacına göre belirledim. Babam, “Hızlıca mağazalaştık, altyapıyı iyileştirmek gerekiyor” deyince hemen işe koyuldum. Perakende dediğinizde milyonlarca ürün, lojistik, altyapı, teknoloji anlamına geliyor. Ben eğitimim nedeniyle altyapıya, teknolojiye ve sistem kurmaya odaklandım. Perakendede dünya çapında bir marka için çalışıyorum. 
TAL GARİH (Alarko): Ailenin verdiği terbiye ve kültüre çok inanırım. Tutkulu, idealist ve çalışkan olmak çok önemli. Dolayısıyla 13 yaşından itibaren her yaz staj yaptım. Farklı şirketler, farklı ülkeler ve yöneticilerle çalıştım. Bana hep çalışmayı öğrettiler. Ardından eğitim önemli. Sadece üniversite eğitiminden söz etmiyorum. Eğitimi bıraktığımızda yaşlanırız. Ben hep öğrenmeye odaklandım. Üniversiteyi ABD’de okudum, ardından uluslararası işletme masterı yaptım. Bu dönemde 5 ülkede yaşama şansım oldu, dünya vatandaşı haline geldim. Her kültüre empati yapabilme şansı buldum. Üniversite sonrasında şirkette bölümler arasında rotasyonlar yaparak çalıştım, her şeyi öğrenmeye çalıştım. İlk işim fiş kesmekti. Şimdi enerji bölümüne katkı yapıyorum. 
MURAT ÖZCAN (Canpa): Biz inşaat ve yalıtım ağırlıklı bir grubuz. Üniversitede bilgisayar mühendisliği okudum. Sonra İspanya’da master yaptım. Sonra iş ortağımızın Londra ofisinde 2 yıl çalıştım. Bunun çok yararını gördüm. Üniversite eğitimi sonrasında ailenin işine katıldım. İşin her tarafında çalıştım, öğrenmeye gayret ettim. Daha çok gruba yenilik, teknoloji getirmeye odaklıyım. 
ŞELALE ZAİM (İnci Grubu): İnci Grubu’nda akü ve bağlı sektörlere yönelik üretim var. Benim için eğitimin büyük kısmı ailede, evde başladı. Ortaokuldayken santralde telefonlara bakarak iş hayatına girdim. Sonra üniversitede aile dışı şirketlerde çalıştım ve aile işine katıldım. Ama ailem, işe katılma konusunda beni zorlamadı. “Ne olmak istiyorsan onu ol” dediler. Üniversiteden mezun olduktan sonra 10 yıl başka şirketlerde çalışıp aile işine katıldım. Ben ağırlıklı olarak grubun Aile Ofisi’ni yönetiyorum. Aile Ofisi, holdinge ortak olan 5 şirkete, finans, yatırım danışmanlığı ve muhasebe hizmetleri veriyor. Şimdi ise daha çok değer yaratmaya, yabancı ortaklıklara, yeni fırsatlara bakıyorum.
SELİM AKIN (Akfen Holding): Ben İngiltere’de işletme okudum. Okurken hep yazları aile işinde çalıştım. Mezun olunca aile işine mutfaktan, fiş keserek katıldım. Babamın aile işine çok yönlendirmesi olmadı. “Oğlum mutlaka grupta olsun” diye düşüncesi yoktu. Biz kendi tercihimiz olarak aile işini seçtik. Ben uzman yardımcısı olarak başladım. Sonra her aşamada çalıştım, işi öğrenmeye gayret ettim. Benim diğer arkadaşlardan farkım şu: Şirketlerin hedefi olabilir, ancak kişilerin hedef koyması doğru değil. Biraz daha etraftaki fırsatlara bakmaya odaklanıyorum. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz