Şirket Doktoru

10.09.2015 12:09:550
Paylaş Tweet Paylaş
Şirket Doktoru
Türk perakendecisi Batı'da büyüyebilir mi?
Haziran ayı başında IBM’in sponsorluğunda Perakende Liderleri 2015 başlıklı önemli bir etkinlik düzenledik. Abdullah Kiğılı (Kiğılı), Vahap Küçük (LC Waikiki), Ümit Zaim (Derimod), Galip Aykaç (BİM), Bülent Gürcan (Teknosa) ve Jaklin Güner’in (Vakko) katıldığı, Servet Topaloğlu’nun yönettiği panelde, konu “Perakendecilerin yurtdışı büyüme stratejilerine” geldi. Son yıllarda bazı Avrupa şehirlerinde Türk perakendecilerin mağaza açtıklarını görüyoruz. Ancak perakende liderleri bunun sınırlı kalacağını, esas büyümenin Türkiye’nin doğu ve güneyindeki ülkelerde olabileceğini belirtiyor. Patronların bu konudaki görüşlerini ana başlıklar halinde şöyle özetlemek mümkün:
ABDULLAH KİĞILI: Babamdan işimi 1 masa, 5 çalışan olarak devraldım. Tahminlerimin üzerinde büyüdük. Bugün yurtdışında 21, yurtiçinde 225 mağazam var. Yıl sonunda yurtiçi mağaza sayımız 245’e yükselecek. Bugün bu duruma nasıl geldim, şaşırıyorum. Zara, 1960’ta bornoz üreticisi olarak iş hayatına başladı. İlk mağazasını Kiğılı’dan sonra, 1975 yılında açtı. Şimdi 6 bin mağazası, 24 milyar dolar cirosu var. Peki biz niye olamadık? Zara neredeyse yüzde “sıfır” faiz ile kredi alıyor, ben yüzde 8, bazen yüzde 16 faiz ile kredi alıyorum. Onu da banka bilançoya değil, kişiye, arsaya/ gayrimenkule veriyor. Turquality destekleri var ama ona girmek 1,5 yıl sürüyor, paranı almak için de 1 yıl bekliyorsun. LC Waikiki dışında kimse Batı’ya gidemiyor. Gidince daha birinci round’da dayağı yiyorsun. Bizim şansımız ancak ülkemizin doğusunda ya da güneyinde var.
VAHAP KÜÇÜK: Batı’da Türk perakendecilerin mağaza açarak büyümesi mümkün değil. İnorganik, yani satın alarak büyüme yapabileceğimize inanıyorum. O nedenle biz de yüzümüzü Doğu’ya çevirdik. Batı’da 300 metrekare mağaza açmanın maliyeti 500 bin dolardan başlıyor.
ÜMİT ZAİM: Türk perakendecilerin ilk hedefi bölgesel markalaşma, büyüme olmalı. Doğadan da bu konuda ders almalıyız. Çinekop, Sarıkanat ve Lüfer… Bizim de doğal süreci yaşamamız lazım. Bu banka kredileriyle de büyümek zor. Benim kredi faizim yüzde 11, Kiğılı’nın yüzde 8, KOBİ’lerin yüzde 14-15… Batı’daki rakiplerle eşit değiliz.
GALİP AYKAÇ: Türkiye’de 4 bin mağazaya ulaştık, yıl sonunda 5 bin olacağız. Ciromuz 14,5 milyar dolar. Fas’ta 250, Mısır’da ise 125 mağazamız var. Bundan sonra ilk sırada İran’da mağaza açmayı düşünüyoruz.

İlk olmanın avantajı var mı?
İşletme dünyasında “First mover advantage” deyimi vardır. “Pazarda ilk şirket olmanın avantajı” olarak da Türkçeye çevrilebilecek bu deyim, çoğu zaman çalışır. Şirket doğru stratejiler uygular, zamanında yeni teknoloji ve iş modellerine uyum sağlarsa, asırlar geçse bile varlığını sürdürebilir. Ancak, “ilk olma avantajı”, o sektörde başarıyı ve uzun yaşamayı garantilemiyor. Örneğin, Türkiye’de GSM sektöründe ilk piyasaya giren şirket Telsim’di. O günleri hatırlıyorum. Çok sayıda iş insanı, CEO’nun telefonları 542 ile başlardı. Ancak, kötü yönetim ve hükümetin birkaç kez şirkete el koyması, Turkcell’in doğrularıyla birleşince, “ilk olma” avantajı işe yaramadı. Online kitap işinde ise Onlinebooks.com diye bir şirket hatırlıyorum. Ancak, adında hiç kitaptan söz etmeyen Amazon.com, başarılı stratejileri ve sürekli evrimleşmesiyle sektörde birinciliğe oturdu, hatta Haziran 2015 itibarıyla dünyanın “en değerli” perakendecisi haline geldi. Bu yazdıklarımın en iyi örneğini aslında “mobil telefon” üreticilerinde yaşıyoruz. Bu sayfada iki tablo var. Tablolar, her şeyi ortaya koyuyor. Önce 1992 yılında “dünyanın en büyük mobil telefon” üreticilerinin yer aldığı tabloya, sonra 2014’teki son duruma bakın. 1992 yılından tek şirket bile listeye dahil olamamış. Benim ilk telefonum Ericsson’du. O yıllarda Ericsson’un bir fabrika gezisine de gitmiştim. Öncesinde ise Motorola’nın genel merkez seyahatine katılmıştım. Her iki seyahatte de şirket yöneticileri geleceklerinden, 20 yıl sonrasından çok emindi. Müthiş teknoloji yatırımları yapıp, eşsiz cihazlar geliştirdiklerini düşünüyorlardı. Bir süre sonra Nokia geldi. Bir masada oturduğunuzda, her 5 kişiden 3-4’ü neredeyse Nokia kullanıyordu. Ardından her şey değişti. Şimdi Iphone, Samsung, LG var. Bunların üstüne Çin’den inanılmaz yeni üreticiler geliyor, Vestel ve Casper gibi yerliler de atak yapıyor. Şimdi 2015 yılındayız. Belki 10, hatta 5 yıl sonra benzer tabloyu bu ya da başka sektörlerde de göreceğiz. O nedenle “ilk olma” avantajını eşsiz bir şans olarak görmemek lazım.

Hiçbir başarı kolay gelmiyor
Tesla Motors’un kurucusu ve son dönemin yıldız girişimcilerinden Elan Musk’ın hayatını anlatan kitabı okuyorum. Çok başarılı girişimcilerin hayatında olduğu gibi o da başarıya giden yolda arayışlar yapmış, yeni fikirlerin peşinden gitmiş ve çok sayıda deneme yapmış. Güney Afrika’da başlayan, oradan Kanada’ya, sonra Amerika’ya giden Musk, Standford’dan ayrıldıktan sonra girişimciliğe başlamış. Bunun için de önce kuzeniyle birlikte Amerika’yı arabayla dolaşmış, anlamak ve tanımak amaçlı bu seyahatte ilk internet fikrini bulmuş: “Doktorları internette buluşturmak.” Musk’ın hayatının önemli bölümüne “aramak” ve zorluklarla başa çıkmak damgasını vurmuş. Okuyunca, “Hiçbir başarı kolay gelmiyor” diyorsunuz. Musk, etrafına bakan, yeni ortaya çıkan teknolojilerden fırsat çıkarmaya çalışan bir genç. İlk internet işini ise stajyer olduğu şirkette tanıklık yaptığı bir gelişme üzerine geliştiriyor. Henüz startup olan bu şirkete bir gün Yellow Pages’in satış elemanı gelir. Kalın ve iş dünyasını hedefleyen rehber kitabı pazarlamaktadır. Yıl 1995’tir ve internet henüz gelişmektedir. Yellow Pages’in satışçısı, “İlanınızı kitabımıza verirseniz, yanında promosyon olarak internette tanıtım olanağı vereceğiz” önerisinde bulunur. Ancak, internetin nasıl bir şey olduğu, ilanın nasıl yer alacağı ve ne gibi fayda sağlayacağını bir türlü anlatamaz. Bu Musk’ın kafasında iş fikri oluşturur ve hemen kuzenini arar: “İlk defa internete girecek şirketlere yönelik bir web sitesi oluşturalım. İnternette yapacak bir şeyler var.” İlerleyen yıllarda Global Link Network adını alacak ve büyük bir başarıyla satış yapılıp çıkılacak Zips2 adlı girişim böyle ortaya çıkar. Paypal ve Tesla gibi yatırımlarını da buradan aldığı parayla sağlar.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz