Şirket kurallarını esnetmek Atari’de neleri değişt

İki genç mühendis, o dönemin en gözde şirketlerinden birine geldiklerinde patron Nolan Bushnell’den sıra dışı bir talepte bulunmuşlardı: “Çalışma odasında uyumak istiyoruz.” Sadece Bushnell değil, şirketin güvenlik yöneticileri de bu öneriye karşı çıkmışlardı.

Hem bir gece bekçisi hem de geceleri devreye giren bir alarm sistemi vardı, Geceleri birileri ofiste kaldığında, masanın altında olsalar bile alarm aralıksız çalıyordu. Bu yüzden şirket kesin kuralını koymuştu: “Ofiste geceleri kalmak ve uyumak yasaktır.”

Fakat gençlerden biri çok ısrarlıydı. “Geceleri uyuma olanağı olmazsa çalışamayız” diye ısrar ediyordu. Arkadaşı ise ona destek vermek amacıyla aynı şekilde düşündüğünü dile getiriyordu. İpler kopuyordu ve şirket iki yeteneğini kaybetmek üzereydi. Ancak, güvenlik müdürü “Nuh diyor peygamber demiyordu.”

ŞİRKET SONUNDA ÇÖZÜM BULUYOR
Uzun tartışmalar sonunda şirket bir ara çözüm buldu. İki genç geceleri şirkette çalışabilecek ve işleri bittiğinde ise masanın altında uyuyabileceklerdi. Bunun için alarm sistemi devreden çıkarılacak, görev bekçilere bırakılacaktı.

Artık iki arkadaşın dediği olmuştu. Ertesi gün yanlarında şiltelerle geldiler. Gece 2-3’e kadar çalıştıktan sonra sabah 8’e kadar uyuyabilmek için masaların altına şiltelerini serdiler. Durumdan hiç rahatsız değillerdi.

Gece uyuyor, sabah arkadaşları gelince kalkıp hayatlarına devam ediyorlardı. Ancak, ofiste duş ya da banyo için bir olanak yoktu. Aslında bu onların umurunda bile değildi, çünkü banyoya ihtiyaç hissetmiyorlardı.

Geceleri çalışmak ve ofiste uyuyabilmek, özellikle uzun mesafeden gelen çalışanları da etkilemişti. Gece kalanların sayısı artınca, şirket bazı olanakları genişletmeye karar verdi ve dinlenme odaları kurdu. Ardından da oralara duş kabinleri yerleştirdi.

Çalışanlar ve özellikle uzun çalışan mühendisler, yeni ortamdan çok memnundu. Hatta önemli bir fuara katılım öncesi gece çalışan mühendis sayısı 20’yi geçince, şirketin sahibi de durumdan etkilenmiş ve şu yorumu yapmıştı: “Böyle sadık çalışan grubunu hiçbir yerde bulamayız. Gerçekten müthiş bir üretkenlik.”

İKİ STEVE'İN YARATTIĞI FARK!
Bu şirket, dönemin efsanelerinden Atari, kurucusu ise Nolan Bushnell idi. İki genç yetenek ise Steve Jobs ile Steve Wozniak’tan başkası değildi. Apple’ı kurmadan önce Atari’de çalışan bu iki yetenek, şirkette büyük bir değişime öncülük etmişti.

Atari’nin kurucusu Bushnell, bu değişimi ve aldığı dersi şöyle aktarıyordu: “Şirketlerimden bir diğerinde kazan dairesinin arkasındaki boş bir odada 24 saat çalışan iki mühendis görmüştüm.

İki Steve’den sonra bu mühendisin temposuna tanıklık edince, şirkette kuralların esnetilmesi gerektiğine bir daha inandım. Evlerinden kendilerine ait birkaç eşya getiııniş, elektrikli ocak satın almış ve kendilerine bir hayat kurmuşlardı. Hem masraflarını azaltmış hem de şirket için daha verimli hale gelmişlerdi.

Bu, aslında bir anlamda bugün yeni kurulmuş teknoloji şirketlerinin temelini oluşturan garajdan çıkmak trendinin başlangıcı olmuştu. Günümüzde bazı Silikon Vadisi şirketlerinde çalışanların işteyken gerektiği kadar dinlenebilmelerine olanak sağlayan uyku odaları var.”

Nolan Bushnell, önce katı bir şekilde “kuralları esnetmeye” karşı çıkmış, ardından da “verimliliği” artırmak amacıyla değişimin önünü açmıştı. Sonuçta hem Atari hem de iki Steve kazanmıştı. Kurallar, bozulmak için değildir ama bazen esnetmek, tahmin edildiğinden çok daha fazla sonuç verebiliyor. Bunu da bir kenara not etmekte yarar var.