Yahoo'nun derslerle dolu sıra dışı öyküsü

17.03.2016 12:21:570
Paylaş Tweet Paylaş
Yahoo'nun derslerle dolu sıra dışı öyküsü
İnternet devi Yahoo’nun satılacağına yönelik haberler geldiği sırada ben Yahoo’nun CEO’su Marrisa Mayer ile ilgili bir kitap okuyordum. Kitap, Mayer’in CEO olmasına giden yolu anlatırken aslında ilk internet şirketlerinin kurulduğu 1990’lardan günümüze sektörün temel taşlarını, Yahoo’nun yükseliş, duraklama ve düşüş dönemlerini de anlatıyor. Bu yönüyle özellikle ilk bölümünü beğendim. Bir anlamda geçmişle ilgili bilgilerimi de güncellemiş oldum. Yahoo’nun satışı gündeme gelince, kitaptan aklımda kalanları sizlerle de paylaşmak istedim. Böylece birlikte bir işin sıfırdan 100 milyar dolarlık işe nasıl dönüştüğünü, yine nasıl sıfıra doğru gidebildiğini de görmüş olacağız. İşte bazı önemli satırbaşları:
* Berkeley Üniversitesi’nde öğrenci olan Marc Andreessen, Eylül 1993’te Windows ve Macintosh’larda kullanılabilecek ilk browser olan Mosaic’i geliştirdi. Bu bir dönüm noktası oldu.
* Program Stanford öğrencileri arasında hızla yayıldı. Öğrencilerden David Filo ve Jerry Yang, 1994  yılının başında beğendikleri web sitelerini listelemeye karar verdiler: “Jerry and David’s Guide to World Wide Web” böylece ortaya çıktı. Nisan ayında 100 site, eylül ayında 2000 site listelenmişti.
* Bir süre sonra daha hatırlanabilir isim gerektiğini düşündüler ve önlerine sözlüğü koyup aramaya başladılar. Y ve A ile başlayan, anlamlı bir isim istiyorlardı. Aradıklarını bulmuşlardı: “Yet Another Hierarchical Officious Oracle”, kelimelerinin ilk harflerini yazınca sitenin adı ortaya çıktı: YAHOO! Yahoo’nun kuruluşunda bir diğer kritik an ise Marc Andreessen’in Mosaic’ten sonra Netscape Navigotor’u piyasaya sunmasıydı. Daha fazla kullanıcı dostu olan bu tarayıcıda, Yahoo’nun bir linki vardı. Bu sayede 1995 Ocak ayında Yahoo, 10 bin sitelik link sayısına, günlük 1 milyon “hit” düzeyine ulaştı.
İLK DÖNÜM NOKTASI
1995 yılının mart ayında Yahoo henüz şirketleşmişti ki ilk tekliflerini American Online’dan (AOL) aldılar. CEO’ları Steve Case, şirket için 2 milyon dolar öneriyordu. Birkaç ay sonra sadece yüzde 25’i için risk sermayesi şirketi Sequel Capital ile 1 milyon dolarlık anlaşmaya vardılar. Şirketin değeri 4 milyon dolara çıkmıştı. Bu tarihten sadece 8 ay sonra Softbank, 40 milyon dolar piyasa değeri üzerinden şirkete 5 milyon dolarlık yatırım yaptı. Sonraki 4 yıl Yahoo’nun müthiş yükselişi vardı. Şirket, online reklam satmaya başladığında bu pazarın büyüklüğü sadece 20 milyon dolardı. 1997’de Yahoo’nun reklam gelirleri 70,4 milyon dolara ulaştı. Sonraki yıl 203 milyon doları buldu.
MÜTHİŞ BÜYÜME RAKAMLARI
Yahoo, 1996’daki 200 çalışandan 1997’de 803, 1999’da 1992 çalışana ulaştı. 1996 yılında günde sadece 6 milyon sayfa görüntülenirken 1998’de bu sayı 167 milyona ulaştı. 12 Nisan 1996’da halka açıldığında hisseler 43 dolara kadar çıktı, günü 33 dolardan kapattı. Halka arz fiyatından yüzde 151 daha yüksekten işlem görmüştü ve bu tarihte 3’üncü en büyük yükselişti. Şirket 848 milyon dolar değeri yakalamıştı. 1999 yılında Yahoo, Çin, Almanya ve Avusturalya’ya açıldı, büyük işbirliklerine girdi. Aynı yıl 1 milyar dolar gelire, 23 milyar dolar piyasa değerine ulaştı. Şirketin ilk işi olan “listelemenin” payı gelirlerde yüzde 20’ye geriledi, diğer işlerin payı yüzde 80’e ulaştı. Yahoo, ilk reklamı yayınlamaya başladığında kullanıcıların yüzde 5’i reklamı görüyor ve “tıklıyor” idi. 2000’lere gelince bu oran yüzde 0,5’e geriledi. Bu tarihte Yahoo’nun reklam verenlerinin yüzde 60’ı, “internet kriziyle” batma yoluna girecek olan dot.com şirketlerinden oluşuyordu. Eylül 2000’de Yahoo’nun piyasa değeri 5 milyar dolara geriledi. Bu rakam şirketin piyasa değerinin ocak ayına göre 123 milyar dolar erimiş olduğu anlamına geliyordu.

NORMAL ŞİRKETLER VE TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİ
Netscape’in kurucusu Marc Andreessen’e göre iş dünyasında “normal “ ve “teknoloji” şirketleri var. Ona göre “normal” şirketlerin çıktıları ürünlerdir: “Araba, ayakkabı, hayat sigortası, çikolata..” Oysa teknoloji şirketlerinde ana çıktıyı “inovasyon” oluşturur. Teknoloji şirketleri, gelecek 5 yılda, bugünkü sattıklarından daha farklı şeyler satmak zorunda. Bir ayakkabı şirketi, yeni model ve yaklaşımlarla da olsa yine ayakkabı satacaktır. Ancak teknoloji şirketleri, aynı şeyi satmaya çalışırsa yaşayamaz. Bunun en iyi örneğini, olumsuz yönde Yahoo oluşturuyor. Öte tarafta ise Google var. O nedenle inovasyonu durdururlarsa bu tip şirketler ölür. Marc Andreessen, Yahoo’nun liderlerine o nedenle şu öneride bulundu: “Yahoo, düzenli olarak yenilikçi ürünler geliştirmenin ve satılabilir hale getirmenin yolunu bulmalı. Google, Facebook ve Apple gibi şirketlerle başa çıkmanın yolu inovasyondan geçiyor. Öbür türlü Silikon Vadisi’ndeki onlarca küçük şirketten biri olarak kalabilirler.”

Aile şirketlerini ayakta tutan 5 etken
Concordia University’den Peter Jaskiewicz ve Londra’daki King’s College’den Sabine Rau, Almanya’da bulunan ve kuşaktan kuşağa aktarılan başarılı 21 şarap işletmesini inceledi. Amaçları, geçmişi 18’inci yüzyıla kadar uzanan bu şirketlerin “başarı” ve “uzun yaşam” sırlarını ortaya koymaktı. Üstelik bunlardan en eskisi 10’uncu yüzyıla, 33 kuşak öncesine dayanıyordu. İki uzman, mevcut kuşağın liderleriyle ve bunların işi devralma sürecinde olan çocuklarıyla da görüştü. Yaptıkları işi, yetiştirilme tarzlarını ve işe bakışlarını analiz edip 5 başarı faktörü saptadılar:
1Aileler, tarihlerine sahip çıkıyor: Tarihlerini yaşatmak için hikayelerinin kuşaktan kuşağa anlatılarak geçmesine özen gösteriyorlar. Başarıları anlatırken yaşanılan zorlukların da altını çizmeyi ihmal etmiyorlar. Şirketlerini hikayelerle yaşatıyorlar.
2Gençleri işe erkenden başlatıyorlar: Girişimci aileler çocuklarını işe erken yaşta sokuyorlar. Asmaları dikmekten budamaya, şarapları şişelemekten teslimata kadar bütün aşamalara ailenin bireyleri dahil ediliyor. Bu aileler, çocukluğun sadece oyun ve keşif süreci olduğu görüşüne kesinlikle itiraz ediyorlar.
3Pratik eğitimde ısrarlılar: Hem girişimci (daha modern) hem de geleneksel aileler orta öğrenimi teşvik ediyor. Ancak geleneksel aileler, çocuklarını kendi yollarını çizmeye yönlendirirken girişimci aileler, çocuklarını, hukuk ve işletme gibi şarap üretimiyle ilgili alanlarda dünyanın en iyi üniversitelerine gitmeye teşvik ediyor.
4Yeni kuşaktan öğreniyorlar: Geleneksel aileler, ebeveyn ile çocuk arasında, çocuğun işi öğreneceği bir süreçte “aktarmalı” devir yöntemini kullanıyor. Buna karşılık, girişimci ailede çocuk, öğretmen olarak görülüyor. Çocuklar öğrendiklerini son teknolojileri uygulamak, yeni pazarlara girmek ve yeni ürünler geliştirmek için kullanırken, aileler günlük işleri yürütüyor.
5Tek sahipleri var: Ailelerin iki önemli hedefi var: Şirketin satılmasını önlemek ve şirketi her seferinde tek çocuğun yönetimine bırakarak bölünmesinin önüne geçmek. Yönetimi devralan çocuğa, “aileyi bir arada tutmak” gibi bir sosyal sorumluluk görevi de veriliyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz