Borsada kredili pozisyon tehlikeli mi?

20.10.2017 16:43:000
Paylaş Tweet Paylaş
Borsada kredili pozisyon tehlikeli mi?

Ağustos ayında borsalarda bir miktar dalgalanma oldu ama döviz kuru ve faizlerdeki yatay seyir devam ediyor. Bunun temel olarak, ABD ekonomisinin bir yavaşlama dönemine girmesi nedeniyle FED’in faiz artışında daha temkinli davranmasından kaynaklanıyor. ABD’de enflasyon yatay seyrettiği sürece bu olumlu trend devam edebilir. Risk ise ABD’de enflasyonun yönünü yukarı çevirmesi olabilir. Borsa İstanbul’un 100.000-110.000 aralığında bir miktar düzeltme yapmasını sağlıklı buluyoruz. Kesintisiz yükselen borsada kredili pozisyonların arttığını tahmin ediyoruz. Mart sonu toplam kredili pozisyon miktarı 1,7 milyar TL idi. Borsanın halka açık (ortalama yüzde 40) piyasa değeri olan 300 milyar TL’ye göre kredi miktarı yüzde 0,6’ya karşılık gelmektedir. Muhtemelen son aylarda kredili işlemler daha da yükseldi ama veriler geç ve üç aylık açıklandığı için bilemiyoruz. Araştırmalara göre ABD’de piyasa değerinin yüzde 3’ünü aşan kredi oranı riskli bulunuyor. Kredili işlem arttıkça işlem hacmi ve oynaklık (bir ölçüde risk) artıyor, ancak borsayı uzun vadede yönlendirdiği söylenemez. Borsa İstanbul’un krediyle taşınan hisse senedi miktarını New York Borsası gibi her ay açıklaması spekülatif riski izlemek açısından olumlu bir adım olacaktır. 

BES’TE PORTFÖY GETİRİSİNİN ÖNEMİ

BES’in büyümesinde devlet katkısı önemli bir etken. Hazine, 18 yaşından büyük bireylerin BES’e veya OKS’ye yatırdığı paranın dörtte biri kadar ekleme yapıyor. Tabii bunun bir üst sınırı var: Asgari ücretin dörtte biri. Yani kişi 2017’de brüt asgari ücret kadar (ayda 1.777,5 TL, yıllık toplam 21.330 TL) para yatırırsa en fazla yıllık 5,332.5 TL devlet katkısı alabilir. Kişiler açısından devlet katkısına dair bir yanlış anlaşılma mevcut. Devlet katkısı sanki yüzde 25 portföy getirisine denk gibi algılanıyor. Halbuki değil. BES bakiyeniz büyüdükçe devlet katkısının önemi azalırken portföy getirisinin önemi artar. Şöyle ki BES birikimi 250.000 TL olan bir katılımcının yıllık getirisi yüzde 10 olsa 25.000 TL, yüzde 15 olsa 37.500 TL getiri sağlar. Halbuki devlet katkısı yıllık en fazla 5.333 TL olabiliyor ki bunun 250.000 TL bakiye için getiri karşılığı yüzde 2,1’dir. Fon yönetimi maliyetiniz yıllık yüzde 2 ise devlet katkısı bu maliyeti ancak karşılar. Bakiyeniz 300.000 TL’yi geçtiğinde yıllık yönetim komisyonu 6.000 TL’yi geçerken devlet katkısı 5.333’te sabit kalacaktır. BES’te 2018’de rekabetçi portföy yönetimi dönemi başlıyor. Bununla birlikte sayısı 10 milyonu aşan müşteri kesimine getiri performansının yılda 1-2 kez, basit ve şeffaf bir şekilde raporlanması gerekir. Orta gelir tuzağını aşmak isteyen ülkelerde emekliliğin finansmanı şahıslar, aileler ve kamu açısından önemli bir konudur. Kamunun Ar-Ge desteğiyle üniversiteler bu konuda ciddi araştırmalarla düzenleyici otoritelere yol göstermeli, emeklilik şirketleri de müşteriyi velinimet olarak görmeye başlamalıdır. Bununla birlikte fon seçimi konusunda müşteriye danışmanlık verecek bağımsız yatırım danışmanlığı kurumları oluşmadan sistemin olgunlaşabileceğini sanmıyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz