Finansal okuryazarlığın temel üç kuralından biri, portföy çeşitlendirmektir. Çünkü yatırımcılar, bildikleri ve yakın oldukları kendi ülke yatırım araçlarına yoğunlaşma eğilimindedir. Oysa basiretli bir yatırımcının yumurtaları aynı kefeye koymayıp riski dağıtması gerekir. Bunun için yatırım portföylerinde global finansal varlıklara yer vermek önem arz eder.
2023’te (19 Temmuz itibariyle) tüm dünya merkez bankaları faiz artırdığı halde dünya borsa endeksleri ortalama yüzde 17 değer kazandı. Normalde faizler artarken borsaların düşmesi beklenir. Ancak borsaların önemli bir özelliği de öncü gösterge olarak gelecek 6-12 ayı tahmin ederek hareket etmesidir. Nitekim dünya borsaları 2022’de yüzde 20 değer kaybederek yükselen faizleri önden hesaba katmıştı.
Bu yıl yüzde 37 değer kazanan ABD teknoloji borsası Nasdaq, 2022’de yüzde 33 değer kaybetmişti. Borsaların aşırı değer kaybettiği seneleri takip eden yıllarda değer kazanmasını “sarkaç” hareketine benzetebiliriz. Sarkaç bir yöne fazla savurulursa geri dönme ihtimali artmış demektir.
Bu bakış açısıyla 2023 başından beri portföy önerimize global fonları dahil ettik. Tema olarak teknolojinin parlayan kısmı yapay zeka ve robotik, küresel ısınmaya paralel güneş enerjisi ve artan nüfus, iklim ve savaş nedeniyle tarım ve gıda şirket hisselerini içeren fonlar öne çıkıyor.
Bu alanda yabancı borsalarda tek tek şirket hissesi seçmek ise ayrı bir uzmanlık konusu. Bu nedenle yatırımcılara tavsiyemiz, bu temalara odaklanan fonları tercih etmeleridir. Fonlar aktif hisse seçerek veya ilgili endeksin hisselerine yatırım yaparak size bu yatırım imkanını daha ekonomik sağlayabilir. Ayrıca Türk yatırımcı, yabancı hisselerden elde ettiği sermaye kazancı 2023’te 150 bin TL’yi aşarsa beyanname verip yüzde 40’a varan oranlarda vergi vermek yerine, bu yatırımı fonlar vasıtasıyla yaparsa sadece yüzde 10 stopaj vergisi vermektedir.
BES İHTİYAÇTIR
Yılın ilk yarısında enflasyon TÜİK’e göre yüzde 20; ENAG’a göre yüzde 50 gerçekleşti. Asgari ücrete yüzde 34 gibi makul bir zam yapılırken memurlara yüzde 17,6 + (herkese eşit) 8.076 TL gibi (ortalaması yüzde 60’a tekabül eden) daha iyi bir artış sağlandı. Buna karşın emeklilere verilen zam yüzde 25 oldu; hatta maaşı 7.500 TL’den düşük olanlar teknik bir nedenle daha düşük zam aldı.
Seçim öncesi popülist bir uygulamayla emeklilikte yaşa takılan (EYT) milyonlarca kişiye erken emekli olma hakkı verildi. Kişilerin hakkını tartışmıyoruz ama kararın önemli makro sonuçları var. 14 milyon olan emekli sayısı birkaç ayda 16 milyona çıktı; birkaç yıla 20 milyonu bulacak. Örneğin basit bir hesaba göre, EYT çıkmasaydı aynı bütçeyle emeklilere yüzde 35-40 arası zam verilebilirdi.
Emekli sayısı, çalışan sayısından çok hızlı arttığı için SGK sisteminin açığı artıyor. Çalışan emekli dengesi EYT öncesi 1,9 iken EYT ile 1,6’ya düştüğünü tahmin ediyoruz. Kevgir (PAYGO) türü sosyal güvenlik sistemlerinde para birikmez. SGK’ya giren pirimler ödenen maaşlara yetmezken emekli maaşlarının yarısına yakın sağlık gideri bulunuyor.
SGK’da yaşanan EYT depremi, emekli olacaklara önemli bir ders olmalı. Emeklilikte hayat standardınızı devam ettirebilmek için sadece devlete güvenemezsiniz. Tamamlayıcı bireysel emeklilik sistemi (BES) lüks değil, önemli bir ihtiyaçtır. 8,2 milyon kişinin gönüllü; 7 milyon kişinin de otomatik katıldığı BES büyüdükçe kişilerin artan emeklilik güvenliği yanında ülkenin tasarruf ve cari açık sorunları da düzelecek.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?