Çok yönlü girişimci

Birden fazla şirketle top cambazlığı yapmaya hazırlanıyorsanız, o zaman her bir topu yakalayacak kadar eliniz olmasını sağlamanız gerekir.

4.10.2014 12:57:240
Paylaş Tweet Paylaş
Çok yönlü girişimci
SORU: Aynı anda birkaç fikir üzerinde birden çalışmak mantıklı mıdır, yoksa sadece birini mükemmel kılmaya çalışmak mı daha iyidir?

CEVAP: Çok enteresan bir soru... Çünkü her iki yaklaşımın da kendine has artıları ve eksileri var. İlk şirketini kurduğunda kendi işin hakkında o kadar fazla şeyi çabucak öğrenmek zorundasındır ki net bir şekilde tanımlanmış bir amacı olan tek bir projeye odaklanmak neredeyse her zaman en iyi yaklaşımdır.

Ancak sen ve ekibin bu süreçten alnınızın akıyla çıktıktan sonra artık burada öğrendiklerinizi diğer şirket lansmanlarına uygulayabilir ve belki de bir noktada bazı projeleri aynı anda birlikte yürütebilirsiniz. En iyi seçimi yapmak için ne zaman hamle yapacağını ve tıpkı benim gibi özellikle ‘evet’ demek istesen bile çok zor olduğu halde ne zaman ‘hayır’ demen gerektiğini öğrenmen gerek! Virgin Group’un ilk günlerinde bu gibi bir hata neredeyse şirketimizi raydan çıkarıyordu.

Zaman zaman halen bizim eskiden filmler yaptığımızı keşfetmekten şaşkına dönmüş insanlardan tweet’ler alıyorum. Bu girişimimizin adı elbetti ki Virgin Films’di ve 1984 yılında George Orwell’in klasik romanı “1984”ün başrollerini Jonh Hurt ile Richard Burton’un oynayacağı bir filme çekmek için kolları sıvamıştık. O aynı zamanda bizim Virgin Atlantic’i kurduğumuz yıldı ve şimdi geriye dönüp baktığımda ekibimin o dönem aşırı iş yüklendiğini düşünüyorum.

Filmin çekimleri üç kez kendi bütçesini aştı ve maliyetler kontrolden çıktı. Şirketimiz tamamıyla batma noktasına doğru yaklaşıyordu. Aynı anda iki riskli işe birden girişmenin bizim çapımızı aşacağını gördüğümüzden derhal tüm çabalarımızı Virgin Atlantic’i uçuşa geçirmeye odaklamaya karar verdik, Ancak girişimciler için daima önlerindeki seçenekleri dikkate almak ve geleceğe bakmak çok önemlidir. Bu bazen tüm zorluklarına rağmen aynı anda birkaç projeye birden girişmek anlamına gelir.

Mesela ilk girişimimiz olan Öğrenci Dergisi’ni çıkarırken aynı zamanda bir postayla plak siparişi şirketi kurmaya da karar vermiştik. Bir süre sonra bu iş havalanmaya başladı ve reklam yokluğundan dergiyi döndürecek parayı bulamadığımız için kendimizi bir anda o işi paydos etme ve plak satışına yoğunlaşma pozisyonunda bulduk. Ardından derhal Virgin Records’u kurduk ki aynı anda birden fazla proje üzerinde çalışmıyor olsaydık asla bu iş gerçekleşmezdi.

Birden fazla şirketle top cambazlığı yapmaya hazırlanıyorsanız, o zaman her bir topu yakalayacak kadar eliniz olmasını sağlamanız gerekir. Her ne kadar işleri güvenle havale edebileceğiniz yetenekte insanları işe almaya yetecek kadar paranız olması çok büyük bir avantaj olsa da bu iş sırf paradan ibaret değildir. Biz burada pratik yapmanın çok işe yaradığını öğrendik yani bir şeyi ne kadar çok yaparsanız o işi yapmak artık size o kadar kolay gelir ve sıfırdan bir şirket kurmak asla kolay olmadığından bir sorun yaşadığınızda başvurabileceğiniz bir deneyimler hazineniz olması işlerin başlangıçta çok daha düzgün gitmesine katkıda bulunur.

Örneğin Virgin’in şu anda dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren cep telefonu servisi şirketleri var ve bunlara en son olarak Şili, Kolombiya ve Meksika eklendi. İlk Virgin Mobile şirketimizi kurduğumuz zaman karşımızda oldukça dik bir öğrenme eğrisi vardı, ancak o günlerde aldığımız dersleri diğer lansmanlarımıza başarıyla uygulayabildik.

Şimdi okuyuculardan duyalım! Hayatınızda hiç aynı anda birden fazla şirketi kurmuşluğunuz veya bu yönde baştan çıkarılmışlığınız var mı? Bunu yapmanın getirileri ve götürüleri neler? Deneyimleriniz hakkında bizim yorumlar bölümümüze yazın veya bana [email protected] adresine e-posta gönderin.

BİTMEYEN GÖREV
SORU:
Peşinde koştuğunuz şirketler ve fırsatlar tercihlerinizde tutku ne gibi bir rol oynadı?

CEVAP' Virg'n’in bugüne kadar yüzlerce şirket kurduğu göz önüne alınırsa ne kadar çok alana ilgi duyan bir insan olduğum anlaşılabilir! Siz aslında bana iş hayatında 40 yıldan fazla zaman geçirdikten sonra yeni müteşebbis girişimlere kalkışma heyecanını nasıl bulduğumu soruyorsunuz. Sonuçta bu iş asla bir girişimci tarafından yapılmaz.

Yeni bir şirketi ayakta tutmak için karşı konulacak günlük meydan okumalar vardır; büyük resimdeki projelerin daima öncelikli olmaları gerekir ve sunumlarınızı pazardaki değişikliklere göre sürekli uyarlayacak inovasyonlar ve iyileştirmeler yapmanız şarttır.

Cevabın bir kısmı yaşam tarzı tercihlerinde yatıyor. Ben kendimi yoğun egzersiz yaparak ve ailemle arkadaşlarımla mümkün olduğunca çok vakit geçirerek yeniden şarj ederim. Ancak genel olarak beni ayakta tutan benim görev anlayışımdır ve enteresandır ki benimkisi imkansız olanlardan biridir.

Her ne kadar etrafımdaki her şeyin daima daha iyi olması tutkusuyla dolu olsam da iş hayatına ilk atıldığımda planım bu yönde değildi. 1960’lı yıllarda arkadaşlarımla birlikte ilk şirketimiz olan Öğrenci Dergisi’ni kurduğumuzda bizi motive eden şuydu:

Gençlere Vietnam Savaşı gibi sorunlar hakkında seslerini duyurma şansı vermek istemiştik. Adamakıllı bir değişiklik yaratmaya yönelik bu iyimserlik ve adanmışlık ruhu sonradan kurduğumuz bütün şirketlerde varlığını sürdürdü ve bugün ticari uzay uçuşları sunacak ilk şirket olmak için vites yükselten Virgin Galactic gibi en yeni şirketlerimiz için de aynı durum geçerli.

Zaman içinde şirketler ve girişimcilik hakkında daha fazla şey öğrendikçe, bizim misyonumuz da netleşmeye ve belirginleşmeye başlamıştı. Biz şirketlerin kendi ihtiyaçlarını insanların ve gezegeninkilerle dengeleyen güçlü bir amaçla yola çıktıkları daha iyi bir dünya yaratmak istiyorduk.

Bu vizyonu açık bir şekilde ifade ettikten sonra ki bu alıştırmada pek çok şirket sınıfta kalır, artık bütün Virgin şirketlerinin arkasından koşacakları ortak bir hedef belirleyebilmiştik: İçinde olduğumuz her sektörde bozuculuk yapmak ve yeniden keşfetmek için girişimci ruhumuzu ve kaynaklarımızı kullanmak ve bu yolda herkesin iş yapma tarzını dönüştürmek.

Önceden hiç ummadığımız yollardan bizi inovasyoncu yapan işte bu misyondu. 1984 yılında Virgin Atlantic’i kurduğumuzda rakiplerimizin hepsinin de verdikleri hizmetler berbattı. Biz de bu yüzden yolculara seçenek ve kontrol imkanı sunan koltuk içi eğlence sistemleri gibi inovasyonlar aracılığıyla gerçekten onlara inanılmaz hizmetler vererek rakiplerimizin müşterilerini çaldık.

Aradan 30 yıl geçtikten sonra Virgin’in başlatmış olduğu iyileştirmelerden çoğu, diğer şirketler tarafından da benimsendi. Ancak biz müşterilerimizi memnun etmenin yeni yollarını aramaya halen devam ediyoruz.

Günümüzde havayolu endüstrisinin yüzleştiği en önemli meydan okumalardan biri de onun fosil yakıtlara olan doymak bilmez açlığı ve sonuçta ortaya çıkan karbon ayakizi. Çok sayıda havayolu şirketi artık yolcularına bir tür karbon telafisi satın alma şansı sunuyor.

Ancak bu aslında yakıt etkinliği sorununa bir çare değil. Biz bir adım daha ileriye gitmeye ve yakıtın kendine bakmaya karar verdik. Acaba yenilenebilir kaynaklardan ticari anlamda kullanılabilir bir jet yakıtı geliştirmek mümkün olabilir mi? Biyoteknoloji firması LanzaTech ile birlikte çalışarak bu hedefe doğru muazzam bir yol katettik ve yenilenebilir yakıtlarda artık birkaç yıllık zaman dilimi içinde bu endüstride devrim yapma potansiyeli var. Bu sorunun farklı yönleri üzerinde çalışan ekiplerin bir araya toplanmasını sağlayan ise bizim kendimize has net hedefimizdi.

Virgin Group içinde buna benzer çok sayıda hikaye vardır. Burada işin püf noktası sizin bir müteşebbis olarak yolculuğunuzun asla bitmediğini ve misyonunuzun da diğer endüstrileri ve sektörleri kapsayacak kadar geniş olması gerektiğini bilmenizde yatar zira bir değişiklik yaratmak için gereken tam da budur. İster tereyağ ister rulman üretiyor olun, ekibinizin inandığı muhteşem bir fikriniz ve vizyonunuz olduğu müddetçe daima bir fark yaratabilirsiniz.

İlk müteşebbis girişimizinizi planlarken kendi misyonunuzu ve vizyonunuzu kusursuz bir şekilde tanımlamayabilirsiniz. Ancak sunumunuzu kendi değerlerinize göre tasarlayarak sorunlu yanları çok çabuk netleştirebilirsiniz. Örneğin şayet tereyağı satmak istiyorsanız o zaman hayvan sağlığı ve sürdürülebilir çiftçilik gibi sorunlarla ilgilenmek zorunda kalacaksınız demektir. İş planınız şekillendikçe ve siz değerlerinizin gerektirdiği inovasyonların peşinde koştukça, sizin misyonunuz da netleşecektir.

Bu hedefler sayesinde kendinize has doğru türden bir organizasyonel kültür geliştirecek ve kendi ekibinizin yolculuklarının asla bitmeyeceğini ve bir meydan okumadan diğerine karşı çabucak göğüslerini siper etmeleri gerektiğini bilmelerini sağlayacaksınız.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz