Yaratıcı düşünmeyi verimlilikle nasıl dengeliyorsunuz?

22.09.2023 14:34:230
Paylaş Tweet Paylaş
Yaratıcı düşünmeyi verimlilikle nasıl dengeliyorsunuz?

Bu muhteşem soru bana Richard’a Sorun LinkedIn Bültenim’de soruldu ve ben de cevabımı hepinizle paylaşmak istedim. Disleksik bir kişi olarak yıllar boyunca, benim için işe yarayan bazı araçlar ve süreçler öğrendim. Buradan hareketle hepinizin cevabımı faydalı bulmasını umuyorum. İkinci bir soru da başarılı bir iş kurarken entelektüel zekanın mı yoksa duygusal zekanın mı daha önemli olduğu yönünde. İki sorunun birbirine iyi uyduğunu düşünerek ikisini birden yanıtladım. Bir şeyi zorluklara rağmen tamamlamak isteyen çok azimli biriyimdir, ama sıklıkla belli bir zamanda beynimden bir milyon farklı düşünce geçtiği oluyor. Odağımı korumaya ve fikirleri ileri götürmeye yardım etmesi için birçok liste yaparım ve bunlara uymaya dikkat ederim. Her yere yanımda bir not defteriyle giderim ve aklıma gelen hemen her düşünceyi not alırım. Böylece giderek yayılan düşüncelerimi filtreleyip öncelik sıralaması yapabilirim. Daha sonra düşüncelerimi gerçekliğe dönüştürmek için gereken küçük ve yönetilebilir günlük işler listesi hazırlarım. Birkaç yıl önce, 1972 yılından kalma eski bir yapılacaklar listemi buldum ve bu liste beni her zaman gülümsetir. İşte size 6 Kasım 1972 için planladıklarımın listesi: 

1.Uçmayı öğren 

2.Bana, sana, bota göz kulak ol 

3.Yanında olan herkesi eğlendir 

4.Hoş insanları geri çağır 

5.Küçük evi Malikane’de yeniden bir araya getirmeye başla 

6.Malikane için ıvır zıvırlar almaya başla 

7.Projelerde kendinle çalış, kendine çeki düzen ver 

8.Daha fazla mağaza bul 

O zamanlar 22 yaşındaydım. Kendime çeki düzen vermeyi de bir görev haline getirme nedenim bu. Henüz o maddeye tik atmaya hazır değilim, ancak bu listeye yeniden bakmak ve listedeki maddeleri gerçekleştirmiş olduğumu görmek harika. Odağımı bulmama yardımcı olan diğer unsurlar arasında şunlar var: 

1.Aynı anda sadece bir göreve odaklanmak. 

2.Günlük bir rutin belirlemek ve buna bağlı kalmak.

 3.Ne zaman, nerede, nasıl ve neden en yüksek performansla çalıştığınızı bulmak ve bir çeşit “verimlilik araç kiti” oluşturmak. Bu kit, en yüksek odağı ve verimliliği bulacağınız belli süreçler, araçlar, yerler, sistemler ve alanlar listesi içerebilir. 

4.Gücünüzün sınırlarına göre çalışın ve kendinizi yetersiz hissettiğinizde mümkün olduğunca çok iş birliği yapmaya, başkalarını görevlendirmeye ve dış kaynak kullanmaya dikkat edin. Bu noktada bir çalışma koçuna güvenmek gerçekten işe yarar. Daha yaratıcı veya nöro-çeşitlilik durumlarına sahip biriyseniz bu odağı bulmak biraz daha zahmetli olsa da atipik bir düşünür olmanın faydalarının zorluklarından kat be kat fazla olduğunu keşfettim. EQ ve IQ hakkındaki soruya iyi bir yanıt oldu sanırım. Kısaca söylemek gerekirse, duygusal zekaya sahip olmanın, yaşamın her alanında daha önemli olduğunu düşünüyorum, buna iş dünyası da dahil. İyi bir dinleyici olmak, empati yapmak, duyguları anlamak, etkili iletişim kurmak, insanlara iyi davranmak ve en iyiyi dışarı çıkarmak başarı için son derece kritik. Bu sizin insanları gerçekten anlayan ve sorunlarını çözen bir iş kurmanıza da yardımcı olacak ve aynı zamanda daha mutlu ve sağlıklı bir ekip kurulmasını da sağlayacak. IQ’mun ve okul notlarımın başarımı belirlemesine izin verseydim, kesinlikle bugün olduğum yerde olmazdım. Bu yüzden, umarım kimse standart bir sınav sonucunun iyi bir fikrin yolunu tıkamasına izin vermez. 

İUkrayna’yı İyileştirme Konferansı 

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı süregelen saldırıları boyunca Ukrayna’yı desteklemek üzere düzenlenmiş bir etkinlik olan Ukrayna’yı İyileştirme Konferansı’nda bir konuşma yapma şerefine eriştim. Bu yılki etkinlikte, Ukrayna’nın ekonomik ve sosyal istikrarının sağlanmasıyla savaşın etkilerinden kurtarılması için uluslararası desteğin seferber edilmesine odaklanıldı. Konuşmamı buradan sizinle paylaşmak istiyorum: Yaklaşık 16 ay önce, Rus askerleri Ukrayna’ya ve Ukrayna halkına terör, katliam ve ıstırap getiren zalim bir saldırı başlattı. Rusya’nın eylemleri sadece kendi yolunu seçmede kararlı bağımsız bir ulusa yapılmış kötü niyetli bir saldırı değil. Rusya’nın yaptıkları, 2. Dünya Savaşı’nın sonundan beri insanlığın kaydettiği ilerlemenin büyük bir kısmının temelini oluşturan uluslararası kurallara dayanan düzene karşı da bir saldırı. Daha önce de Ukrayna’nın bağımsızlık ve kendi kaderini tayin etme mücadelesine destek vermiştim. Bunu yaptım, çünkü onların mücadelesi bizim de mücadelemiz. Özgür ve demokratik bir Ukrayna’nın alternatifi, giderek artan oranda hoşgörüsüz ve tecrit edilmiş bir dünyadır. Adaletsiz, eşitliksiz veya hukuk üstünlüğünün olmadığı bir dünya. Nezaket ve insanlıktan yoksun bir dünya. 

Daha çok umudum var 

Son 12 ayda, Ukrayna’yı iki kere ziyaret edip sadece Başkan Zelensky’yle değil, aynı zamanda sayısız cesur Ukraynalıyla görüşme mutluluğuna eriştim. Çoğu; yıkım, acı ve kayıplara dair yürek parçalayan ve duygulandıran öyküler paylaştı. Ve bir kez daha, Ukraynalıların cesaret ve dayanıklılıkları ve içinde oldukları hayatta kalma savaşının merkezinde o kırılmaz inançları hakkında pek çok şey öğrendim. Bu savaşın kazanılabileceğine ve kazanılacağına dair şimdi artık her zamankinden daha çok umudum var. Bakalım önümüzdeki haftalar ve aylarda neler göreceğiz. Ancak Ukrayna’nın müttefiklerinin kesintisiz desteği fark yaratıyor ve umarım bu destek son Rus askeri de Donbas’tan Kırım’a kadar Ukrayna’nın bağımsız topraklarından çıkana kadar eksilmeden devam eder. Bugün, Ukrayna’nın iyileştirilmesinin nasıl olabileceğini konuşmak üzere Londra’ya geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Ama daha da önemlisi, 44 milyon Ukraynalı (ki bu sayının çeyreği artık mülteci ya da ülke içinde yer değiştirmiş durumda) beklenti içinde bu konferansa bel bağlıyor. Umutları ve arzuları, hepimizin değer verdiği şeylerden çok da farklı değil: Barış içinde ve baskıdan uzak yaşamak, ailelerinin, dostlarının, topluluklarının refahının arttığını görmek, belki de bir iş kurmak için fırsat bulmak. Bu, her rakamın ve her istatistiğin arkasındaki insaniyettir. Ve hiçbirimiz bu nedenle burada olduğumuzu unutmamalıyız. Barış olmadan iyileşme olmaz İş dünyası bu çabada merkezde olacak. Başlangıç olarak, Ukrayna için, saldırgana karşı sesimizi yükseltmeye devam etmeliyiz. İş dünyasından pek çok liderin bir adım ileriye gidip bunu yapmasından cesaret alıyorum. Başkan Zelensky’nin, kendi girişimi olan United24 için benden elçi olmamı istemesinden büyük onur duydum, Ukrayna’nın ve muhteşem halkının sesi olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Üzülerek söylüyorum ki, Rusya’da ve Rusya’yla iş yapmaya devam eden kabul edilemez sayıda işletme de var. Bunlar Putin’in savaşı için toplanan paralara ciddi katkılarda bulunuyor. Yaptırımlar sıkılaştırılmalı, yasal boşluklar kapatılmalı ve ihlaller cezalandırılmalı. Devletlerin bu zorluklara yanıt vereceğini yürekten umuyorum. 

Barış olmadan iyileşme olmaz. 

Ukrayna'nın da barışı elde etmesi için, iş dünyasının gölge etmemesi gerek. Ukrayna’yı destekleyen büyük bir kesimimiz, ABD Hükümeti’nin Ukrayna için bir iş sözleşmesi başlatma girişimini memnuniyetle karşılıyor. Ben de Virgin Group’un ilk imza atan şirketlerden olmasının gururunu yaşıyorum. Ukrayna’nın, altyapısının ve yıkılıp harap olmuş şehirlerinin yeniden inşasına ve ekonomisini yine rayına oturtmasına yardımcı olmak üzere, tüm sektörler çapında sürekli, müşterek bir taahhüde ihtiyacı var. Dünya Bankası, Ukrayna’nın iyileştirilmesi için önümüzdeki 10 yıllık süreçte en az 400 milyar dolar gerekeceğini tahmin ediyor. Bazıları buna yıkılan yerlerin onarılmasının maliyeti diyebilir. Ben bunu Ukrayna’nın geleceğine yapılmış, Ukrayna’nın girişimci sınıfının beceri, yetenek ve azminden güç alarak yenilik ve yeşil büyümeyi hızlandıracak küçük bir yatırım olarak düşünmek istiyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz