Dinlemeyi öğrenin

Bir liderin deneyimsiz olup olmadığını anlamak genellikle çok kolaydır. Eğer çalışanların önünde sesini yükselten, bir grubun karşısında gergin bir şekilde kekeleyerek konuşan veya hatasını asla kabul etmeyen bir lider görürseniz bilin ki o insan, liderlik kariyerine henüz yeni başlamaktadır.

1.06.2014 19:56:350
Paylaş Tweet Paylaş
Dinlemeyi öğrenin
Organizasyonların hepsinde de en değerli aktif, şirket çalışanlarıdır. Bir ekibe kendi hedeflerini tutturmasında yardımcı olmak istiyorsanız, o zaman işleri yoluna sokmak için sadece çalışanların neler söylediğine dikkat ederek ve gerekli bilgileri toplayarak işe başlayabilirsiniz.

Kazanacağınız bu becerinin size tüm kariyeriniz boyunca faydası olacaktır. İyi birer dinleyici olan liderler, büyük bir sıklıkla muhteşem etkileri olan stratejileri ve planları bulup hayata geçirmekte de müthiş başarılıdır.

Yıllar sonrasında Virgin’in başarılarının altında, iş arkadaşlarımın ve benim diğerlerine yardım etmek için olağanüstü miktarda zaman ve emek harcamamızın yattığı ortaya çıkmıştı. Bizim yaptığımız en değerli şeylerden biri de genç insanların yeni şirketler kurmak ve kendi topluluklarına destek olmak için gereksinim duyduğu teşvikleri ve nasihatleri sunmaktı.

Onlara tartışmalar ve konuşmalar aracılığıyla pratik nasihatler sunduk; Branson Girişimcilik Merkezleri’mizde kurslar verdik ve Virgin Unite adındaki vakfımız aracılığıyla akıl hocaları ağına erişilebilmelerini sağladık. Mesajlarımızın yerine ulaşması için yoğun bir şekilde sosyal medyaya bel bağlamış durumdayız.

Geçenlerde İngiliz hükümeti tarafından fonlanan bir girişim olan Teknoloji Firması Kredileri Şirketi’nden aldıkları destekle kendi işlerini kurmakla meşgul bir genç girişimciler grubuyla birlikte Virgin Startup tarafından düzenlenen bir Google Mekan’ında birlikteydik.

Hepsi de kendi şirketlerini bir an önce şaha kaldıracak iç görüler arayışındaydı ve ellerindeki cılız kaynaklarla başarılı olmalarını sağlayacak maliyet etkin çözümler bulma peşinde koşuyorlardı. CrossFit Witham’ın ortaklarından olan Adam Jones, kendi işini diğerlerinden ayrıştıran en önemli hususun, sahip oldukları sıcacık atmosfer olduğunu söylemişti.

Spor salonunda koşu bantları veya ağırlık çalışma makineleri yok, sadece çeşitli ebatlarda halterler var ve kış aylarında bu salon hiçbir şekilde ısıtılmıyor. Herkesten birbirine yardımcı olarak birlikte çalışması bekleniyor ve hep birlikte çalışıyorlar. Bu sayede üyeler arasında bir topluluk olma hissi yaratılıyor.

Adam, şimdi kendi işini yeni semtlere doğru genişlettikçe ve üye sayısı arttıkça bu kişisel dokunuşu, nasıl muhafaza edebileceğini öğrenmek istiyor. Kendisine yeni kurduğum şirketler büyüyüp serpildikçe bizim de sık sık aynı sorundan dolayı endişelendiğimizi anlattım.

 Ancak her seferinde, elemanlarımızın müşterilerle olan sıkı bağlarını daha da pekiştirerek ve herkesin birbirine yardımcı olmasını sağlayarak o eşsiz enerjimizi koruyabilmiştik. Adam’a ekibine daha fazla karar verme yetkisi tanımasını, yani ilk spor kulübünü yönetme ve ilişkiler kurup geliştirme işini onlara devretmesini önermiştim.

Bu arada onun işinin çoğunlukla ikinci kulüp için uygun yer aramak ve plan yapmak olması gerektiğini söylemiştim. Onun şirketinin büyüme potansiyeli elindeki ipleri gevşetme becerisine bağlı.

Yucoco’nın eş-kurucularından Tom Travers ile Sophie Frost’un önlerinde ise bambaşka bir meydan okuma duruyor. Çikolata piyasasında kendi markalarını oluşturmak istiyorlar. İş fikirleri gerçekten çok çarpıcı. Yucoco kendi müşterilerinin baştan çıkarıcı malzemeler ve çikolata seçeneklerinden faydalanarak, kişiye özel çikolata kalıpları yaratmalarına yardımcı oluyor, ortaya olağanüstü lezzetler çıkıyor.

Önlerindeki meydan okuma ise devasa reklam bütçelerinin hakim olduğu bir pazarda kalabalıkların arasından sıyrılıp öne çıkmakta yatıyor. Tom ile Sophie, şirketlerini henüz ocak ayında kurmuş ve benden çikolatalarını ve markalarını müşterilere nasıl tanıtmaları gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunmamı istemişlerdi.

Onlara şekerlemeci esnafının en mükemmel reklamcılarının bizzat müşterilerin kendisi olduğunu söylemiş ve kendileriyle ilgili haberler çıkarmanın en iyi yolunun kulaktan kulağa pazarlama yöntemi olduğu tavsiyesinde bulunmuştum.

Onların bunun bilinciyle yönlerini sosyal medyaya çevirmeleri gerekiyor. Aldıkları ilk işaretler gayet olumlu ve ben de bu arada benim için yarattıkları çikolata kalıbının tadına bakacağım günü dört gözle bekliyorum. İş hayatındaki 40 yılın ardından, kendi işini ayağa kaldırmaya çalışan genç girişimcilere yardımcı olmaktan gerçekten çok büyük bir zevk alıyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz