500 büyük için kritik yıl nasıl geçti?

Geçtiğimiz yıl Capital500 araştırmasını hazırlıklarıyla uğraşırken Türkiye 15 Temmuz darbe girişimi gibi feci bir olay yaşadı. Bombaların patladığı, hayatların söndüğü gecenin hemen ertesinde bankalar, fabrikalar ve borsa çalışmayı sürdürdü. Memuru, işçisi, siyasetçisi, kısacası herkes demokrasiye sahip çıktı; “Yola devam” dedi. O günden bugüne iş dünyası birlik ve beraberlik içinde tempoyu düşürmemek için olağanüstü bir çaba içinde. 2016’nın ikinci yarısında yaşanan terör olaylarına, yakın coğrafyada yıl boyu tansiyonu düşmeyen jeopolitik gerginliklere rağmen tüm ekonomik aktörler dayanışma ruhuyla çalışmalarını sürdürüyor.

Bu sayıda yayınladığımız Capital500 Araştırması, Türkiye ekonomisinin zirvesindeki şirketlerin 2016 sonunda ulaştıkları ciro, kâr, ihracat rakamlarını kapsıyor. Dolayısıyla tüm bu olumsuz gelişmelerin Türkiye’nin en büyük ilk 500 şirketine nasıl yansıdığını da ortaya koyuyor. Türkiye ekonomisi 2016’da yüzde 2,9 büyürken Capital500 şirketlerinin toplam cirosu 2016 yılında 2015’e kıyasla nominal bazda yüzde 10,2, reel bazda ise yüzde 2,3 oranında büyüme gösterdi. Oysa 2015’te 500 dev şirketin toplam cirosu reel olarak yüzde 0,3 oranında hafif bir küçülme yaşamıştı.

Araştırmamızın sonuçları, Türkiye ekonomisinin bel kemiği olan 500 büyük şirketin sadece ciro anlamında değil en büyük sağlık göstergesi olan kârlılık konusunda 2016’da bir önceki yıla göre iyileşme eğilimi gösterdiğini ortaya koyuyor. 2015’te 500 büyük şirketin kârı reel anlamda yüzde 8,3 küçülürken 2016’da ise yüzde 3 artarak iyileşme gösterdi. Oysa Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin toplam kârı 2008, 2011, 2013 ve 2015’te reel anlamda küçülme göstermişti.

Dünya Bankası 2018 yılı için Türkiye’nin büyümesini yukarı doğru revize ederek yüzde 3,9’a yükseltti. Hükümet ise Orta Vadeli Program’da 2017 için yüzde 4,4 büyüme öngörüyor. 500 büyük şirkette bu yıl sağlam adımlarla bu pozitif ivmeyi artırmak hedefiyle çalışacak.

Türkiye’nin normalleşmek için her türlü terör sorununun yanı sıra adalet, hukuk gibi temel kavramlar üzerindeki tartışmaları çözmesi gerek. Ancak o zaman Endüstri 4.0, dijitalleşme, yaratıcı eğitim gibi konularda somut adımlar atabilirsek gerçekten ivme kazanabileceğiz.

İyi okumalar diliyorum,