Hem yurt içinde hem yurt dışında, Türkiye’de haziran ayında yapılan seçim sonrası açıklanacak bakanlar kabinesi heyecanla bekleniyordu. Kabine 10 Temmuz’da açıklandı. Aralarında Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy gibi milletvekili olmamakla birlikte kendi uzmanlık alanlarında saygınlığı yüksek isimler de var. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da hızlı bir başlangıç yaptı ve yaptığı toplantılarda yurt içi ve yurt dışı piyasalara verdiği olumlu mesajlarla olumlu pozitif bir hava yaratmaya çalışıyor. Piyasalar şimdilik bekle-gör stratejisiyle davransa da yeni hükümetin alacağı kararlar yıl sonundan itibaren rakamlara yansımaya başlayacak, onların performansına ilişkin piyasalarda bir algı oluşacaktır. Ancak görünen o ki yeni hükümetin gündemine “enflasyonla mücadele” konusu da mecburi giriş yapacak. Maliyetler, fiyatlar ve talep dengesi de önümüzdeki günlerde tüm iş dünyasını uğraştıracak. Konu kritik… Bu nedenle enflasyondaki riskli yükselişi Konjonktür sayfalarımızda Dr. Orhan Karaca mercek altına aldı. Haziran ayında yüzde 15’in üzerine çıkan yıllık tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) son 15 yıllık seyrini inceledi ve geleceğe ilişkin enflasyon beklentilerini ve senaryoları ortaya koydu. 2018 sonu için yüzde 5 olan enflasyon hedefinin şimdiden 3’e katlanması ve enflasyonla mücadelede bir anda 15 yıl önce başladığımız noktaya dönmüş olmak elbette endişe verici… Enflasyondaki bu aşırı yükselişte, 2017’de Kredi Garanti Fonu uygulaması ve onun gibi ekonomik büyümeyi destekleyen diğer teşviklerin etkisiyle ekonominin aşırı ısınması ve Türkiye’de yaşanan yüzde 7,4’lük büyüme de etkili oldu. Enflasyonun farklı senaryolara göre 2018’i yüzde 14-17 arasında bir rakamla kapatması bekleniyor. Ekonomide sürdürülebilir büyüme için enflasyonu bir an evvel tek haneye oturtmak ve fiyat istikrarını sağlamak gerekiyor. Türkiye’nin en büyük 500 şirketi araştırmasının sonuçları da Türkiye ekonomisinin 2017 yılında yaşadığı yüzde 7,4’lük büyüme rakamının parıltılarını taşıyor. 500 büyük şirketin toplam cirosunun bir önceki yıla göre nominal olarak yüzde 31 artarak son 10 yılın rekorunu kırması da aşırı ısınmanın bir işareti. Nobelli ekonomist Paul Krugman, geçen ay Türkiye ekonomisine ilişkin uyarılar yaptı, Asya ekonomilerinin 1998’de yaşadığı sıkıntılardan ders almamız gerektiğine dikkat çekti. Hükümetin almayı düşündüğü önlemler de Türkiye’nin bir yumuşak iniş hazırlığında olduğu sinyalini veriyor. Tüm bunlarla baş edebilmek için Türkiye’nin 2000’li yıllarda olduğu gibi yeni bir hikaye yazması gerekiyor. İyi okumalar,
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?