Folkart Yapı, henüz 9 yıllık bir şirket… Ancak İzmir’e yaptığı 900 milyon TL’lik yatırımla dikkatleri üzerinde toplamayı başardı. İzmir’in ilk A+ konut projesi olan Folkart Narlıdere, şimdiden sektörde önemli bir marka haline geldi. Projenin başarısının arkasındaki isim ise Hedef Alliance’ın eski üst düzey yöneticilerinden Mesut Sancak. Sancak, 2004 yılında Hedef Alliance’ın pazar payını artırmak adına gittiği İzmir’de nitelikli konut eksikliğini gördüğü için bu projeye imza attığını söylüyor. İzmir’de kentsel dönüşüm alanında yaklaşık 30 yıllık iş olduğunu düşünen Sancak, kısa sürede konut sektöründe nasıl bir marka yarattığını, İzmir’e yaptığı yatırımları ve geleceğe yönelik hedeflerini şöyle anlatıyor:
“Ben, Sancak Ailesi’nin şirketinin amiral
gemisi olan Hedef Alliance’ın hem ortağı hem de üst düzey yöneticilerinden
biriydim. 2004 yılına geldiğimizde Ege Bölgesi’nde henüz istediğimiz sonucu
alamamıştık. Türkiye’de Hedef Alliance’ın pazar payı yüzde 40 olduğu halde, Ege
Bölgesi’nde bu oran yüzde 20’yi aşamamıştı. O zamana kadar İzmir’e pek çok
yönetici gelip gitmişti, ancak yine de istediğimiz oranda bir sonuç
alamamıştık. Satış yönüm kuvvetliydi. Bu yüzden 2004 yılında, 1 yıllığına
piyasa payımızı en azından grup ortalamasına yaklaştırmak ve sonra gitmek üzere
geldim İzmir’e. İlk 6 ayda Ege Bölgesi ortalamasını yüzde 42’ye kadar çıkardım.
Sonra dönmem gerekiyordu ama bir türlü dönemedim. Çünkü İzmir’i çok sevdim.
İstanbul’dan çok yorulmuştum ve İzmir’de kalmak istedim. Ayrıca İzmir’de A plus
ve nitelikli konut-ofis projesi eksikliği vardı. Bu açığı kısmen
kapatabileceğimizi ve İzmir’in bize ihtiyacı olduğunu düşündüm. İzmir’de,
özellikle kentsel dönüşüm noktasında yaklaşık 30 yıllık bir iş var. Ayrıca
depreme dayanıksız ve kentsel dönüşüme ihtiyacı olan binaların sayısı da hayli
fazla... Biz bu konuda detaylı bir araştırma yapmıştık zaten. Önümüzdeki 20-30
yıl içinde İzmir’e yaklaşık 800 bin adet bina yapılacak. Dolayısıyla bu konuda
önemli bir rol oynayabileceğimizi düşündüm. İzmir’de inşaat sektörünün geleceği
hayli parlak. Bu konuda en önemli aktörlerden biri olacağımızı öngörmemiz
İzmir’de kalmamıza neden oldu.
EN
İYİLERLE ÇALIŞTIK
Eğer marka olmak istiyorsanız
fark yaratmanız gerekiyor. Yaptığınız işte tabiri caizse ‘mor inek’ olmanız
lazım. Farklı bir iş yaparsanız sivrilirsiniz, insanlar sizi konuşur ve
başarılı olursunuz... Ben de İzmir’de farklı şeyler yaparak başladım... Örneğin,
ilk projemiz olan Narlıdere projesi... Bu ilk projede Emre Arolat gibi alanında
en iyi mimarlardan biriyle çalıştık. Hatta Emre Arolat’a da İzmir’den böyle bir
teklifin gelmesi garip gelmiş olacak ki bana ‘Eğer sıradan bir proje
yapacaksanız beni çağırmayın’ demişti. Demek ki o da İzmir’i bilen biri
olmasına rağmen, bu şehirde farklı bir şeyler yapılabileceğini düşünmüyordu.
Fakat biz farklı işlere imza atmak istiyorduk. İstediklerimi ve düşüncelerimi
kendisine ilettim ve çok güzel bir çalışmada birlikte olduk. Markalaşma yolunda
kalitenin peşinde koşmak ve iyi bir ekibe sahip olmak çok önemli. Biz her zaman
kendi alanında en iyilerle çalıştık. Çok iyi mimar ve mühendislerimiz vardı.
İyi futbol iyi futbolcularla oynanır. İyi işler ise işinde iyi insanlarla
yapılır. Evet, İzmir’de fark yarattık. Kaliteden asla ödün vermedik ve kendi
alanımızda en iyilerle çalıştık. Hiçbir inşaat firmasında bizde var olan
organizasyon şeması yok. Her ayrıntı olması gerektiği gibi... Toplamda 160 tane
uzmanımız var. Bunların çoğu mimar ve mühendislerden oluşuyor. Tabii ki
şantiyelerimizde sayı artıyor ve değişiklik gösteriyor.
İZMİR
REKABETTE RAHAT
Yakın gelecekte İzmir’in geleceği
çok parlak olacak. Türkiye’de yılda 600 bin konut ihtiyacı doğuyor. 1 milyon
üzerinde konut ise el değiştiriyor. İstanbul’da yüzlerce şirket var. Bu anlamda
rekabet açısından daha rahat bir şehir olan İzmir, göz ardı edilecek bir yer
değil. Avrupa’da nüfus hızlı artmıyor, bu yüzden konut ihtiyacı da fazla
olmuyor. Ancak Türkiye’de konut ihtiyacı sürekli artıyor. Ülkemizde inşaat
sektörünün yapacağı çok iş var. 5 milyonun üstünde depreme dayanıksız bina bulunuyor.
Türkiye’de önümüzdeki 30 yılda yaklaşık 10-12 milyon bina yapılacak. İzmir bu
açıdan çok şanslı. Kentsel dönüşümde çok önemli bir şehir olacak. İzmir,
İstanbul otobanıyla birlikte İstanbul’un alternatifi haline gelecek.
İstanbullular İzmir’e akın edecek. Türkiye’nin büyüme ortalaması üzerinde
büyüyecek bir şehir olacak. İşte burada oluş nedenlerimizden biri de bu...
İzmir’in geleceğine çok güveniyoruz. Ankara- İzmir hızlı treni, İzmir’i Orta Anadolu’yla
birleştirecek. İzmir-Antalya otobanı ise İzmir’e büyük katkı sağlayacak. İzmir,
5 yıl sonra çok farklı bir olacak.
YENİ
PROJELER YOLDA
Önümüzdeki dönemde Folkart Time
Bornova projesini hayata geçiriyoruz. Zamanın ne kadar önemli olduğunu
biliyoruz. İçinde okulu, çarşısı, spor merkezi, rezidansları ve ofisleri olan,
her şeye kolaylıkla ulaşılabilecek bir yapı olacak. Her şey elinizin altında.
Folkart Time Bornova, 800’ün üzerinde ofis ve rezidanstan oluşan içinde 1.500
öğrencinin eğitim göreceği bir kolej ve alışveriş merkezi olan 400 milyon
TL’lik büyük bir yatırım.
Bir başka projemiz de Çeşme
Paşalimanı’nda çalışmalarına başladığımız Folkart Blu Çeşme. Bu proje 1+1, 2+1, 3+1 olmak üzere toplam 83
süitten oluşuyor. Bu da 80 milyon TL’lik bir yatırım. Nisan 2017’de teslim
edeceğiz. Çeşme’de bir projemiz daha olacak. O da yine süitlerden oluşacak.
Mimari tasarım çalışmalarına başladık, Mart ayında startını vermeyi
hedefliyoruz. Her projemizde en iyiyi yapmaya çalışıyoruz. O yüzden de bütün
projelere çok zaman ve emek harcıyoruz. Her projenin kendine özgü zorlukları,
farklı hesapları var. Bütün projeler uzun soluklu çalışmayı gerektiriyor.”
“ZARAR
EDEBİLİRDİK”
Narlıdere Folkart gibi projeleri
çalışmak risk gerektirir. Böyle bir projeyi o günün şartlarında yapmak zordu,
zarar etme ihtimalimiz de vardı. Ancak, İzmir’e iyi bir giriş yapmalıydık.
Baktığımızda, bugünün şartlarında da yine böyle bir projenin ortaya çıkması
zor. “Narlıdere Folkart” bırakın Türkiye’yi, Avrupa’da ve dünyada rastlanılacak
bir proje değil... Ancak farklı işler marka yaratır.
“MÜKEMMELİYETÇİ
BİR LİDERİM”
Ben kendi liderlik tarzımı kararlı
ve mükemmeliyetçi olarak tanımlayabilirim. Yerine ve durumuna göre
toleranslıyım. Telafisi mümkün olmayan hatalar yapmamak önemli tabii. Mesela,
iş güvenliği konusu asla hata kabul etmez. Özellikle insan söz konusu olduğunda
çok hassasım. En çok önemsediğim şey iş güvenliğidir. İşimde titizimdir. Bugünün
işini yarına bırakmayı sevmem. Girdiğim işte ya fark yaratırım ya da o işe
girmem. Normal hayatımda da bu böyledir, iş hayatında da...
“GELECEK&FOLKART”
Biz kendimize uzun vadeli
hedefler koyuyoruz. Şu anki hedefimiz, önümüzdeki 5 yıl içinde İzmir’den çıkmış
Türkiye’nin en büyük inşaat firması olmak. En büyük olmak demek sadece binlerce
konut yapmak değil, projenin en farklısını, en güzelini, en kalitelisini ortaya
koymak en zoru başarabilmektir. 2016 yılında Avrupa’nın en yüksek binasının yatırımını
yapacağız. Yaklaşık 810 milyon TL’lik bir yatırım. Bina 85 katlı olacak.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?