İpekyol’un
yönetim kurulu başkanı Yalçın Ayaydın, iş dünyasında başarılarıyla ön planda
olan bir isim. Kadın giyimi konusunda da duayen girişimcilerden biri. Ayaydın,
2008 yılında İtalyan tekstil ve hazır giyim devi Miroglio ile yaptığı ortaklık
sonrasında İpekyol markasında önemli bir ivme yakalamayı başardı. Bu ortaklığın
ardından birçok proje hayata geçti. Ayaydın, bu ortaklıkla, “Küçük olsun benim
olsun” anlayışını bir kenara bıraktıklarını söylüyor. Artık “Büyük olsun, yüzde
50’si bizim olsun” diye düşündüklerini belirtiyor. İpekyol’u yaratma
yolculuğunda kendisini en fazla zorlayan konunun ise marka yaratmak olduğuna
değinen Ayaydın, markanın bugünlere nasıl geldiğini, dönüm noktalarını ve
gelecek hedeflerini anlattı.
“1986'nın
Temmuz’unda askerden döndükten sonra kendi işimi kurmaya karar verdim ve İpekyol
firmasını kurdum. Üniversite yıllarında tekstil sektöründe bir şirkette
pazarlama tarafında çalıştığım için Anadolu’daki en büyük şirketleri,
kumaşçıları, mağazacıları tanımış ve çevremi genişletmiştim. Önceki iş yerinden
edindiğim dostlarım sayesinde işimi ilerlettim.
Grubun ilk şirketi İpekyol'u 1986’da kurduğumda Türkiye,
sonra sırasıyla bölge ve uluslararası pazarların kadın giyiminde en iyi markası
olmak vizyonuna sahiptim. Kadınlara,
sadece iş hayatında değil, gündelik hayatlarında da rahatlıkla giyebilecekleri,
zaman ve mekandan bağımsız kıyafetler sunabilme arzusundaydım.
O dönemde perakende kendi içinde büyük potansiyel barındıran, pazarda konumlanmak
için doğru ve kârlı bir alandı. Bu açığı fark ederek doğru zamanda doğru stratejilerle
aksiyonlar aldık. Bu süreçlerin sonunda Türkiye ve Ortadoğu’da faaliyet
gösteren 3 büyük markaya sahip, 1600 kişiyi istihdam eden bir şirketiz. Anlayacağınız,
geldiğimiz noktaya ulaşmak için çok yoğun disiplinle ve tempoyla uzun yıllar
çalıştığımız bir süreçten bahsedebiliriz.
DÖNÜM NOKTALARI
İpekyol
özellikle son 20 yılda önemli dönüm noktaları yaşadı. 1997’de daha genç bir kesime hitap
etmek üzere yenilikçi ve farklı tasarım anlayışıyla Twist markasını yarattık. 2004
yılında Türkiye’nin ilk pret a porter markası Machka’yı sektöre kazandırdık. 2006 yılında
Edirne’de İpekyol Edirne Üretim ve Lojistik Merkezimizi açtık ve kalite
çıtamızı dünya standartlarına çıkaracak bir adım attık. Bu tesis üretim
altyapısı, teknolojisi ve üretim metodolojisiyle Türkiye’nin en gelişmiş
konfeksiyon sistemine sahip ilk entegre kadın hazır giyim fabrikasıdır.
2008 yılında İtalyan
tekstil ve hazır giyim devi Miroglio ile yaptığımız ortaklık sonrasında
şirketin kurumsallaşması yolunda büyük adımlar attık. Birçok projeyi hayata geçirdik.
Son yıllarda hayata geçirdiğimiz en önemli iki projemiz; online satış projemiz
ve Ipekyol CRM projemiz oldu.
PEK ÇOK İLK
HAYATA GEÇTİ
Geride bıraktığımız 29 yıllık süre içerisinde birçok
ilke imza attık ve rol model olduk. 2010 yılında, dünyaca ünlü mimarlık ödülü
Aga Khan ödülünü Edirne’de bulunan Ipekyol üretim tesisi ile Türkiye’ye sanayi
alanında ilk kez biz kazandırdık. 2012’de hayata geçirdiğimiz Ajda Pekkan for Twist
kampanyası ile Türkiye’de celebrity & tasarımcı marka işbirliğini ilk gerçekleştiren
markayız.
Dünya ile eş zamanlı olarak sezon açılışlarını
gerçekleştiren yerli markalardan biriyiz. Bu anlamda gerek üretim, gerek
tasarım, gerekse satış ve satış sonrası müşteri memnuniyetinde yenilikçi stratejimizle
her daim gelişime açık bir yapıya sahibiz. Süreçleri doğru yönetmek ekip
işidir. Bizim de bütün bu süreçleri yöneten, işinin ehli profesyoneller diyebileceğimiz
güçlü bir ekibimiz var. Yurtdışında ise özelikle Ortadoğu pazarında faaliyetlerimiz sürüyor ve her
geçen gün yurtdışındaki mağaza sayımızı artırıyoruz. Şu anda Kıbrıs, Kuveyt,
Katar, Bahreyn, Kuzey Irak, Azerbaycan, Suudi Arabistan olmak üzere 7 ülkede 15
mağazamız bulunuyor. Bu bölgenin en önemli alışveriş lokasyonlarında
mağazalarımızı açıyoruz.
ÜRETİM SİNYAL
VERDİ
Biz
dışarıya fason olarak üretim yaptırırken kendi tesisimizi kurma kararı aldık. Dışarıda üretilen kalite hem bizim hem de müşterimizin
beklentilerini karşılamıyordu. Kaliteli kumaşı alıyoruz ve fason
ürettirdiğinizde çıkan sonuç, beklentimizi karşılamıyordu. Bu süreçten elde
ettiğim deneyim doğrultusunda söyleyebilirim ki, eğer çok mağazanız varsa, malınızın
en azından yüzde 50’sini kendiniz üretiyor olmalısınız. İlk etapta ufak
başladık. Günde 20 bin parça mal üretecek kapasitemiz yoktu. Ufak atölyeler
işlerimizi görüyordu. 30 binin üzerine çıkınca üretim sinyal vermeye başlıyor.
Ucuza da mal satmıyorsunuz. Müşterimiz de ödediği paranın karşılığını almak
istiyor, kalite arıyor. Bana sorarsanız
şu anda 50 mağazanın üzerine çıkan herkesin fabrika kurması lazım. Üretim
tesisimiz sayesinde bugün istediğimiz hız ve kalitede üretim yapabiliyoruz.
EN BÜYÜK FARK
MARKA
Her şeyin büyük bir hızla değiştiği ve kıyasıya rekabetin
olduğu bir ortamda farklılaşmanın yolunun markalaşmaktan geçtiğine inanıyorum.
Markalaşmanın ise mağazalaşmaktan… Biz de tekstil sektöründe faaliyet gösteren
lider markalardan biri olarak mağazacılık anlayışımızla fark yaratma
stratejisiyle ilerliyoruz.
Ben
ilk işimi kurduğum 1986 yılında buralara ulaşacağımı hayal ediyordum. Ama o zamanlar, sadece hayal etmenin yeterli
olmayacağını da biliyordum. İstediğiniz yere varmanız için hep çok çalışmanız,
emek vermeniz, doğru zamanda sağlam adımlarla ilerlemeyi düstur edinmeniz
gerek. Hayal ettiğim noktada mıyım diye baktığımda da, İpekyol, global çapta
tanınan bir marka olarak, Türkiye pazarında da lider konuma geldiğinde bunu “evet”
olarak cevaplayabilirim diye düşünüyorum.
UZUN VADELİ YOL
HARİTASI
Marka yaratmak başlı başına zor ve gerçekten emek isteyen,
dik yokuşlardan, basamaklardan oluşan zahmetli bir yol. Bunun için uzun vadeli bir yol haritası
gerekiyor. Ayrıca iyi belirlenmiş stratejiyi uygulayabilen profesyonel bir ekip
olması şart. Kısacası marka olmak çok uzun yıllara yayılan bir iş. Üretim
sürecinizde mağazacılık anlayışına, servis kalitenizden iletişim stratejinize
oldukça istikrarlı bir yol izlemeniz gerekiyor. Tabi tüm bunları yapabilmek
için hiç durmadan gece gündüz çalışmalısınız.”
MIROGLIO
BÜYÜME GETİRDİ
Tekstil ve hazır giyim sektörünü devi İtalyan grubu Miroglio’nun, grubumuza yaptığı genişleme amaçlı
yatırım, kendi alanında bir ilk olma özelliği taşıyor. Kadın giyim sektörünün
amiral gemisi olan İpekyol’un böyle bir süreçten geçmesinin, sektördeki diğer
yeni nesil firmalara da farklı bir vizyon katacağını düşünüyorum. Miroglio grubunun bize
ortak olması ile kurumsallaşma yoluna girdik ve bu süreci doğru şekilde
planlayarak yönetmesi için profesyonellerden oluşan deneyimli ekipleri
görevlendirdik. Bu ortaklığın ve getirdiği kurumsallaşma sürecinin de etkisiyle,
yüksek bir büyüme performansıyla yol aldığımızı söyleyebiliriz. Bizler “Küçük
olsun benim olsun” anlayışını bir kenara bırakmıştık. Ortaklık teklifi gelince “Büyük
olsun, yüzde 50’si bizim olsun” diye düşündük.
HAZIR GİYİMDE AYAKTA
KALMANIN YOLU
Yapılan yanlış yatırımlar,
tasarım ve farklılığa gereken önemin verilmemesi, işbirliği ve ortaklık
avantajlarından yararlanılmaması ve değişen ekonomik koşullar nedeniyle
sektörel olarak zaman zaman zor günler yaşadık, yaşıyoruz. Burada yapılması gereken, olumsuz koşulları
avantaja çevirmenin yollarını bulabilmek adına yeni gözlükler takabilmek,
farklı açılardan bakabilmek ve mücadeleci ruhunuzu kaybetmeden çok çalışmak.
Şirket olarak benimsediğimiz yol haritası da bu unsurlara dayanıyor.
GELECEK&İPEKYOL
Kısa vadeli hedefimiz önümüzdeki
yılda öngördüğümüz büyüme hedefini gerçekleştirmek. Uzun vadede ise İpekyol’u
Türkiye’de pazar lideri yapmak istiyoruz.
Gelecek
projeksiyonumuzu hazırlarken 5 ve 10 yıllık hedefler çerçevesinde bir yol
haritası belirliyoruz. Ancak her yıl dönüp içinde bulunulan sosyo ekonomik
duruma göre anlık revizeler gerçekleştirebiliyoruz. Şirket olarak
şimdiye kadar koyduğumuz hedeflere başarıyla ulaştık. Her ne kadar ekonomik ve
siyasi gelişmeler sektörel gidişatı etkiliyor olsa da biz yine adımlarımızı ölçülü
ve kontrollü şekilde atmaya ve her zaman yaptığımız gibi çok çalışmaya devam
edeceğiz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?