BT bölümleri bulutun şirketlerindeki varlığını inkar etmiyorlar ve bulut için bütçe ayırmak onlara da mantıklı geliyor. Araştırma şirketi Forrester- Forrsıghts’ın son anketine göre, Kuzey Amerika ve Avrupa’daki kuruluşların neredeyse yarısı özel bulut yatırımları için bütçe ayırmayı düşünüyor ve yazılım geliştirme yöneticilerinin de neredeyse yarısı kendi uygulamalarını bulut ortamına geçirmeyi planlıyor.
1- HER ŞEY BULUTA GEÇER Mİ?
Eninde sonunda her şeyin buluta geçeceğini söylemekten artık vazgeçeceğiz ve nelerin uygun nelerin uygun olmadığı konusunda gerçekçi olacağız. Hangi uygulamaların bulut ortamına kaydırılacağı hakkında isabetli kararlar verebilmek için, bulut platformlarını geleneksel sanal altyapılardan ve geleneksel sunucu barındırma ortamlarından nelerin farklı kıldığı konusunda artık yeterince bilgi sahibiyiz.
2- BULUT VE MOBİL EVLİLİĞİ
Bulut ve mobil kavramları birleşerek tek bir kavram haline gelecekler. Internet aracılığıyla destek hizmetlerine bilgi vermeyen mobil bir uygulamanın değeri çok fazla değildir. Bu destek hizmetleri nerede hayat bulacak. Şayet öngörülemez bir trafik akışını destekleyebilmek için güvenlik duvarınızda kocaman bir delik açmayı planlamıyorsanız muhtemelen mevcut veri merkeziniz de olmayacaktır. Biz çoğunlukla mobil uygulamaların, mobil istemci taleplerine esnekçe tepki verebilen ve sizin veri merkezinizi bu trafikten koruyan bulut-tabanlı destek hizmetlerine (artarak ticari bir hizmet olarak mobil destek şeklinde) bağlandığını görüyoruz. Neredeyse bütün bir hizmet olarak yazılım (SaaS) uygulamalarının artık birer mobil istemcisi var. Forrester analisti Glenn O’Donnell’ın da belirttiği üzere, bulut artı mobil aslında klasik bir “parçaların toplamından fazlası” kombinasyonudur.
3- HİZMET BAŞINDA ANLAŞMA
Bulut SLA’larını (Hizmet Bazında Anlaşma) da artık dert etmekten vazgeçeceğiz ve bu uygulamaların kendilerini korumak zorunda olduklarını kabulleneceğiz. Bir bulut uygulaması tasarımı ve biçimlendirmesi için en iyi yöntem, dayanıklılığı bulut platformundan beklemek yerine onu bizzat uygulamanın içinde oluşturmaktır. Bu şekilde bulut platformu tarafından sağlanan temel SLA ne olursa olsun her türlü servis seviyesinde anlaşmayı yapabilirsiniz. Zaten gereksinim duyduğunuz performans uygulamaya özel bir hedeftir. Kullanılan uygulamaların sadece yüzde 10’u bu seviyede bir korumaya ihtiyaç duyarken sizin kaynaklandırma ve sağlayıcı yönetim ekibinizi bulut satıcısıyla yüksek ve sıkı bir SLA için pazarlığa oturtmanızın ne kıymeti var ki?~ 4- BULUT HER ZAMAN UCUZ DEĞİL
Maliyet modellendirme hakkında gerçekçi olacağız. Forrester, iki yıldır bulutun her zaman ucuz olmadığı, ancak modelin doğru kullanılması halinde daha ucuz olduğu uyarısında bulunuyor. Hesabınızı yapın, işin ekonomisini iyi kavrayın. Zaman içinde kullanımınızı izleyin ve optimumlaştırın. Eğer bulut hizmetleri ve platformları kullanımınızdan en iyi yatırım getirisini (ROI) almak istiyorsanız, uygulamalarınızın maliyet profillerini aktif bir şekilde modellemeniz, onların kaynak kullanımını izlemeniz ve ona göre uygun değişiklikler yapmanız gerekir. Biz bulut kullanımı kararlarınızda sadece maliyetin belirleyici olması gerektiğini söylemiyoruz, ancak artık maliyet hiçbir şekilde göz ardı edilemez.
5- ÖZGÜR GELİŞTİRME DÖNEMİ
I&O (Altyapı ve Operasyonlar), bulut içinde uygulamalar oluşturan geliştirme ekiplerini özgür bırakacaklar. Bu geliştiricilerin aslında I&O’dan izin almaya hiç ihtiyaçları yok. Anketlerimiz ve müşteri araştırmalarımız, iş birimine bağlı geliştiricilerin zaten kesinlikle bunu istemediğini gösteriyor. Çok yakında, I&O ekipleri isteseler de istemeseler de geliştirmelerin artık kamuya açık bulutlarda yapılacağı ve kendileri için geliştiricilerle iç içe geçmenin daha kolay olduğu gerçeğini kabullenecekler. Uygulama geliştirme ve teslimi (AD&D) ve kurumsal mimari (EA) ile birlikte çalışmak I&O’nun, ne tür bir geliştirmenin kabul edilebilir ve neyin hiç de iyi bir fikir olmadığı hakkında bir diyaloğa girmesini sağlar. Bu sayede kendini koruma yeteneği de kazandırır.
6- KRİZ VE YEDEKLEME
Yedekleme ve kriz yönetiminde bulutun kullanımı konusunda gerçekçi olacağız. Bir kriz ihtimaline karşı kaynakların satın alınmasının aksine bulut bilişim ve onun kullanım bazında ödemeli fiyatlandırma sistemi sizin uzun vadeli veri saklama için ödeme yapmanızı sağlar ancak sunucular için sadece test sürecinde veya bir afet yaşanması durumunda para ödersiniz. Bu muhtemelen sizin mevcut BC/DR kaynaklarınızın tamamını değiştirmenizi gerektirmeyecektir ancak bulut, saklama maliyetlerini her ay çok hızlı bir şekilde baş aşağıya çevirecek ve bir önceki yıl DR deposuna yedeklemede daha ucuz olan ne varsa gelecekte onu bulut içine koymak hem daha ucuz hem de çok daha kolay olacaktır. Ayrıca verilerin geri yüklenmesi de çok daha hızlı olacak, çok yakın zamanda bu işi neden bu kadar askıya aldığımıza şaşırıp kalacağız.
7- TİCARİ BİR MAL DEĞİL
Bulutu ticari bir mal ile aynı kefeye koymaktan vazgeçeceğiz. Bulut hizmetleri olağanüstü seviyede standartlaştırılmış ve otomatikleştirilmişlerdir, ancak standartlaştırılmış olmak emtialaştırılmış olmak anlamına gelmemelidir. Biz daha şimdiden GPU’lar, SSD’ler ve net bir şekilde emtia olmayan diğer altyapı seçenekleriyle desteklenen bulut hizmetleri olduğunu görüyoruz. Bulut tedarikçileri onlardan pazardaki belirli talepleri karşılamak ve rekabetçi anlamda farklılaşmak için faydalandıkça bu türden seçenekler pıtrak gibi çoğalacaktır. Ancak ticari olmayan bütün altyapıların bulut içinde geleceği olduğunu zannetmeyin. Günümüzdeki “emtia” sunucular veya depolama birimlerini, yarınların birinci sınıf sunumları olacak şekilde geliştirmek elbette ki dünün teknolojisine tutunmaya çalışmaktan çok daha güvenlidir. Eskiden yüksek kar marjlı ve güvenilir oldukları zannedilen teknoloji sektörlerinin bulut tarafından nasıl birer birer bozguna uğratıldıklarına bir bakın.~ 8- 3 ÖNEMLİ PLATFORM
Bulutu ABD’deki AWS (Amazon Web Hizmetleri) ile aynı kefeye koymaktan da vazgeçeceğiz. Her ne kadar muhtemelen yüzde 70 gibi muazzam bir pazar payına ulaşan Amazon Web Hizmetleri, bulut platformları pazarında güçlü bir liderliği yakalamış olsa da yakında onun pazardaki bu konumu yüzünden rakiplerinin güçlendiğini ve piyasaya yeni oyuncuların girdiğini göreceğiz. Microsoft ile Google kendi platformlarında ciddi iyileştirmeler yaptılar. 2013 yılı sonu itibariyle en azından üç adet önemli AçıkÇatı tabanlı bulutun konumunu güçlendireceğini görmeyi kesinlikle bekliyoruz.
9- SANALLAŞTIRMA BULUT MU?
İleri sanallaştırmanın iyi bir şey olduğunu ve onun bir bulut olmadığını kabulleneceğiz. İsminin önüne bulut ekleyerek eski ürünlerini cilalayanlar, kendi ClO’larından kocaman bir aferin almak için geçen yılın VMware ortamını özel bir bulut olarak yeniden etiketleyen kurumsal I&O bölümleri olacak. Bu ortamlardan çok azı geliştiricilere selfservis, tam-otomatik provizyon, standartlaştırılmış hizmetler veya maliyet şeffaflığı sunmuştu. Artık bu ortamlar hakkındaki gerçeklerin farkına varalım. İş yükü konsolidasyonunu, operasyonel verimlilikleri ve hızlı veri geri yüklemenin başarıyla yapılmasını sağlayan statik bir sanal ortam iyi bir şeydir, hatta çok iyi bir şeydir. Ancak bu bir bulut değildir ve zaten olmamalıdır da. Kurumsal I&O ekipleri çok şükür ki çift kutuplular: Sizin hem optimize edilmiş ve dinamik sanal ortamınızın hem de istediğiniz zaman kullandığınız özel bulutunuzun veri merkezinizde özel birer yeri vardır. Onlar farklı sorunlara çözüm bulur ve farklı talepleri karşılarlar. Her ikisi de değer ürettiği sürece sakın onları iç içe geçirmeye çalışmayın.
10- FARKLI OLANIN FARKI
Geliştiriciler bulut içinde tek farklı olanın geliştirme olmadığının ayrımına varacaklar. Bugün buluta özel veya bulut için en iyisi denilebilecek bir programlama dili yok. Bizim bulut geliştiricileri anketimiz, kurumsal olarak kullandığımız dillerin, çerçeve çalışmalarının ve geliştirme yöntembilimimizin büyük bir çoğunluğunun bulut içinde de kullanıldığını gösteriyor. Tek farklı olan şey kodlama değil, aynı zamanda hizmetlerin konumlandırılması, bir uygulamanın sunulabilmesi için yeniden şekillendirilmesi de farklı. Açık konuşmak gerekirse bunların hiçbiri yeni şeyler değil. 2000 yılından bu yana web sitelerimizin bu özelliklerinden dolayı endişeleniyor olmamız gerekirdi. Her ne kadar en mükemmel uygulamalardan ve bulut hizmetlerinden bazıları yeni olsa da, iyi eğitimli bir geliştiricinin bulutta üretken olmamak için sebebi yok. Öyleyse halen neyi bekliyorsunuz?
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?