CXO Monitör

CEO Yetiştirmenin İncelikleri    Bir şirketin uzun vadede sağlıklı olabilmesi için yatırım yapılması gereken en kritik alanlardan biri de yeni lider yetiştirmektir. London Business School...

1.05.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
CEO Yetiştirmenin İncelikleri  
 
Bir şirketin uzun vadede sağlıklı olabilmesi için yatırım yapılması gereken en kritik alanlardan biri de yeni lider yetiştirmektir. London Business School profesörlerinden Jay Conger’ın yaptığı incelemelere göre, hem lider geliştirme hem de veliaht yetiştirme konusunda planlama yapan şirketler, bu alanda başarıyı yakalayabiliyor. Bu iki konuda hassas davranmayan şirketler ise doğru CEO seçemiyorlar.  
 
BAŞARISIZ ÖRNEKLER  
 
Örneğin, Coca-Cola, CEO’su Robert Goizuetta’nın ölümü üzerine onun yerine Douglas Ivester’i getirdi. Ancak, şirketin finanstan sorumlu başkanı olan (CFO) olan Ivester, halkla ilişkiler, şirket birleşmelerinin yönetimi ve uzlaştırma gibi genel yönetim konularında yetersiz kaldı. Oysa, Douglas Ivester, finans konusunda çok başarılıydı. Barbie bebeklerinin üreticisi olan Mattel şirketin başına getirilen Jill Barad da aynı sebepten başarısız oldu. CEO yetiştirme konusunda başarılı olan şirketlerde var.  
 
ELI LILLY’NİN UYGULAMASI  
 
Sağlık sektöründe faaliyet gösteren Eli Lilly’nin sırrı ise lider geliştirme eğitimlerini uygulamaya dönük olarak gerçekleştirmesi. Şirket, eğitimlerini “action learning” tarzında gerçekleştiriyor. Yönetici olma potansiyeli taşıyan 18 kişiyi 6 hafta boyunca bir araya getiriyor ve onları bir proje üzerinde çalıştırıyor. 2000 yılında bu gruba bir e-business projesi hazırlattı ve ortaya çıkan işi hayata geçirdi. Böylece bu projede çalışan yöneticileri de iş başında değerlendirme şansı oldu.  
 
DOW CHEMICAL’IN ÇÖZÜMÜ  
 
Bu büyük kimya şirketi 1995 yılında organizasyon yapısını 30 farklı coğrafi bölgeye ayırarak yapılandırdı. Her bölgenin başında bir genel müdür bulunuyor. Bu genel müdürler üretimden pazarlamaya farklı iş birimlerinin entegrasyonundan sorumlu. Dow Chemical’da bu sayede farklı konularda bilgi sahibi çok sayıda yönetici arasından CEO seçme şansı oluyor.  
 
BİLGİ TEKNOLOJİLERİ CIO’LARIN GÜNDEMİ NASIL DEĞİŞTİ?  
 
Bilgi teknolojileri yöneticilerinin gündemi ve öncelikleri her yıl farklılaşıp, değişiyor. 2003 yılında 539 BT yöneticisi arasında yapılan bir araştırma bunu açıkça ortaya koyuyor. Bilgi teknolojileri yöneticilerinin 2002 ve 2003 yılında en büyük dertleri kısıtlı kaynak ve bütçelerle çalışmaktı. Bu yıl ise gündemlerinin ilk sırasında başka şeyler var.  
 
2004 AJANDASI  
 
Bu yıl CIO’ların ajandasının ilk sırasında diğer iş birimlerinin talep ve ihtiyaçlarını bilgi teknolojileri ile buluşturmak var. Böylece organizasyon içinde mümkün olan en büyük değeri yaratmayı hedefliyorlar.  
 
Yapılan araştırmalara göre, bu yıl CIO’lar en çok “sistem ve proses entegrasyonu” konusuna para harcamayı planlıyorlar. Gündemlerinde üst sıralara tırmanan bir başka konu ise güvenlik ile ilgili yatırım harcamaları…Geçtiğimiz yıl 13 farklı yatırım konusu içinde 8’inci sırada olan güvenlik harcamalarının önceliği bu yıl artış göstermiş ve dördüncü sıraya yükselmiş.  
 
VİZYON  
 
İŞ DÜNYASININ LİDERLERİNİN GELECEĞE BAKIŞI
 
 
İş dünyasının liderlerinin gelecek beklentileri her zaman önemlidir. Çünkü, onların beklentileri geleceği şekillendiren en önemli unsurlardan biridir. Geçtiğimiz günlerde elime geçen bir araştırma bu nedenle ilgimi çekti.  
 
McKinsey tarafından CEO, CFO ve CIO düzeyindeki 7 bin 300 üst düzey yönetici arasında yapılan anketin sonuçları günümüz iş liderlerinin gelecek vizyonunu ortaya koyuyor. Bu çalışmanın sonuçlarını sizler için şöyle özetledim:  
 
İKİNCİ YARIDA NELER OLACAK?  
 
Yöneticiler geçtiğimiz 6 ay içinde global ekonominin iyiye gittiğini düşünüyor. Ancak, yılın ikinci yarısında bu iyileşmenin süreceğini düşünenlerin sayısı daha az. Büyük çoğunluğu outsourcing’in (dış kaynak kullanımı) global ekonomi üzerinde olumlu etkileri olduğunu düşünüyor ancak söz konusu kendi şirketleri olunca işin rengi biraz değişiyor. Yani düşük ücretli işlerin outsourcing yoluyla gelişmekte olan ülkelere taşınmasını kendi şirketleri açısından pek olumlu bulmuyorlar.İş liderleri 2004’te en büyük büyüme umudunu Asya’da görüyorlar. Önümüzdeki günlerde şirket birleşmelerinin sayısının artacağını ön görüyorlar.  
 
KARİYER  
 
CIO’LARDA EN ÇOK ARANAN 10 NİTELİK
 
 
Şirketiniz için en kritik pozisyonlandan biri olan CIO (Chief Information Officer) koltuğuna birini ararken nelere dikkat etmeniz gerektiğini biliyor musunuz? Bilmiyorsanız, yazdıklarımı dikkatle okumanızı tavsiye ediyorum. Kariyer danışmanlığı yapan şirketler bir CIO’da aradıkları 10 önemli niteliği şöyle sıralıyorlar:  
 
1-Yüksek nitelikli BT profesyonellerini bulma, işe alma ve geliştirme yeteneği olmalı.  
2-Uluslararası iş deneyimi çok önemli.  
3-Spesifik bir endüstri ile ilgili bilgi veya deneyim. Bu onların satış ve pazarlama yanlarını güçlendiriyor.  
4-Değişimi yaratma ve yönetme becerisi. Şirketler için çok kritik bir konu.  
5-Sözlü ve yazılı iletişim yeteneği. Hem şirket içi hem de dışında yöneticilerin önünü açan bir yetenek.  
6-Yönetim bilgisine sahip olmak. Bu beceri, sıradan bir yöneticiden çok daha üstün olmalı.  
7-İlişki kurma becerisi. Bunun önemi giderek de artıyor.  
8-İş odaklı düşünmek  
9-Liderlik vasfı… Üstelik sürekli gelişen bir liderlikten söz ediliyor.  
10-Teknolojinin olanaklarını şirketin ihtiyaçları ile buluşturabilme uzmanlığı.  
 
YÖNETİCİ PSİKOLOJİSİ  
 
CEO’LAR NEDEN AÇGÖZLÜ DAVRANDILAR?
 
 
Amerika’da Tyco’nun eski CEO’su Dennis Kozlowski, iki yöneticisiyle el birliği içinde şirketten 600 milyon dolar yürüttü. Enron’un CFO’su (Chief Financial Officer-Finans Başkanı) Andrew Fastow’da milyonlarca doları iç etmekle suçlanıyor. Örnekler çoğaltılabilir.  
 
Liderlik ve psikoloji konusunda uzman olan isimler şimdi de bu konu üzerinde kafa yoruyor. Zaten varlıklı insanlar olan CEO’ları “açgözlü”n neden davrandıklarını araştırıyor. Bu sebeplerin belli başlıları şöyle:  
 
1.KENDİNE GÜVEN EKSİKLİĞİ  
 
Bu liderlerin kimileri sanılanın aksine büyük egolara sahip değil. Kendilerine olan güvenleri eksik. Yale Üniversitesi Yönetim Bilimleri Okulu Dekan Yardımcısı Jeffrey Sonnefeld, “Bu insanlar orta halli ailelerden geldiklerini, mütevazı yetiştirilme koşullarını unutmak, geçmişe gömmek istiyorlar” diyor.  
 
Bu kategoriye uyan en iyi örnek ise çalışan sınıftan bir aileden gelen Martha Stewart. Bir “life style” gurusuna dönüşen Martha, 4 bin ImClone hissesi üzerinde içeriden bilgi edinerek alım –satım yapmakla suçlanıyor. Multi-milyoner bir kadın olan Martha’nın 50-100 bin dolarlık yolsuzluğa tamah etmesi son derece şaşırtıcı.  
 
2.“HAK EDİYORUM” PSİKOLOJİSİ  
 
Kurumsal psikolog Harry Levinson’a göre, “Ben bunları hak ediyorum” düşüncesi CEO’ları açgözlülüğe iten bir başka etken. General Electric’in eski CEO’su Jack Welch’in gönül rahatlığı içinde devasa bir emeklilik bütçesini alması buna verilebilecek en uygun örnek. Gelen tepkiler sonucu Welch bazı haklarından vazgeçti ve şirketine yılda 2,5 milyon dolarlık geri ödeme yapmayı kabul etti.  
 
3.KONTROLSÜZ FANTEZİLER  
 
Enron’un eski CEO’sunun şirketin jetini kızının mobilyalarını Fransa’ya taşımak için kullanmasını Harvard Business School profesörlerinden Jay Lorch “dehşet verici” olarak nitelendiriyor. Psikolog Harry Levinson ise bu durumu şöyle yorumluyor: “Liderleri kontrol eden hiçbir şey yok. Bu nedenle bazen fantezileri kontrolden çıkıyor. Canları ne isterse yapıyorlar ve bunu doğal bir şey zannediyorlar. Farkında olmadan etik kuralları çiğniyorlar”.  
 
4.YALNIZ ASKER SENDROMU  
 
Bu güçlü insanlar genellikle gerçek arkadaşlıklar kurmakta zorlanıyorlar. İnsanları sadece onların sahip olduğu güç çekiyor. Bu durum onların yalnızlıklarını daha da derinleştiriyor. Sonuçta “maddi” şeylerle avunmaya çalışıyorlar.  
 
5.SINIRSIZ GÜCÜN ZARARI  
 
Jeffrey Sonnefeld’e göre, bazı başarılı yöneticiler güçlerinin sınırlarını iyi tayin edemiyorlar. Bu yüzden neyin kendilerinin hakkı olduğunu, neyin olmadığını ayırt edemiyorlar. Adelphia’nın başkanı John Rigas ve Tyco’nun başkanı Dennis Kozlowski’nin başına gelenlerin sebebi de bu. Sonnefeld, “Kendilerini adeta kral gibi görüyorlar. Etrafındakilere ise köylü ve köle muamelesi yapmaya başlıyorlar. Her şeyi yapmaya kutsal bir hakları olduğu fikrine kapılıyorlar” diyor.  
 
DEMOGRAFİ  
 
İSTATİSTİKLER ŞİRKET LİDERLERİ HAKKINDA NELER ANLATIYOR?
 
 
* Aralık 2002’de işten ayrılan CEO’ların ortalama yaşı 58 iken, Aralık 2003’te 59’a yükseldi.  
 
* Catalyst adlı araştırma firmasının raporuna göre, büyük ABD’li şirketlerdeki üst düzey yönetici kadınların oranı 1995’de yüzde 8.7 iken 2002’de yüzde 15.7’ye yükseldi.  
 
* CEO’ların yüzde 75’i haftada 60 saat ve daha fazla çalışıyor.  
 
* Kendi e-postalarını kendi okuyan ve cevaplayan CEO’ların oranı yüzde 66.  
 
* Bilgisayar kullanmayanların oranı yüzde 8.  
 
* ABD’de Forbes 500 listesindeki şirketleri kapsayan bir araştırma, bu şirketlerin başkanlarının sadece yüzde 27’sinin askerlik yaptığını gösteriyor.  
 
* 2002 sonu itibariyle, S&P 500 şirketlerinin yüzde 75’inde tek bir kişi hem CEO Hem de yönetim kurulu başkanı olarak görev yapıyordu.  
 
* Fortune 500 şirketlerinin CFO’larının sadece yüzde 20’si Certified Public Accountant (CPA- Yeminli Mali Müşavir) ve yüzde 35’inin MBA derecesi var. Yönetici bulma ve yerleştirme firması Spencer Stuart’a göre, yüzde 5’i hem MBA derecesine sahip hem de CPA olma özelliğini taşıyor.  
 
GÜNDEM  
 
CEO VE YÖNETİM KURULU BAŞKANININ ROLLERİ AYRILMALI MI?
 
 
Amerika’da çok güçlü CEO’ların yönetim kurullarında dominant bir tutum içinde oldukları ve yönetim kurulu üyelerini fazlasıyla etkilediği düşünülüyor. Ülke genelindeki eğilimleri ortaya koyan “The Conference Board”un araştırma raporları da toplumun düşüncesinin bu yönde olduğunu doğruluyor. Ancak, yine de bu fikre karşı çıkanlar yönetim kurulu başkanı ve CEO’nun rollerinin ayrılmasının CEO’nun gücünü azaltacağını ve karar sürecine olumsuz yansıyacağını iddia edenlerde var. Conference Board’un raporunda şu gerekçeler sıralanıyor:  
 
* Çok güçlü ve baskın karakterli CEO’lar nedeniyle kurumsal yönetim sisteminin sağlıklı biçimde işleyemediği ve kurul üyelerinin denetim rollerinin hakkını veremedikleri yaşanan skandallar sırasında da apaçık ortaya çıktı.  
 
* Bu nedenle CEO ve yönetim kurulu başkanlığı görevlerinin farklı kişilere verilmesi gerektiği daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Çünkü, yönetim kuruluna liderlik etmenin ve şirketi yönetmenin ayrı ayrı sorumluklar olduğu anlaşıldı.  
 
* CEO kurumun yönetimi ve performansından sorumlu iken yönetim kurulu başkanı şirket yönetiminin tüm hissedarların çıkarların uygun davranmasını sağlar, hissedarların uzun vadedeki çıkarlarını korur. Artık genel kabul gören yaklaşım bu. Öyle zannediyoruz ki, çok yakında bu tartışma Türkiye’ye de yansıyacak.  
 
* Ancak, ABD’de bu yaklaşıma sıcak bakmayanlarda var. Geçtiğimiz ay Harvard Business Review’da yayınlanan bir makale de New York Üniversitesi Hukuk ve İş Merkezi profesörlerinden William T. Allien, “CEO ve yönetim kurulu başkanı rollerinin ayrılması şirket yönetimindeki ilişkileri hatta operasyonları daha karmaşık bir hale getirecek” iddiasında bulunuyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz