İş stresini atmak için herkesin farklı yöntemleri var. Deniz tutkunu pek çok iş insanı balık tutarak stres atmayı tercih ediyor.
Balık tutmak aynı zamanda arkadaşlar ve aileyle vakit geçirmek için de iyi bir fırsat olarak görülüyor. Hatta bazı iş insanları turnuvalara katılıp dev balıkların peşine düşüyor.
Ayşegül Sakarya - Özlem Aydın Ayvacı
Fotoğraflar: Gökhan Çelebi
CEO Lİfe Ekim - Aralık 2022 sayısından
Denizin ortasında sadece rüzgarın sesi eşlik ederken balık tutmak, dünyanın en dinlendirici aktivitelerinden biri. İş yoğunluğundan ve büyük şehir stresinden kaçmak isteyen iş insanlarının öne çıkan hobilerinden biri de balık tutmak. Tek başına balık tutarak kafa dinlemek isteyen de var, balık tutmayı arkadaşlarıyla vakit geçirmek için fırsat olarak gören de… Hatta bu tutku bazı CEO’larda öyle bir noktada ki her yıl balık turnuvalarına katılıp kıyasıya yarışıyorlar. Eylül ayında da birçok iş insanı “Bitci.com Tuna Masters Teos ve Alaçatı”da dev balıkların peşine düştü. Bu isimlerden biri Ant Yapı’nın yönetim kurulu başkanı Mehmet Okay.
20 yıldır balık tutan Okay, başladığı günden beri yarışlara da katılıyor. Bu yıl 2 metre 20 santim boyunda, yarışın en iyi balıklarından birini yakaladıklarını söyleyen Okay, “Yarışlar başladığından beri katılıyoruz. Ekibimiz aynı kişilerden oluşuyor. Oğlum da ekibin bir parçası” diyor. Ekim, kasım, aralık aylarında yasak kalkar kalmaz antrenmanlara başladıklarını söyleyen Okay, balık tutmak için Ege Denizi’ni tercih ediyor. İş stresini balık tutarak attığını belirten Okay, “Balıkçılık ve yelken en önemli hobilerim. Bütün stresimi atıyorum” diyor.
ORTAK TUTKU
Bazı iş insanları için balık tutmak adeta bir aile geleneği haline gelmiş durumda. İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener ve oğlu Can Özgener baba-oğul balık tutuyor. Deniz tutkusunun kendisini balık tutmaya yönlendirdiğini söyleyen Mahmut Özgener, “Denize her çıkışımda huzur bulan bir insanım. Hem kafanızı rahatlatmak hem yalnız kalmak istediğiniz anlar oluyor. Arkadaşlarınızla da iyi vakit geçirmek istiyorsunuz. İnsanlar tüm bunları farklı yerlerde gerçekleştiriyor. Ben denizde bunların hepsini yapabiliyorum. Deniz sevgisi olan insan bir süre sonra balık tutmaya da ilgi duymaya başlıyor” diyor.
Mahmut Özgener’i oğlu Can da takip etmiş. Küçük yaşlardan itibaren babasıyla birlikte balığa gitmeye başlayan Can Özgener, fırsat buldukça birlikte balık tutmak için Çeşme’ye kaçtıklarını anlatıyor. Tuttukları balıkların mevsimine göre değiştiğini söyleyen Mahmut Özgener, “Zaman zaman oltaya sinarit geliyor. Bazen laos yakalıyoruz. Hava durumuna ve o günkü keyfimize göre karar veriyoruz” diyor. Mahmut Özgener ve oğlu Can balıkçılık tutkusunu turnuvalara taşıyan isimler arasında yer alıyor. Turnuvalara başladığından beri katılan Mahmut Özgener, yıllardır aynı ekiple yarıştıklarını söylüyor. Özgener, balık tutmadan önce strateji belirlemek gerektiğine de dikkat çekiyor. Can Özgener ise balık tutmanın kafa dağıtmak için iyi bir aktivite olduğunu düşünüyor. Yarışmalarda muhabbetin çok keyifli olduğunu söyleyen Can Özgener, sözlerine şöyle devam ediyor: “Çok güzel bir ekibimiz var. Hem babamın arkadaşları hem benim abilerim. Birlikte güzel vakit geçirince bu da sonuçlara yansıyor. Geçen hafta Teos’taki yarışın birincisi bizdik. Teos’ta son dört yıldır birinci oluyoruz.”
DERİN DENİZCİLER
Balık tutma turnuvaları her yıl balıkçı iş insanları arasında müthiş bir rekabete sahne oluyor. Türkiye’de derin deniz yani offshore balıkçılık yarışmalarını başlatan isimse İzmir’in eski büyük tütün ihracatçılarından Murat İyriboz. “Şimdi emekliyim ve hobilerimi işim haline getirdim” diyen İyriboz, aynı zamanda balıkçı teknelerini üreten ve çoğunun distribütörü olan Viking Yachts’ın sahibi. “İlk teknemi rahmetli Mustafa Koç’a vermiştim” diyen İyriboz, “Balıkçılık teknelerinin Ferrari’sini satıyorum” diyor. Tuna Masters Teos ve Alaçatı’yı düzenleyen İyriboz, 30 yıldır Çeşme’de yaşıyor. “Kimse beni 10 milyon dolar vergi verdi diye hatırlamayacak ama balıkçılıkla hatırlayacak” diyen İyriboz, 6 yaşındayken mahalledeki diğer evlerin misinalarını da bağladığını söylüyor ve 45 yıldır tüm dünyayı gezerek offshore balıkçılığı yaptığını ekliyor. Dünyanın tüm denizlerinde balık tuttuğunu söyleyen İyriboz, korsan istilası altındaki Kenya-Somali arasındaki el değmemiş denizde balık tutmayı hayal ediyor ve ekliyor: “Yakaladığım balıkların yüzde 95’ini denize geri salıyorum.”
15 yıldır balık tutan Çarmıklı Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Çarmıklı da balık turnuvalarının öne çıkan isimlerinden. Yarışmalarda Erkut Soyak’la aynı ekipte yer alan Çarmıklı, 2017 yılında rekor büyüklükte bir balık tuttuklarına dikkat çekiyor ve ekliyor: “O rekoru kolay kolay kimse kıramaz.”
TUTKUSU BİR BAŞKA
Balık tutmak, sevenleri için en güzel hobi. Bu isimlerden biri de hem Çeşme hem deniz hem yelken tutkunu CMS Jant CEO'su Dr. Ünal Kocaman. Kocaman, yelken yaparken fırsat buldukça balık da tuttuğunu söylüyor. Balıkçılığın iş insanları için en güzel dinlenme fırsatlarından biri olduğunu düşünen Kocaman, Çeşme’de yaşıyor ve her gün iş için İzmir’e gidip geliyor. Şirket olarak da balıkçılık turnuvalarını desteklediklerini söyleyen Kocaman, bu etkinliklerin İzmir ve Çeşme’nin marka değerini artırdığını düşünüyor.
Mepsan Yönetim Kurulu Üyesi Berkehan Bulgurcu, 2023’te kendi teknesiyle balıkçılık yarışlarına katılma planı yapıyor. Balık tutmanın seven için bir tutku, sevmeyen içinse dünyanın en sıkıcı aktivitesi olduğunu düşünen Bulgurcu, “Oltaya bir şey takıldığı andaki hissiyat yani başarma hissi en önemli şey. Balıkçılık teknik bilgi gerektiriyor. Balığı oltaya taktıktan sonra arka planda birçok şeyi hesaplamak gerekiyor” diyor.
Türkiye’de yat üretimi pazarının önemli oyuncularından Vicem Yachts Yönetim Kurulu Başkanı Sebahattin Hafızoğlu, balık tutma hobisini turnuvalara taşıyan isimlerden biri.
15 yıldır yarışmalara katılan Hafızoğlu, hikayesini şöyle anlatıyor: “Miami’de ofisimiz var. Bu ziyaretlerimde oradaki turlara katılıp balık tutardım. Türkiye’de araştırırken bu turnuvayla tanıştım. Yıllar önce katıldık ve böylece Türkiye’de de aslında büyük balıklar olduğunu gördük.”
ZAMAN DURUYOR
Balık tutanlar, o anlarda zamanın durduğu ve saatlerin nasıl geçtiğini anlamadıkları konusunda hemfikir. Gülman Group Yönetim Kurulu Başkanı Polat Gülman’ın en sevdiği balık rotası Bebek koyundan Kuruçeşme’ye kadar olan bölge. Çocukluğunda boğazda, tam da bu bölgede sandaldan balık tuttuğunu söyleyen Gülman, “Çok güzel hatıralarım var. Bu hattı bu nedenle çok severim, Boğaz’da balık tutmaktan çok keyif alırım” diyor. Eskiden mevsimden bağımsız, daha sık balık tutan yönetici şimdi yoğun temposu nedeniyle çok fırsat bulamıyor. Gülman, şöyle anlatıyor: “Henüz 6 yaşımdayken Bebek’te doğup büyüdüğüm evimizin hemen önünde hem balık tutar hem tuttuğum balıkları satardım. Yurt dışına yatılı okula gidene kadar büyük bir mutlulukla bu hobime vakit ayırdım. Şimdi bu keyfi nadir olarak yaşayabiliyorum. Balık tutmak öncelikle sükunet, sonrasında da zamanı durdurma hissi veriyor.”
Son dönemde Bodrum’da, bir balıkçı teknesinde büyük oğlu Eren’le beraber balık tutmaya başlayan Gülman, bunun bambaşka bir keyif verdiğini söylüyor. Hatta kendi çocukluğunda yaşadığı mutluluğun da çok ötesinde bir duygu olduğunu belirten Gülman, önümüzdeki günlerde oğlu Eren’le balık tutmak için daha çok zaman yaratmayı planlıyor.
SOLUKLANMA FIRSATI
İş dünyası liderleri balık tutma hobisini adeta soluklanma fırsatı olarak görüyor. Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD) Arif Onur Kaçak, balık tutmaya ilk defa ortaokul zamanında rahmetli babasının sezonluk tuttuğu yazlığın bulunduğu Selimpaşa’da başlamış. Bu hobisini iş hayatına girdikten sonra da devam ettirdiğini söyleyen Kaçak, “İşi yoğun ve stresli olan herkese balık tutmayı tavsiye ediyorum. Balık tutarken kendimi dünyanın tüm stresinden, yoğunluğundan soyutlanmış gibi hissediyorum. Etraf sessiz, sadece denizden gelen dalga sesi. Arada bir de balık denk gelirse ne ala. Bunların yanı sıra balık tutmak paylaşmayı, sabretmeyi de öğretiyor. Kazandırdığı dostluklar da işin bonusu” diyor.
MODOKO Yönetim Kurulu Başkanı Koray Çalışkan, sık sık iki aile balık tutmaya çıktıklarını söylüyor. Eşler, çocuklarla birlikte Tekirdağ’da balığa çıktıklarını belirten Çalışkan, en çok istavrite çıktıklarını anlatıyor. Çalışkan, “Genellikle sabah 7.00 gibi balığa çıkarız. Balık tutmayı ailemle vakit geçirmek için bir fırsat olarak görüyorum. İş yoğunluğundan kaçabileceğim en güzel soluklanma fırsatı” diyor.
EN ÖZEL ROTA
Balıkçılık sevdası küçük yaşlarda başlayan Anatolia Geneworks Yönetim Kurulu Başkanı Alper Akyüz, ahşap sandaldan çapariyle, ağla, zokayla ya da kaşıkla bile balık tutmuş. “12-13 yaşlarında tek başına açılıp çapariyle istavrit, zargana, kırlangıç avlayıp konuya komşuya balık ziyafeti çektiğim çok olmuştur” diyen Akyüz’ün hala ailesiyle güzel vakit geçirme yollarından biri balığa çıkmak. Genellikle bahar aylarını tercih eden Akyüz’e göre balık tutmak sabır konusunda büyük bir öğreti sağlıyor.
Balık tutmanın birkaç evrede ve uzun sürebilen bir bekleyiş sonucunda gerçekleştiğini söyleyen Akyüz, “İş hayatında da bu tür sosyal aktivitelerin başarıya destek olduğunu biliyor ve şirketimiz çalışanlarına da hobilerine zaman ayırmalarını hep telkin ediyoruz” diyor. Kılıç ya da ton gibi büyük balık avcılığı yapma şansı olmayan Akyüz, ağ ve oltalarla istavritten izmarite, kefalden lüfere, kırlangıçtan dülgere çok çeşitli balıklar yakalamış. 20’li yaşlarda bir gırgır motoruyla aralık ayında Karadeniz’e açılıp İğneada-Karaburun arasında geçen balık tutma serüveni Akyüz’ün unutamadığı anılarından biri olmuş. Bir tonun üzerinde de palamut yakaladığını söyleyen Akyüz, “Balıkçılığın tüm meşakkatini yaşadığım bir seferdi. Bu nedenle bahsettiğim bu rota benim için çok özeldir” diyor.
FATİH UYSAL / NORM HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“DAHA SOĞUK DENİZLERE DE GİDEBİLİRİM”
DENİZ AŞIĞI Kendimi bildim bileli deniz aşığıyım. Denizle ilgili her spora meraklıyım. Bunun içinde dalma, yelken, sörf, su sporları, kayak, su kayağı gibi sporlar da var. Gençlik yaşlarımdan beri balık tutuyorum. Daha çok Çeşme ve Bodrum’u tercih ediyorum. Eşim ve çocuklarım ilgi göstermiyor. Balık tutarken aynı zamanda arkadaş grubumuzla da keyifli vakit geçirmeye çalışıyorum.
YARIŞLARA KATILIYOR Dört yıldır yarışlara katılıyorum. Bu keyifli ve heyecanlı bir aktivite oluyor. Yarışmalar oldukça yorucu. Vücut zor dayanıyor. Sabah 6.00’da çıkıyoruz.7.00-7.30’da teknelerle yarışma alanına dönüyoruz. Bu süre 40-45 dakikayı bulabiliyor. Akşam 17.00’ye kadar olta sallıyoruz. Kolay değil. Özellikle dalga olursa vücut devamlı sallanırken denge sağlamak için müthiş enerji harcıyorsunuz. Yarışlardan önce hazırlık süreci oluyor. 1-2 hafta ekipmanı hazırlıyoruz. Fiziki olarak da hazırlanmak gerekiyor. Denize alışkın olmayan birinin uzun süre denizde kalması zor. Deniz tutanlar oluyor, problem orada başlıyor. O açıdan fizik olarak da hazırlıklı olmak gerekiyor.
HEDEFTE AFRİKA VAR Yazın teknede Çeşme ve Bodrum’da sıkça vakit geçiriyorum. Mevsime göre Hisarönü’ne ve Göcek’e de gidebiliyoruz. Sezon sonuna doğru Göcek’i tercih ediyoruz. Yurt dışında bir kere Dubai’de balığa çıktım ama balık yarışmasına katılmadım. Balık tutmak için Afrika ülkelerine gitmek istiyorum. İşler müsaade ederse soğuk denizlere gitme hedefim de var.
ERKUT SOYAK / SOYAK HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“BALIK TUTMANIN YÜZDE 50’Sİ ŞANS”
TURNUVALARI KAÇIRMIYOR Çok küçük yaşlardan beri balık tutuyorum. Aynı zamanda arkadaşlarımızla turnuvalara katılıyoruz. Yılda dört yarışma var. Yıllardır aynı ekip arkadaşlarımla yani Gökhan Çarmıklı, Burhan Çavuşoğlu, Barış Demir ve Tahir Uğur’dan oluşan takımınızla turnuvaları kaçırmamaya çalışıyoruz. Yarışmalardan biri Teos’ta yapılıyor. KAÇAN BALIK Aslında turnuvaların geçmişten bugüne rekoru bizim ekipte. 2017’de 295 kiloluk bir balık yakalayarak Teos’ta rekor kırdık. Bu yıl yine çok büyük bir balık yakaladık ve hayatımızda ilk kez iğne kırıldı. Kolay kolay iğne kırılmaz çünkü kalitelidir. Kaçan balık büyük olur. O balık büyüktür zaten onunla ilgili hikayelerinizi anlatırsınız.
HAZIRLIK SÜRECİ Yarışma dışında teknemiz Alaçatı’da duruyor. Her zaman orkinosa çıkmıyoruz. O büyük bir balık ve güç gerektiriyor. Bunun için birkaç ay öncesinde antrenmanlarla kaslarımızı güçlendiriyoruz. Ağır bir balık adı üstünde ton balığı, bazen 50 kilo bazen 100 kilodur.
HİSLER ÖNEMLİ Balık tutmayı herkes sevmez, tuttukça tecrübe kazanıyorsunuz. Tekniği öğrendikçe kaçırmıyorsunuz. Yine de balık tutmanın yüzde 50’si şans yüzde 50’si teknik. Tekniğiniz ne kadar iyi olsa da şansınız yoksa vurmadıktan sonra çekemezsiniz. Balığın tutması için gerekli yemlere ve teknik donanıma sahip olmanız gerekir. Burada hisler de önemli, zaman geçtikçe balığın nerelerde olabileceğine dair hisler oluşmaya başlıyor. Durduğunuz yeri seçiyorsunuz. Yarışırken ekipte hislerimizi paylaşıp ortak görüşe göre balık tutacağımız yere karar veriyoruz.
ÖNDER ERÜNSAL / CLOUDCAN CEO’SU
“MEVZU SERÜVEN YAŞAMAK”
“EN SEVDİĞİM ROTA” İstanbul Boğazı’nın Karadeniz’e açıldığı Poyrazköy açıklarını çok severim. Balık, kısmet işidir. En azından balık tutamazsanız, muhteşem bir manzarada kendinizi boğazın serin sularına bırakabilirsiniz. Taze balık yemek isterseniz de Poyrazköy’deki balık restoranlarında ustaların elinden yiyebilirsiniz. Daha çok ekim, kasım, aralık aylarında balık tutmayı seviyorum. Hava soğuk, şartlar zor olabilir ama balık, deniz soğuyunca yağlanır ve lezzetlenir.
ANIN KEYFİ Ailede annem dahil herkes balık tutmayı severdi. Tabii o zamanlar balık daha boldu, kovalarca tutulurdu. Tüm aile ve dostlarla geniş sofralar kurulurdu. Mevzu aslında balık tutmak değil, balık tutma serüvenini yaşamaktır. Uzun uzun beklersiniz, yeni yöntemler denersiniz, denize dalar düşünürsünüz. Balık kaçtı üzülürsünüz, gelir sevinirsiniz. Dostlarla balık sofrasında keyif yaparsınız ve kaçan balığı anlatırsınız. Biraz sorumluluklardan uzaklaşır, dinginleşir ve farklı pencerelerden hayata bakmayı öğrenirsiniz. Balık tutmak sabırsız ve hızlı tüketen insanlara göre değildir. Elindekinin kıymetini bilmeyi ve anın keyfini yaşamayı öğretir.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?