Üretim neden dışarı kayıyor?

Şirketler için Türkiye’de üretmenin eşiği ne? Hangi sınırdan sonra üretimin yurt dışına kaydırılmasına karar veriliyor? Türkiye’de üretmek veya içeriden tedarik için, hangi kriterler gözetiliyor?

1.08.2017 11:20:000
Paylaş Tweet Paylaş
Üretim neden dışarı kayıyor?

Yasemin Erdoğan

[email protected]

Türkiye’de katma değeri yüksek yani 15 dolar üzerindeki ürünleri üretiyoruz. Onun altındakileri ise Mısır’da üretiyoruz. Çünkü Mısır’da ortalama işçilik maliyeti 150 dolarken Türkiye’de 1.000 dolar.” Bu sözler, Türkiye’nin hazır giyim devlerinden Eroğlu Holding’in yönetim kurulu başkanı Nurettin Eroğlu’na ait. Eroğlu, birçok iş adamı gibi imalat haritasını üretilen katma değere ve maliyet yüküne göre ayarlıyor. Türkiye’de üretmenin, ancak yüksek katma değerli ürünlerde “mantıklı” olduğunu savunuyor. Eroğlu’nun değerlendirmesine katılan birçok iş insanı var. Özellikle tekstil ve hazır giyim sektöründe… Hatta aynı bakış açısı farklı sektörlerden üretici ve tedarikçilerde de gözleniyor. Ancak her sektör için net bir eşikten bahsetmek çok mümkün değil. Çünkü üretimi yurt dışına kaydırma veya yurt dışından tedarik etme kararı verilirken, belirleyici tek faktör maliyet değil. Lokasyon, ulaşılacak pazarlar, ürünün niteliği, lojistik, işçi maliyetleri ve hammaddeye yakınlık, öne çıkan diğer kritik konular. 

HANGİ SEKTÖRDE EŞİK NASIL?

Tekstil sektöründe şirketler genellikle katma değeri yüksek olan ürünleri Türkiye’de üretmeyi tercih ediyor. Satış fiyatı belirli bir limitin altında kalan ürünlerde, yurt dışını yeğliyorlar. Örneğin tişörtte toptan satış fiyatı 3-5 Euro’nun altındaki ürünler yurtdışında üretilirken, erkek takım elbisede eşik 25-50 Euro’ya kadar çıkabiliyor. Dondurucu, ısıtıcı, ocak gibi ürünlerde ise içeride üretme eşiği en az 150 dolarken ev tekstilinde, 16-20 dolar civarında seyrediyor. Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, “Konfeksiyonlu bir ürün için hammadde fiyatının en az 4 misline ürünü satabilmek lazım. Hammadde fiyatı kilo başına 2 dolar olan pamuklu üründe 8 doların altına satmak fayda sağlamaz. Yünlü bir üründe ise sınır 20 dolardır” diyor. Üretimi yurt dışına kaydırma kararı verirken dikkate aldıkları en kritik konunun işçilik maliyetleri olduğunu söyleyen Aydın, buradaki hesabı ise şöyle özetliyor: “İşçilik maliyeti toplam maliyetin içinde yüzde 15-35 arasında oynayabilir. Aynı işçiliğin Uzak Doğu’daki payı yüzde 6-15. Demek ki işçilik maliyetinin fiyat üzerindeki baskısı yüzde 15’i geçerse ürünü Uzak Doğu’ya kaydırmak gerekir. Bir nevresim takımı 16 dolar ve altına satılacaksa, Çin veya Pakistan’da üretmek daha uygun olur.” Isıtıcı ve ocak sektöründeki durumu Simfer Genel Müdür Yardımcısı Mert Ersoy anlatıyor. Ersoy, “Sektör olarak düşünüldüğünde Türkiye’de üretim yapmak 150 doların üzerindeki ürünler için mantıklı” diyor ve ekliyor: “En temel etmen konteyner yükleme adedi. Malzeme yoğun işlerde Uzak Doğu ile bir şekilde rekabet edilebiliyor. Navlun bedelinin ürün bedeli içindeki payı yüzde 10 mertebesi ve üzerinde ise mantıklı bir noktaya oturuyor.” İnoksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emre Varlık, işçilik maliyeti üzerinden hareket ettiklerini söylüyor ve stratejilerini şöyle özetliyor: “1 saatlik üretimin işverene maliyeti yaklaşık 5,03 dolar. Bu durumda, bizler için 1 saatlik üretim süresinde işlenebilen hammadde ve malzemelerin üzerine en az 6 dolarlık katma değer eklenebildiği sürece içeride üretim makul oluyor.” 


MALİYET KRİTİK FAKTÖR 

Üretimi yurt dışına çıkarma veya dışarıdan tedarik etme kararında en ayırıcı etken fiyat. Sektör bağımsız tüm şirketlerin yöneticileri maliyet konusunu ilk sıraya koyuyor. Sun Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Ünlütürk, “Genel olarak basic ürünleri yurt dışında yapmak daha avantajlı denilebilir. Çünkü Türkiye’de basic ürün yapmak çok zor. Fiyatlar tutmuyor. Firma olarak siparişleri fiyat, hız ve üretim biriminin kabiliyetlerine göre planlıyoruz” diye konuşuyor. Deri sektöründeki oyuncular için de üretimde fiyat ve maliyet ilk sırada. TÜRDEV Başkanı Kıyasettin Temuçin, “Üretimin yurt dışına kayma sebebi, öncelikle fiyat faktörüdür” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Fiyatları belirleyen en önemli faktör üretim maliyetleridir. SSK, enerji, su ve diğer giderlerin yüksekliği maliyetlere yansıyor. Ülkemizdeki gider maliyetlerinin artışı, üreticiyi başka ülkelerde imalata yöneltiyor. Maliyet yükselişine çözüm bulunmadıkça bu sürecin hızlanarak artacağı endişesindeyiz.” Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı ise teknoloji ve know-how’ın önemine değiniyor ve ekliyor: “Bir üretici yılda 25 milyon adet su ısıtıcısı üretiyorsa, o konuda uzman haline geliyor. Maliyetleri de otomatik olarak avantajlı hale geliyor. Biz öncelikle buna bakıyoruz. İkinci olarak bu fabrikaların bazıları uzmanlaştıkları alanda herkesten farklı bir teknoloji kullanmaya başlıyor. Biz de Arzum olarak konunun uzmanı olan fabrikalara gitmeyi tercih ediyoruz. Bir ürünü nerede üreteceğimize karar verirken bu kriterleri gözetiyoruz ve en uygun fiyat nerede ise orada yapıyoruz. Bu Türkiye’de de olabilir yurt dışında da.”

TEK KRİTER FİYAT DEĞİL 

Yurt dışı üretimi sadece fiyat odaklı nedenlerle tercih etmeyenler de var. Örneğin bazı sektörlerde hammaddenin yalnızca belli bölgelerde olması, yurt dışına yönelmeyi zorunlu kılıyor. Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, “Bizim için yurt dışında üretmek ucuzluk meselesi değil. Hatta döviz riski de söz konusu olduğu için ucuz ürünleri değil, Türkiye’de üretilmeyen ürünleri ürettiriyoruz. Öncelikli kriterimiz, tasarım. Bu tasarımı, ucuz ya da pahalı, en iyi neredeyse orada ürettiriyoruz” diye konuşuyor. Dagi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Nedim Koç, üretimde lokasyon belirlerken öncelikle kalite, zamanlama, ulaşım ve servis hizmetlerinin sıkıntısız olmasına baktıklarını belirtiyor. Koç, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye’de küçük adetlerde üretim yapmayı daha doğru buluyoruz. Ama bu ucuz olduğu anlamına gelmiyor. Yüksek adetli ürünleri dışarıda üretmek daha avantajlı ve riski daha az diyebiliriz.” Ebebek Ticaret Direktörü Tolga Liman ise yurt dışından tedarik stratejilerini şöyle açıklıyor: “Ebebek olarak Türkiye’de üretim kabiliyeti olmayan ve üretiminde yüksek teknoloji gerektiren araç gereç, emzirme ve oyuncak gruplarını yurt dışından tedarik ediyoruz. Yurt dışı satın alma fiyatlarının uygunluğu tedarik aşamamızda diğer önemli kriterimiz oluyor.” Faik Sönmez için önemli olan ise kalite ve hız. Şirketin yönetim kurulu başkanı Mete Sönmez, “Tabii ki maliyetlerin uygun olması da çok önemli ancak bizim model başına adetlerimiz çok yüksek olmadığı için yurt dışı üretim her zaman anlamlı olmuyor. Genel kural; basic, kalite problemi yaşanmayacak, adetleri yüksek ürünleri, işçiliğin daha ucuz olduğu pazarlardan tedarik etmek. Katma değerli ürünleri ise içeride daha kontrollü şekilde üretiyoruz.” 

ÖNE ÇIKAN FAKTÖRLER

Lojistik, sipariş miktarı, pazara yakınlık ve kullanılan teknolojiler de üretim veya tedarik konusunda şirketlerin “yurt içi mi, yurtdışı mı” kararında belirleyici oluyor. Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, “Büyük ürünlerin Türkiye’de üretimi daha avantajlı. Çünkü büyük ürünlerde lojistik maliyeti çok fazla oluyor. Hava taşıyorsunuz. İlk olarak ürünlerin konteynırda kapladığı alana ve üreticinin bu işte ne kadar uzman ve teknolojik olduğuna bakıyoruz” diye konuşuyor. Simfer Genel Müdür Yardımcısı Mert Ersoy da aynı fikirde. Ersoy, pazara yakınlık ve lojistikteki yükleme adedini önemli bir etken olarak sayıyor. Kordsa Global CEO’su Cenk Alper ise kendileri için en önemli kriterin pazara ve müşteriye yakınlık olduğunu belirtiyor. Alper, şunları söylüyor: “Üretimimizi Amerika’dan Tayland’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada yapıyoruz. Pazar yapılanmamızı belirleyen ana kriter pazara ve müşteriye yakınlık. Pazar büyüklüğü, enerji güvenilirliği ve rekabetçiliği, çalışan verimliliği, ülkenin sunduğu teşvikler de karar verme mekanizmasına girdi teşkil ediyor.” “Üretim kararı verirken üç fazda değerlendirme yapıyoruz” diyen Soobe CEO’su Ender Gök, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kriterlerimizden ilki, ürünlerin Türkiye’de üretilip üretilmemesi konusu. Türkiye’de üretimi yapılan bir ürünse içeride yapmayı tercih ediyoruz. İkinci kriter fiyat-performans kriteri. Üçüncüsü ise teknolojik gelişmeler. Özellikle Çin, bebek araç gereçleri ve oyuncak pazarında önemli bir teknolojik gelişme sağlamış ülkeler arasında.” Üretiminin yüzde 90’ını yurt içinde gerçekleştiren Sun Tekstil’in yönetim kurulu başkanı Elvan Ünlütürk, içeride üretimi tercih nedenlerini şöyle açıklıyor: “Bizim için hız, maliyetten daha önemli. Bu nedenle Türkiye’de üretiyoruz. Sadece aşırı hız istemeyen müşterilerimiz için yurt dışında üretiyoruz. Sipariş büyüklüğü yeterli olan ürünlerde iç imalat kârlı olarak yapılabiliyor.” 

NEREYE GİDİYORLAR?

Yurt dışı üretimde tercih edilen ülkeler çeşitlilik gösteriyor. Basic tekstil ürünlerinde Uzak Doğu, Çin, Pakistan, Hindistan ve Bangladeş, alternatif üretim merkezleri arasında. Son dönemde Sırbistan, Makedonya, Bosna Hersek, Bulgaristan, Romanya gibi çevre ülkeler de öne çıkıyor. Deri ürünleri ve ayakkabıda ise adres Romanya ve Bulgaristan. Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, “Bizim ürünlerimizin yaklaşık yüzde 35’i yurt dışında üretiliyor. Ağırlıklı olarak Çin ve Bangladeş. Diğerleri de Hindistan, Romanya, Tunus, bazen İtalya. Dizaynlarını biz veriyoruz, onlar bizim adımıza oralarda üretiyorlar” diyor. Soobe CEO’su Ender Gök, “Tekstil kategorisinde sadece Türkiye’yle ilerliyoruz. Bebek araç gereçleri ve oyuncak kategorisinde ise yüzde 90’lık oranda Çin ve Tayvan’la çalışıyoruz” şeklinde konuşuyor. İnoksan, üretimin tamamını Türkiye’de gerçekleştiriyor. Ancak girdilerin bir kısmı yurt dışından tedarik ediliyor. İnoksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emre Varlık, “Üretim maliyetleri açısından işçilik nedeniyle Uzak Doğu’nun avantajlı olmasına rağmen, büyük lotlarda alımlar yapılmadığı için, kullanma olanağının sınırlı olduğunu ifade etmek doğru olacaktır. Türkiye dışında üretimimiz yok. Fakat üretim girdilerinin bir kısmını yurt dışından tedarik ediyoruz. Bu girdilerin yüzde 5’i İtalya’dan, yüzde 2’si Almanya’dan tedarik ediliyor.”


HİKMET TANRIVERDİ / İHKİB BAŞKANI
"HAZIR GİYİMCİ NE YAPMALI?

KATMA DEĞERSİZ OLMAZ
Artan maliyetler, zorlaşan uluslararası rekabet ışığında basic ve düşük katma değerli üretim ve ihracat yapmak fizibil olmaktan çıktı. Orta ve uzun vadede daha fazla tasarım ve moda odaklı ürünlere yönelmek, kendi perakende zincirini oluşturarak yurt dışı mağazalaşmaya ağırlık vermek, sektörün önündeki tek seçenek olarak görünüyor.
REKABET NEREDE? İş gücü maliyetlerine dayalı rekabet avantajlarına sahip Bangladeş, Vietnam, Hindistan ve Çin gibi ülkeler olduğunu görüyoruz. Halen tekstil ve konfeksiyonda Türkiye’nin saat başı istihdam maliyeti 5,48 dolar iken bu rakam Bangladeş’te 0,62, Vietnam’da 0,74, Hindistan’da 1,12, Çin’de 2,65 dolar düzeyinde. YURT DIŞI KAÇINILMAZ En fazla ihracat yaptığımız AB pazarında Türk hazır giyim ürünlerinin yüzde 30 daha pahalı olduğu dikkate alındığında, maliyetleri aşağı çekerek ihracat yapabilmek söz konusu değil. Bu durumda bir ürünün yurt içindeki üretim maliyeti satış ve ihracat fiyatı tutturulamayacak seviyeye ulaştığında, üretimi yurt dışına kaydırma ya da yurt içinde daha ucuz maliyetlerin olduğu bölgelerde üretim kaçınılmaz hale geliyor.



DERİ VE DENİMDE NASIL?

ÇALIK, TÜRKİYE DİYOR
Çalık Denim Genel Müdürü HAMİT YENİCİ, “Üretimimizin tamamını Türkiye’de gerçekleştiriyoruz” diyor ve ekliyor: “Denim sektöründe üretim açısından avantajlı ülkeler ürün segmentine göre değişiyor. Basic denim üretimi açısından Pakistan, Çin, Hindistan gibi ülkeler daha avantajlı olabilirken, premium denim üretiminde ise Türkiye, İtalya ve Japonya’ya kıyasla daha avantajlı konumda kalıyor. Bizde premium segmentte denim üreten firmalardan biri olarak üretimimize burada devam edeceğiz.”
DERİDEKİ SINIR 10 DOLAR Deri ayakkabı ürünlerindeki rakamların çok farklılık gösterdiğini belirten İnci Deri Yönetim Kurulu Başkanı ALİ MURAT KIZILTAŞ, şunları anlatıyor: “Bazı ürünlerde 10 dolar kriter olurken bazılarında çok daha yüksek rakamlar kabul edilebilir oluyor. Ancak son vergilerden sonra ithalat her durumda fizible olmaktan çıkmış oldu. Türkiye şu anda tüm ürün gruplarında daha avantajlı.”



ZEKİ KONUKOĞLU / SANKO HOLDİNG CEO
"KATMA DEĞERE YÖNELMELİYİZ"

HEDEF NE OLMALI?
Türkiye yıllarca harcı âlem (basic) dediğimiz ürünlerle geniş tecrübeler kazandı ve bu sayede katma değeri yüksek ürünleri yapabilir hale geldi. Ülke olarak ilk 10 yıllık hedeflerimizde, yüzde 20-30 civarında orta sınıf, yüzde 70 seviyesinde katma değerli mallar üretmek olmalı.
BASİT ÜRÜNDE ADRES ÇİN Sektör olarak bakarsak, konu harcı alem mallarsa, adres şüphesiz Uzak Doğu ve diğer az gelişmiş ülkeler. Kaliteden, servisten, lojistikten, sürdürülebilir ticaretten bahsediyorsak, adres yine belli, Türkiye. Sadece katma değerli ürünlerde değil, normalin biraz üstü mallarda da Türkiye hem yeteri kadar rekabetçi, hem müthiş bir beceriye ve iş disiplinine sahip.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz