Kipaş Holding, Anadolu Isuzu, Evyap, Akçalı Boya gibi devlerin Türk sanayisine örnek yeni yaklaşımını Capital araştırdı...
Özlem Aydın Ayvacı
Pandemi nedeniyle talebin çok hızlı dalgalandığı, uluslararası nakliyenin azaldığı ve pahalılaştığı bir dönem yaşıyoruz. Pek çok ana sanayi sektöründe ithal hammaddeye bağlılık oranının yüksek olması ise üretimi çıkmaza sokuyor. Çareyi yerli tedarikçide arayanlar artarken hiç çözüm bulamayanlar kendi ara malını kendileri üretmeye başladı. Dev gruplar da ithalatı azaltacak yatırımları öncelik haline getirdi. Kipaş Holding, Anadolu Isuzu, Evyap, Akçalı Boya gibi devlerin Türk sanayisine örnek yeni yaklaşımını Capital araştırdı.
Yarı iletken çip üretimini dünyada sadece birkaç Asyalı şirket gerçekleştiriyor. Başta otomotiv olmak üzere, elektronik, beyaz eşya, akıllı telefon gibi pek çok sektörü derinden etkileyen çip krizini çözecek tek tesis ise en az 8 milyar dolarlık yatırım ve 3-4 yıl süre gerektiriyor. Ancak her hammaddeye ulaşmak çipe ulaşmak kadar zor değil. Daha önce fiyat rekabetinden dolayı ithal edilen hammaddelerde yerliye kayış trendi gözleniyor. Dolar ve Euro gibi para birimlerindeki artışlar da yerli ve katma değerli malların cazibesini artırıyor. Üretimde hammadde ve yedek parça temininde yaşanan sıkıntıları aşmak isteyen pek çok şirket çareyi yerli çözümde arıyor. Örneğin TürkTraktör, tedarikte yaşanan belirsizlikleri ortadan kaldırmak için fabrikada yapılacak ek yatırımlarla bazı parçaları kendilerinin üretmeye başladıklarını açıkladı. Son bir yılda özellikle hammadde tarafında önemli bir yere sahip olan, dişli ve şaft üretimine yönelik yatırımlar yaptıklarını anlatan TürkTraktör Genel Müdürü Aykut Özüner, “Bu yatırımlar sayesinde hem farklı tipte çok sayıda dişli ve şaftı devreye aldık hem tedarik zincirinde yaşanma ihtimali bulunan belirsizlikleri gidermeye çalıştık” diyor. Temsa ise pil ve batarya paketlerini artık Adana’daki tesisinde üretiyor. Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı ve Temsa Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Alemdar, “Biz artık Temsa’nın Adana’daki tesislerinde, elektrikli araçlarımızda kullandığımız pil ve batarya paketlerini geliştirip üretiyoruz. Yurt dışına ihraç ettiğimiz elektrikli araçlarımızda da kendi batarya tesisimizde geliştirip ürettiğimiz batarya paketlerimizi kullandık” diye konuşuyor.
DARBOĞAZI AŞMA PLANI
OSTİM’de 17 sektör ve 139 iş kolunda, 6 bin 200’den fazla işletme faaliyet gösteriyor. OSTİM Sanayici ve İş İnsanları Derneği (OSİAD) Başkanı Süleyman Ekinci, salgın nedeniyle hammadde temininde sıkıntı yaşandığını söylüyor “Paranız var, malzeme almak istiyorsunuz ancak hammaddeyi bulamıyorsunuz. Ana metallerde birkaç ay sonrasına tarih veriliyor” diye konuşuyor. Fiyat garantisi olmamasını ve navlunla ilgili şartların belirsizliğini ise başka bir sorun olarak dile getiren Ekinci şöyle konuşuyor: “Hammadde arzının yetersizliğinden dolayı fiyatların daha da yükselmesi beklenebilir ki bu durum işletmeleri zorlayacak.” Ekinci’nin özetlediği tablo, bugün pek çok sanayicinin en önemli gündem maddesi. Ancak BOSAD Başkanı ve Akçalı Boya CEO’su M. Akın Akçalı, Türk sanayicilerinin koşullar ne olursa olsun çözüm arayışında olduğuna işaret ediyor. Akçalı, “Dünyadan alamıyorsak biz yaparız” diyen sanayicilere dikkat çekiyor ve “Türk iş dünyası girişimcileri ve profesyonel yöneticileri olarak Avrupa’daki muadillerimize göre kriz yönetiminde çok daha deneyimliyiz. Manevra ve adaptasyon kabiliyeti yüksek kaslara sahibiz. Bu sayede her türlü zorluk ve darboğazla baş etmeyi beceriyoruz” diyor.
BÜYÜK DÖNÜŞÜM
Pandemiyle birlikte yaşanan hammadde sorununu aşmak için sanayicilerin pek çoğu yerli hammaddeye dönüş yapıyor. Hatta bazıları kendi üretmeye başlıyor. İşte bu sanayicilerden biri Form Düğme Kurucu Ortağı Mustafa Oktay. Şirketin kullandığı hammaddelerin büyük kısmı Türkiye’de yok ve sektör ithalata bağlı. Oktay, pandemiyle birlikte azalan taleple beraber bu hammaddelerin ithalatını en az yüzde 50 oranında azalttıklarını ve bu malzemelere alternatif yerli yapım geri dönüştürülmüş polyester hammaddelerden düğmeler ürettiklerini söylüyor. Oktay, “Böylece aylık en az 2 milyon adet düğmeyi ithal etmek yerine yerli hammaddeyle ürettik” diyor. Bu geçiş sonrası daha önce 60’a 40 olan yerli-yabancı hammadde oranlarının 80’e 20’ye geldiğini ifade ediyor. Silk&Cashmere CEO’su Ferhat Zamanpur, pandemi süresinde üretimlerinin neredeyse tamamını İç Moğolistan’dan Türkiye’ye taşıdıklarını söylüyor. Zamanpur, şöyle anlatıyor: “Bu kulağa imkansız gelse de 4 sezondur yaptığımız hazırlık ve yavaş geçiş sayesinde altyapımız bu değişime hazırdı. Pandeminin zorluklarına ek uygulanan gümrük vergileri yüzünden bu kademeli geçişi bir anda son hız artırıp tamamladık. Kaşmir ürünlerde 100 ila 120 kalem ana ürünün üretimi Türkiye’ye dönmüş durumda. Kaşmir, ipek-kaşmir ve Avustralya Merino yünü ve kaşmir karışımlı koleksiyonumuzun tamamı 2020 itibarıyla Türkiye’ye taşındı. Yüzde 20 yerli yüzde 80 ithal olan satın alma tablomuz tersine döndü ve yüzde 90 yerli yüzde 10 ithal oldu.”
ÇİN’DEN TEDARİK ZORLAŞTI
Dünyada çelik hammadde tedarikinin yüzde 45’ini Çinli üreticiler sağlıyordu. Türkiye dahil bütün ülkeler pandemi sürecinde öncelikle Çin’e daha sonra ithal kaynaklara karşın alternatif yerli tedarikçiler geliştirmeye başladı. Yükselen Çelik de bu trendi izleyen şirketlerden biri oldu. Yükselen Çelik CEO’su Barış Göktürk, pandemi öncesinde Çin’den ithal ettikleri düşük alaşımlı kalıp çeliklerini artık Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’ndan (MKEK) aldıklarını söylüyor. Çin’den ithal ettikleri ama şimdi kendi tesislerinde üretmeye başladıkları kalıp sektörüne yönelik birçok yarı mamulün de olduğunu belirten Göktürk, “Pandemi öncesinde hammadde tedarikimizin yüzde 65’i ithal kaynaklardandı. Bugün geldiğimiz noktada bu oranın yüzde 50 seviyesine gerilediğini görüyoruz” diyor. Yıldız Entegre Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız ise “Demir çelikte sacı ezen merdaneler var. Bunları Uzak Doğu ve Ukrayna’dan alıyorduk. Pandemiyle öyle bir tedarik problemi yaşandı ki bunları bizim üretmemiz söz konusu oldu. Yassı çelik için hammaddeyi üretsek mi diye sesli düşünüyoruz. Gerçekleşirse hammaddesi kendinde olan bir tesis olacağız” diye planlarını anlatıyor. Kocaoğlu Paslanmaz Genel Müdürü Esra Gür, Türkiye’de üretilen alüminyumla ithalatını yaptıkları paslanmaz çelik sac/rulonun üstün özelliklerini birleştiren bir yatırım yaptıklarını söylüyor. Gür, “Böylelikle ithal girdimiz kısmen de olsa azaldı ve bununla beraber yerli mutfak gereçleri üreten üreticilere hem maliyet hem hız avantajı sunan ürünlerimizle destek olduk. Siparişleri ithal ürünlere göre 3 ay erken teslim ettik. Onlarca ürünün yerelleştirilerek üretilmesini sağlıyoruz” diyor.
YENİ HEDEF
Elektrikli ev aletleri ve elektronik sektörü de yerliye dönüş trendinin en önemli takipçisi. Sektörün önemli oyuncularından Goldmaster CEO’su Sinan Bora, pandemi öncesi ithal edip bugün yerliye döndükleri 10-12 kalem parçanın olduğunu söylüyor. Bora, neden yerliye döndüklerini şöyle anlatıyor: “Lojistik maliyetleri ile kur yükseldi ve termin sürelerinin uzaması etkili oldu. Ayrıca pandemiden önce ithal ettiğimiz ama şimdi üretmeye başladığımız 5-6 parça var. Bunlar muhtelif süpürgenin aksam ve parçaları. Mutfak robotlarının dış kasalarındaki bazı parçalar ve özellikle çay, kahve makinelerinin içinde kullanılan parçalar. Pandemiden önce yaklaşık yüzde 40 yabancı yüzde 60 yerli olan tedarik oranımız yüzde 30 yabancı yüzde 70 yerliye geldi.” Bora, planlarının yerli oranını daha da artırmak olduğunu söylüyor. Süt ve süt ürünleri sektörünün önemli temsilcisi Muratbey’in yönetim kurulu başkanı Necmi Erol, üretimden teknoloji süreçlerine kadar yerliye dönüşümü hızlandıracak yatırımlar yaptıklarını söylüyor. Erol şöyle konuşuyor: “Tasarımı ve üretimi bize ait olan makinelerin, teçhizatların yedek malzemelerin çoğunu bünyemizde üretiyoruz. Makinelerde malzeme ihtiyacı olursa yapımı üretim kabiliyetlerimize uygunsa kendimiz yapıyoruz. Desteğe ihtiyacımız olursa öncelikle yerli tedarikçileri araştırıyoruz. Otomasyon sistemlerimizde kullandığımız yazılımları da yüzde 40’lara varan oranlarda yerlileştirdik. Kullandığımız yazılımların da yüzde 30’u yerli. Pandemi döneminden sonra da çoğu yurt dışında üretilen üretim teknolojileri ihtiyaçlarımızı yüzde 50 oranında yerlileştirdik.”
YERİNDE TEDARİK
İthalden yerliye dönme aslında pandemiden önce başlamıştı. Evyap bu trendin öncülerinden biri. Evyap Satın Alma Direktörü Süleyman Gökdemir, “Hem yatırımlar hızlandı hem hızlı hareket gerekliliği bunu şart kıldı. Bu süreçte 20’yi aşkın hammadde ve ambalaj malzemesinde ithalden yerliye döndük” diyor. “Yerli tedarik, yerinde tedarik” planlarının devam edeceğini düşünen Gökdemir, Evyap’ın sürecini şöyle anlatıyor: “Ambalaj komponentlerinde özellikle pompa, kapak gibi birtakım kalemlerde hızlı talep artışına paralel yerli üretim hızlandı. Alkol tedariği ve hayvansal yağlarda da yerli alternatifleri değerlendirmeye başladık. Ayrıca PET PP Nonwoven kumaşlarda da yurt içinde geniş imkanlar buluyoruz. Bebek bezi girdileri de ülkemizde yoğun üretilmeye başlandı. Buradaki ithalat oranımızı neredeyse sıfırladık. Makine yatırımlarında da bu dönemde yurt içi alternatifleri değerlendirdik.” Çapa Medikal, Türkiye’nin en geniş medikal sarf malzeme ürün portföyüne sahip. Medikal malzeme pazarı yüzde 80’in üzerinde ithalata dayalı olmasına rağmen Çapa Medikal, ürettiği ürünlerin hammaddelerini ağırlıkla yurt içi tedarikçilerden sağlamaya başladı. Çapa Medikal Genel Müdürü Zekeriya Avşar, “Esnek flaster üretimi için en önemli komponentlerden biri olan taşıyıcı nonwoven kumaşı yerlileştirerek yurt içinden tedarik etmeye başladık. Bu ürünümüzün yapışkanını Ar-Ge ile yerlileştirdik. Yara bandı için Almanya’dan tedarik edilen polietilen taşıyıcıları 2 yıl önce Ar-Ge ile yerlileştirmiştik. Bu ürün grubu için ithal etmiş olduğumuz yapışkanı da pandemi sürecinde yerlileştirdik. Pandemi öncesinde ürünlerimizin hammaddelerinin yüzde 40’tan fazlasını ithal ederken bu oranı yüzde 30’lara getirdik. Mamul olarak ithal ettiğimiz ve dünyada sayılı üreticisi bulunan bir flaster çeşidini önümüzdeki günlerde kendimiz üretmeye başlayacağız” diyor.
TEKSTİLDE DURUM
Dünya moda devleri için üretim yapan BLC Group da özellikle müşterilerinin talebiyle Çin’den tedarik yerine Türkiye’ye döndü. Çabasan Tekstil’de pandemi öncesi ithal ettikleri 4 kalem boya ve kimyasal ürünü artık yerli üreticilerden temin ettiklerini belirten BLC Group Yönetim Kurulu Üyesi Aykut Balcıoğlu, “Pandemi sürecinde Uzak Doğu’dan ithal edilen ürünlere karşı ciddi bir önyargı oluştu. Bu süreçte bazı büyük moda markaları üretim zincirinde bu ülkelerden bir hammadde girişi olmasını istemedi. Üretimimizi devam ettirmek için tek bir tedarikçi ülkeye bağlı kalmamak da eskilerden bu yana gelişen bir refleksimiz oldu” diye anlatıyor. Balcıoğlu, “Pandemiden önce hammadde tedarikimizde yerli yabancı oranı yüzde 60 yerli yüzde 40 ithal iken şu anda bu oran yüzde 75 yerliye yüzde 25 ithal seviyesine geldi” diyor. Haskan Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gürkan Bayram da “Önce maliyeti 500 bin dolar olan 3 makineyi kendi bünyemizde, 95 bin dolara mal ettik. Şu anda ihtiyacımız olan irili ufaklı birçok makine ve ekipmanın üretimini kendimiz gerçekleştirebiliyoruz. Bu şekilde yeni üretim hattımızın 2,5 milyon dolar olan makine maliyetini 1,34 milyon dolara çektik. Böylece pandemi sürecinde ihtiyaç duyulan filtrasyon kumaşı üretimini de daha ucuza mal ettik” diye anlatıyor.
“İTHALATI ORTADAN KALDIRACAK YATIRIM YAPIYORUZ” HANEFİ ÖKSÜZ KİPAŞ HOLDİNG YKB. DOĞRU YATIRIM Doğru yatırıma ve tasarrufa çok dikkat etmeliyiz. Artık Türkiye’de sanayi kendi ihtiyacını üretebiliyor. Doğru yatırım, bulunduğumuz yöreye ya ihracata dönük ya Türkiye’nin ithalatını ortadan kaldıracak yatırım yapmaktır. YERLİLEŞME YATIRIMLARI Söke’deki kağıt fabrikamız da ithalatı azaltmaya, yerlileşmeye yönelik. Tekstil ve kağıdın hammaddesi olan nişastayı üretmek için büyük bir fabrika yatırımına başladık. Kahramanmaraş’ta iki büyük yatırım planladık. Biri nişasta fabrikası, diğeri MC kağıtları yatırımı. Bu yatırımları 2022 ve 2023’te devreye alacağız. Bu iki yatırımın maliyeti toplamda 300 milyon doları bulur. “YARISINI KENDİMİZ TÜKETECEĞİZ” Tarım kökenliyim. Bu yatırımın Kahramanmaraş’ta mısır üreten çiftçilerimize büyük desteği olacak. Zaten üretimin yarısına yakınını kendimiz tüketeceğiz. Ayrıca Kahramanmaraş’ta tekstil güçlü bir sektör. Diğer üreticilerin de nişastaya ihtiyacı var. O nedenle bu yatırımı yapmaya karar verdik. |
“BUĞDAYDA İTHALAT BAĞIMLILIĞIMIZI BİTİRECEĞİZ” METE BUYURGAN ÜLKER CEO’SU “PATENTİ ALDIK” 13 yıldır, Tarım Bakanlığı’na bağlı Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü’yle beraber sürdürdüğümüz buğday tohumu geliştirme projemiz var. Patentini almıştık. Bu buğdaya biz “Aliağa Buğdayı” adını verdik. “EKİMİ YAPTIK” İç Anadolu Bölgesi gibi kurak bölgelerde buğday verimliliği oldukça düşük. Bisküvilik buğdayı ithal etmek durumunda kalıyoruz. Bu bizim en önemli çalışmalarımızdan biriydi. Geçen yıl geliştirdiğimiz buğday tohumunun ilk ekimleri yapıldı. YÜZDE 60 YERLİLİK Gördük ki geliştirdiğimiz buğday türü kuraklığa, hastalıklara karşı dayanıklı ve kurak alanlarda yüzde 40 daha fazla verim veriyor. Böylelikle ithalat bağlılığını ortadan kaldıracağız. Hedef 2024 itibarıyla ihtiyacımızın en az yüzde 60’ını bu buğdaydan karşılamak. |
“KAMYONDA YÜZDE 58, OTOBÜSTE YÜZDE 60 YERLİLİĞE ULAŞTIK” TUĞRUL ARIKAN ANADOLU ISUZU GENEL MÜDÜRÜ YERLİ ALTERNATİF ÖNEMLİ Pandemi süreci, tedarik kaynaklarının çeşitliliği ve özellikle yerli alternatiflere sahip olmanın önemini bir kez daha gösterdi. Bu paralelde kamyon segmentimizdeki aks sistemleri, elektrikli araçlardaki bataryalar, enerji nakil sistemleriyle birlikte otonom sürüş kabiliyetiyle ilgili projelerimizde partnerlerin tümünü yerli kaynaklardan faydalanarak seçtik. KRİTİK AKSAMLAR HARİÇ Farklı segmentlere yönelik ticari araç üretimini gerçekleştirdiğimiz fabrikamızda parça tedariğini iç ve dış kaynaklardan sağlıyoruz. Tüm araç gruplarında yerlileştirme için çalışmalarımız devam ediyor. Araç içinde kullanılmakta olan motor, şanzıman, diferansiyel, fren gibi kritik aksamlar çeşitli test ve onaylara tabi. Yerlileştirilmeleri ülkemiz sanayileşmesinin şu anki şartlarında mümkün gözükmüyor. Bu grupların dışında kalan tüm ürünlerimizi yerli kaynaklardan temin ediyoruz. PAYDAŞLARLA BİRLİKTE Pandemi süresince devam eden yerlilik çalışmalarımız neticesinde araçlarımızdaki yerlilik oranını kamyonda yüzde 58, otobüste ise yüzde 60 seviyesine çıkardık. Elektrikli ve bağlantılı araçlarla ilgili geliştirme projelerimiz devam ediyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile Türkiye’de katma değerli üretimin artırılması amacıyla, orta yüksek ve yüksek teknoloji seviyeli sektörleri hedefleyen özel bir program başlattı. Biz de bu programı yakından takip ederek yapmayı planladığımız projelerimizi paydaşlarımızla birlikte bu kapsamda değerlendiriyoruz. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?