Satın almalarla büyüyeceğiz

Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren,yeni yatırımları ve ilgilendikleri yeni satın almaları anlattı.

1.05.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Satın almalarla büyüyeceğiz
Eren Holding, tekstille yola çıktı. Ardından kağıt, çimento, perakende ve enerji sektörlerine girdi. Bugüne dek organik büyüme yöntemini benimseyen Eren Holding, artık satın almalara yeşil ışık yakıyor.
2012 yılında 2 milyar dolar ciroya ulaşan holdingin gündeminde 2017 yılına kadar 2,2 milyar dolarlık yatırım var. Holding cirosunun yarısını sağlayan enerji alanında Zonguldak’ta 1,2 milyar dolarlık yeni bir enerji yatırımına başlıyor. “Daha hızlı büyümenin yolu, inorganik büyümeden geçiyor” diyen Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, çimento, enerji, ambalaj ve perakendede yurtiçi ve dışında satın alma fırsatlarını kolladıklarını açıklıyor. “2017 yılında Eren Holding olarak 4 milyar doların üzerinde bir ciroya ulaşmayı bekliyoruz” diyor. Tekstil sektöründe ilk çıkışını Eros markasıyla yapan Eren Holding, zamanla perakende sektörüne girdi. Lacoste ve Swatch gibi markaların distribütörlüğüyle başlayan mağazacılık işi, AVM’lerin açılışıyla ve yeni markaların portföye girmesiyle bugün 220 milyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Kağıt-ambalaj, çimento ve enerji işleri de holdingin önemli işlerine dönüştü.

2012 yılını 2 milyar dolar ciroyla kapatan Eren Holding, önümüzdeki 5 yılda 2 milyar 250 milyon dolar yatırım yapmaya hazırlanıyor. Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, holdingin 2017 yılı hedefini 4 milyar dolar ciroya ulaşmak olarak belirliyor. Bunun için de başta enerjide olmak üzere faaliyet gösterdiği her alanda yatırımlarda büyüme planı yapıyor. İlk adım ise Zonguldak’ta yapılacak olan 1,2 milyar dolarlık bir enerji yatırımı olacak. “Ciromuzun yansını, yani 1 milyar dolara yakın bir bölümünü enerji alanı oluşturuyor. Ardından sırayla kağıt ve ambalaj işimiz, perakende, tekstil ve çimento geliyor” diyen Ahmet Eren, inorganik büyümeye yeşil ışık yaktıkları alanları da şöyle açıklıyor: “Ama daha hızlı büyüyebilmek için inorganik büyüme de programımızda var. Satın almalar olabilir. Perakende de aslında bunun ilk adımını attık. GANT’ı devraldık, marka alımlarıyla bu alanda hızlı gidebiliriz.

Ambalaj işimizde yurtiçi ve dışında başka kutu fabrikalarını satın alma fırsatlarına bakıyoruz, Muhtemelen Bulgaristan ya da Yunanistan’da ambalaj tesisleri satın alacağız. Çimento da bu şekilde büyüyebiliriz. Hem ihracat potansiyeli olan hem iç pazara çalışan fabrikalara bakabiliriz. Bir de enerjide özellikle lisans alıp yatırım yapamayan HES’ler için teklifler geliyor. Bu tekliflerden dişimize uygun olanlarla yani 100 megawatt ve üstündeki enerji projeleriyle ilgileniyoruz.” Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, iş yaşamına ilk adımı tekstil sektöründe atan holdingin gelecekteki büyüme alanlarını çimentodan kağıt- ambalaja, enerjiden tarımsal sanayiye kadar yapacakları yeni yatırımları ve ilgilendikleri yeni satın almaları anlattı:~

Capital: Eren Holding, tekstil sektörüyle yoluna başladı. Bugün tekstil, işleriniz içinde hala önemli bir yere sahip mi?
- Tekstil, bizim ilk göz ağrımız... Eros Çamaşırlarıyla konfeksiyon alanında işe başladık. Ardından geriye doğru entegre olarak boya, örgü ve nihayet iplik fabrikası kurduk. Tarihsel olarak gidersek, tekstilden sonra ilk girdiğimiz alan kağıt oldu... İlk etapta ortağımız olan Hürriyet Gazetesi’nin bu alandaki hisselerini 1985’te biz aldık. Kağıtta kendi çabamızla büyümeye devam ettik.

1992’de özelleştirmeden Denizli Çimento’yu satın aldık ve çimento işine girdik. Aynı yıllarda yine Lacoste ile anlaşma yaptık ve perakendeci olduk. Perakende mağazalar açmaya başladık. Ardından
1998’de Çorlu’daki tekstil ve kağıt fabrikalarımıza elektrik üretmek üzere doğalgaza dayalı kojenerasyon santralleri kurduk. Sonra 2004’te kömüre dayalı santral kurmaya karar verdik, ilk adımı ancak 2008’de atabildik. 2010’un ikinci yarısında elektrik enerjisini üretmeye başlamıştık.

Bugün için tekstil ve konfeksiyon da yatırımlarımız devam ediyor. İplik, iplik boyama ve örgü işlerinde aynı kapasiteyle gidiyoruz. Konfeksiyonda ağırlıklı Lacoste ürünlerini çalışıyoruz. Fransız Lacoste ile yarı yarıya ortaklığa sahibiz, Türkiye’den iç pazara satış ve ihracat gerçekleştiriyoruz.

Yakın dönemde bir perakende markamızla daha anlaşma yaptık. Amerikan outdoor markası Nautica’nın üretimini Türkiye’de biz yapacağız. Markanın Türkiye ve eski Sovyet Bloku ülkelerinde mağaza açma ve satış hakkı da bize ait. Bu yeni markanın üretimi için Çorlu’da 20 milyon dolarlık bir yatırım yapacağız. Tekstil emek yoğun bir iş olduğu için bu yeni yatırımla en az 300 yeni istihdam sağlarız diye düşünüyorum.

Capital: Bugün itibariyle holdingin cirosunun iş kollarınıza göre dağılımı nasıl?
- 2012 yıl sonu itibarıyla 2 milyar dolar ciro yaptık. Şu anda cironun yarısını, 1 milyar dolara yakın bir bölümünü enerji alanı oluşturuyor. Ardından sırayla kağıt ve ambalaj işimiz, perakende, tekstil ve çimento alanlarımız geliyor. Kağıt ve ambalaj işinde 500 milyon dolar ciroyu yakaladık. Perakende de 220 milyon dolar ciro gerçekleştirdik. Tekstil alanında ise 150 milyon dolar ciromuz oldu. Kalan 130 milyon doları da çimento sektöründen elde ettik.

Capital: Holdingin bu alanlarda büyüme stratejisi nasıl olacak?
- Yeni başladığımız yatırımlar var. Önem derecesine göre sıralarsak... Enerjide bizim şu an üretim kapasitemiz bin 500 megavat, buna ek olarak bin 400 megavat daha yatırım kararı aldık. Böylece ulaşacağımız 2 bin 900 megavat’ın sadece 100 megavatı Çorlu’da, çoğunluğu ise Zonguldak’ta olacak. Zonguldak’taki yatırım tamamlandığında yılda 20 milyar kilovat saat elektrik üreteceğiz. 2017’de hayata geçecek bu proje için 1,2 milyar dolar yatırım yapacağız. İkinci önemli yatırımımızı çimento alanında Mersin’de yapıyoruz. 4 milyon ton çimento üretecek bir projeye başladık, burada bir de liman inşa ediyoruz. 2015 yılında üretime başlayacak bu proje için de toplamda 500 milyon dolarlık bir yatırım planlıyoruz.

Kağıt alanında da yine 400 milyon dolarlık yatırımımız var. 400 bin ton kapasite artırımı sağlayacağız ve yeni yatırımla toplam üretim kapasitemiz 1 milyon tonu aşacak. Sanıyorum 2015 yıl sonu ya da 2016 yılı başlarında üretime geçeriz. Kağıt işinde fabrikalarımızdan çıkan atıkları yakarak 27 megavat enerji üretmek için 110- 120 milyon dolarlık bir yatırımımız daha olacak. Ürettiğimiz elektriği hem kendimiz kullanacağız hem dışarı satacağız. Ambalaj işinde de yurda yayılıyoruz. En son Gebze, Kayseri ve Manisa’da fabrikalar kurduk. Şimdi de Eskişehir ve Gaziantep’te 50 milyon dolara mal olacak iki fabrika daha yapacağız.~

Capital: Bu yatırım planına göre ileride asıl gelir enerji kaleminden gelecek...
- Doğru. 2017 yılında Eren Holding olarak 4 milyar doların üzerinde bir ciroya ulaşmayı bekliyoruz. Bu cironun 2 milyar doları enerji tarafından gelecek. İşlerimizin gidişatına göre enerji daha hızlı büyüyor. Ama perakende de yıllık yüzde 20-25’lerde gayet iyi büyüme oranlarına sahibiz. İleride ciro büyüklüğünde ikinciliği perakende işi alacak gibi görünüyor. Burada büyümenin asıl kaynağı, Rusya ve Türk Cumhuriyetleri’nde açtığımız mağazalar. Bu pazarlarda yılda yüzde 30 büyüme görüyoruz. Türkiye’de iç pazarda da büyüme az değil, yüzde 20’leri buluyor.

Capital: Bugüne kadar holding organik büyüme göstermiş, bundan sonra da böyle mi devam edecek? Yoksa satın almalarla ilgilenir misiniz?
- Evet, organik büyüdük. Ama daha hızlı büyüme için inorganik büyüme de programımızda var. Satın almalar da olabilir. Perakendede aslında bunun ilk adımını attık. GANT başka bir firmadaydı, devraldık. Marka alımlarıyla bu alanda hızlı gidebiliriz.

Ambalaj işimizde yurtiçi ve dışında başka kutu fabrikalarını satın alma fırsatlarına bakıyoruz. Teşebbüslerimiz oluyor. Bu alanda Dentaş ve Tire Kutsan’ı yabancı şirketler satın aldı. Bu gelişmeler bizi uyandırdı, biz de artık fırsatlara bakacağız.

Türkiye’nin tek kağıt ihracatçısı firmasıyız, üretimimizin yüzde 25’ini İsviçre, Fransa, İngiltere gibi gelişmiş ülkelere ihraç ediyoruz. Ambalaj ve kağıtta komşu ülkelere sıçrıyoruz.

Muhtemelen Bulgaristan ya da Yunanistan’da ambalaj tesisleri satın alacağız. Kağıdı yollayıp ambalaja dönüştürebileceğimiz mesafede Tekirdağ Çorlu fabrikasına yakın bir yerde satın almak istiyoruz. Çimento alanında da bu şekilde büyüyebiliriz. Hem ihracat potansiyeli olan hem iç pazara çalışan fabrikalara bakabiliriz. Pazardan ayrılmak isteyen olursa burada da biz potansiyel alıcı olacağız. Bir de enerjide özellikle lisans alıp da yatırım yapamayan HES’ler için teklifler geliyor. Bu tekliflerden dişimize uygun olanlarla yani 100 megavat ve üstündeki enerji projeleriyle ilgileniyoruz.

Capital: Enerjide hangi tip yatırımlara sıcak bakıyorsunuz?
- Evet, enerjide HES’lere yatırım yapabiliriz. Ama rüzgar ve güneş enerjilerinde doyurucu üretim yapmanın zor olduğunu düşünüyoruz. 2017’de 20 milyon kilovat elektrik üretir hale geleceğiz. Ancak rüzgardan veya güneşten bu üretimin 20’de birini bile elde etmek zor diye düşünüyoruz. Nükleer enerjiyle de geçmişte çimento sektöründe olduğumuz için ilgilenmiştik. Nükleer santral yatırımının da ancak birtakım devlet garantileriyle mümkün olabileceğine inanıyorum. Özellikle de nükleer atık konusu önemli, o noktada devletten destek gerekiyor. Devlet nükleer atığın halledilmesi noktasında bir garanti verirse nükleer enerjiyle tabii ki ilgileniriz. Yabancı bir ortak bularak, bu işe de girebiliriz. Zonguldak’ta bizim tek başına yaptığımız yatırımın toplamı 3 milyar dolar. Başka özel şirketle bir araya gelerek rahatça nükleer yatırımını gerçekleştirebiliriz.~

Capital: Yeni sahalara, sektörlere girmeyi düşünüyor musunuz?
- Açıkçası yeni sahaları pek düşünemiyoruz. Mevcut alanlarda kârlılık oranlan düşer ve zarar yazılmaya başlanırsa, o zaman tabii yeni alanlar aranıyor. Ama işler iyi gidiyorsa, mevcut alanlarla büyümek daha doğru diye düşünüyorum.

Ancak, şimdi sorarsanız ilk girdiğimizde kağıt, çimento ya da enerji alanlarını da bilmiyorduk. Müteşebbislik ruhuyla girdik. Yalnız mevcut enerji işlerimize sinerji yaratması anlamında yeni sahalara sıcak bakıyoruz. Güney
Afrika, Kolombiya ve Endonezya’da bulunan kömür yataklarıyla ilgileniyoruz. Kömür yatağı satın almak, çıkacak kömürü enerjiyi ve çimento alanlarımızda kullanmak istiyoruz. Bu alanda Güney Afrika’da 200 milyon dolara satılan bir kömür ihalesine girdik ancak alamadık. Bu ihale bizim için bir denemeydi, basamaktı. Yeni ihalelere de gireceğiz. Bu şekilde madencilik alanına da adım atacağız. Geriye doğru bir entegrasyon yapacağız. Altın, nikel madenleri için de bize teklifler geliyor ama o alanlara bakmıyoruz.

Capital: Perakendede güçlü büyümeleriniz olduğunu belirttiniz. Bu alanının geleceğini nasıl görüyorsunuz?
- Perakendede Lacoste’un yanında Swatch, Burberry ve GANT mağazalarının sahibiyiz. Ayakkabı alanında ünlü markaları bir arada sunduğumuz SuperStep mağazalarımız var. Türkiye’de bu alanda ciddi rekabet var ama biz büyük uluslararası markaları sattığımız için AVM’ler bize kırmızı mumlu davetiye gönderiyor. Birkaç markaya sahip olduğumuz için daha ehven şartlarda kiralama imkanımız oluyor. İç pazarda mağaza açmakta sıkıntı çekmiyoruz. Rusya ve diğer ülkelerde de mağaza açmaya devam ediyoruz. Türkiye’de AVM’lerin sayısı biraz fazla oldu ama zaten bizim tümüne girme politikamız yok. Lokasyon olarak birbirine çok yakın AVM’ler oluştu. O bakımdan önümüzdeki yıllarda durum pek iç açıcı olmayabilir. Biz bu yıl yurtiçinde ve dışında 42 mağaza açacağız. Türkiye’de özellikle Nautica ve Superstep mağazalarını çoğaltacağız.

Capital: Perakende de mağazalaşmayı düşündüğünüz yeni ülkeler var mı?
- Evet, Doğu Avrupa ülkeleri Macaristan, Polonya, Çekoslovakya’da lisanslarını alabildiğimiz markalarımızın mağazalarını açacağız. Örneğin GANT ve Nautica’nın bu ülkelerde perakende ağını biz kuracağız.

Capital: Yakın geçmişte perakende alanının başında bulunan Mehmet Eren, “Cebimizde 500 milyon dolar var, yeni markalara bakacağız” demişti. Yeni markalar da gelecek mi?
- Ben Mehmet’in cebinden o parayı aldım. Tabii işin şakası bir yana, bir İtalyan markasını almak için böyle bir teşebbüsümüz oldu. Ancak, satmak istemediler. Biz satışa çıkacak markalar için hazırız.

Finansal olarak uluslararası bir markayı satın alabilecek ve yönetecek durumdayız. Bazen gözümüze kestirdiğimiz markalar da oluyor. Ancak bu markaları dile getirmek marka sahibi şirketler için düşmanca tutum olarak telaki edilir, onun için dile getirmemek lazım. Ama sürekli uluslararası markalara bakıyoruz.

"HAYAL PROJEM"
MERSİN’DE BÜYÜK PROJE

Aklımda tarıma dayalı sanayi alanında önemli bir proje var. İnşallah ömrüm yeter bu projeyi de hayata geçiririm. Mersin’de çok büyük çapta bir meyve-sebze toplayacak, ayıklayacak, paketleyecek, frigorifik kamyonlara yükleyerek RO-RO gemileriyle tüm Avrupa ve Rusya’ya satacak bir iş kurmak istiyorum. Ünlü, tertemiz bir Türk markasıyla Mersin’in meyve ve sebzesini dünyaya ihraç etmek istiyorum. Bu iş için çok teşebbüslerim de oldu.

1,5 MİLYAR DOLAR YATIRIM
Projenin paketleme ve lojistiği için limana yakın 2 bin metrekare bir yere ihtiyaç var. Mersin Valisi ile de bu konuyu görüştük. 1,5 milyar dolarlık bir yatırımla sanıyorum bu projeyi gerçekleştirebiliriz. Şu an için sadece arazi bulamadığımız için projeyi hayata geçiremiyoruz. Bu işle Kuzey Kıbrıs’ın meyve ve sebzesini de satın alarak dünyaya sunabiliriz. Böylece Kıbrıs’ın ekonomisine de katkımız olur. Bu projeyi biz Eren Holding olarak gerçekleştiremesek de Türkiye’de ekonominin büyümesi açısından bir holdingin yapması gerekir diye düşünüyorum.

Eren Holding’in büyüme planı

1- 2012 yıl sonu itibarıyla 2 milyar dolar dro yaptık. Şu anda cironun yarısını, 1 milyar dolara yakın bir bölümünü enerji alanı oluşturuyor.
2- İlk sırada enerji sektörü var. 2017’de hayata geçecek projeler için 1,2 milyar dolar yatırım yapacağız.
3- Enerjide Mersin’de 500 milyon dolar, kağıtta ise 400 milyon dolarlık yeni yatırım planımız var.
4- Tekstilde Amerikan Nautica’nın üretimini Türkiye’de biz yapacağız. Çorlu’da 20 milyon dolarlık yatırım yapacağız.
5- Şimdiye kadar organik büyüdük, bundan sonra hızlı büyüme için satın almalar da yapabiliriz.~
6- Perakendede GANT’ı aldık, başka markalar alabiliriz. Ambalaj ve kağıtta Bulgaristan ile Yunanistan’a bakıyoruz. Tesisler alabiliriz.
7- Mağazalaşma atağı devam edecek; yurtiçi ve yurtdışında 42 yeni mağaza açacağız.
8- Çimentoda pazardan ayrılmak isteyenler olursa potansiyel alıcı olacağız.
9- Enerjide çok talep geliyor, ancak 100 megavat ve üstü projelerle ilgileniyoruz.
10-Sinerji yaratacak yeni sahalara sıcak 10 bakıyoruz. Güney Afrika, Kolombiya ve Endonezya’da bulunan kömür yatakları ile ilgileniyoruz.
11- Halka açılmayı, kurumsallaşmanın olmazsa olmazı olarak düşünmüyoruz. Şu anda ailece tartışıyoruz.
12- Bu strateji sonunda 2017 yılında, 2 12 milyarı enerjiden olmak üzere 4 milyar doların üzerinde bir ciroya ulaşacağız.

'KARDEŞLER ARASI COK GÜZEL UYUMUMUZ VAR'
HEP ORTAK KARAR ALIRIZ

Kardeşler arasında bizim çok güzel bir uyumumuz var. Umarız ki bu uyum, ikinci nesle de geçer. Biz aile olarak özel yaşamda da iş yaşamında da birlikteyiz. Biz hep ortak kararlarla iş yapıyoruz. Hep birbirimize danışıyoruz. İkinci neslin de katıldığı, hepimiz tarafından onaylanan karar alıyoruz. Kardeşler arasında iş bölümüz net. En büyük ağabeyim ve yeğenlerimden biri çimento alanıyla ilgileniyor. İkinci ağabeyim üretimle ilgilenir, tüm fabrikaların disiplinini sağlar. Ben genel olarak strateji belirliyorum. Benim küçük kardeşim de finans işleriyle meşgul oluyor.
2. JENERASYON İYİ ÇIKTI
Aileden çok fazla kişiyi holdingde çalıştırma taraftarı değiliz. Aileden sınırlı sayıda kişiyi işe alıyoruz. İkinci ve üçüncü jenerasyon dışarıda başka işlerde çalışıyor. Kardeşler olarak kendi aramızda bir prensip anlaşmamız var. Ailenin ikinci jenerasyonu açısından da şanslıyız. İyi eğitimli, çalışkan ve har vurup harman savurmayan kişiler oldular. Şu an holdingde ikinci jenerasyondan 4 kişi var. Benim kızım Burberry’nin başında, 3 erkek yeğenim de enerji, çimento ve kağıt alanlarında görev alıyor.
KURUMSALLAŞIYORUZ
Aile şirketi olmanın hiç dezavantajını yaşamadık, aksine çok avantajlarını yaşadık. Aile üyeleri kendi işleri olduğu için daha fedakar, azimli çalışıyor. Ama tabii kurumsallaşma adına holdingde profesyonel yöneticilere önemli görevler veriyoruz. Bağımsız denetim şirketleriyle çalışıyoruz.
HALKA AÇILMAYI TARTIŞIYORUZ
Birçok alanda yabancı ortaklarımız var ve bu nedenle zaten süreç içinde kurumsallaşıyoruz. Bir adım sonrası kurumsallaşmanın gereği olarak halka açılın diyorlar ama biz onun olmazsa olmaz bir kural olduğunu düşünmüyoruz. Halka açılma, sermaye ihtiyacı ya da kurumsallaşma gereği olarak düşünülebilir. Bizim bir sermaye ihtiyacımız yok. O nedenle sadece fikren ‘Halka açılmalı mıyız’ diye şu an aile için de düşünüyoruz.

“ÇİMENTODA YATIRIMLARIMIZ İHRACAT ODAKLI"
ÇİMENTONUN GELECEĞİ

Çimento İşverenler Sendikası Başkanlığı’nı da yürütüyorum. Bu nedenle Türkiye’de çimento alanında makro tabloyu da gayet iyi biliyorum. Türkiye bugün 15-20 milyon ton çimentoyu ihraç etmek zorunda. Sektörde iç tüketimden fazla üretimimiz var. Nitekim son yıllarda borsaya açık çimento firmalarının olduğu gibi bizim de kârımız da düştü. Çimentoda ancak ihracat etme imkanı olanlar biraz daha iyi durumda. Ama bizim sahip olduğumuz Denizli Çimento’nun lokasyon nedeniyle limanlara ulaşması çok zor. O yüzden bizim Denizli’den ihracat yapma ihtimalimiz olmuyor.~

MERSİN’DEKİ YATIRIMIN AMACI
Mersin’deki yeni çimento projemiz ihracat odaklı. Limanla birlikte yapmamızın nedeni de bu. Akdeniz bölgesindeki ülkelere ve Afrika’ya ihracat yapacağız. Bu yıl zaten Türkiye’den Afrika’ya bu alanda güçlü bir ihracat oluyor. Rusya ve Libya’dan da çimentoya talep artıyor. İç piyasada yıkıcı rekabete girerseniz kaybedersiniz. Ama biz Mersin’de ihracat odaklı gideceğiz. İlk etapta 4 milyon ton yatırım yapacağız. İyi sonuçlar alırsak bir 4 milyon ton daha yatırım yaparız diye düşünüyoruz. Ama bence ihracat talebi bugün beklediğimiz gibi olacak. Çünkü şimdiden, bugünkü talebi görünce ‘Keşke bu fabrikayı kurmuş olsaydık’ diye hayıflanıyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz