Türkiye olarak çok zor bir yılı geride bırakırken, 2019’a daha fazla ümitle bakmak istiyoruz. Genel beklentiler krizin en dip noktasının aşıldığını gösteriyor. Bloomberg’den aldığımız ortalama piyasa beklentilerine göre 2019’da milli gelir yüzde 0,6 büyürken, enflasyon yüzde 19, Dolar/TL kuru ise 6,2 civarında olacak. Durgunluğun sonucu olarak işsizlik yüzde 11’den yüzde 12,7’ye çıkacak.
Türkiye ekonomisinin Ağustos-Ekim arası düştüğü çukurdan ağır aksak çıkıyor olması piyasalara ümit verecektir. Nitekim cari açığımız, ithalat talebinde ve petrol fiyatındaki ciddi düşüş nedeniyle, hızlı şekilde daralıyor. Bu düzelme ilk planda döviz kurlarında istikrarın sağlanmasına, 2019 ikinci çeyrekten itibaren ise faizlerde düşüş getirebilir. Yılın ikinci yarısında ise enflasyonda düşüş ve büyümede toparlanmayla piyasalar pozitif ivme kazanabilir.
Küresel gelişmeler ise FED’in 2019’da faiz artışlarına yavaşlayarak devam edeceğine işaret ediyor. Uzun yıllardır yükselen ABD ve diğer gelişmiş ülke borsalarında kar satışı, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından bir fırsat yaratıyor. Son 5 yıldır geride kalan gelişmekte olan ülke piyasalarına sermaye akışları canlanabilir.
Petrolün düştüğü bu dönemde, Türkiye ve Hindistan gibi ülkeler bundan ciddi avantaj sağlayabilirler. Ancak her iki ülkenin de merkez bankası bağımsızlığına dair endişeleri gidermesi gerekiyor. TCMB’nin bağımsız karar alma kapasitesini sürdürmesi, kaybedilen güvenin kazanılması açısından kritik önemdedir.
CFA Panelinde 2019 BİST İddiası: %45 Getiri !
Aralık ayı içinde Yatırım Profesyonelleri Derneği (CFA Society Istanbul) olarak düzenlediğimiz iki panelin özeti 2019’a dair beklentilere ışık tutabilir.
Makro ekonomik panele katılan ekonomistler bu krizin eski krizlerden daha uzun süreceğini, çünkü borcun yüksek olduğunu ve özel sektörde dağınık olduğunu ifade ettiler. Güven sorunu nedeniyle Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırımları (FDI) düştü. Sonuç olarak bu panelde Türkiye’nin bir IMF anlaşması yapması gerektiği görüşü ağır bastı.
Yabancı bir fon yöneticisi olan David Ross, CFA başka bir panele katıldı. Bizzat moderatör olarak soru yönelttiğim David, Borsa İstanbul çok ucuz olsa da fonunda Türk hissesi taşımıyor çünkü Türkiye’nin makro-ekonomik politikalarına güvenmiyor. Örneğin, TCMB’nin zamanında yeterli faiz artışı yapamamasını ciddi bir kurumsallaşma eksikliği olarak görüyor.
GRAFİK BURAYA GİRSİN!!!
Hisse senedi yatırımlarında üç yılda yüzde 45 (Euro bazında) yükselme potansiyeli hedefleyen David Ross’u Borsa İstanbul ile ilgili bir bahse davet ettim: BİST-100 Getiri Endeksi 2019’da Euro bazında yüzde 45’ten fazla kazandırırsa ben; daha az kazandırırsa David kazanmış olacak. (Kazanırsam 100 Euro’yu Türk Eğitim Vakfı’na bağışlayacağım.)
Aynı soruyu paneli seyreden 40 kadar piyasa profesyoneline yönelttiğimde, sadece altı kişi benim görüşümü paylaştı. Bu sınırlı gözlem bile yatırımcıların Türkiye hakkında çok kötümser olduğunu gösteriyor ki 2019’da kademeli bir iyileşme dahi piyasaların ciddi getiriler sağlamasına yetebilir. Nitekim Borsa’da yabancı payının son aylarda artmaya başlaması bu beklentinin bir göstergesidir.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?