Türkiye’nin yeni enerji güvenliği ve jeopolitiği için 10 prensip

19.08.2020 14:46:000
Paylaş Tweet Paylaş
Türkiye’nin yeni enerji güvenliği ve jeopolitiği için 10 prensip


Önümüzdeki dönemde küresel ligde rekabet edebilmenin, süratli ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamanın yolunun, enerji ikmalini kesintisiz, temiz, çeşitli kaynaklardan ve mümkün olduğunca uygun fiyatlarda temin etmekten geçtiğini hepimiz tartışmasız kabul ediyoruz.

Yaşadığımız temel güç kaymalarının doğrudan sonucu olarak küresel enerji dengeleri de kökünden sarsılıyor, yeni bir dünya enerji ve jeopolitik düzeninin yükselişine tanıklık ediyoruz. Ekonomi, enerji, coğrafya ve politika, birbirinden ayrılmaz, yapışık ikiz kardeşler gibi... Enerjinin üretildiği, bol olduğu coğrafi mekandan tüketildiği, kıt olduğu coğrafi mekana taşınması süreci, çoğu zaman gerginliklere, menfaat çatışmalarına sebep oluyor.

Kömürde de öyle oldu, petrolde de, artan ölçüde doğal gazda ve şimdi de yenilenebilirde, su ve gıda dahil diğer stratejik doğal kaynaklarda, teknolojide, finansmanda jeopolitika ülkelerin ekonomilerini, güvenliğini temelden etkiliyor, yeni bir jeopolitik anlayış beliriyor.

Enerji güvenliğinin artık klasik ikmal güvenliği kaygısının ötesinde görülmesi, yeni boyutlarının da dahil edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu çerçevede, bizim için de kritik bir milli güvenlik konusu haline gelen dışa göbeğinden bağımlı olduğumuz enerjide şu temel sacayaklarının hesaba katılması gerekiyor:

1. Mümkün olduğunca ülke içi enerji üretimini artırmak temel hedef, ama iç üretim maliyeti uluslararası piyasalardaki fiyattan çok yüksek ise dışarıdan ucuza almaya, depolamaya devam etmek

2. Stratejik rezervleri kriz zamanları için tutmak, fiyatların düşük olduğu dönemde alım için hem ülke içi hem de ülke dışında kiralanacak depoları kullanmak

3. Başta yenilenebilire ağırlık vermek olmak üzere yakıt türlerini ve kaynak ülkeleri çeşitlendirmek ki tüm yumurtalar aynı sepette olmasın

4. İnşaatlarda, taşıtlarda, sanayi kuruluşlarında, tarımda hala geniş potansiyel olan enerji verimliliğini iyileştirmek, talep yönetimini güçlendirmek

5.  Hem yeni enerjilerde hem verimlilik artırmada teknolojiyi, özellikle de yapay zekayı, otomasyonu, yoğun şekilde kullanmak, siber güvenlikte olası saldırılara karşı hazırlanmak, gerçek anlamda AR-GE faaliyetlerine kaynak ayırmak

6.  Yurt dışında petrol, doğal gaz sahalarına, elektrik santrallarına, iletişim hatlarına özel-kamu ortaklıkları şeklinde yatırım yapmak (Tamamını almasanız da en azında iştirak yatırımı olarak pay sahibi olarak); aynı zamanda iç üretim için ülkedeki yatırımcıları da korumak, teşvik etmek

7. Enerji ticaretinde sözleşmelerin akıllıca, esnek ve uzun vadeye bağlanmayacak, rekabet gücümüzü artıracak şekilde müzakere etmek, “ticari sır” gerekçesinin arkasına sığınmadan mümkün olan en geniş şeffaflığı sağlamak, bölge enerji ticareti ve finansmanında da söz sahibi olmak

8.  Her zaman karşımıza çıkacak olan iklim değişikliği ve yerel çevre sorunlarını her kararda, politikada samimiyetle dikkate almak, bu alandaki teknolojilerde öncü rol oynamak

9. Çevremizdeki coğrafyada dış politika ve güvenlik ile enerji politikaları arasında uyumu sağlamak, çelişkileri azaltmak, askeri kaslar kullanmayı en son seçenek olarak saklamak, büyük güç olmanın gereği olarak kimseye küsmeden her başkent ve güç odağıyla iletişim hatlarını açık tutmak, “kazan-kazan” çözümler üretmek

10. Ülke içinde kamu ve özel enerji kuruluşları, farklı politika alanları arasındaki eşgüdümü, yönetimi iyileştirmek, insan sermayesinin zenginleştirilmesine, kurumsal yönetişimin iyileştirilmesine hız vermek.

Yukarıdaki prensiplerin yeni bir anlayışla tatbik edileceği son derece çetin enerji güvenliği ve jeopolitik meydan okumalar var bugün Doğu Akdeniz’deki satranç tahtasında, Rusya ile asimetrik ilişkilerimizde, Hazar ve Karadeniz’de, İran, Irak, Suriye ve Libya’da, Avrupa Birliği, ABD ve Çin ile...

Şuna kuvvetle inanıyorum ki Türkiye, hamasi söylemlerden uzaklaşıp menfaatlerini gerçekçi bir şekilde yeniden tanımlayarak akıllı bir strateji ve liderlikle halen şekillenmekte olan yeni küresel enerji ve jeopolitik düzeninin bölgesel baş oyuncularından birisi olabilir.

Siyasi irade varsa gerisi hiç de zor değil.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz