Tarihte belli fırsat pencereleri hiç beklenmedik şekilde ortaya çıkabilir. Bu ruha uygun hareket edildiğinde ülkelerin konumları olumlu yönde değişebilir. Bu çerçevede, Ukrayna-Rusya çatışması ve Batı’nın aldığı giderek sertleşen yaptırımlar karşısında, tıpkı AB ülkeleri gibi Türkiye’nin de önünde yeni enerji politika seçenekleri ortaya çıkıyor.
Herkes uzun süredir gündemde olan, ama bir türlü tesis edilemeyen yeni dünya düzeni yerine şimdi yeni bir küresel enerji düzenine kafa yoruyor. Rusya’nın Batı ile ticaretten finansmana dışlanması, Avrupa’nın yeni alternatif enerji kaynak ve güzergahları araması, dahası jeopolitik risk ve belirsizliklerin daha vahim hale gelmesi yüzünden sadece petrol, doğal gaz, kömür değil aynı zamanda emtia fiyatları da roket hızıyla yükseliyor.
ALTERNATİFLER
Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip Venezuela ile 1979 İslam Devrimi’nden bu yana şiddeti artan İran’a karşı yaptırımların koşullu olarak kaldırılması, bu ülkelere Batı’dan enerji yatırımlarına yeşil ışık yakılması ve Rusya’nın yerinin kısmen doldurulması düşünülüyor.
Ayrıca Azerbaycan, Doğu Akdeniz, Kuzey Irak, İran ve Kuzey Afrika başta olmak üzere başka doğal gaz boru hatları ve yeni LNG çözümleri düşünülüyor. LNG her ne kadar önemli bir alternatif olarak görülse de küresel LNG tedarikçilerinin üretim ve taşıma kapasitesi sınırlı. LNG altyapısı kurmak, milyarlarca dolara mal olup uzun yıllar alabilir. Dahası, Almanya, İngiltere, Belçika ve Fransa’da dışlanarak enerji envanterinden çıkarılması kararlaştırılan nükleer ve kömür santralleri yeniden gündeme geliyor.
Doğal gazda Rusya’ya bağımlılığımız Avrupa’nın daha üzerinde. Türkiye doğal gazının tamamına yakınını (yüzde 98) ithal ediyor. Bu ithalatın yüzde 85’i Rusya, İran ve Azerbaycan’dan boru hatları vasıtasıyla gerçekleşiyor. Toplam doğal gaz ithalatı (60 milyar metreküp) içinde Rusya’nın payı geçen yıl yüzde 45’i buldu. Rusya’nın Türkiye’ye doğal gaz arzını kesmesi, henüz “olası” görünmese de Rusya7dan alınan doğal gazda yaşanacak kısmi bir azalma dahi Türkiye’de üretim başta olmak üzere birçok sektörü sıkıntıya sokabilir.
Kısa vadede ne Türkiye’nin ne de Avrupa’nın gaz sıkıntısını kolaylıkla giderebilecek bir opsiyon var. Enerjide dışa bağımlı olan Türkiye, Rusya’dan sağlanan doğal gaz arzında savaş sebebiyle dünyada artan enerji fiyatlarıyla karşı karşıya.
NELER YAPABİLİRİZ?
*Rusya’ya yaptırım zorlamasına katılmadan Gazprom ile doğal gaz ticaretini sürdürmesi, sözleşmelerin süresi dolduğunda fiyat ve miktar bazından yeni müzakerelere girilmesi, bağımlılığın yüzde 20’lere çekilmesi için çaba gösterilmesi,
*Doğu Akdeniz ve Kuzey Irak ile yeni doğal gaz boru hatları inşası, İran ile anlaşmanın 2026’tan itibaren daha elverişli koşullarda yenilenmesi için harekete geçilmesi,
*LNG ve FSRU’nun genişletilmesi, yeni kaynaklarla beslenmesi,
*RES’lerde 10GW, GES’lerde de 8GW civarı kurulu güce ulaşan Türkiye’de, yenilenebilir enerji devriminde dünya dinamiklerine uygun yeni modeller ve teşvikler geliştirilmesi,
*Gerçekçi talep tahminleri yapılarak ileriki yıllardaki çıkabilecek ihtiyaç ve enerji dönüşümü için gereken enerji yatırımları kamu-özel ortaklığıyla yapılmalı,
*Enerjide yeni yatırımların ölçeği küçültülmeli, yerel talebi karşılayacak küçük ve yenilenebilir enerji santrallarının kurulmasına öncelik verilmeli,
*Küresel ligde büyüklüğü ve rekabet gücü olan özel-kamu ortaklığında Türk enerji şirketleri yaratılması,
*Nükleer enerjinin en az enerji bileşiminin yüzde 10’unu sağlayacak şekilde küçük ve orta ölçek nükleer reaktörlerle gerçekleştirilmesi,
*Dış politika, güvenlik, yatırım, iklim değişikliği, vergi, rekabet gibi politikalarla enerjinin entegre edilerek yeni bir vizyon yaratılması…
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?