Büyük Şirketleri Kıskandıran Model!

Şirketler motivasyonu artırmak, çalışanlarını ödüllendirmek için yaratıcı ve etkili yöntemler peşinde. Anadolulu şirketler ise bu işin sırrını bulmuş… Yerel değerleri İK uygulamalarıyla harmanlayıp...

1.06.2005 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Şirketler motivasyonu artırmak, çalışanlarını ödüllendirmek için yaratıcı ve etkili yöntemler peşinde. Anadolulu şirketler ise bu işin sırrını bulmuş… Yerel değerleri İK uygulamalarıyla harmanlayıp, çok etkili yöntemlere ulaşmışlar. Bazıları, çalışanları için “toplu düğün” yapıyor; bir bölümü “sünnet şöleni” düzenliyor. Çalışanlarının çocuklarına yazlık evini açan patronlar bile var. Erzak yardımları, başarılı çocuklara verilen burslar ve şirketin üstlendiği tedavi masrafları… Anadolu’ya özel bu uygulamalar, bir efsane gibi kulaktan kulağa yayılıyor. Hatta İstanbul kökenli şirketler tarafından da örnek alınıyor, yerinde inceleniyor.

“Bir çalışanınızın düğününe sponsor olmanız, bekçinizin oğlunu sünnet ettirmeniz inanılmaz etkiler yaratabilir. Bu gibi şeyler diğer çalışanlarınızın kulağına gittiğinde bu onların motivasyonunu tahmin edemeyeceğiniz kadar yükseltebilir. Bu tarz davranışlar adeta şirketinizde ‘performans değerlendirme sistemi’ kurmuşsunuz gibi çalışanlarınızın verimliliklerini ve sadakatlerini artırabilir.”

Bu sözler Management Centre Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Alper Utku’ya ait. Ona göre, Türkiye şartlarında başarılı olmak için “Amerikanca” kadar “Anadoluca” da bilmek gerekiyor. Her ne kadar plaza yöneticileri için bu örnekler geçerli olmasa da Anadolu insanın “gönül kodları” çok farklı. Öyle ki, zor durumda olan bir çalışanın annesinin ameliyat masraflarının, şirket tarafından karşılandığını bilmek diğer iş arkadaşlarının motivasyonunu ciddi oranda artırıyor. Verimliliği yükseltiyor. Şirketlerde bu tür organizasyonlarla prestijlerini güçlendiriyorlar. Hatta yeni iş arayanlar için öncelikli hale bile gelebiliyorlar. Örnekler de bunu destekliyor.

Anadolu’da öne çıkmış, ulusallaşmış şirketlerin hemen hemen hepsi çalışanlarına bu tür aktivitelerle destek oluyorlar. “Erzak yardımı” gibi yaygın uygulamaların yanı sıra, “toplu nikah törenleri” organize etmek gibi şaşırtıcı etkinliklere de rastlanıyor. Anadolulu şirketlerin, yerel değerleri insan kaynakları uygulamalarına nasıl yansıttıklarını araştırdık.

Yerel değerler öne çıkıyor

Yerel değerler, şirketlerin insan kaynağına bakışını ve şirket içi uygulamalarını oldukça etkiliyor. Anadolu’da profesyonel bir ruhtan çok, insani değerler öne çıkıyor. Bu değerlerin baskın olduğu birçok uygulama yapılıyor. Bu yolla farkında olunmasa da, çalışanların motivasyonu ve sadakati artırılıyor. Daha çok bir “aile ruhu” ile yönetilen bu şirketlerde, patron sadece yönetici rolünü üstlenmiyor, aynı zamanda ailenin reisi kimliğini de taşıyor. 

Örneğin, çalışanların vefat eden bir yakınının cenaze masrafları, gençlerin düğün, çocukların sünnet ve okul masraflarının Anadolulu şirketler tarafından karşılandığına sık sık rastlanıyor. Evlenen çiftler için altın alınması, bazı sağlık giderlerinin karşılanması ise daha yaygın olarak yapılıyor. Çalışan ev alırken şirketinden önemli bir finansal destek verilmesi sıklıkla karşılaşılan örnekler arasında yer alıyor. Anadolu’da evlenmek ve ev sahibi olmak kişinin düzenli bir hayata geçişi açısından önemli bir faktör olarak görülüyor ve destekleniyor.

Bütün bu uygulamalar, çalışanın şirkete olan bağlılığını artırıyor. Kendilerini kocaman bir ailenin bir bireyi gibi hissettiriyor. Şirketlerin iyi günde-kötü günde yanlarında olması, Anadolu’daki kişileri, iş yerlerine bağlayan unsurlar arasında yer alıyor.

Şirket öncülüğünde evlilik

Bandırma’da kurulu olan Banvit, kütüphanesinden en çok kitabı okuyan çalışanlarına kitap hediye ediyor. Yarım elma gönül elma deyip geçmeyin. Ödül küçük ama yarış büyük. Bu çalışanları hem kitap okumaya teşvik ediyor hem de şirkete bağlılıklarına katkıda bulunuyor. Çalışanların çocukları yaz aylarında patron Vural Görener’in evinden denize giriyorlar. Denizlili Cafer Sadık Abalıoğlu Holding ise personelini her yıl bir kez ücretsiz check-up’tan geçiriyor. Onların başarılı çocuklarına burs veriyor. Sanko Gaziantep’te bugüne dek yüzlerce çifti “toplu düğün törenleri” ile evlendirdi. En az bu kadar ilginç bir diğer uygulamayı ise Kayseri’de İstikbal Grubu gerçekleştiriyor. Grup, adeta bir festival havasında geçen toplu sünnet şölenleri düzenliyor.

İstikbal Mobilya ise Kayseri halkı içinde ciddi çalışmalar yapıyor. Toplu düğün, sünnet gibi aktiviteler organize ediyor. İstikbal Mobilya İnsan Kaynakları Müdürü Halit Bayram, “Anadolu’da bu tür aktiviteler insanların şirkete yaklaşımını değiştiriyor. İstikbal’de çalışmak bir ayrıcalık olarak kabul ediliyor. Yeni iş arayanların bizi tercih etmesinde, bu projeler önemli bir yer tutuyor” diyor.

Başarılı çocuklara burs

Anadolu’daki şirketler, çalışanlarının gönül penceresini aralayabilmek için yakacak yardımından eğitim desteğine, check-up’tan tedavi masrafları üstlenmeye dek farklı uygulamaları benimsiyorlar.

Cafer Sadık Abalıoğlu (CSA) Holding, Anadolu’daki en eski kuruluşlardan biri. Denizli’nin köklü ailelerinden Abalıoğlu Ailesi’nin CSA Grup adı altında başta tekstil olmak üzere ambalaj, kağıt gibi sektörlerde yatırımı bulunuyor. Holding, Anadolu’daki bazı gelenekleri insan kaynakları yönetimine de yansıtıyor. Çalışanlarına sosyal ve toplumsal olarak destek sağlıyor. Yılın belli dönemlerinde gıda, giyecek ve yakacak yardımı yapıyor.

hedCSA Holding CEO’su Faruk Güler, çalışanlarının bakmakla yükümlü oldukları aile bireylerinden herhangi birinin sürekli tedavi ve masraf gerektiren ciddi rahatsızlıklarında karşılıksız yardım yaptıklarını söylüyor. Çalışanlarının başarılı çocuklarına, eğitimlerinde, maddi imkanlarına göre yardım edildiğini belirtiyor ve ekliyor: “Sağladığımız destekleri,   kurumsal sosyal sorumluluğumuzun ve gelişmişliğinin bir göstergesi olarak değerlendiriyoruz. Bu faaliyetlerimiz çalışanlarımızın aidiyet duygusunu artırıyor.”

CSA Holding, ayrıca 2003 yılında Denizli’de tek ve Türkiye’de sayılı olan uygulamalardan  biri olan Ortak Sağlık Birimi uygulamasına başladı. Tam gün çalışan üç işyeri hekimiyle tüm çalışanlarına sağlık hizmeti veriyor. Faruk Güler,“Büyük bir kuruluş olmak, beraberinde de sorumluluklar getiriyor. Sadece çalışanlarımıza yönelik değil, Denizli halkı içinde sosyal sorumluluk çalışmaları yapıyoruz” diyor.

Hobi kursları ve çocuk kulübü

Bursa’da faaliyet gösteren Yeşim Tekstil de, çalışanlarına çok önemli ek olanaklar sunuyor. Anadolu’ya özgü olarak değerlendirilebilecek bu uygulamalar, şirketin insan kaynakları yönetiminde de önemli bir yer tutuyor.

Yeşim Tekstil, çalışanların maaşlarına doğum, ölüm, evlilik ve kışlık erzak yardımını yansıtıyor. Bütün çalışanlarına 2 aydan itibaren çocuklarını bırakabilecekleri bin kapasiteli kreş imkanı sunuyor. Üç ayda bir toplam 40 kiloluk erzak yardımı yapıyor. Yılda bir kez havlu, t-shirt ve ayakkabı dağıtılıyor.

Yeşim Tekstil Halkla İlişkiler Müdürü Yeşim Cesur, çalışanların 7-12 yaş grubundaki çocukları için Yeşim Çocuk Kulübü kurduklarına dikkat çekiyor. Cesur’a göre, bu kulüp, çalışanların çocuklarına ücretsiz olarak ayda en az bir defa sinema, tiyatro gibi sosyal ve kültürel aktiviteler düzenliyor. Yeşim Kadın Kulübü’nün ücretsiz olarak bayan çalışanlarına yönelik hobi, yemek kursu gibi etkinlikler organize ettiğine dikkat çekerek şöyle devam ediyor: “Yeşimspor Kulübü basketbol oynamak isteyen çocuklara profesyonel ve güvenli bir ortamda bu sporu yapma imkanı sağlıyor. Bu tür çalışmalar, çalışanlarımız için motivasyon artırıcı etki yapıyor, şirkete bağlılığı artırıyor.”

Her ay 4 organizasyon yapıyor

Yeşim Tekstil, motivasyonu yüksek tutabilmek için her ay çalışanları için 3 ya da 4 ücretsiz organizasyon yapıyor. Yeşim Tekstil Halkla İlişkiler Müdürü Yeşim Cesur, anketler ve dilek kutuları aracılığıyla çalışanlarının isteklerini öğrendiklerini belirterek “Her yıl başında da bu istekleri göz önünde bulundurularak firmanın imkanları dahilinde organizasyon planlaması yapıyoruz” diyor.

Çalışanların şirkete bağlılığının nedenini ise şöyle anlatıyor: “Firmamızda yaptığımız birçok çalışma özellikle bu kadar çok çalışanı olan tekstil sektöründeki bir firma için örnek oluşturuyor. Çocuk ve kadın kulübü faaliyetlerimiz, spor kulübümüz etkili oluyor. Çalışanlarımız için çıkardığımız kurumsal dergimiz ve gazetemiz ‘Önce İnsan’ bize göre firmamıza ayrıcalık yaratan ve firmayı farklı kılan uygulamalar. Tüm bu çalışmalar çalışanlarımız için de motivasyon kaynağı ve bağlılık sebebi oluyor.”

Cesur çocuklara yönelik yapılan aktivitelerin anne ve babaları çok mutlu ettiğini söylüyor. Çalışanlarının çoğu zaman isteseler de çocuklarına eğlence imkanı yaratamadığına değinerek, “Ama firmalarının çocuklarını düşünüp  ücretsiz olarak onları eğlendirmesi ve eğitmesi çalışanda büyük bir memnuniyet yaratıyor” diyor.  

Yapılan bu çalışmaların bir kısmı basın yoluyla bir kısmı da çalışanlar aracılığıyla kamuoyunda duyulmasının da kamuoyunda çalışanına değer veren bir firma imajı yarattığına dikkat çekerek “Bu da tabii ki firmanın saygınlığını ve itibarını artırıyor. Ayrıca bu durum çalışanların iş yerine bağlılığını artırırken, iş arayanların da firmayı tercih etmesinde etkili oluyor” diye konuşuyor.

Sanko düğün dernek kuruyor

Anadolu gelenekleri arasında, “evlenmek” ve “evlendirmek” önemli bir olgudur. Binbir ritüel ile bezenmiş tören ve gelenekler hoş olduğu kadar masraflıdır da. Kızını ya da oğlunu evlendirmek ailelere ağır bir maddi yük getirir. Bunun içinde bazı büyük şirketler çalışanlarının yuva kurmasına destek oluyor. Herhalde Türkiye’de en çok toplu nikah yapan şirketlerin başında da Sanko Holding geliyor.

Ulusal hatta uluslararası bir şirket olan Sanko Holding’in Gaziantep’te çok ciddi yatırımları bulunuyor. Konukoğlu ailesinin, ildeki ağırlığı da göz önünde bulundurulduğunda Sanko’nun çalışanları ve Gaziantep’te yaptığı çalışmalar daha da dikkat çekici bir boyut kazanıyor.

Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, “Belirli dönemlerde bekar personel için toplu düğün törenleri organize ediyoruz. Düğün programından, Sanko şirketlerinde görev yapan personelimiz yararlanıyor. 1996’da 27, 1998’de 101, 2003 yılında ise 145 çiftin düğünü yaptık. Yükseköğrenimdeki çocuklarına eğitim döneminde asgari ücretin yarısı tutarında karşılıksız burs veriyoruz.” Yükseköğrenimdeki çalışan çocuklarına eğitim döneminde burs verdiklerini belirterek “Bu tarz çalışmalar, çalışanlarımızın motivasyonunu yükseltiyor. Şirketlerimizin imajını güçlendiriyor” diye konuşuyor.

YEREL DEĞERLER İK UYGULAMALARINA YANSITILIYOR

Özellikle global şirketlerde pek çok ülkede iş yapmanın getirdiği çok kültürlülüğün yanı sıra o ülkedeki kurum kültürünü de oluşturmak önemli bir kriter kabul ediliyor. Kurum çalışanlarına yönelik insan kaynakları uygulamalarında yerel kültür ve değerlerde öne çıkabiliyor.

PricewaterhouseCoopers (PWC) İnsan Kaynakları Yöneticisi Murat Demiroğlu, yerel değerlerin İK uygulamalarına yansıtılması ile ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:

ANADOLU İNSANINI FETHEDEN YAKLAŞIMLAR Yerel kültürün altında yatan değerler insana yönelik uygulamaların kabullenilmesini sağlıyor ve istenilen sonuçların elde edilmesini kolaylaştırıyor. Anadolu insanı için korunmak, kollanmak, zor günde sahip çıkılması gibi yaklaşımlar değerli.

AİLELERİ DE KAPSAYAN UYGULAMALAR Özel günlerde, dini bayramlarda aileler ile paylaşılabilecek türden ödüller, sadece çalışanı değil, aileyi de içerdiği için çalışılan kurumun desteğinin görülmesinde etken.

ÇALIŞANLARIN KATILIMI İLE YERELLEŞTİRME İnsana yönelik uygulamalarda çalışan profili, beklentileri ve ortak değerleri gözetilmesi gerekiyor. Hazır yeni uygulanacak sistem ya da yeni tasarlanan süreçlerde yerel kültüre göre düzenlemeler yapılmalı. Mümkün olduğu kadar  çalışanların katılımı sağlanarak İK uygulamalarının ortak değerlere uygun hale getirilmesi önemli.

ANADOLU’DA İNSANLAR “KENDİ” GİBİ DAVRANABİLİYOR

Human Resources Management Genel Müdürü Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka, büyük şehirlerdeki birçok iddialı şirket çalışanında  “iş ve özel yaşam dengesi”nin kalmadığını gözlemlediğini söyleyerek, şöyle konuşuyor:

ANADOLUDA İNSANLAR ‘KENDİ’ GİBİ OLABİLİYOR Sabah iş kıyafetini giyip işe giden kişiler, iş kimliğini de giyiniyorlar. Bu da bireylerin özel yaşamında rol çatışmasına neden oluyor. Anadolu şirketlerinde birçok çalışanın iş ve özel yaşamdaki kişiliğinde çok farklılık yok. İş ortamında da ‘kendi gibi’ olabiliyor.”

KİMLİK ÇATIŞMASINI NASIL ÖNLEMELİ? Kimlik çatışmasını engellemek için tüm şirketlere sosyal organizasyonlarını arttırmalarını tavsiye ediyoruz. Şirket piknikleri, futbol müsabakaları, ailelerle birlikte yapılan şirket içi kutlamalar şirket kültürünü güçlendiriyor.

YURTDIŞINDA DA ÖRNEKLERİ VAR Yurtdışında da yerel değerler ülke kültürlerine göre şirket ve çalışanlara yansıyor. Örneğin, Japonlara göre sadakat çok önemli, çalışanlar uzun yıllar aynı şirkette kalıyor. Japon iş kültüründe çalışanların performansları uzun dönemde değerlendiriliyor. Amerika'da ise uzun yıllar aynı pozisyonda çalışan bir kişi, yetersiz damgasını yiyor. Kişinin yükselen kademelerle, farklı firmalarda çalışması olumlu bir özellik olarak değerlendiriliyor. Avrupa’da ise kişilerin hayat kalitesine önem veriliyor. 

BANVİT’İN ANADOLU USULÜ İK MODELİ NELERDEN OLUŞUYOR?

Banvit’in patronu Vural Görener’in “Ben patron değilim” adında bir kitabı var. O çalışanları için bir patrondan çok “baba” rolünü üstlenmiş.

Banvit Kurumsal Gelişim ve İletişim Direktörü İlgi Görener, Banvit’in kurulduğu 1968 yılından beri çalışanlarıyla birlikte bir “Aile” kimliği içerisinde bütünleştiğini söylüyor.  Şirkette takım çalışmasının esas olduğunu belirterek, şunları söylüyor: “Çalışanlarımızın performanslarının ve motivasyonlarının artırılması için çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetler yürütüyoruz. Farklı konularda eğitim programları düzenliyoruz. Bunların müspet sonuçlarını da kurumsal bağlılık, motivasyon ve üretim artışı olarak alıyoruz.”

Banvit çalışanlarına ve ailelerine yönelik çok sayıda Anadolu usulü aktivite düzenliyor. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:

* Şirket, çalışanlarının çocuklarına yönelik olarak her üç yılda bir sünnet şenlikleri düzenliyor.

* Çocukevi’nde çalışanlarının çocuklarına ücretsiz kreş imkanı sunuyor. Çocukevi’nde bulunan kurum çalışanlarının çocukları, yaz aylarında Banvit’in kurucusu Vural Görener’in yazlık evinde denize girebiliyor.

* Sirk, tiyatro, sinema gibi çeşitli etkinliklere götürülüyorlar.

* Her ayın başında idari ve üretim birimlerinde çalışanlara belirli tutarlarda aylık ürün çekleri veriliyor. Ramazan aylarında da erzak çekleri dağıtılıyor.

* Ayrıca çalışanların veya aile üyelerinin vefat etmesi durumunda şirket, evlerine cenaze işlemleri süresince yemek yardımı yapıyor.

* Kütüphaneden en çok kitap okuyana kitap ve prim veriliyor.

* Stres yönetimi, şirket içi iletişim gibi eğitimler veriliyor.

*  Ailelerin katıldığı piknikler ve outdoor aktiviteleri yapılıyor.

* Ücretsiz ahşap boyama, resim, patchwork kursları düzenleniyor.

AİLELERİ KAPSAYAN UYGULAMALAR ETKİLİ OLUYOR

Management Centre Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Alper Utku, en akıllı şirketleri “farkı insanla yaratabileceğini bilenler” olarak tanımlıyor. Ona göre, bu tür şirketler motivasyona değil, çalışanların gönlünü fethetmeye inanıyor. İlginç de bir benzetmesi var: “Bazen, motivasyonla is yaptırmaya çalışmak, taşıma suyla değirmen döndürmeye benziyor.” Utku, bugün kurumların ve liderlerin sorumluluklarının başında çalışanlarının gönülden bağlamaya değecek işler yaratmak olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor:

ORTAK KADER DUYGUSU YARATMAK Araştırmalar, en iyi ekiplerin ortak kader duygusunu taşıyan ekipler olduğunu gösteriyor. Çalışanın şirketler ortak kader duygusunu taşıması sağlamak iddialı ama anlamlı bir hedef olabilir. Bu da yerel değerlerle kurumsal değerlerin birbiriyle bütünleştiği bir bakış açısı gerektiriyor.

AİLELER ÇOK ÖNEMLİ Anadolu’da aile ve çocukların şirketi tarafından önemsenmesi çalışanlar için büyük anlam taşıyor. Şirketler, bu yönde her türlü aktiviteyle çalışanlarının kuruma olan bakış açısını olumlu kılabilirler. Anadolu’da düğün, sünnet, mevlit gibi törenler çoktur. Karmaşık ve maliyetli organizasyonlara gerek yok. Bir yabancı yöneticinin cenaze namazına gelmesi bile inanılmaz etkiler yaratıyor.

GELİN ARABASI OLAN MAKAM ARACI Bu noktada yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Çalıştığımız şirketlerden birinin yönetim kurulu başkanı çok başarılı bir çalışanının düğününde gelin arabası olarak makam aracını tahsis etmişti. Bu gerçekten anlamlı bir jestti ve herkesin çok hoşuna gitti.

ISLANAN GENEL MÜDÜRÜN ÖYKÜSÜ Unutamadığım bir diğer örnek de çok uluslu bir şirketin yine yabancı genel müdürünün de katıldığı renkli aktivite... Bu yönetici, şirket otoparkında tüm şirket çalışanlarını toplar ve su dolu olan yangın kovalarıyla muhteşem bir bağış kampanyası düzenler. Çalışanlarına ve yöneticilerine okula belli bir miktar bağış  karşılığında genel müdüre bir kova su boşaltma hakkı tanır. Bu uygulamada o yabancı genel müdürün kültürünü ve espri anlayışını ortaya koyan bir örnek.

FADİME ÇOBAN
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz