Türkiye'de Potansiyel Çok Büyük

Thomas Körmendi, Tetra Pak Türkiye’nin genel müdürü. Grubun tüm dünyada 2003 yılında 105 milyar ambalaj ürettiğini, Türkiye’de ise 1,63 milyar adet satış yaptığını söylüyor. Bunun, dünyada kişi baş...

1.09.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

hedThomas Körmendi, Tetra Pak Türkiye’nin genel müdürü. Grubun tüm dünyada 2003 yılında 105 milyar ambalaj ürettiğini, Türkiye’de ise 1,63 milyar adet satış yaptığını söylüyor. Bunun, dünyada kişi başına 16, Türkiye’de ise yaklaşık 3 ambalaj anlamına geldiğine dikkat çekiyor. Ona göre, ortaya çıkan bu tablo, pazardaki müthiş potansiyeli de açıkça gösteriyor. Körmendi, “Türkiye’deki büyüme potansiyelinin çok yüksek olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle gelecekte yabancı sermayenin Türkiye’ye giriş hızının büyük ölçekte artacağını düşünüyorum. Aralık ayında AB’nin Türkiye’ye tarih vermesi, yabancı sermayeyi tetikleyecek” diye konuşuyor.

“TÜRKİYE’DE POTANSİYEL ÇOK BÜYÜK”
 
Tetra Pak, dünyanın önde gelen işleme ve paketleme şirketlerinden. 165 pazarda faaliyet gösteriyor. 2003 yılında dünya çapında toplam 105 milyar ambalaj üretti. Bu, kişi başına yaklaşık 16 ambalaj anlamına geliyor.

Tetra Pak’ın Türkiye’deki tarihi ise 1971’e uzanıyor. O tarihte Kayseri’deki Meysu Meyve Suyu Fabrikası’na ilk makinesini kuran şirket, 1990’da İzmir fabrikasını açtı. Faaliyete geçtiği zaman kapasitesi yıllık 1 milyar ambalaj olan fabrika bugün 2,6 milyar adetlik kapasiteye sahip. Tetra Pak’ın Türkiye’deki üretimi, İzmir fabrikasında gerçekleştirdiğiyle sınırlı değil. Şirket, bazı müşterileri için, duvardaki geçit (hole through the wall) sistemiyle, onların kendi fabrikalarının hemen yanında üretim gerçekleştiriyor.

hedTürkiye, Tetra Pak Grubu’nun faaliyet gösterdiği 165 pazar arasında, üretilen ambalaj sayısı açısından 15’inci sırada. Türkiye’de üretilen ürünlerin bir kısmı, çevre ülkeler başta olmak üzere toplam 16 ülkeye ihraç ediliyor. Tetra Pak Türkiye’nin 2003 yılı cirosu 130 milyon Euro. 2003’te toplam 1,63 milyar ambalaj satışı gerçekleştirilmiş.
Genel müdür Thomas Körmendi, 2004’te üretilen ambalaj sayısının yüzde 8 artacağını, cirodaki artışın ise biraz daha yüksek olacağını düşündüklerini söylüyor. Süt ve meyve suyu tüketiminin Türkiye’de birçok ülkeye göre hayli düşük olduğunu belirten Körmendi, bu nedenle pazardaki büyüme potansiyelinin çok yüksek olduğunu vurguluyor.
Thomas Körmendi ile şirketi ve Türkiye pazarı üzerine konuştuk:

* Öncelikle rakamlarla başlayalım. Tetra Pak, 2003’te ne kadar ambalaj üretti ve ciroyu ne düzeyde gerçekleşti?
Geçen yıl dünya çapında, grup olarak 105 milyar ambalaj ürettik. Bu, kişi başına yaklaşık 16 ambalaj anlamına geliyor. Toplam 7,2 milyar Euro düzeyinde satış gerçekleştirdik. Türkiye’de ise yaklaşık 1,63 milyar ambalaj sattık ve 130 milyon Euro ciro gerçekleştirdik.

* 2004 yılı için tahmininiz nedir?
Bu yıl pazarın minimum yüzde 8 büyüyeceğini düşünüyoruz. Üretilen ambalaj sayısı yüzde 8 civarında artacak. Cirodaki büyüme beklentimiz ise daha yüksek. Müşterilerimizin tahminleri de beklentimize paralel. Bu yıl, ekonomi olumlu bir gidiş içinde ve herhangi bir sorun yaşanmasını öngörmüyorum. Bu nedenle, bizim sektörümüzü olumsuz etkileyecek herhangi bir gelişme de beklemiyorum.

* Yani, Türkiye ekonomisindeki büyümeye paralel bir sektörel büyüme öngörüyorsunuz.
Doğru. Doğu ve Orta Avrupa ülkelerine göre ise daha yüksek. Türkiye pazarı, o ülkelere kıyasla daha hızlı büyüyor.

* Türkiye’nin AB’ye yeni üye olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine kıyasla daha avantajlı olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Daha önce Macaristan’da çalıştığım için bu pazarları yakından tanıyorum. Macaristan, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde bazı şeyler tamamlanmış durumda. Yabancı sermaye açısından bakıldığında da böyle. Yabancı sermaye, oralara zaten girmiş durumda. Giriş hızı da giderek düşüyor. Gelecek yıl ve sonraki yıllarda, yabancı sermayenin Türkiye’ye giriş hızının büyük ölçekte artacağını düşünüyorum. Aralık ayında AB’nin Türkiye’ye tarih vermesi, yabancı sermayeyi tetikleyecek. Ekonomideki istikrar da artacak.

* Sizin çalıştığınız sektörlerdeki gelişmeler açısından Türkiye ile Doğu ve Orta Avrupa’yı karşılaştırır mısınız?
Bizim çalıştığımız sektörlerde, konsolidasyon düzeyi o ülkelere oranla çok daha düşük. Doğu ve Orta Avrupa bunu yaşıyor. Türkiye ise henüz konsolidasyon döneminde değil. Ancak, bunu yaşamamış herhangi bir ülke yok. Tüketim cephesine bakıldığında, özellikle süt ve meyve suyu tüketiminde Türkiye bu ülkelere göre çok daha geri seviyelerde. Bu da çok hızlı bir büyüme potansiyeline işaret ediyor. Bu nedenle, Türkiye’deki büyüme potansiyelinin çok yüksek olduğuna inanıyoruz.

* Tetra Pak’ın ürettiği ambalaj sayısı açısından Türkiye dünya liginin neresinde?
165 ülke arasında 15’inci sırada. Yakın bir gelecekte 14’üncü sıraya yükseleceğini düşünüyoruz. Türkiye, Tetra Pak için oldukça iyi, güçlü bir pazar.

* Pazarın büyüme hızı açısından diğer ülkelerle bir kıyaslama yaparsanız…
En hızlı büyüyen 10 pazar içinde Türkiye ne yazık ki yok. Örneğin, Çin muazzam bir büyüme içerisinde. Rusya ve Pakistan’ın yanı sıra, İran, Suudi Arabistan gibi Ortadoğu ülkelerinde de pazar hızlı büyüyor. Almanya’da büyüme oranı çok yüksek. İspanya muazzam bir büyüme sergiliyor, ki tüketim miktarı bu ülkede zaten çok yüksek.

* Türkiye’den yurtdışına ihracat da gerçekleştiriyorsunuz. Buradaki üretimin ne kadarı ihraç ediliyor?
Yaklaşık yüzde 35’i. Bu oran yıllardır yükseliyor. Bunun nedeni, çevre ülkelerdeki büyüme oranının yüksek olması.

* Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?
Toplam 16 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bunlar Mısır, Özbekistan, Kazakistan, Azerbaycan, Gürcistan, Endonezya, Bulgaristan, Polonya, Rusya, Libya, Hindistan, Ürdün, Suriye, Irak, İran, Suudi Arabistan.

* Bu ülkelerde Tetra Pak’ın üretimi yok mu?
Bir kısmında var, bir kısmında yok. Örneğin İran ve Mısır’da yok, Rusya’da var. Her ülkede her ürünü üretmiyoruz. Belli bir teknolojiyi gerektiren ürünün satışı o ülkede azsa, o teknolojiyi oraya götürmüyoruz. İhracatı tercih ediyoruz. Bazı ülkelerde ise tesis kurmaya gerek görmüyoruz.

* Tetra Pak’ın başka ülkelerde ürettiği, ancak Türkiye’de bulunmayan ürünler var mı?
Evet, çok sayıda var. Yağ, şarap, domates ürünleri, çorba, sos gibi ürünlerde henüz Türkiye’de kullanılmayan birçok ambalaj çeşidi var. Türkiye’de hızlı bir büyüme ivmesi yakalayacağımızı düşünmemizin bir nedeni de bu.

* Dünyadaki faaliyetlerinizi üç ana kategori altında topluyorsunuz: Süt, meyve suyu ve gıda. Bu üç iş alanının toplam içerisindeki dağılımları nasıl?
Likit gıdalarda, satışlarımızın yüzde 40’ı meyve suyu, yüzde 60’ı ise süt ve süt ürünleri alanında. Sütte bu yıl meyve suyuna göre biraz daha fazla büyüdük. Gıda, toplam içerisinde yüzde 5 paya sahip fakat asıl büyüme alanı burada. Payı düşük olmasına rağmen gıdada çok iyi büyüme kaydediyoruz. Türkiye'deki dağılım ise paket bazında yüzde 58 meyve suyu, yüzde 39 süt ve süt ürünleri, yüzde 3 gıda şeklinde.

* Gıda kategorisinde en hızlı büyüyen pazarlar hangileri?
Domates ürünleri çok hızlı büyüyor. Türk mutfağında, domates çok kullanılan bir ürün. Onun dışında tatlı ve puding en hızlı büyüyen alanlar.

* Tüketici ve firmaların ambalaja dair beklentilerinde bir farklılaşma söz konusu mu?
Eskiden fonksiyonellik daha öndeydi. Daha sonra hem etkinlik hem de fonksiyonellik merkeze oturdu. Şimdi bunlar da yeterli değil. Ambalajın ekonomik ve pratik olması bekleniyor. Ayrıca, farklı olmalı fakat bu farklılık maliyeti artırmamalı, güvenilirliği zedelememeli.

* Bahsettiğiniz farklılığın yaratılmasında, ambalajların tasarımında Tetra Pak’ın müşterilere bir katkısı oluyor mu?
Tasarımı genellikle müşterilerimiz ajanslara yaptırıyor. Bunun teknik gereklerini birlikte tartışıyoruz fakat özgün tasarım onlara ait.

* Tetra Pak Türkiye’de plastik ambalaj üretiyor mu?
Grup, geçen yıl bu alanda faaliyet gösteren ve çok büyük bir Fransız şirketi olan Sidel’i satın aldı. Bu şirket, grup bünyesinde fakat ayrı bir organizasyon söz konusu. Türkiye’de de faaliyet gösteriyor fakat Tetra Pak’tan bağımsız bir şekilde. Yerel düzeyde bir ilişkimiz yok.
Biz plastik ambalaj üretimini genellikle müşterinin kendi mekanında yapıyoruz. Bunun başlıca nedeni, plastik ambalajın tırla nakliye maliyetinin çok yüksek olması. “Duvardaki geçit” (hole through the wall) dediğimiz bir sistemle çalışıyoruz.. Bir anlamda fabrika içinde fabrika kuruyoruz. Örneğin Eskişehir’de, Pınar Süt ile böyle bir çalışmamız var.

* Tetra Pak son dönemde yürüttüğü sosyal kampanyalarla da dikkat çekiyor.
Şirket olarak sosyal sorumluluklar taşıdığımıza inanıyoruz. Yıllardır bu alanda büyük enerji harcıyoruz. Ormancılık sektöründe, tedarikçilerle yakın işbirliği içindeyiz. Ağaçlandırma alanında çok iyi yönetilen bir proje yürütüyoruz. Bunların yanı sıra, yürüttüğümüz “Okul Sütü Programı” var. Çocukların daha fazla süt içmesi için yürüttüğümüz bir proje. Hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerde bu tür kampanyalar yürütüyoruz. BM gibi kurumlarla işbirliğine gidiyoruz. Sütün çocuklara yararlarını anlatıyoruz.

Türkiye’de sütün yaklaşık yüzde 60’ı işlenmemiş ve açık olarak satılıyor. İşlenmemiş süt, birçok bakteri içeriyor. Kaynatıldığında besin değerini kaybediyor. Çeşitli kurum ve kuruluşlarla birlikte açık sütün taşıdığı risklere işaret ediyoruz. Ambalajlı süt tüketimini destekleyen çağrılarda bulunuyoruz.
 
AMBALAJDAKİ EN SON TRENDLER

* Ambalajda ve birlikte çalıştığınız sektörlerde son dönemde hangi trendler dikkat çekiyor?
FARKLILAŞMA BÜYÜK ÖNEM KAZANDI Bütün dünyada şirketler, ambalajlarında sadece kendilerine özgü bir unsur bulunmasını istiyor. Böylelikle kalabalık içinden sıyrılıp öne çıkmayı hedefliyorlar. Örneğin, meyve suyunda farklılaşma çabası çok fazla. Çok sayıda marka ortaya çıktığı için farklılaşma büyük önem kazandı.

KARTON AMBALAJ GERİ DÖNÜYOR Başka bir ortak nokta, plastik ambalajdaki yükselme trendinin ardından, karton ambalajın çevresel nedenlerle yeniden yükselişe geçmesi. Karton ambalaj geri dönüyor diyebiliriz. Bazı ülkelerde, örneğin Almanya’da bu konuda yasal düzenlemelere gidiliyor.

KÜÇÜK AMBALAJLARA YÖNELİM Bir başka yönelim, çok küçük ambalajların ortaya çıkması. Bu, biraz demografik değişimle ilgili. Yalnız başına yaşayan insan sayısı artıyor. Bu insanlar, buzdolapları küçük olduğu için küçük ambalajları tercih ediyorlar. Bu Türkiye’de de geçerli. Oysa, Türkiye’de alım gücü düşük olduğu için, normalde tam tersi beklenirdi. Diğer yandan, ekonomik boy ambalajlara da talep artıyor.

AÇMA-KAPAMA MEKANİZMASI Son bir nokta, karton ambalajlarda açma-kapama mekanizması kullanımının yaygınlaşması. Oysa eskiden ambalajların çoğunda bu yoktu. Süt, meyve suyu gibi ürünler genellikle tek kullanımlık olur ve açıldıktan sonra tüketilir, ambalaj atılırdı.

“TETRA RECART ÇOK BÜYÜK BİR ADIM”

Ambalaj teknolojisinde en son hangi yenilikler var?
Tetra Recart, son yıllardaki en büyük ve önemli yeniliklerden biri. Ana malzemesi karton olan bir ürün fakat teneke ambalajdan beklenen korumayı sağlıyor. Karton sistemiyle, teneke kutunun bütün avantajlarından yararlanıyorsunuz. Hazır gıda ve domates ürünleri gibi ürünlerde kullanılıyor.

Avantajları büyük. Birincisi, maliyetin düşük olması. İkincisi, dikdörtgen şeklinde olması sayesinde, tenekeden farklı olarak dağıtım ve raftaki sunumda kolaylık sağlaması. Kolay açılıyor, özel bir gereç gerektirmiyor. Bir başka avantajı, geri dönüşümlü olması. Bu da karton gibi çevre dostu olmasını sağlıyor.

Tetra Recart’ın ambalaj gibi çok yavaş gelişme gösteren bir sektörde, çok büyük bir adım olduğunu düşünüyoruz. Bu sistem henüz Türkiye’de yok. Bu konuda çalışıyoruz. Ürünü sunduğumuz ülkelerde katettiğimiz mesafeden çok memnunuz. Tüketiciler de üründen memnun. Şirket olarak bu teknolojiden çok şey bekliyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz