2020’de dünyada düşük faiz ortamının devam etmesi, Türkiye açısından önemli bir avantaj. Ekonomide yüzde 3 civarında bir büyüme bekleniyor. Faizler düştüğü için ertelenen tüketimde bir canlanma olmasına rağmen uzun vadeli sürdürülebilir büyüme için yatırımların canlanması gerekiyor. IMF’nin aralıkta yayınladığı Türkiye raporu, 5 yıllık makro tahminler içeriyor. Buna göre Türkiye 2024’e kadar yılda en fazla yüzde 3,5 büyüyecek. Büyümeye tüketimin yüzde 2, yatırımın ise yaklaşık yüzde 1,0- 1,5 katkısı olacak. Enflasyon önce yüzde 12’ye, sonra yüzde 11’e kadar inecek.
Raporun ortaya koyduğu en önemli tez ise şu: Gelecek 5 yılda Türkiye’nin cari açığı kontrol altında (Milli gelire oran olarak yüzde 1-2 seviyesinde) giderken bütçe açığı yüzde 5 gibi yüksek bir oranda seyredecek. Sonuç olarak iç borç artarken dış borç azalacak. Bu görüş doğru ise döviz kuru daha istikrarlı, faizler ise dalgalı seyredebilir.
2018-2019 krizine neden olan Türkiye’nin yüksek cari açığı ve dış borcuydu. İç borç ise makul seviyelere inmişti. Dolayısıyla IMF’in öngördüğü gidişat, Türkiye açısından doğru bir önermedir. Ekonomi açısından en önemli sorun kaynağı, enflasyonun yüzde 10-11’lerde katılık gösterdiği ve iç borcun arttığı ortamda, faizleri çok düşük tutmak olabilir. Bunun maliyetini, eksi reel faize katlanan mevduat sahibi ödeyecek.
FONLARA GEÇİŞ BAŞLADI
Yılın ilk yarısında piyasaların pozitif seyretmesini bekliyoruz; ancak ikinci yarısı için tahminde bulunmak zor. Kasım ayındaki ABD başkanlık seçimleri kampanyası, dünya piyasalarını etkileyecek gelişmeler ortaya çıkarabilir. Örneğin İran-ABD gerginliğinin aniden Orta Doğu’da savaş riski ortaya çıkarması, Türkiye ile ilgili risk algısını hemen nasıl bozduğunu gördük.
Enflasyonun kalıcı olarak düşeceğine tam güven oluşmadan TCMB faizleri enflasyon seviyesinin altına düşürdü. Bunun yatırım tercihleri üzerinde önemli etkileri var:
Mevduat faizlerinin enflasyonun altına gerilemesi, yatırımcılarda alternatif getiri arayışını artırdı. Son aylarda yatırım fonlarına ilgi ve yatırım yükseldi. Olumsuz makro beklentilere rağmen borsanın 2019’da kazandırması ve hisse seçimine bağlı yüksek yatırım fonu performansı bu ilgiyi destekliyor. 2019’da portföylerde yüzde 45 hisse senedi önerdik ve bunu devam ettiriyoruz. 2020 için model portföy önerimiz şu şekilde:
Faiz düşünce ilk alternatif normalde döviz olurdu. Ancak yatırımcı portföylerinde çok fazla döviz varken diğer yandan döviz kurunun son aylarda daha az dalgalanması bu ilgiyi altına kaydırdı. Biz de bir süredir portföylerde altın öneriyoruz. Bunun asıl nedeni, kişinin portföyünde bir miktar altın olunca, portföyde sigorta gibi algılanıp panik yapmasını engellemesidir. Aslında altının davranışsal faydası finansal faydasından daha önemli. Portföy önerimizde döviz alokasyonu yüzde 20 ve bunun içinde Eurobond ve altın içeren fonlar var. Eurobond fonları, vergi avantajını da düşününce döviz mevduatına iyi bir alternatif teşkil ediyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?