Hayatta nasıl kazanılır?

16.01.2019 11:16:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hayatta nasıl kazanılır?

HAYATTA NASIL KAZANILIR?

GQ geçenlerde “Hayatta Nasıl Kazanılır – Yaptığınız Her Şeyde Mükemmelleşme Rehberi” adında enteresan bir kitap yayınladı. Bu aslında gençlere modern dünya ile başa çıkmalarında yardımcı olacak nasihatler, öngörüler ve faydalı beceriler sunan ve bendenizden birkaç yararlı iş tüyosu içeren bir el kitabı olduğundan doğal olarak sizinle içinden bazı alıntılar paylaşmam gerektiğini düşündüm.

1-        Hüsranlar iş fikirleri için harikulade bir kaynaktır

“Başkalarının havayollarıyla uçmaktan nefret ediyordum. Orada yaşadığım deneyimler berbattı, hiçbir eğlence yoktu, yemekler rezildi, çalışanlar genellikle asık suratlıydı ve uçakların hepsi köhneydi. Böylece uğradığım bu ağır hüsrandan yola çıkarak ‘Hadi gidip kendimize ikinci el bir Boeing 747 alalım ve şansımızı bir deneyelim’ demiştim ve işte Virgin Atlantic böyle doğmuştu. Virgin Records fikri ise Mike Oldfield’in Tubular Bells adındaki plağı için sözleşme yapamadığını gördüğümde yaşadığım hüsrandan çıkmıştı. Onun görkemli ve çok hoş tınılı bir plak olduğunu biliyordum ama kimse onunla anlaşmaya yanaşmıyordu. Bu yüzden ben de ‘Boş ver, hadi kendi plak şirketimizi kuralım’ demiştim.”

2-        Ürününüzün rakiplerinizinkinden daha iyi olması gerekir

“Bugüne kadar yüzümüze gözümüze bulaştırdığımız pek çok iş oldu ve besbelli ki en faciası Virgin Cola girişimimizdi. Ancak onu yaparken müthiş eğlenmiş ve hiçbir şekilde zarar görmemiştik. Eğer iri yarı adamlara kafa tutar ve kaybederseniz insanlar size saygı duyar. Bu olaydan çıkardığım temel ders ise yeterince farklı olmayı başaramadığımızdı. İnsanları eğlendiren bir markamız vardı ama yine de sıradan bir kutu koladan başka bir şey değildik. Ondan sonra kendimizi rekabetin kat be kat üstü hissetmediğimiz müddetçe asla herhangi bir şeyi piyasaya sürmedik.”

3-        Esnek çalışmaya sarılın

“İşin olmazsa olmazı etrafınızda olağanüstü bir ekip oluşturmanızdır ve bana sorarsanız onlara ailenizden insanlarmış gibi davranın. Virgin Group genel merkezinde çalışan insanlar istedikleri kadar tatil yapabilirler ve maaşları kesintisiz ödenir. Eğer insanlar evden çalışmak istiyorlarsa evlerinden çalışabilirler. Ben her zaman ya bir yüzer evden ya da adadan çalışmışımdır yani asla bir ofiste çalışmışlığım yoktur ve şu anda da denize nazır bir hamakta yayılarak 90 bin kişilik küçük bir imparatorluğu yönetiyorum. Keyifli bir ortamda çalışarak hem daha fazla işin yapılmasını sağlayabilir hem de düşünmek için kendinize daha fazla zaman ayırabilirsiniz.”

4-        Dizüstü bilgisayarınızı yanınızdan ayırmayın

“Ben bu konuda biraz tutucuyum. Eğer bir Virgin uçağımdaysam, yerimden kalkarım, çalışanlarla konuşurum, müşterilerle konuşurum, işte bu şirketi istisnai kılan bu geri beslemelerdir. Eğer şeyleri bir kenara yazmazsanız, onların arasından ayıklama yapamazsınız. Şayet insanlarla bir toplantıdaysam ve onlar not almıyorlarsa pek göstermem ama acayip hayal kırıklığına uğrarım. Pek çok insana not almak tenezzül edilmeyecek bir şeymiş gibi gelir yani şirketlerdeki üst düzey yöneticilerin sanki yapmaması gereken bir şey gibi. Ama bana göre onlar çok yanılıyorlar.”

5- Üstünüzdeki işleri devredin, devredin, devredin

Günlük rutin işlere gömülmek yerine büyük resme bakabilmek için serbest kalmanız gerekir ki ortaya bir sorun çıktığında onunla başa çıkmaya hazır olun. “Pek çok girişimciye şunu söylemişimdir: Şirketinizi kurup ayağa kaldırdıktan sonra artık ofiste yerinizi başkasına bırakın ve ofisi terk edin. Bırakın şirketi o kişi yönetsin. Ve ardından orada olmayacağınız için sizi görmek ve zamanınızı almak isteyecek insanları geri çevirerek rencide etmemiş olursunuz. Eğer gerçek bir girişimciyseniz bir sonraki girişimcilik heyecanına atılmak isteyeceksinizdir.”

Bu kitapta ayrıca içinde yakın dostum Jamie Oliver, dalgıç Tom Daley ve aktrist Tracey Emin’in de olduğu çeşitli mesleklerden uzmanlarla yapılmış röportajlar da var. Şimdi siz de hemen raftan bir kopyasını satın alabilirsiniz.

 

İNSAN OLMAK

Sidney’de Çalışma Grubu’nun ‘İş Hayatında Yüzde 100 İnsan’ adlı etkinliğinin bir parçası olarak şirket liderleri, İK profesyonelleri, akademisyenler ve uzmanlardan oluşan büyüleyici bir grupla birlikte iş dünyasının geleceğini tartışmaktan çok hoşlanmıştım. Virgin CEO’su Josh Bayliss ile ben buradaki bir oturuma çat kapı gelip daha insani ve daha verimli şirketler hakkındaki kendi vizyonumuzu paylaşabildiğimiz için çok şanslıydık.

CV DEĞİL KARAKTERE BAKILMALI Orada mülteci kampında beş yıl kaldıktan sonra tek kelime İngilizce bilmeden Avustralya’ya gelen Theresa’yı dinledik. O kendisini adamakıllı geliştirerek avukat olan ve nihayetinde İngiltere’deki Virgin’e katılan başarılı bir işkadınıdır. O, İngilizce seviyesinin yeterince iyi olmamasını ve yazdığı raporların geri çevrilebileceğini dert ediyor, ancak onun ekibi kendi gelişimini sürekli destekliyor ve o artık bu ekibin muhteşem bir üyesi haline geldi. Theresa, Avustralya’ya geri dönerek kendi işini kurdu ve eski müdürü de çocuğunun vaftiz annesi oldu. Onun hikayesi aslında işe insan alırken nasıl CV’ye değil de karaktere bakılması ve daima insanlara bir şans verilmesi gerektiğini gösteren mükemmel bir örnek.

Kibar olun, eleştirmekten çok methedin ve bu şekilde birilerinin hayatını değiştirebilir ve kendi şirketinizde muazzam olumlu yönde bir fark yaratabilirsiniz. Şirketler ya dünyaya katkıda bulunurlar ya da dünyanın mahvolmasına yardımcı olurlar. Onlar aynısını kendi şirketlerindeki tek tek çalışanlara da yapabilirler. İş hayatında organizasyonların yapılarını değiştirmekten tutun da bugüne kadar işe yaramış köklü bir fikri, işgücündeki yeni nesilleri ve teknolojinin etkisini değiştirmeye kadar yapılabilecek birçok potansiyel değişiklik var.

YENİ İŞ MODELİ İHTİYACI Bizler iş dünyasının liderleri olarak kendimize ‘Dünyanın iyiliği ve insanların yaşamlarının düzelmesi için elimizin altındaki güçten nasıl faydalanabiliriz’ diye sormalıyız. Alışıldığı haliyle bir şirket artık bir seçenek olmaktan çıkmıştır. Biz bugüne kadar iklim değişikliğinin, eşitsizliğin ve finansal krizlerin etkilerini çok yakından gördük ve şimdi bir B Planı’na ihtiyacımız var. İş yapmanın eski modelleri artık işe yaramıyor ve hem dünyada hem de kendi organizasyonlarımızda insanların yaşamlarını iyileştirmek için girişimciliğe ve iş dünyası liderliğine yaşamsal bir rol düşüyor.

Yaşamınızın bu kadar büyük bir kısmını çalışmaya harcadığınızda onu eğlenceli kılmak için elinizden gelen her şeyi yapmanız gerekir. Onun sizin büyük bir tutkuyla bağlı olduğunuz ve cidden önem verdiğiniz bir şey olması şarttır. Bizim Virgin’de tek amacımız ‘İş Hayatını İyi Yönde Değiştirmektir’. Bu bizi iki şey hakkında düşünmeye teşvik eder; ilki insanların yaşamlarını kalıcı bir şekilde nasıl daha iyi yapabileceğimize ve ikincisi de bugün aldığımız işle ilgili kararların uzun vadede ne gibi etkileri olabileceğine kafa yormaya.

YÜZDE 100 İNSAN FELSEFESİ Tüm bunları başarmanın sırrı ise bizim nihayetinde insanların daha iyi yaşamalarını sağlamaya yönelik değerlerimizi ve odağımızı paylaşan doğru insanları güverteye almaktır, elbette işe Virgin’de çalışan insanlarla başlayarak. Son birkaç yıl boyunca biz gerçekten Virgin şirketlerinde ‘İş Yerinde Yüzde 100 İnsan’ diye tanımlanan felsefeyi nasıl oturtacağımıza odaklandık ve hatta geçen ay iş hayatının, liderliğin ve kucaklayıcı stratejilerin geleceğini nasıl yeniden şekillendirebileceğimizi düşünmek için grup genelinde atölye çalışmaları düzenledik.

Bunun gelecekte müşterilerimiz, kendi insanlarımız, çevre ve başka topluluklar için en olumlu etkiyi yaratacak şekilde nasıl daha da ilerleme kaydedeceğini görmeyi iple çekiyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz