Mutlu çalışanlar mutlu müşteriler

1.10.2015 12:21:480
Paylaş Tweet Paylaş
Mutlu çalışanlar mutlu müşteriler
Soru: Virgin America’daki çalışanlarınız tarafından üretilmiş “Mutlu Müzik” videosuna bayıldım. Bu videonun reklamını sosyal medyada yaparken gösterdiğiniz çabalar gerçekten son derece parlak ve hoştu. İş hayatını çalışanların mutluluğunu artırmaya adamış bir kadın olarak sizin içgörülerinize büyük bir saygı duyuyorum. Tebrikler! (Cathy Murphy) 
CEVAP: Cathy, benim bu dünyada en fazla hoşlandığım üç şeyden bahsetmişsin: Müzik, dans etmek ve mutlu çalışanlar. Biz Virgin’de çalışanlarımız kendilerini mutlu hissettikleri zaman müşterilerimizin de büyük bir ihtimalle mutlu olacağını düşünürüz. Hayatta en çok bizim ekiplerimizin kendilerini eğlendirdiklerini görmekten hoşlanırım. Bahsettiğin videoda bizim Virgin America’nın dünyanın dört bir köşesindeki çalışanlarından oluşan ekiplerinin üyeleri Pharrel Williams’ın meşhur şarkısı “Mutlu” eşliğinde neşeli bir şekilde dans ediyordu ve bu çalışanların bir yandan kurtlarını dökerken diğer yandan da çok sıkı çalıştıklarını da net bir şekilde görebilirsin. Ben kariyerim boyunca daima deneyime, niteliğe dayalı eşsiz bir karaktere ve enerjik bir kişiliğe değer vermişimdir. Bu süreçte neşeli ve kendini ifade etmeye hevesli çalışanların akıllarına yeni fikirler geldiğinde ve yeni perspektifler sunacaklarında hiç utanmadan ortaya çıkıp onları söyleyebilme ihtimallerinin çok yüksek olduğunu keşfettim. Elbette masaların arasındaki koridorlarda dans etmek herkese göre değildir. Ancak kesinlikle yüzlerde bir gülümseme oluşturmanın ve yeni fikirlerin kıvılcımını tutuşturmanın bir yoludur. Kariyerime müzik endüstrisinde başladım ve Virgin Records o zamanlar kuşkusuz ki müziğe olağanüstü değer verilen bir yerdi. Ancak bu kuruluş, sadece yıldızı parlayacak muhteşem orkestraların casusluğunu yapmakla kalmıyor ama aynı zamanda elini attığı her işte “rock ‘n’ roll” ruhunu canlandırmaya da çalışıyordu. (Sıklıkla telefonun diğer ucundaki insanın beni işitmekte büyük güçlükler yaşadığını hatırlıyorum; zira odanın öteki tarafında Rolling Stones’un son çıkmış albümü gümbür gümbür çalınırdı!) Virgin yeni sektörlere doğru büyüdüğü zaman da eğlenmekten vazgeçmedik, çünkü bu bizde kendiliğinden oluşmuş bir davranış tarzıydı. Mutlu olmak bir alışkanlık meselesidir ve tıpkı diğer alışkanlıklar gibi eğitilmesi gerekir. Şirket sahiplerinin en son ne zaman bir kahkaha attıklarını veya güldüklerini düşünmeleri ve sonra bu gibi harikulade duyguların nasıl daha sık yaşanmasını sağlayabilecekleri üzerinde kafa yorması gerekir. Virgin’de kendi ekiplerimizi daha enerjik ve motivasyonu yüksek halde tutmak için onların kocaman bir marka içindeki kendi rollerini çok iyi anlamalarını sağlamanın fevkalade önemli olduğunu düşünürüz. Bu çerçevede biz Virgin America’da ekip arkadaşlarının misafir performansının mükemmelleştirilmesine odaklanmaları ve kendi Virgin Records o zamanlar kuşkusuz ki müziğe olağanüstü değer verilen bir yerdi. Ancak bu kuruluş, sadece yıldızı parlayacak muhteşem orkestraların casusluğunu yapmakla kalmıyor ama aynı zamanda elini attığı her işte “rock ‘n’ roll” ruhunu canlandırmaya da çalışıyordu. (Sıklıkla telefonun diğer ucundaki insanın beni işitmekte büyük güçlükler yaşadığını hatırlıyorum; zira odanın öteki tarafında Rolling Stones’un son çıkmış albümü gümbür gümbür çalınırdı!) Virgin yeni sektörlere doğru büyüdüğü zaman da eğlenmekten vazgeçmedik, çünkü bu bizde kendiliğinden oluşmuş bir davranış tarzıydı. Mutlu olmak bir alışkanlık meselesidir ve tıpkı diğer alışkanlıklar gibi eğitilmesi gerekir. Şirket sahiplerinin en son ne zaman bir kahkaha attıklarını veya güldüklerini düşünmeleri ve sonra bu gibi harikulade duyguların nasıl daha sık yaşanmasını sağlayabilecekleri üzerinde kafa yorması gerekir. Virgin’de kendi ekiplerimizi daha enerjik ve motivasyonu yüksek halde tutmak için onların kocaman bir marka içindeki kendi rollerini çok iyi anlamalarını sağlamanın fevkalade önemli olduğunu düşünürüz. Bu çerçevede biz Virgin America’da ekip arkadaşlarının misafir performansının mükemmelleştirilmesine odaklanmaları ve kendi eğitimlerini yeniden değerlendirmeleri için genel müdürlük binasına gönderilmeleri sırasına uygulanan yıllık bir program olan Refresh’i (Dinçleşme) başlattık. “Mutlu” videosu filme alındığı sıralarda ben bu Refresh oturumlarından birine katılmak için San Fransisco’ya uçuyordum. O esnada odadaki enerjiyi ve heyecanı görmek kelimenin tek anlamıyla büyüleyiciydi! Muazzam fikirlerin ıvır zıvırmış gibi görünen (dans etmek gibi) aktivitelerden doğduğunu unutmamak çok önemlidir. Bu yüzden bizim dans pistinde veya masaların arasındaki koridorlarda çöküp kalkma tutkumuz göz önüne alındığında Virgin America’nın dans etmeyi bizim havayolu güvenlik videomuzun en önemli unsurlarından biri olarak değerlendirmesine hiç şaşmamak gerekir. İnternette yayınlanmasının ardından saatler içinde bu video bir virüs gibi yayıldı. Yığınla yolcu bu klibi gördükten sonra hayatlarında ilk defa bir sonraki seyahatlerinde Virgin America’yı denemeye ikna oldu. Eğer geleneksel olarak sıkıcı olan bir güvenlik videosu bile bu kadar eğlenceli hale getirilebiliyorsa uçuş esnasında neler yapılabilir düşünün artık! Eğer sizin çalışanlarınız da yaptıkları her şeyde bu ruhu yakalayabilirse, o zaman müşterileriniz de anında onlara alkışlarla eşlik ediyor olacaktır.

Soru: Gelişmekte olan pazarlardaki şirket kurucuları şu 3 soruyu soruyor: “Nasıl fonlama bulabilirler”, “Silikon Vadisi’nin inovasyoncu ve girişimci akıl-setini nasıl kendi ülkelerine taşıyabilirler” ve “Yerel hükümetleri girişimcilere daha fazla destek çıkmaları konusunda nasıl ikna edebilirler”…Bu konulardaki görüşlerinizi paylaşabilirseniz, yerkürenin dört bir yanındaki girişimciler için bu tüm dünyalara bedel olur. (Julien Berthomier) 
CEVAP: Gelişmekte olan piyasalardaki girişimcilerin bilhassa konu yatırımcı bulmak olduğunda gelişmekte olan teknoloji merkezlerinde faaliyet gösterenlere kıyasla çok da fazla seçenekleri olmadığı açık bir gerçek. Sayıları her geçen gün artan kitleselfonlama platformları en ücra köşelerdeki girişimcilere bile yardımcı olmaya çalışıyor. Örneğin San Francisco’daki benim de yatırım yaptığım Indiegogo adlı kuruluş bugüne dek Panama’dan Pakistan’a kadar çok sayıda ülkedeki projenin fonlanmasına katkıda bulunmuş durumda. Geçenlerde açılan ve gelişmekte olan ülkeleri hedef alan İngiltere merkezli Emerging Crowd gibi web siteleri ise gelişmiş ülkelerin yatırımcılarına bu piyasalara dahil olma şansı sunuyor.
YENİ VADİLER NASIL OLUŞUR?
Biraz zaman alabilir, ancak gelişmekte olan piyasalara doğru yatırım akışı bir kez başladıktan sonra bu bölgede daha çok sayıda şirketin boy göstermeye başlaması ve nihayetinde yıldızlarının parlaması mümkün. Onlar böyle davrandıkça bu durum, bu gibi piyasaların yetenekli insanları kendi şehirlerine çekmelerine, etkin dağıtım ağları kurmalarına ve güçlü bir teknoloji şirketleri merkezinin kurulması için yaşamsal olan diğer alanlarda ilerlemeler kaydedilmesine neden olabilir. Elbette Silikon Vadisi’nden daha üretken bir teknolojik ekosistem bulamayacağınızı söylemeye bile gerek yok. Diğer bölgelerin bu girişimciler topluluğundan ve onların başarılarından öğrenebilecekleri halen çok şey olduğu gün gibi ortada. Ancak Silikon Vadisi’ne harfiyen uyulması gereken bir plan olarak bakmamalarını öneririm. Silikon Vadisi’nin çiçek açıp gelişmesine olanak sağlayan faktörleri bulmak ve uyarlamak çok daha akıllıca olacaktır.
DETROIT ÖRNEĞİ ÇOK ÖZGÜN
Geçenlerde Detroit’e Virgin Atlantic’in bu şehre yaptığı ilk açılış uçuşuyla gitmiştim. Oradayken bir şehrin kendi topluluğunun eşsiz güçlü yanlarını yansıtarak nasıl bir iş merkezi kurabileceğinin kusursuz bir örneğini gördüm. Şayet Detroit’in liderlik takımı Silikon Vadisi’nin bir kopyasını yeniden yaratmaya çalışmış olsaydı, başarı hikayesi olma şansı sıfır olurdu. Oysa bu şehrin büyük bir gurur duyabileceği şanlı bir imalat tarihi var ve buradaki endüstriyi yeniden bir odaklanma alanı yapmak için gerekli ne kadar insan ve beceri seti varsa hepsi orada zaten yerli yerinde duruyordu. Sonuçta bugün Motor City’de geri kazanılmış NHL hokey sopalarından yapılma inovasyoncu yeni ev mobilyalarından yeni cep telefonu kılıflarına kadar her şeyin zanaatkarlığını yapan yeni bir teknoloji şirketleri dalgası var. Kaliteli imalata odaklanmış ve kol saatleri, deri ürünleri, bisikletler ve diğer kalemleri üreten Shinola gibi markalar şimdi her bir yerin anlatacak bir hikayesi olduğunu ve bunu iyi anlatırlarsa müşterilerde muhakkak bir yankı yaratacağını ispatlıyorlar. YEREL DESTEK MODELLERİ GEREKLİ
Bizim girişimcileri uygun akıl hocalarıyla eşleştirmek ve onlara düşük faizli ticari krediler sunmakla ilgilenen kâr amacı gütmeyen işimiz olan Virgin StartUp’ı kurmamızın üzerinden neredeyse iki yıl geçti. Bizim fonladığımız bu girişimciler bazen öylesine müthiş başarılara imza atıyor ki bunlar bu paraları sağlayan İngiliz hükümetinin tutum ve davranışlarında bir değişiklik olmasaydı hayatta gerçekleşmesi mümkün olmayan türden başarılardı. Ancak Britanya’da durum her zaman böyle değildi, 50 yılı aşkın bir süre öncesinde hükümet ile şirketler arasındaki ilişki bir parça gerilmiş durumdaydı. Küçük şirket sahiplerine destek çıkmak konusunda insanların kafasındaki yerleşik algıyı değiştirmek ancak yıllarca süren sıkı bir çalışma sonucunda başarılabildi. Bugün ise hükümetin bu ülkenin girişimcilerini destekleme çabaları çok akla yatkın görülür hale geldi, zira bugün yüzleştiğimiz sorunların çoğuna özel sektör fevkalade uygun çözümler sunabiliyor. Bugün dünyanın her yerinde hükümetlerde girişimcileri daha fazla desteklediklerini göstermeye yönelik müthiş bir iştah olduğu çok net görülebiliyor. Burada bize düşen ise bu şekilde davranarak kazançlı çıkacağını düşünecek hükümet sayısının artmasını ümit etmek. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz