Teknolojiyle duyulara erişme yolları

8.01.2016 11:19:050
Paylaş Tweet Paylaş
Teknolojiyle duyulara erişme yolları
Hazır kahvenin jenerik markası Nescafe, 77 yıldır kendisini yenilemeyi başarıyor. Dünyadaki kahve üretiminin yüzde 10’unu tek başına gerçekleştiren Nescafe, 27 ülkede 50 fabrikasıyla üretim yapıyor ve yılda 10 milyar İsviçre Frank’lık bir ciro gerçekleştiriyor. Nestle Türkiye İçecekler Grubu Genel Müdürü İSMAİL BÜTÜN’ün verdiği bilgiye göre dünyada her gün yaklaşık 500 milyon fincan Nescafe içiliyor. Nescafe, en çok Rusya, Japonya ve İngiltere’de tüketiliyor. Türkiye, kuruluşun ilk 20 ülkesi arasında yer almıyor. Ancak gençlerimiz yeniliklere açık ve sunulan yeni ürünler pazarda karşılık buluyor. Örneğin, ‘3’ü 1 Arada’ ürünü Türkiye’de pazarı 10 yılda 10 kat büyütmüş. Nescafe’nin başarısının sırrı, inovasyonla duyulara erişmesinde. Kuruluşun, İsviçre’nin Orbe kentinde bulunan Ürün Teknolojisi Merkezi’nin stratejik inovasyondan sorumlu yöneticilerinden Daniel Pretre, duyulara nasıl eriştiklerini şu sözlerle ifade ediyor:
1“Duyulara erişmezsek, başarılı olmayız. Bir kahvenin ilk yudumu, tıpkı bir insanla ilk karşılaştığınız an gibidir. İlk izlenimler kalıcı olur. Bu yüzden her fincan kahvenin sadece tadının değil, kokusunun, paket görüntüsünün, renginin de özel olmasına çalışırız.
2 Esnek ve yenilikçiyiz. Talebe göre üretim yapıyoruz. Farklı damak zevklerine, bütçeye ve tercihe göre tasarlanmış beş bin çeşit ürünümüz var. İnovasyon çalışmalarımızda müşterilerimizin tat haritaları doğrultusunda çalışırız. Örneğin, Türkiye’de kahve tiryakileri içimi yumuşak, meyve tadı veren kahveyi seviyor. Buna karşın Avrupalı tüketiciler daha sert formüllere alışık.
3Kahve gibi geleneksek bir üründe çok fazla yenilik yapmak mümkün değilmiş gibi görünse de işleme ve paketleme aşamalarında inovasyonlarla büyük bir çeşitlilik yaratmak mümkün olabiliyor. Sütlü, şekerli, yağ oranı düşük sütlü, üçü bir arada, ikisi bir arada, buzlu, köpüklü, aromalı, kafeinsiz, yoğun tatlı gibi çeşitlerle sunduğumuz seçenekleri sürekli olarak yeniliyoruz.
4Her attığımız adımda, müşteri deneyimini ön planda tutarız. Bunun için sürekli olarak araştırmalar yaparız. Yeni teknolojilerle farklı beklentilere cevap verecek yeni ürünler geliştirmek için çalışırız. Tüm yenilikler kapsamlı “duyusal” araştırmalarla ve tadım deneyleriyle kontrol edilir.
5Bir ürün toplam bir deneyim sunar. Bu yüzden, ürünlerimizin bileşimi, ambalajları ve reklamlarında müşteri deneyimini işin kalbine yerleştirerek ilerleriz.”

Vestel nesnelerin internetine hazırlanıyor
B20 Dijital Ekonomi Zirvesi öncesi Vestel İcra Kurulu Başkanı TURAN ERDOĞAN’la bir araya geldik. Erdoğan, Vestel olarak “nesnelerin interneti” için çalıştıklarını, Berlin’deki İFA Fuarı’nda sergiledikleri akıllı ev çözümleriyle rakiplerinin çoğundan en az bir yıl ileride olduklarını anlattı. Türkiye’de her yıl satılan 3,5 milyon televizyonun 1,5 milyonunun Vestel markalı olduğunu ve 15 milyon adetlik cep telefonu pazarında da benzer bir başarı yakalamayı hedeflediklerini vurguladı. Yeni kurdukları Vestel Ventures’tan da söz eden Erdoğan, “Henüz fatura kesmemiş olan” şirketlerle ilgilendiklerini belirtti ve yeni fikirlere destek vermek için 500’ün üzerinde projeyi inceledikleri bilgisini paylaştı.

Turizmde yeni bir modem
1990’da ODTÜ Matematik Bölümü’nden mezun olduğundan beri 
turizme yatırım yapan ve yaklaşık 25 yıldır ABD’de yaşayan işadamı KORAY EDEMEN, son birkaç yıldır her aşamasıyla bizzat ilgilendiği Ariana projesini tamamladı. Kişiye özel butik hizmet yaklaşımıyla tasarlanan Ariana Sustainable Luxury Lodge, Kapadokya’nın en güzel bölgelerinden Uçhisar’da hizmete girdi. Ağırlıklı olarak Amerikalı turistlerin rağbet gösterdiği tesiste, sadece 11 oda var. Her biri en az 47 metrekare olan suitlerde doğal malzemeler kullanılmış. Edemen’in 6-7 milyon dolar civarında yatırım yaptığı tesis, güneş panelleriyle enerjisinin yüzde 25’ini kendisi üretiyor. Bahçesinde kendi meyvelerini üretmeyi hedefliyor. Sürdürülebilirlik, sağlık, estetik, temizlik ön planda tutulmuş ve her ortamda alerji yapmayacak çevre dostu ürünler kullanılmış. Dünyada ilk sıralara girecek bir küçük lüks otel planlayarak yola çıktığını belirten Koray Edemen, ayrışmak için geçmişle geleceği birleştiren bir tasarım yaptıklarını ve seçkin bir mimar ve tasarımcı kadrosuyla çalıştıklarını dile getiriyor. “Dünyanın en güzel binasını da yapsanız da personel olmayınca olmuyor” diyen Edemen, 40 yılı aşkın bir süredir ABD’de yaşayan Haluk Erkal’ı otelin müdürü olarak Uçhisar’a yerleşmeye ikna etmiş. Ariana’nın satış müdürü Cenk Caner’se, “Modern bir yapının içinde çalışan bir hancı gibi olmak istiyoruz. Bir hancı nasıl her ziyaretçisiyle tek tek ilgilenir, onun ihtiyaçlarını karşılamak için uğraşırsa biz de kişiye özel çözümler sunuyoruz. Onlara kendilerini özel hissettirmek için çabalıyoruz” diyor. Ariana Lodge, kısa sürede Conde Nast Traveler, Kiwi Collection gibi platformlarda övgüyle yer almış. Conde Nast’ın 1 Kasım’da açıklayacağı ödüllerde, “Mükemmel Servis, İç Tasarım ve Çevre Dostu Otel” kategorilerinde aday gösterilen Ariana, The Plum isimli restoranıyla da uluslararası gastronomi yarışmalarına katmayı planlıyor.

Butik üretim katma değer sağlıyor
75 yaşındaki milli gururumuz Paşabahçe, bir yanda binlerce yıllık geleneksel el sanatlarının yaşamasını sağlıyor, öte yandan modern pazarlama teknikleriyle ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştırıyor. Ekim ayında Paşabahçe’nin Denizli’deki Cam Fabrikası’nı ziyaret etme fırsatım oldu. 16- 17 milyon dolarlık ihracata imza atan fabrikada, 5 bin yıllık cam sanatı geleneği sürüyor. Tüm ürünler elde üfleyerek yapılıyor. Yani, sanayi tipi bir butik üretim söz konusu. Denizli Cam Fabrikası Genel Müdürü Mehmet Rabuş’un verdiği bilgiye göre fabrika yerli ve yabancı tasarımcılar için sipariş üretim de yapıyor. 5 milyon adetlik yıllık üretimin yüzde 25’i yurtdışında Crate and Barrel, Villeroy Bosch, Kosta Boda gibi ünlü mağazalara gidiyor. Paşabahçe fabrikalarının el emeği ürünlerini, Paşabahçe Mağazacılık pazarlıyor. 50 mağazası olan kuruluş, yıl sonuna kadar bu rakamı 52’ye çıkaracak. Yurtdışındaki ilk mağazasını Milano’da açan Paşabahçe, her yıl yeni bir ülkeye girmeyi planlıyor. Rusya, Avrupa ve İran öncelikli bölgeler arasında yer alıyor, Paşabahçe Mağazaları Genel Müdürü Esra Tokel’in anlattığına göre Milano’daki mağaza büyük ilgi görmüş. Hatta Dolce&Gabbana’nın kurucusu Domenico Dolce, 3 bin kadeh satın almış. Paşabahçe, önümüzdeki günlerde “Omnia” adlı yeni koleksiyonunu özel bir sergiyle izleyicilere sunacak ve Türk cam sanatını dünyaya tanıtmaya devam edecek.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz