“Türkiye-Rusya arasındaki toplam dış ticaret hacmi 2015 yılında 24-25 milyar dolar civarında gerçekleşecektir. 30 milyar doları yakalaması büyük bir başarı olur.”
RUSYA KRİZİ
KRİZ TÜRKİYE’Yİ NASIL ETKİLER?
Rusya krizini tüm dünya yakından izliyor. Ancak özellikle Türkiye için kritik bir öneme sahip. Enerji ticaretinin dışında reel sektör ve yatırımlar bakımından da iki ülke arasında sıkı ilişkiler söz konusu. Ancak son 1 yıldaki rakamlar, özellikle ihracatın ciddi biçimde azaldığını gösteriyor. 2014’te 35 milyar dolar civarında olan dış ticaretin, bu yıl 24-25 milyar dolarda kalacağı öngörülüyor. Peki Rusya’nın içinde bulunduğu bu kriz, Türkiye’yi nasıl etkiliyor? En çok hangi sektörler risk altında? Rusya ile bağlantısı olan Türk şirketler, krizden korunmak için ne yapmalı? Merak edilen tüm bu soruları, Rusya pazarını çok yakından tanıyan, ProCommerce Bank Yönetim Kurulu Başkanı Sipahi Haktanır’a sorduk.
1. Kısaca, Rusya krizi neden çıktı?
Aslında 3 temel sebep sayabiliriz. İlk işaretler 2013’ün başlarında, ekonominin büyüme hızının, yüksek petrol fiyatlarına rağmen, hızla düşmeye başlamasıyla kendini gösterdi. Krizin en önemli nedeni, Rusya ekonomisinin yapısal reformlarını hala gerçekleştirememesi ve ekonomisinin çok büyük oranda devlete ait banka ve şirketlerin kontrolünde olmasıdır. Bu ekonomik modelin artık yetersiz kalacağının ilk sinyalleri, 2013 başlarında görüldü. Ancak petrol fiyatlarının 120 dolarlar seviyelerinde seyretmesi, bu verimsiz modelin negatif yanlarını örtbas ediyordu. 2014’ün son çeyreğinde görülen petrol fiyatlarındaki düşüş, bu gerçeği tamamıyla ortaya çıkardı. İkinci sebep Kırım’ın ilhakı, Doğu Ukrayna’da yaşanan gelişmeler ve bunların karşılığında Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar, sermaye ve kredi piyasalarının Rusya’ya tamamen kapatılması. Üçüncü sebep ise bugün itibarıyla 50 doların altına inen ve sadece son 6 ayda yüzde 50’nin üzerinde değer kaybeden petrol piyasası ve petrole bağımlı olan Rusya’nın bu durumdan negatif etkilenmesi.
2. 2015 için Rus ekonomisinde nasıl bir tablo çiziyorsunuz? Kriz derinleşecek mi?
2015, birçok sektörde daralmaların yaşanacağı, işsizliğin ve enflasyonun artacağı, ekonomide yüzde 5’e varan küçülmenin görüleceği çok zor bir yıl olacak. Özellikle bankacılık ve inşaat başta olmak üzere birçok sektörde kriz en azından bu yılın ilk yarısında derinleşecek. Bugün tüm yerli ve yabancı piyasa oyuncuları, şirketler ve şahıslar, artık Rusya’daki ekonomi yönetiminin tüm birimleriyle tam bir koordinasyon altında çalışıp gerekli kararları hızlı bir şekilde almasını bekliyor.
3. Sizce Rusya bu krizde nasıl bir yol izleyecek? Düzelme ne zaman başlar?
Mevcut yönetim gerekli kararları almakta yavaş davransa da doğru kararlar alabiliyor. Başta piyasadaki gereksiz aşırı ruble likiditesi geri çekiliyor. Rusya Merkez Bankası döviz bazında yurtdışı kredi geri ödemesi olan stratejik firma ve bankalara döviz cinsinden kredi vererek dövize olan aşırı talebi düşürüyor. Ancak esas soru, yapısal reformlar bir an önce hayata geçirilecek mi? Yoksa zaman kaybettirici palyatif çözümlerle bu uygun ortamda radikal kararlar alma fırsatı bir kez daha kaçırılacak mı? Ekonomin tekrar büyümeye başlaması, 2017’den önce pek mümkün değil.
~
4. Rusya ile Türkiye arasındaki dış ticaret 2015’te ne kadar olur?
2013 rakamlarıyla Türk-Rus dış ticaret hacmi 32 milyar dolardı. Tahminim 2014 sonu olarak 35 milyar doları yakalayabiliriz. Petrol fiyatındaki düşüşün asıl etkisini ise 2015’te göreceğiz. 2015’te, 2014 dış ticaret hacminin ancak yüzde 60-70’ini yakalayabiliriz. Tahminim 2015 yılı toplam dış ticaret hacmi 24-25 milyar dolar civarında gerçekleşecektir. 2015’te ikili dış ticaret hacminin 30 milyar doları yakalaması büyük bir başarı olur.
5. Rublenin değer kaybı, Türk ihracatçıyı nasıl etkiliyor? Reel sektörde hesaplar ne yönde yapılıyor?
Rublenin aşırı değer kaybından dolayı Türk ürünleri ihracatının hacminde ciddi bir düşüş olacaktır. Daha şimdiden Türk malları 2 kat daha pahalı hale geldi. Türkiye’den vadeli mal alan şirketler, şimdiden ödemelerde ciddi sıkıntılar yaşıyor. Bu özellikle meyve-sebze ve tekstil ihracatında net görülüyor. Reel sektör dolar kurunun nispeten stabil bir seviyeye oturmasını bekliyor. İmalat sanayi stoklarını eritmeye çalışırken birçok üretici üretim hatlarının kapasitesini minimuma indirmiş durumda ve bekliyor.
6. Türkiye’nin kotaları kaldırarak 2-3 yıl içinde Rusya ile dış ticareti 100 milyar dolara çıkarma hedefi var. Bu hedef, bu koşullarda yakalanabilir mi?
100 milyar dolar hedefinin önümüzdeki 10 yılda yakalanması çok zor. İlk hedef 50 milyar dolar olmalı. Bu 2020 hedefi olabilir. Kotaların kalkması tabii ki bir katalizör etkisi yapacaktır ancak unutmayalım ki bugün Çin çok düşük fiyatlarla Rusya’ya meyve-sebze ihracatına başladı. Yani Rusya pazarı Türkiye’ye mahkum değil. Diğer yandan Rusya’nın altyapı yatırımlarına öncelik vermesi durumunda Türk inşaat şirketleri ciddi pay alabilir. Bu da dış ticareti olumlu etkiler.
~
7. Krizden en çok hangi sektörler etkileniyor?
Otomotiv, inşaat ve tekstilde ciddi bir daralma var. Bu da süreceğe benziyor. 2014’te otomotivde satışlar yüzde 10 azaldı. Kredi piyasasında hem likidite düşük, bankalar kredi musluklarını kıstılar. Dolayısıyla inşaat sektörünü ciddi sorunlar bekliyor. Gıda ve tekstil gibi sektörlerde ithalat bazlı çalışanlar ise yüksek kurdan dolayı tam bir çıkmazda. Mevcut stoklar eritilirken yeni alımlar tamamen durmuş durumda. Beklentiler iç açıcı değil.
8. Krizin Türkiye’ye faturası 6 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Sizce fatura ne kadar?
Faturayı eğer ihracatın düşecek volümü olarak algılarsanız bu rakam gerçekçi olabilir. Zira resmi ihracat 7 milyar dolar, gayri resmi olanı da 4-5 milyar dolar öngörsek, yüzde 50 düşüş oldukça makul. Ancak enerji maliyetlerinden gelecek indirimin ekonomiye katkısını bu rakamdan düşersek daha doğru bir rakama ulaşabiliriz.
9. Rusya ile çalışan Türk şirketleri, krizin etkilerinden korunmak için neler yapmalı?
Belirsizlik ortamında yapılacak en doğru şey küçülmek. Genel giderleri daha aşağılara çekmek ve kilit ekibin dışındaki personel sayısını düşen iş hacmiyle orantılı biçimde aşağı çekmek. Kira kontratı gibi servis alınan şirketlerle her şeyi yeniden pazarlık edip döviz bazındaki kontratları feshetmek ve rubleye dönmek gerekiyor. Artık Rusya’da her şeyin ruble ile düşünüldüğü bir iş ortamına geçiyoruz. Bunun geriye dönüşü de olmayacak.
10. Krizin Türk şirketler için yaratacağı fırsatlar da var mı? Hangi fırsatlar izlenmeli?
Rublenin son 3 aydaki neredeyse yüzde 100’e varan devalüasyonuna karşın TL’de böyle bir değer kaybı yaşanmadı. Bu da yatırım yapmayı düşünen Türk şirketler için Rusya’yı hem yatırım maliyetleri hem operasyonel giderler açısından çok daha cazip hale getiriyor. Dahası şu andaki Türk-Rus ilişkilerinin en üst düzeyde olağanüstü iyi seviyelerde seyretmesi, politik olarak Rusya’da yatırımı düşünenlerin önündeki birçok bürokratik engelin minimum düzeyde olacağı anlamına geliyor. Risk iştahınız yerindeyse gıda ürünleri, seracılık, hayvancılık, yedek parça hafif yan sanayi ürünleri üretimi başta olmak üzere Rusya’da uzun vadeli stratejik yatırım yapmanın tam zamanı.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?