Döviz kurundaki artış ve yükselen üretim
maliyetleri, birçok sektör gibi inşaatı da etkiliyor. Yüzde 16 düzeyindeki maliyet
artışı, konut satış fiyatlarına da yansımış durumda. KONUTDER Başkanı Ömer
Faruk Çelik, “Döviz kurunun bu seviyede kalması, konut satış fiyatlarına yüzde
10-15 arasında etki edecektir” diyor. Peki konut piyasasındaki fiyat
hareketliliği daha ne kadar sürecek? Tüketici iştahı ne düzeyde? Bu dönemi
fırsata çevirmek mümkün mü? Merak edilenleri, KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı
Ömer Faruk Çelik ile konuştuk.
1. Son
dönemde kurdaki artış, konut pazarını nasıl etkiliyor?
Kurdaki artış, öncelikli olarak inşaat
maliyetlerini etkiliyor. Dövize endeksli olan seramik, demir, çimento gibi
sektörler kurdan etkilendiği için döviz arttığı takdirde fiyatlara da yansıyor.
Bir müddet sonra ise enerji bağımlılığı olan sanayilerde fiyatlar artıyor.
Bunlara bağlı olarak da inşaat sektöründeki maliyetler ciddi bir şekilde yükseliyor.
Döviz artışına bağlı olarak inşaat sektöründe yüzde 15-16 gibi bir artış
yaşanıyor. Döviz artışlarının devam ederek maliyetlerin artması, konut satış
fiyatlarını baskı altına alıyor. Bu durum konut fiyatlarına yansıdığı için
konut almak isteyen yatırımcıları da zora sokmuş oluyor. Döviz kurunun bu
seviyede kalması konut satış fiyatlarına yüzde 10-15 arasında etki edecektir.
2. Son
verilere göre TÜİK Konut Fiyat Endeksi nasıl değişti?
Konut fiyatlarında 2015 yılında yüzde 18
seviyesinde bir artış yaşanırken 2016 yılında yüzde 6 oranında bir artış
görüldü. Konut fiyat artışlarında yavaşlama yaşanırken satış adetlerinde ise
yüzde 2 oranında bir büyüme sağlandı.
3.
Türkiye’deki konut arzı yıllık nedir? Arz-talep dengesi sağlıklı mı?
Türkiye’de nüfus artışına baktığımızda aile
yapımız küçülüyor. Eskiden evlerde büyükanneler-büyükbabalar bir arada yaşardı.
Şimdi ise ev halkında bir küçülme görülüyor. Nüfus artışı ise devam ediyor. Bu
durumda her yıl Türkiye’de 500-600 bin yeni konut ihtiyacı doğuyor.
4. Kurdaki
artış, tüketicinin alım gücünü nasıl etkiliyor?
Döviz artışlarına bağlı olarak maliyetler yüzde
16 civarında artarsa konut fiyatları da bundan etkilenerek yüzde 10-15 oranında
artacaktır. Bu durum konut alıcılarının konutu daha yüksek fiyata almasına yol
açacağı için ödeme konusunda zorlanmalar yaşanabilir.
5. Bazı
bölgelerde fiyat düşüşleri de var. Bunun ardındaki dinamikler neler?
Konut piyasasının genel ortalamasına
baktığımızda fiyatlar, özellikle İstanbul’da yüzde 6 oranında artıyor.
Fiyatlarda bir düşüş gözlenmiyor. Ancak lokasyon olarak baktığımızda bazı
bölgelerde arz talep dengesine göre fiyatlarda bir miktar düzeltme olması
kaçınılmazdır. Bu durum fiyatların düştüğü anlamına gelmez, konut stokları olan
firmaların güdüleriyle olur. Kiralamalardaki düşüşün nedenine baktığımızda iki
tip konut alıcısı olduğunu görüyoruz. Bir kısmı oturmak için, bir kısım ise
yatırım için konut sahibi oluyor. Yatırım amaçlı alınan konutlar ise gelir
seviyesi orta ve az olanlara kiralanıyor. Yatırım için konut sahibi olanlar, bu
dönemde yatırım enstrümanları çok arttığı için evini bir an önce kiraya vermek
istiyor. Rekabet dolayısıyla da kiralarda düşüş yaşanıyor, ancak bu düşüşün
uzun vadeli olacağı düşünülemez.
6. Özellikle
hangi bölgelerde düşüş izleniyor? Bu düşüş daha ne kadar sürecektir?
Konut artışının fazla, talebin az olduğu
bölgelerde yaşanıyor. Bazı bölgelerde farklı dinamiklerden dolayı konu satış
fiyatlarında düşüş görülebilir, ancak istikrarlı ve belli bir seviyede düşüş
beklemek doğru olmayacaktır.
7. Peki
bu dönemi fırsata çevirmek mümkün mü? Tüketici nasıl bir strateji izleyebilir?
Aslında her dönemi fırsata çevirmek mümkündür.
Ticaret ve ekonominin genel bir kuralı vardır. Piyasalarda her zaman yüzde
20’lik kesimin işleri iyi, yüzde 20’lik kesimin ise kötüdür. Aradaki yüzde
60’lık kesim ise piyasayı belirler. Bu nedenle her zaman bir fırsat yaratılabilir.
Örnek vermek gerekirse bir tüketici oturmak için ev arıyorsa ve bütçesi için
uygun şartlarda ev buluyorsa onun için fırsat dönemidir. Herkes fırsat dönemini
kendi oluşturur. Döviz birikimi olan ve yatırım yapmak isteyenler ise her dönem
için kazançlı bir yatırım aracı olan gayrimenkule yönelebilir. Döviz ve altın
birikimlerinden kazanç elde ettiğini düşünenler gayrimenkul yatırımıyla ikinci
bir fırsat yakalamış olur. Sektör açısından baktığımızda kurun dengelenmesi
gerekiyor. Stabil bir fiyat oluşması sektör açısından daha sağlıklı olacaktır.
8. Bu
dönemde satın alma planlayan tüketiciye önerileriniz neler?
Döviz ve altın yatırımı olanların bu dönemde
gayrimenkule yönelmesini öneririm. Aylık ödemeler makul ise bu fırsat dönemini
kaçırmasınlar. Fiyatlar her halükarda artacağı için fırsat bugündür. Eğer
dövizde uluslararası bir hareket yaşanmazsa bu yılın zirvedeki yatırım aracı
gayrimenkul olabilir.
9. Markalı
konut tarafında nasıl bir hareketlilik var?
Markalı konut projelerinin sektöre yön verdiği
bir döneme girdik. Özellikle 2002 yılından bu yana milli gelirden artan paylar
nedeniyle herkesin gelir seviyesi de değişti. Statüsü ve gelir seviyesi değişen
tüketiciler ise markalı projeleri tercih ettiler. Bu sürecin bir süre daha
devam edeceğini öngörüyoruz. Oyuncular arasında farklılık olabilir ancak
markalı konutlar sektördeki pazar payını bir süre daha büyütmeye devam eder.
10. Bu
yıla dair öngörüleriniz neler? Sektör yılı nasıl kapatır?
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?