Risk artıyor mu?

18.01.2017 15:59:320
Paylaş Tweet Paylaş
Risk artıyor mu?
Son dönemde finansal sıkıntıya giren, daralan şirketlerin sayısındaki artış dikkat çekici. OHAL nedeniyle 1 Ağustos’tan beri iflas ertelemelere yasak getirilmesi ise zaten zor günler yaşayan reel sektörü, daha ciddi sıkıntılara sürüklüyor. Çünkü iflas ertelemeyi finansal darboğazdan çıkmak için son çare olarak gören birçok şirket, yasağın ardından bu seçeneği de kaybetmiş oldu. Son 2 aydır konkordato uygulamasının öne çıktığı gözleniyor. Ancak uzmanlara göre konkordato, iflas ertelemeye kıyasla çok daha riskli bir mekanizma. Bu ayki 10 Soru’da, konkordatoyu ele aldık. “Konkordato tam olarak nedir?”, “İflas erteleme ile arasında nasıl farklar vardır?”, “Bu sürece girmek durumunda kalan şirketler nelere dikkat etmelidir?” gibi merak edilenleri, BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı HASAN AKÇAKAYALIOĞLU ile konuştuk:
1 Son dönemde artan iflas sorunu hakkında ne düşünüyorsunuz? Şirketleri finansal sıkıntıya sokan en önemli riskler neler?
Ekonomik aktivitede, son birkaç yıldır ülkemiz potansiyel seviyenin altında seyretti. Bu iç ve dış nedenlerden kaynaklandı. Üstelik son yıllarda iyileşme beklerken, bildiğiniz gibi yeni olumsuzluklar yaşadık. En son bu yıl hain darbe girişimi ve artan iç güvenlik sorunları birçok sektör açısından olumsuz bir durum yarattı. Böyle bir ortamda sorunlu şirket sayısı da arttı.
2 1 Ağustos’tan itibaren OHAL nedeniyle iflas ertelemelerin yasaklanması, şirketleri ve iş dünyasını nasıl etkiliyor? Şirketler dünyasında nasıl bir hava var?
Burada iki husus var. Birincisi, OHAL uygulamasını iş dünyası doğal olarak istemez ve geçici olmasını arzu eder. Zira iş ve yatırım ortamının olumlu olması için öncelikle istikrar gerekir. OHAL ise adı üstünde, olağan üstü bir durum olduğunu ve mecburen bununla ilgili önlemler alındığını gösteriyor. İkinci husus ise iflas ertelemesi konusu. İflas ertelemesi düzenlemesi esasen reel sektör açısından olması gereken, faydalı bir mekanizma. Yeterli varlığa sahip ve borçlarını ödeme gücü olup da geçici olarak bunu yapamayan şirketler için geçici bir koruma sağlanıyor. Bu hem şirketleri hem de kreditörleri koruyor. Amaç ve teori bu. Ancak maalesef uygulama böyle olmadı. Bu uygulama birtakım şirket sahipleri tarafından istismar edildi. Gerçekçi olmayan planlarla kreditörlerin haklarını almalarına engel teşkil edecek bir uygulama haline geldi. Hatta bazı durumlarda şirket sahipleri kaynakları kendileri alıp bu uygulamayla kreditörleri mağdur etti. Uygulama amacından saptı. Karar merci olan mahkemeler, bu konularda uzman olmadığı için bilirkişiler kararda etkili hale geldi. Maalesef yargı bu konuda uygulamanın gerçek amacına değil, yanlış bir yöne gitmesine neden oldu. Böylece esasen faydalı ve olması gereken bir düzenleme, OHAL öncesi de Türkiye açısından bir sorun oldu. OHAL’de ise iflas ertelemelerin yasaklanması terör örgütüne kaynak sağlayan firmalarla mücadelenin bir parçası. Geçici bir durum. Esas sorun, bu yasak öncesi ortaya çıkmış olan yanlış uygulamalar.
3 Son aylarda öne çıkan konkordato kısaca nasıl bir süreç?
Genel olarak konkordato, alacaklıların çoğunluğunun kabulü ve mahkemenin tasdikiyle oluşan, borçların uygun şartlarla ödemesini sağlayan (indirim yapılması ve vadeye yayılması boyutu dahil) hukuki bir yol. Esasen konkordatonun farklı çeşitleri var. Şu anda tartıştığımız iflastan önceki konkordato. Konkordato talebini borçlu veya alacaklı yapabilir. Neticede amaç, borçlu şirketin varlıkları yeterliyse borçtan çıkış için bir plan sunulması ve uygulanması. Planı mahkeme değerlendirir ve konkordato talebiyle birlikte kabul eder veya etmez. Mahkeme konkordato talebini olumlu bulursa komiser ataması yapar. Daha sonra şirket hesaplarının kontrolü ve tarafların bir araya getirilmesi mahkemece atanan komiser tarafından yapılır. Alacaklıların yarısı veya alacak tutarının üçte ikisine sahip alacaklılar kabul ediyorsa konkordato süreci yürür.
4 Konkordatoda sıklıkla iflas kararı da çıkıyor. Başvuracak şirketler nelere dikkat etmeli? Konkordato için başvuracak şirketlerin en çok dikkat edeceği husus, sundukları ödeme planının gerçekçi, makul ve adil olmasıdır. Konkordato mekanizmasını alacaklıların önünü kesmek, alacaklılardan kendisini korumak mantığıyla değil, tüm paydaşların (borçlu-alacaklı-çalışanlar) ortak çıkarı olacak şekilde ve tüm tarafların mutabık kalacağı bir öneriyle yapılması önemli bir konudur. Özetle başvuracak şirketlerin dürüstlük kuralına uygun davranması, alacaklıları zarara uğratmak kastıyla hareket etmemesi gerekir.
5 Son 2 ayda 10’u aşkın şirketin konkordatoya başvurduğu söyleniyor. Güncel rakamlar nedir?
Ülkemiz ekonomik büyüklüğünde, 2 ayda 10 şirket büyük bir rakam değil. Bizim müşterilerimiz arasında da bu tür bir duruma rastlamadık.
6 Son dönemde “batık riski” altındaki şirket sayısı tahmini olarak nedir? Artış var mı?
Böyle bir sayı vermek çok spekülatif olur. Batık riski zaten ağır bir tabir. Ancak sıkıntıya giren, daralan şirketler mutlaka var. Özellikle belli sektörler, örneğin turizm sektöründe faaliyet gösteren şirketler, yatırımda yakalananlar çok olumsuz etkilendi. İhtiyaç duyulan önlemler ve düzenlemeler yapıldığı takdirde bu dönem atlatılabilir. Ancak bu arada doğal olarak özellikle küçük ve orta boyda birçok şirket sıkıntılı.
7 İflas erteleme, konkordato gibi “alacaklı ile uzlaşma” yöntemleri işe yarıyor mu?
Bunlar gerçekten işe yarayan mekanizmalar. Kesinlikle hukuk sistemimizde bulunması gerekir. Ancak uygulamanın amacından çıkmasına izin verilmemesi ve yargının daha bilinçli olması şart. Bizim birçok örnekte geçmişte gördüğümüz uygulama, tarafları koruma veya nefes alma imkanı yaratmak değil, kötü niyetli borçluların sistemi istismar etmesi oldu. Yargı da buna alet oldu. Böylece esasen faydalı olan bir düzenleme, borç, mal kaçırma, alacaklıların haklarına gerçek dışı planlarla engel olma yolu oldu.
8 Tüm bu sıkıntıları aşmak için bankaların reel sektörle ilişkisi nasıl düzenlenmeli?
İflas erteleme düzenlemesinin doğru uygulanması için bankaların ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin önerileri var. Bu konularda düzenleme yapılabilir. Son 5 yılda yapısal reformlarda büyük yavaşlama olduğu malum. Bu konuda reel sektör beklenti içinde. Yapılacak işler arasında bu konu da ele alınabilir.
9 Finansman sıkıntısıyla mücadelede şirketler nelere dikkat etmeli?
En kritik nokta, gerçekçi planlar ve paydaşlarla ilişkilerde dürüstlüğü elden bırakmamak. Aksi takdirde sorunu daha uzun zamana yayıp artırmaktan başka bir sonuç çıkmayacaktır.
10 En çok hangi sektörler ve hangi ölçekteki şirketler finansal risk altında? Neden?
Bazı sektörlerde plansız ve şuursuz yatırımlar yapıldı. Yatırımcılar bu konuda çok hatalı davrandı. Bu yatırımları finanse eden bankalar hataya ortak oldu. Kapasite fazlalığı yaratılan veya üretilen ürünün maliyetinde, verimlilikte sorun yaşanan temel sektörler var. Bunlara isim vermek istemiyorum. Sektör kuruluşları ve devlet bunları biliyor. Bu durumdan nasıl çıkılacağına dair birlikte çalışma yapılmalı. Bunun dışında düşük büyüme hızı olan bir ortamda, öncelikle küçük, orta boy işletmeler ve sadece iç piyasaya çalışıp ihracat becerisi olmayan işletmeler sorun riskiyle karşı karşıya.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz