"Üretim beş yıldır yerinde sayıyor"

16.11.2016 15:09:250
Paylaş Tweet Paylaş
"Üretim beş yıldır yerinde sayıyor"
1 Son dönemde Türkiye’nin sanayi performansı ne düzeyde?
Sanayimizin yıllık ortalama büyümesi, 2002-2007 arasında yüzde 8’di. Son 5 yıldaysa yüzde 4,5. Ama son iki yıldır yüzde 4’ün de altına geriledi. 2016’da da 4’ün altında kalması bekleniyor. Sanayideki net üretim hacmi 2015’te 169 milyar dolar. 2010’da ise 172 milyar dolar. Demek ki dolar bazında sanayi üretimi 5 yıldır yerinde sayıyor. Yapısal reformlarda son yıllarda yaşanan gecikme ve bunun sonucunda artan girdi maliyetleri ve dış bağımlılık, sanayimizin küresel rekabet gücünü olumsuz etkilemeye devam ediyor.
2 Son birkaç yılda “yüksek performans” gösteren sektörler hangileri? Neden?
Son 3 yılda en çok büyüme kaydeden ilk 5 sanayi sektörü yüzde 33 ile medikal ürünler, yüzde 27 ile mobilya imalatı, yüzde 25 ile motorlu taşıtlar, yüzde 21 ile petrol ürünleri ve yüzde 20 ile bilgisayar ve elektronik cihazlar. Hızlı büyüyen sektörlerde şunu görüyoruz: Kamu alımlarında yurt içi üretime avantaj tanınması ve sağlık alanında özel sektörün yatırımları medikal sektörünü olumlu etkiledi. Bankaların konut kredilerini hızlandırmaları inşaat ve mobilyaya ivme kazandırdı. Avrupa’daki toparlanma özellikle otomotive hareket getirdi.
3 Son birkaç yılda “düşük performans” gösteren sektörler hangileri?
İlk 7 ayda en çok küçülme yaşayan sektörlere bakarsak, mobilya sektörü yüzde 9, basılı medya yüzde 8, deri yüzde 6, içecek yüzde 1, dayanıklı tüketim malları üretimi yüzde 1 gerilemiş durumda. En büyük sıkıntı döviz kurlarının yukarı yönlü ve çok dalgalanması, finansmana erişimdeki sıkıntılar ve iç pazardaki talep yetersizliği. Son birkaç yılda sanayinin genel ortalamasının altında büyüyen sektörler ara malı imalatı, madencilik, enerji, tekstil, konfeksiyon, deri ve metal sanayi.
4 Bu düşük performansın ardındaki dinamikler neler?  
Giyim sektörü, Uzak Doğu kaynaklı haksız rekabeti hem iç piyasada hem ihracat pazarlarında yaşıyor. Döviz kurlarındaki yukarı gidiş, yatırıma ve dış finansmana dayalı enerji sektörünü etkiliyor. Yaşanan kazalar da madencilik sektöründe yavaşlamaya neden oluyor. 
5 Sanayi üretimindeki gelişmeler, ihracata nasıl yansıyor?
Son 3 yıldaki imalat sanayi ihracatımız 143 milyar dolardan 135 milyar dolara gerilemiş durumda. Ancak bu azalmada, Euro-dolar paritesindeki gerilemenin de etkisi var. Örneğin 2015’te ihracatımız dolar bazında yüzde 9 daralmış gözüküyor ama miktar cinsinden yüzde 2 artış var. Ayrıca 2015’te dünya ticaret hacmi de yaklaşık yüzde 12 daraldı. Buna rağmen Türkiye’nin AB’nin toplam ithalatından aldığı pay yüzde 1,2 ile tarihinin en üst seviyesine geldi. Avrupa’nın düzelmesi bizi gayet olumlu etkileyecek. AB’de her 1 puan büyüme, bizim ihracatımıza 5 puan artış olarak yansıyor. Sanayi ürünü ihracatımız azaldığı için ihracatımızın kilogram değer 2014’te 1,5 dolar/ kg iken 2015’te 1,3 dolar/kg düzeyine geriledi. Almanya veya Kore’de bu rakam 4-5 dolar arasında.
6 Döviz kurundaki değişim sanayi sektörünü nasıl etkiliyor?
Özel sektörün dış borcu 300 milyar dolar. Bunun yaklaşık 210 milyar doları uzun, 90 milyar doları kısa vadeli. Reel sektör kuruluşlarının döviz pozisyonu açığıysa 200 milyar dolar. Rakamlar büyük ama en büyük tehlike döviz kurunda ortaya çıkacak büyük dalgalanmalar. Bu olmazsa, bu borcu döndürmek pekâlâ mümkün. Kurun düzeyi de dikkate alınmalı ama asıl tehlike kurun hızla dalgalanması. Özel sektör için asıl tehlike burada.
7 Sanayici, en çok hangi risklerle karşı karşıya?
Öncelikli risk alanları vade riski, finansman riski ve kur riski. Böyle dönemlerde karşı tarafın risk analizini yapmak, kare kod gibi sicil bilgilerine ulaşabilmenin mümkün olduğu mekanizmaları kullanmak önem kazandı. Benzer durum finansman riski için de geçerli. Dünyada ve ülkemizde paranın bol ve ucuz olduğu dönem bitti. Hem işletme sermaye hem yatırım finansmanı ihtiyacını olabildiğince özkaynaklardan veya ticari finansla karşılamak, kredi kullanımını en az seviyede tutmak önemli. Döviz kazancı olmadan döviz taahhüdü altına girmemek lazım.
8 Bu risklere karşı nasıl önlemler alınmalı? Şirketler, üreticiler neler yapmalı?
Bu risklere karşı çeşitli finansman mekanizmaları var. Örneğin kur ve faiz risklerini hedge eden enstrümanlar var. Yurt dışı satışlarda Eximbank’ın kapsamlı risk sigorta paketleri mevcut. Ticari alacak sigortası gibi yurt içinde kullanılabilecek yöntemler ülkemizde de başladı. Kredi Kayıt Bürosu, müşteri riskini analiz eden risk sistemleri geliştirdi. Kare kodlu çek yılbaşından itibaren zorunlu hale geliyor. Bunları kullanarak alınacak riski önceden tespit etmek, daha doğru karar vermek mümkün.
9 Türkiye’de sanayi hak ettiği değeri görüyor mu?
Son dönemde bizleri en fazla üzen hadiselerden biri sanayicilerin esas işlerini bırakıp konut ve gayrimenkule yönelmesi. Demek ki iş ve yatırım ortamındaki problemler hala sürüyor. Öte yandan dünya yeni sanayi devrimini yani Sanayi 4.0’ı konuşuyor. Ama Türkiye bu sürece hazırlıklı değil. Bugün Türkiye, Sanayi 4.0’dan olumsuz etkilenme potansiyeli en yüksek ülkelerden biri. Rekabet gücümüzü kaybetmemek için bu değişime ayak uydurmak zorundayız. Türkiye’nin acilen yapması gereken, doğru bir sanayi politikası tasarlayıp buna uygun belli alanlarda yatırıma ve teknoloji transferine odaklanmasıdır. Ekonomide en doğurgan teknolojiler tercih edilmeli.
10 Yıl sonuna dair beklenti ve projeksiyonlarınız nedir?
Bu yıl beklemediğimiz olumsuz gelişmeler yaşandı. Hükümet değişikliği, Brexit, 15 Temmuz darbe girişimi, terör olayları gibi... 3’üncü çeyrek sanayi üretiminde bir gerileme ortaya çıkabilir. Hatta 27 çeyreklik kesintisiz büyüme çizgimiz son bulabilir. 2016’nın geneli için tahminen ekonomik büyüme yüzde 3,5, sanayideki büyüme yüzde 3 civarında kalacak. Hem iç hem dış sıkıntıları birlikte yaşıyoruz. Üstelik büyüme modelimizi değiştiremedik. Hala dış kaynağa dayalı. Bu durumda yakın vadede yüksek bir büyüme hızına ulaşmak mümkün gözükmüyor. Bu yapısal bir sorun ve yapısal sorunların da ancak yapısal çözümleri olur. Aynadaki görüntümüze kızmak yerine kendimizi nasıl değiştiririz sorusuna cevap aramalıyız.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz