SORU: 2016’nın dijital trendleri hakkında
ne düşünüyorsunuz?
Dijital pazarlamaya harcanan parada,
10 yıldan uzunca bir süredir sürekli artış olduğunu görüyoruz. Biz bu artışın,
2016’da da sürmesini bekliyoruz. Ancak
bu alanda en büyük değişiklik, statik mesajlardan videoya doğru kayış olacak
gibi görünüyor. Birlikte çalıştığımız neredeyse bütün şirketler, kendi dijital
pazarlama programlarında videoya ağırlık veriyor ve e-posta ile diğer statik
iletişim formlarından vazgeçiyorlar. Dijital
pazarlamanın hız kestiğinin sinyalleri gelmeye başladı. 2016, belki de dijital
pazarlamanın büyümeye devam ettiği son yıl olabilir. Hiçbir trend sonsuza kadar
süremez. Bu yavaşlamanın elbette nedenleri var. Bugüne kadar dijital
programlarla pazarlamada başarılı olan şirket sayısı çok az.
CEO’LAR İÇİN KISA VADELİ BAŞARI
ÖNEMLİ
SORU: Kârın artırılmasında marka
sadakatinin promosyonlardan daha önemli olduğunu düşünüyor musunuz?
Genel anlamda marka sadakati
çok daha önemlidir. Ancak kısa vadeli etkilere karşın uzun vadeli etkilerde bir
farklılık var. Kısa vadede promosyonlar, bir markanın satışlarını ve kârlılığını
marka sadakatine kıyasla daha fazla artırır. Ancak uzun vadede değil. Uzun
vadede promosyonlar, genellikle müşterinin marka algısının kuyusunu kazarak
satışları ve kârlılığı azaltır. Peki o zaman neden onca şirket
fiyat indirimlerine ve diğer türden promosyon programlarına başvuruyor? Çünkü
bu şirketlerin yönetimleri, uzun vadeli başarılara kıyasla kısa vadeli artışlarla
daha fazla ilgileniyor. Örneğin Amerika’da bir CEO’nun
ortalama görevde kalma süresi beş yıldan kısadır. Bu yüzden CEO’ların çoğunun
kendi hissedarlarını ve direktörler kurullarını memnun etmek ve dolayısıyla
işlerini kaybetmemek için kısa vadede başarılı olduklarını ispatlamaları
gerekir.
FARKLI OLMAKLA ETKİLİ OLMAK AYNI
DEĞİL
SORU: Günümüz ortamında reklam ajansları için yaratıcılık ne anlama
geliyor?
Yaratıcılığın ruhunda “farklı
olmak” yatar. Özellikle de reklam ajansları, rakipleri tarafından hazırlanan
reklamlardan daha farklı reklamlar hazırlamaya odaklanır. Bunun bir nedeni de
gerçekten farklı olan reklamların reklamcılık endüstrisinin önde gelen ticari
dergileriyle web sitelerinde çok fazla rağbet görmesidir. Bir reklam ajansının
medyada kendisinin “yaratıcılığından” sık sık bahsedilmeksizin başarılı olması
çok zordur. Günümüzde bir reklam ajansı
markası oluşturmanın bir yolu da PR’dır. Ancak farklı olmakla etkili olmak aynı
şey değil. Farklı olmak evet tüketicinin dikkatini çeker, ancak tüketicinin
zorunlu olarak o markayı satın almasına neden olmaz. Yani iyi bir pazarlama
programının özünde hem “yaratıcı” hem “heveslendirici” reklam ve dijital
kampanyaları yaratmaya çalışmak yatar. Bu hiç de kolay bir iş değildir.
CMO’LARIN ROLÜ DEĞİŞTİ Mİ?
SORU: CMO’lara (Chief Marketing
Officer/Pazarlama Direktörü) düşen yeni rol nedir? 5 yıl öncesine kıyasla herhangi
bir değişiklik var mı?
Bir CMO’nun iki rolü vardır.
Birinci rol, CMO’nun şirket içinde yaptıklarıdır. Bunun içinde hangi ürünlerin
ve hizmetlerin pazarlanacağına, hangi marka isimlerinin kullanılacağına ve
hangi pazarlama stratejilerinden faydalanılacağına karar vermek vardır. Diğer
rol ise şirket dışındadır. Bunun içinde de pazarlama kampanyaları hazırlamak
ile markanın pazarlama mesajının iletileceği medya kanallarının seçimi vardır. İnternet
ve dijital pazarlamanın yükselişiyle birlikte çok sayıda CEO, kendi
vakitlerinin ve enerjilerinin çoğunu şirket dı��ı faaliyetlere ayırıyor. Çoğu
şirkette pazarlama stratejileri geliştirme rolünü üst yönetim devralarak CMO’lara
sadece bu stratejileri bir geleneksel medya ve dijital medya karışımı
aracılığıyla uygulama görevini bırakıyor. Bizim fikrimize göre bu çok ciddi
bir sorundur. Pazarlama karmaşık ve çetrefilli bir disiplindir. Birkaç istisna
dışında (Steve Jobs dahil olmak üzere), üst yönetimde etkili pazarlama
stratejileri geliştirme becerileri veya deneyimi yoktur.
İLİŞKİSEL PAZARLAMA ŞART DEĞİL
SORU: Markalar açısından ilişkisel
pazarlamanın önemi nedir? İlişkisel pazarlamayı en iyi uygulayan şirket
örnekleri verebilir misiniz?
İlişkisel pazarlama, yeni
müşteriler kazanmaktan çok müşteri tatminini ve müşterileri elde tutmayı amaçlayan
bir pazarlama tarzı. Hiçbir şirket,
pazarlama programının tamamını ilişkisel pazarlamaya odaklayamaz. Müşteriler
yaşlanır ve ölürler. Zenginleşirler ve daha pahalı markalara yönelirler.
Fakirleşirler ve daha ucuz markalara dönerler. Bir şirketin müşterilerinin
uzunca bir zaman dilimi boyunca kendileriyle birlikte kalmamalarının çok daha
başka nedenleri de vardır. Üstelik
müşterilerin çoğunun aynı markayı satın almaya devam etmelerinin nedeni, markanın
kalitesiyle fiyatıdır. Yoksa onun ilişkisel pazarlama programı değildir. Peki her şirket ilişkisel pazarlama
yapmak zorunda mı? Elbette, o sizin mevcut müşterilerinizi elde tutmanıza
yardımcı olur. Peki ilişkisel pazarlama sizin pazarlama planınızın tek ve
vazgeçilmez bileşeni olmak zorunda mı? Hayır.
Herhangi bir pazarlama planının vazgeçilmez bileşeni yeni müşteriler kazanmak
olmalıdır.
İŞLER DE GLOBAL OLDU
SORU: Global şirketler kendi pazarlama stratejilerini nasıl yönetmeli? Yerel
stratejiler mi, yoksa tek bir global strateji mi uygulamalılar?
Yıllar önce bir şirket her
bir ülke için farklı farklı pazarlama stratejileri geliştirebilirdi. Ancak
bugün artık bu hiçbir işe yaramıyor. İşler global oldu. İnternet ve global medya
yüzünden bir ülkede yapılan anında dünyanın dört bir yanında duyuluyor. Bu
yüzden günümüzde şirketlerin markalarının her biri için global birer pazarlama
stratejisi geliştirmeleri gerekiyor. Ancak bu strateji şirketin girmek istediği
bazı ülkeler için değiştirilebilir. Örneğin marka isimlerinin bazen
farklı lisanlarda işe yaraması için değiştirilmesi gerekebilir.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?