SORU: Markalar açısından internetten satış gücünün önemi nedir?
Son 10 yıl içinde internet üzerinden perakende satış
işinin hacmi olağanüstü boyutlarda arttı. Örneğin Amazon’un son 10 yılda
gelirleri 2005 yılında 8,5 milyar dolardan 2015’de 11 kattan fazla artarak 107
milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde bizim en başarılı geleneksel
perakendecimizin (Walmart) gelirleri ise sadece yüzde 69’luk bir artışla 288
milyar dolardan 485,7 milyar dolara çıktı.
Salesforce ve diğer çok sayıda şirket bu eğilimden
faydalanmak için kendi internet sitesini kuruyor. Her ne kadar internet
üzerinden perakende satışlar çığ gibi artsa da biz Salesforce’un mağazasının
başarılı olacağını düşünmüyoruz. Salesforce burada iki hataya düşüyor.
İlk yanlışı müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) yazılımında
kullandığı marka isminin aynısını internet mağazasında da kullanması. Biz buna
“yelpazeyi genişletme tuzağı” diyoruz ve bu aslında büyük şirketlerin sık sık
yaptıkları bir hata. Büyük şirketler kendi marka isimlerinin o kadar iyi
tanındığına inanırlar ki internet üzerinde ikinci bir marka ismi yaratmak için
ekstradan para harcamaya gerek görmezler.
Bu hataya Walmart da düşmüştü. Perakende devi 2000
yılında kendi internet sitesini (Walmart.com) kurdu. 16 yıl sonrasında ise
internet üzerinden yaptığı satışlar toplam satışlarının yüzde 3’ünü bile bulamadı.
Ve Walmart büyük bir ihtimalle düşük satış hacmi yüzünden internet işinden
zarar ediyor. İki numaralı yanlış ise belirli bir ürün kategorisine odaklanmamak.
Amazon gibi lider bir şirket aklına esen her şeyi satarak başarılı olabilir.
Oysa SalesforceStore.com gibi yeni kurulmuş siteler bunu yapamaz. Internet
üzerinde kurulmuş yeni bir sitenin başarılı olabilmesi için belirli bir odağı
olması gerekir. Örneğin Zappos.com ayakkabılara odaklanmıştı. Bu site o derece
başarılı oldu ki Amazon onu tam 1,2 milyar dolar bedele satın aldı.
“HEM SAĞ HEM SOL
BEYNİNİZİ KULLANIN”
SORU: Dijital reklamcılıktan sonra yaratıcılığın
değiştiğini düşünüyor musunuz? Öyleyse neden?
2 tür düşünme tarzı var: Mantıklı düşünme ve yaratıcı
düşünme. Sonuçta herkes her ikisini de yapar. Mantıklı düşünme işini zihnimizin
kelimelerle ilgilenen tarafı olan sol beynimiz yapar. Yaratıcı düşünme işini
ise zihnimizin görsellerle ilgilenen tarafı olan sağ beynimiz yapar. Belirli
bir problemi çözmeye odaklandığınızda her ne kadar işe yaramasa da o problemi
mantıklı düşünerek çözmeye çalışırsınız. Yaratıcı düşünme ise çok farklıdır. O
sizin tarafınızdan hiçbir çaba gösterilmeksizin aniden oluverir. Ben bazen
gecenin bir yarısında uyanır ve kendimi mantıklı düşünmeyle çözemediğim bir
problemi bir anda çözüvermiş bulurum.
Dijital reklamcılıkta artık moda sözcük “büyük
veriler”dir. Biz bugün çok sayıda pazarlamacının zamanlarının ve çabalarının
aşırı bir kısmını eldeki verilerin detaylı analizine dayanan mantıklı düşünmeye
ayırdıklarını düşünüyoruz. Onlar toplantı odalarında oturuyorlar ve sağ
beyinlerine sorunu yaratıcı düşünmeyle bilinç altından çözme şansı vermeksizin
kritik kararlar alıyorlar.
Sağ beyniniz asla düşünmeden edemez. Sol beyninizi eldeki
mevcut tüm gerçeklerle doldurun ve problemi unutun. Sağ beyniniz eninde sonunda
muhakkak bir çözüm bulacaktır.
“HERKESİ
CEZBEDEMEZSİNİZ”
SORU: Bazı uzmanlar son birkaç yıldır marka
sadakatinin azaldığına inanıyor. Siz bunun doğru olduğunu düşünüyor musunuz?
Pazarlama profesyonellerinin marka sadakatini artırmak için ne yapmaları
gerekir?
Evet biz de birkaç nedenden dolayı marka sadakatinin
azaldığına inanıyoruz. Bunun önemli bir nedeni de yelpazenin genişletilmesi.
Zaman içinde neredeyse her marka piyasaya farklı tipler ve varyasyonlar
sürüyor. Örneğin Chevrolet markasına bakalım. Bu marka 1962 yılında Amerikan
otomobil pazarında yüzde 31’lik pazar payıyla ve ayrıca giriş seviyesindeki
sedan arabalarla yüzde 87’lik pazar payıyla kelimenin tam anlamıyla pazar
lideriydi. İkinci sırada olan markanın (Ford) pazar payı ise sadece yüzde 22
civarındaydı. 1962’den günümüze kadar otomobil pazarı, içinde sub-kompakt
(küçük araba), hafif ticari, jip ve spor arabanın da olduğu çok sayıda yeni
araç tipiyle genişledi.
Chevrolet ise giriş seviyesindeki sedan arabalara
odaklanmak yerine araç yelpazesini tüm bu tipleri kapsayacak şekilde
genişletti. Sonuçta bundan Chevrolet markası zarar gördü. Herkesi birden
cezbetmeye kalkarsanız hiç kimseye cazip gelmezsiniz. Mesela geçen yıl
Chevrolet’nin pazar payı sadece yüzde 12 seviyesindeydi. Chevrolet artık giriş seviyesindeki
sedan araba kategorisinde de pazar lideri değil. Toyota bu kategoride yüzde
40’lık pazar payıyla Chevrolet’nin önünde. Ayrıca Honda ile Nissan da Chevrolet’nin
sattığı kadar giriş seviyesinde sedan
araba satıyor.
Giriş seviyesindeki sedan araba pazarı 1962’den günümüze
kadar ortadan kaybolmadı. Aksine büyüdü. Oysa Chevrolet’nin giriş seviyesindeki
sedan araba pazarındaki payı dramatik boyutlarda düştü çünkü Chevrolet markası
çok sayıda başka katagoriye yayıldı.
GELECEK BELİRSİZ
SORU: Gelecek yıl pazarlamacılar ne gibi
risklerle yüzleşecek?
Britanya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılmasıyla Avrupa’da ortaya
bir karmaşa çıktı. Ortadoğu’da sürekli devam eden savaş hali yüzünden bir
karmaşa var ve Amerika’da da Beyaz Saray’ı elinde tutan siyasi partide olası
bir değişiklikle karmaşa çıkabilir. Yani artık çok sayıda pazarlamacı kendi
pazarlama harcamalarını kısmaya başlıyor. Özellikle de yeni kategorilerden
istifade eden yeni markaların lansmanından uzak duruyorlar. Çok sayıda şirket
için gelecek en iyi ihtimalle bulutlu denebilir.
“TEMEL STRATEJİYİ
KAÇIRMAYIN”
SORU: Reklam ajansları kendi yaratıcılık çıtalarını
nasıl yükseltebilir?
Bizim fikrimize göre şu anda dijital reklamcılığa aşırı
önem verilirken temel stratejiye yeterince dikkat edilmiyor. Eğer temel
stratejiniz doğru değil ise o zaman dijital reklamcılık da çok etkili
olmayacaktır. Peki temel strateji nedir? İsim, fiyat, ürün hattı, dağıtım ve
başka çok sayıda bileşen. Chevrolet birbirinden çok farklı kategorilerin
hepsinde birden varlık gösteriyor. Biz Chevrolet markasının sahibi şirket olan
General Motors’a Chevrolet’nin satışları içinde yüzde 64 payı olan kamyon-kamyonet
tarzı araçları alıp katışıksız bir “kamyon” markası olan GMC markası altında
pazarlamalarını önerirdik. General Motors aslında Chevrolet kamyonlar ile GMC
kamyonları birleştirerek kamyon pazarında lider konuma yükselebilir ve bu
sayede de reklam kampanyalarında lider olmanın avantajından faydalanabilir. Pazaryerinde
sahip olunabilecek en mükemmel avantaj liderliktir. Böylesi bir gelişme
Chevrolet’yi katışıksız bir “araba” markası haline getirir ve pazardaki
konumunu oldukça güçlendirir. Hatta belki de bu sayede giriş seviyesindeki
sedan arabalar pazarında eski lider konumlarını yeniden kazanma şansını
yakalayabilirler.
YENİ BİR KATEGORİDE
İLK MARKA OLUN
SORU: Yeni ürün lansmanları markalar tarafında
birer hayal kırıklığı olabiliyor. Bu alanda başarılı olmak için
pazarlamacıların ne yapması gerekir?
Gelecek eski markaların genişletilmiş yelpazelerinin
değil yeni markalarındır. Neredeyse tüm kategorilerde lider marka yeni bir
markadır, eskinin genişletilmiş hali değildir. IBM aslında kişisel
bilgisayarlara doğru genişletilmiş güçlü bir ana bilgisayar markasıydı. Ancak
kişisel bilgisayar pazarında lider marka ise yeni bir marka olan Dell oldu. IBM
23 yıl içinde 15 milyar dolar zarar ettikten sonra kendi kişisel bilgisayar
faaliyetlerini Çinli bir şirket olan Lenovo’ya sattı. Nokia ise kendi Nokia
markasını akıllı telefonlara doğru genişletmeye çalışan lider bir cep telefonu
markasıydı. Günümüzde Amerika’da lider akıllı telefon markası yine yeni bir
marka olan iPhone’dur. Ancak çok sayıda yeni marka sırf
yeni marka oldukları için değil ama pazar yerine geç girdikleri için başarılı
olamamaktadır.
Yeni bir markanın başarılı olabilmesinin en iyi yolu yeni
bir kategoride ilk marka olmaktan geçer. Oysa çoğu şirket bu stratejiyi
denemekte tereddüt eder. Çünkü yeni bir kategoride yeni bir markanın mevcut bir
pazarı yoktur. Ve bu doğrudur da. İşte be yüzden yeni bir markayı piyasaya
sürmek bir kumardır. Ama getirisi muazzam olabilecek bir kumardır. Dünyanın ilk
“dokunmatik ekranlı” akıllı telefonu olan iPhone’a bir bakın. Apple’ı bir anda
dünyanın en değerli şirketi haline getiren işte bu tek yeni markaydı.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?